SON DAKİKA
SON DEPREMLER

1 Mayıs Mesajları

0
Güncellendi - 2015-12-27 13:31:30
1 Mayıs Mesajları
A- A+ PAYLAŞ

1 Mayıs dolayısıyla siyasiler ve çeşitli kuruluş temsilcileri mesajlar yayınladılar. Bu arada, Malatya'da KESK öncülüğündeki sendika ve kuruluşların 1 Mayıs günü saat 12.00'den itibaren Milli Egemenlik Caddesi üst kavşağında miting yapacakları bildirildi.

Akın'ın Mesajı

Adalet ve Kalkınma Partisi Malatya Milletvekili Cemal Akın,  1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Milletvekili Akın, mesajında şunları söyledi; "Ülkemizde, huzur ve barışın, kardeşlik ve hukukun hakim olduğu bir anlayışla 100. yıl hedeflerimize doğru ilerliyoruz. Ülkemizin kalkınması ve üretken hale gelmesinde emekçilerimizin alın teri ve emeği bulunmaktadır. Emekçiler, bu toplumun en muteber kesimlerindendir ve büyük takdiri hak etmektedirler. Bizler hükümet olarak, bugüne kadar bu şuurla görev yaptık, her zaman emekçilerimizin yanında olduk. Bundan sonra da bu şuurla hareket edeceğiz. Bu duygularla Emek ve Dayanışma Günü’nün ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini dileyerek, hemşehrilerime saygı ve selamlarımı sunuyorum.” 
 
Çalık'ın Mesajı
 
Milletvekili Öznur Çalık yayınladığı mesajda şunları söyledi; 
 

"Ülkemizde 1 Mayıslar, ilk kez 1909’dan itibaren kutlanmaya başlanmış ve 12 Eylül ihtilal döneminde resmi tatil olmaktan çıkarılmıştır. Alın teri ve emeğe saygının sembolü olan bu köklü gelenek, 22 Nisan 2009 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen ve 27 Nisan 2009 Pazartesi günü Resmi Gazete’ de yayınlanarak yürürlüğe giren 5892 sayılı yasayla resmi tatil olarak belirlenmiş ve ‘Emek ve Dayanışma Bayramı’ olarak ilan edilmiştir.
 
Sendikalar, demokrasinin, demokratik ortamın ürünü olan kuruluşlardır. Ortam demokratikleştiği zaman sendikal faaliyet gelişmiş, yaygınlaşmış ve hızlanmıştır. Hükümetimiz, sivil toplumun önünü açmayı, sivil inisiyatifin demokratik süreçlere katılmasını her zaman önemsemiş; çalışma hayatının standartlarını yükselten birçok yasal düzenlemeyi gerçekleştirmiştir. Yasal düzenlemelerin getirdiği olumlu hava çalışma hayatına da yansımıştır.
 
Yıllardır Türkiye’de kavga, şiddet ve korkuyla anılan 1 Mayıslar, artık AK Partiyle birlikte, Emek ve Dayanışma Günü adı altında; ekmek, barış, hak ve onur mücadelesi olarak kutlanmaktadır.
 
1 Mayıs’ın çatışma ve gerginlik sarmalından kurtarılmasını sağlayan; koltuklarına kurulmuş gerginlikten ve çatışmalardan beslenmeye çalışan muhalefetin aksine; işçi kardeşlerimiz olmuştur. Bu yıl yine coşku ve neşeyle meydanları dolduracak tüm çalışanlarımızın Emek ve Dayanışma Günü'nü kutluyor, tüm işçi sendikalarına gösterecekleri sağduyu için şimdiden teşekkür ediyorum."
 
CHP'nin Mesajı
 
Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Enver Kiraz'ın 1 Mayıs mesajı şöyle:
 
"1 Mayıs İşçi Bayramı Dünya çapında ve ülkemizde işçinin, emekçinin, köylünün, işsizlerin ve bütün ezilenlerin bayramı olarak her yıl kutlanmaktadır. 
 
1 Mayıs işçinin, emekçinin hak arama mücadelesinin adıdır. 
 
Yıllardır gaz bombası, biber gazı, tazyikli ve boyalı suya rağmen mücadeleden vazgeçmemenin adıdır. Direne, direne hakları kazanmanın adıdır.
 
Tarih içerisinde dönem dönem kutlamaların yasaklandığı, dönem dönem isminin değiştirilmek istendiği, dönem dönem alanların kapatıldığı, ama her yasağın sonunda emekçilerin direnişine yasakların dayanmamasının adıdır.
 
1977 yılında Taksim’de işçilerin üzerine ateş açılması sonucunda  34 kişinin öldüğü tarihe kanlı 1 Mayıs olarak geçen ama emekçinin bu acılara rağmen yılmamasının adıdır. 
 
Yine 1996 yılında yapılan kutlamalar esnasında 3 kişinin hayatını kaybettiği emekçinin hakları için, ekmeği için, yarınları için, özgürlüğü için mücadeleden vazgeçmemesinin adıdır. 
 
1 Mayıs’ın adı işçi bayramıdır. Ama bu bayramın tarihi önemli sıkıntılar yaşamıştır. 
 
Günümüzde ise işçinin örgütlü gücüne karşı küresel bir saldırı devam etmekte bunun sonucunda sendikacılık oranı çok ciddi şekilde düşmüştür. 
 
Ayrıca taşeronlaşmanın sonucu olarak özel sektörde bir çok çalışan iş güvencesi olmadan , örgütlenemeden, hak talep edemeden, sosyal hakları olmadan, çok düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır.
 
Çalışan emekçilerimizin durumunun hiç iç açıcı olmadığı açıkça ortadadır. Bir çok insan ne zaman işten çıkarılacağının ve evine ekmek götüremeyeceğinin kabusunu yaşıyor. 
 
İşsizlik rakamları dev boyutlara ulaşmıştır. Üniversite mezunlarında dahi ciddi boyutlarda bir işsizlik söz konusudur.
 
İşsizliğin hükümetin açıkladığı rakamlardan çok yüksek oranda olduğunu biliyoruz. Bu oran her gün artıyor. Bunun ekonomik ve sosyal sonuçlarının çok endişe vereci olacağı biliniyor.
Biz CHP olarak işçilerimizi, emekçilerimizi ve tüm halk kesimlerini kendi bayramlarını coşku ile kutlamaya , böylece de EMEK mücadelesine katkıda bulunmaya çağırıyoruz. 
 
1 Mayıs’ta alanlardayız. 
Milletvekilimizin de katılımıyla 1  Mayıs’ta saat 11:00’de parti binası önünde toplanıyoruz.
 
Tüm halkımızı davet ediyor, tüm emekçilerin ve halkımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününü kutluyorum."
 
Tunçdemir'in Mesajı
 

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Yönetim Kurulu Üyesi, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi Ali Ekber Tunçdemir ise mesajında şunları belirtti; 
 
1 Mayıs, ülkemizde, çeşitli tarihlerde, zaman, zaman, gerginlik ve kavga günleri olarak anılırken, 1 Mayıs ‘ın  İşçi Bayramı olmasının üzerinden 123 yıl geçmiş olmasına karşın ülkemizde  1922’ lerde , 1923’ lerde “amele bayramı” olarak kutlanan 1935 ‘te “bahar” a dönüşen bayram bazı zaman dilimlerinde de bahar bayramı gibi pikniğe gidilip eğlenilecek bir gün haline getirilmeye çalışıldı.1 Mayıs, ne bir kavga zemini ne de kırlarda eğlenerek piknik yapılacak bir gündür. 1 Mayıs, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma gününün adıdır; 1 Mayıs, işçi bayramıdır. Emeğiyle geçinenlerin evrensel ölçütlerde çalışma koşullarının iyileştirilmesi, toplumsal ve ekonomik alanda yaşam düzeylerinin yükseltilmesi, toplu sözleşme, ücretli izin, sağlıklı çalışma koşullarının geliştirilmesine ilişkin haklarına kavuşmalarının kutlandığı gündür. Emeğiyle geçinen halkımıza kutlu olsun.
 
1 Mayısın tarihine kısaca bakacak olursak, hepimizin yakından bildiği gibi, 19 uncu Yüzyılda çalışma koşulları son derece ağır. İşçiler, günde -kadınlar ve çocuklar dahil- 15-16 saate varan çalışma sürelerine maruz kalıyorlar ve evlerine gitmek yerine, fabrikalarının bir köşesinde uyuyarak dinlenip, ertesi gün yine işlerine gidiyorlardı. Bıçak kemiğe dayandıktan sonra, 1886 yılının 1 Mayısında, 15-16 saatlik çalışma sürelerine dayanamayan 80 000 işçi sokağa döküldü; talepleri 8 saatlik işgünüydü. Tabiî, pek çok ülkede olduğu gibi, orada da, olaylar provokasyonla sonuçlandırıldı; 6 işçi öldü, daha sonra, bu olaylara bağlı olarak, 4 işçi önderi de idama mahkûm oldu ve idam edildi. Bunun üzerine, olaylar yaygınlaştı, gelişti ve 1889 yılında, İkinci Enternasyonal toplantısında, işçilerin 8 saatlik işgünü talebinin anısına, mücadelelerinin anısına, 1 Mayıs, Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olarak kabul edildi. 1 Mayısın kısa öyküsü, dünyada bu.
 
Bugün, bütün dünyada, 1 Mayıs, işçilerin ve diğer tüm emekçilerin demokratik hak ve özgürlüklerini,  taleplerini gündeme getirdikleri, özel bir gün haline geldi. 1 Mayısın tarihi, eğer iyi bakılacak olursa, emeğiyle geçinen, alın teriyle geçinen işçilerin mücadelelerinin tarihidir. Dünyanın pek çok ülkesinde, 1 Mayıslarda talep edilen hakların büyük bir bölümü yaşama geçerken, ne yazık ki, ülkemizde, durum istenilen noktaya gelebilmiş değildir.      .
 
1 Mayıs’ın önderleri sendikalardır.  1 Mayıs 2012 Salı günü yapılacak eylemlerde sendikaların dile getireceği söylemler çok önem taşımaktadır. Sendikaların çağrıları ve kürsüdeki söylemleri ya emperyalizme karşı olacak yani emekten yana olacak ya da bilerek veya bilmeyerek emperyalizme destek verecektir.
 
Son yıllarda sendikalarımızın ülkemizdeki ve bölgemizdeki olaylarla ilgili söylemleri pek de olumlu değildir. 1 Mayıs 2012 günü kürsülerde gerçekler dile getirilmezse, emeği ile geçinenlere karşı saldırıların daha da artacağı kesindir.
 
1 Mayıs 2012 Salı günü sendikalar; ülkemizin Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinde yaşanan sorunların etnik bir sorun olmadığını, sorunun sınıfsal olduğunu artık söylemek zorundadır. Bölgede yaşanan sorunun kaynağı toprak ağaları ve tarikat şeyhleridir. ABD emperyalizmi ile işbirliği yapan ağa ve şeyhlerin tasfiye edilmesi ve toprak reformunun zorunluluğunun dile getirilmesi tarihsel bir görevdir. Sendikalarımız Güneydoğu’ya ABD emperyalizmi ve yerli işbirlikçilerinin baktığı gibi bakmamalıdır.
 
Son günlerde ABD emperyalizmin oynadığı böl ve parçala oyunu kapımıza dayanmıştır. Komşumuz Suriye ve İran ile savaşa götürülerek hem Suriye, İran hem de Türkiye’yi paramparça etmek istenmektedir. Bu oyuna dur diyecek önderler sendikalarımız olmalıdır.
 
Türkiye bağımsızlığını kaybetmemelidir. Unutulmamalıdır ki; bağımsız ülkelerde demokrasi olur ve demokrasinin olduğu yerlerde emek mücadelesi başarıya ulaşır. 1 Mayıs 2012 Salı günü sendikalarımız; 1 Mayıs’ın mücadele ve birlik günü olduğunu ve Tam Bağımsız Türkiye olmadan emek mücadelesinin olamayacağını haykırmak zorundadırlar. Tüm sendikalarımıza ve emeği ile geçinenlere çağrımız; kürsülerde tam bağımsız Türkiye için gerçekleri halkımızla paylaşmaya davet ediyoruz.
 
Yaşamını emeğiyle, alın teriyle, kışın tarlada, dağda, bayırda, yağmurda, karda, yazın tarlada, güneş altında, fabrikada onurla ulusal ekonomiye büyük katkı sağlayarak, demokrasimizin, cumhuriyetimizin, ulusal birlik ve bütünlüğümüzün belkemiğini oluşturan halkımızın sorunlarının çözüme kavuşturulması en başta ele alınmasını, emeğin karşılığının adaletli bir biçimde değerlendirilmesi gerekmektedir.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız