SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'100 Milyoncuk İstiyoruz!'

A- A+ PAYLAŞ

CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu, TBMM'de TMO ile ilgili yasa tasarısı görüşülürken, "kayısı için minicik 100 milyoncuk" istedi! Aslanoğlu, ayrıca Bakan Yılmaz'a Kalkınma Ajansı'nı da sordu.

ÖNCE TEKLİF, SONRA KONUŞMA..
TBMM tutanaklarına göre, Aslanoğlu'nun kayısı için ödenek ayrılması talebine ilişkin önergesi ve konuşması şöyle:

"Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 386 sıra sayılı yasa tasarısının geçici 21. maddesinin sonuna aşağıdaki ibarenin eklenmesini arz ederim.
Saygılarımızla.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Bu finansmanın 100 milyon TL'lik kısmı kayısı alımı için kullanılır.
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)- Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) - En aykırı önerge, bizim önergeydi aslında çünkü tamamının değiştirilmesini öngörüyor.
BAŞKAN - İşlem doğruymuş efendim, tartıştılar.
Kim konuşacak efendim?
Sayın Aslanoğlu, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın milletvekilleri, Sayın Başkan; hepinize saygılar sunuyorum.

Toprak Mahsulleri Ofisi Türkiye'de tüm tarım ürünlerinin desteklenmesi için kurulmuş bir kurumdur, doğru mu arkadaşlar? Görev tanımında, Türkiye'de tüm tarım ürünlerinin desteklenmesi için…

Değerli arkadaşlarım, burada Toprak Mahsulleri Ofisi, tabii, fındığa destek olsun, fındık fiyatları ülkemiz açısından çok iyi bir… Fındık fiyatlarını korumak, kollamak amacıyla… Biz ona çok saygı duyarız, hiç…

Karadeniz çiftçisinin emeğine, onun alın terine çok saygı duyarız ama yeter ki şu daha 2004'teki don olayından kalan Karadeniz çiftçisine o hasar bedelleri de ödensin, yüzde 35'i daha duruyor, daha yüzde 35'i duruyor. 2004, 2009… Karadeniz çiftçisinin hasar bedeli olarak don olayından daha yüzde 35 alacağı duruyor altı yıldır.

Değerli arkadaşlarım, biz FİSKOBİRLİK'in her ürününe, üzüme de, patatese de, ülkenin ekonomik kaynağına destek olmak ve fiyat istikrarını sağlamak için destek olmasını istiyoruz. Toprak Mahsullerinin görev tanımı buna müsait.
MEHMET ÇERÇİ (Manisa) - Kayısı, kayısı!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlarım, bir dakika… Üzüme de destek olsun diyorum, fındığa da olsun, patatese de… Ama biz burada minnacık hakkımızı istiyoruz, minnacık. Bakın, 2,6 milyar -dikkatinizi çekiyorum arkadaşlar- borçlanma yetkisi istiyor, 2,6 milyar. Nereye? Buğdaya, fındığa. Bir de demin Sayın Öztrak Toprak Mahsulleri Ofisinin borcunun bugüne kadar nereye geldiğini söyledi. Biz, minicik, 100 milyon istiyoruz sizden. Bu hakkımızı verin. Biz, kayısı fiyatlarının… Bize 100 milyoncuk yeter. Biz fazla istemiyoruz. Fındığa 1 milyar verin, 2 milyar verin, 5 milyar verin, hiç… Arkadaşlar, bize 100 milyon yeter, 100 milyon. Kayısı fiyatlarının oluşmasında, dünyada kayısı fiyatlarının dengelenmesinde dışarıdaki üç tane yabancının -altını çiziyorum- kayısı fiyatlarımızı belirleme hakkını elinden alın. Biz, yılda 300 milyon dolara kayısı ihraç ediyoruz ve maalesef acıdır, bunu söylüyorum acıdır, aynı şey fındıkta var. Dışarıda oturan üç tane Hans efendi, bunların parası yok diyor, nasılsa bunlar birbirine düşer, nasılsa çiftçi satmak zorunda ve kayısı fiyatlarını dışarıdaki üç tane Hans efendi belirliyor. Onun için, Toprak Mahsulleri 100 milyon bir bedelle bu yıl kayısı fiyatlarını dengelemek için piyasaya girdiğinde kayısı fiyatlarının fiyat olarak dışarıya karşı çok güçlü duruma gelir.

Biz burada hakkımızı istiyoruz. Büyük para istemiyoruz. Üzüme, Manisa'ya verin, Aydın'a verin, İzmir'e verin ama Toprak Mahsulleri, Türkiye'nin Toprak Mahsulleriyse, Toprak Mahsulleri bu ülkedeki tarım ürünlerini desteklemek görevi varsa, böyle bir görev ve zorunluluğu varsa, öyle sadece tahıl ve sadece Toprak Mahsulleri fındığa destek veremez arkadaşlar. O zaman kimsenin hakkını da yemeyin.

Burada minicik, 100 milyoncuk bir para istiyoruz. Bu hakkımızı verin. Biz büyük para istemiyoruz. Fındığa verin, üzüme verin, her yere verin, ne veriyorsanız verin ama 100 milyonluk bir dilim bizim kayısı fiyatlarının 2 misline yani şu anda ihraç fiyatının ikiye katlanmasında mutlak bir yarar sağlayacaktır.

Arkadaşlarım, hangi ilimizin bu ülkedeki katma değer üreten hangi ürünümüz varsa o ürüne destek olalım ama hakkımızı yemeyin.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir."

* KALKINMA AJANSLARI KONUSU
Bu arada Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu Kalkınma Ajansları’ndan birinin Malatya’ya kurulup kurulmayacağına ilişkin olarak ta Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz’a sözlü soru yöneltti.

Aslanoğlu’nun bu konuda Bakan Yılmaz’a sorusu ve Bakan Yılmaz’ın yanıtına ilişkin olarak ta TBMM tutanaklarına gecen konuşmalar şöyle :

"FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Bakan, Kalkınma Ajanslarının kurulacağı merkezler ne zaman ilan edilecek? Burada objektif kriterleriniz nedir? Bu Ajansların kurulacağı illerdeki merkezde ilin olanaklarını dikkate alacak mısınız, yoksa siyasi mi davranacaksınız?
İki, devlete borcunu ödemek isteyen, vergi ve sigorta borcunu olanaksızlıklar nedeniyle ödeyemeyen insanlara "Sadece ve sadece bu krediden yararlanıp ben vergimi ödemek istiyorum, sigortamı ödemek istiyorum belli bir vadede, üç yıl vadede." diyen, haykıran insanlara yarın ne cevap vereceksiniz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu.
Buyurunuz Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Susam'ın belirttiği husus da… Tabii ki KOBİ'lerimizi, küçük işletmelerimizi hiçbir şekilde, az önce ifade edildiği gibi görmemiz mümkün değil. Ben sadece, ondan düşük işletmeleri mikro işletme gibi görebileceğimizi, bunun operasyonel sıkıntılar doğurduğunu… Zaten Hükûmetten Meclise gelen tasarıda da 10'la 250 arasındaydı. Ona Genel Kurulda geri dönülmüş oldu.

Onun ötesinde, hiçbir kasıt olması mümkün değil zaten. Yani o şekilde anlaşılmasından da üzüldüm doğrusu. Hiçbir şekilde öyle bir kasıt söz konusu olamaz ama operasyonel anlamda güçlükleri olabilir, izleme güçlükleri olabilir. Bu da sayının getirdiği son derece doğal, matematiksel bir durum.

Sayın Tütüncü "Bu 1 milyarla 10 milyar nasıl yapılabilirdi?" diye sordu, yani "1 milyarlık kamu kaynağı koyuyoruz, sonuçta 10 milyarlık kredi hacmi oluşturuyoruz…"

Temerrüt oranının yüzde 10 civarında olacağı tahminiyle yapılıyor bu. Dolayısıyla bu, temelde bir varsayım tabii fakat geçmiş deneyimlerimizden, şüphesiz, hareketle ortaya konmuş bir varsayım. Sonuçta biz bunu bütçeden alıp doğrudan bankacılık sistemine vermeyeceğiz. Bu olay gerçekleştikçe, vuku buldukça peyderpey aktarılacak bir kaynak. Yani temelde geçmiş deneyimlerimize dayalı, temerrüt oranını esas alarak oluşturduğumuz bir tahmin. Aşağı yukarı 10 milyar civarında bir kaldıraç etkisi oluşturacağını düşünüyoruz.

"Takibe düşmüş borçlu sayısı…" "Anadolu Yaklaşımı'ndan kaç KOBİ yararlandı?" Onlar şu anda elimin altında yok doğrusu. Eğer müsaade ederseniz, arkadaşlarımız yazılı olarak size bu sayıları aktarsınlar, versinler.

Sayın Aslanoğlu, kalkınma ajanslarıyla ilgili sorular sordu. Tabii, doğrudan bu kanunun konusu değil ama benimle ilgili bir şey olduğu için cevap vermeye çalışayım. "Ne zaman ilan edilecek kalkınma ajansları?" dediniz. Şimdi, 26 tane tüm Türkiye için kurulacak ajans var. Bunlardan 2 tanesi pilot olarak kurulmuştu biliyorsunuz, 1'i İzmir'e 1'i Adana-Mersin bölgemize. Geriye kalan 8 bölgemiz için de ayrıca Bakanlar Kurulu kararı çıkmıştı. Dolayısıyla geriye 16 tane bölgemiz kalıyor. O bölgelerimizle ilgili hazırlıklarımızı da biz aşağı yukarı tamamlamak üzereyiz. Yani çok net bir tarih vermem mümkün değil ama kısa süre içinde…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - 8 bölgenin merkezi… 8 bölge, hangi il olacağı şu anda…
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Devamla) - Şimdi, orada da, şunu söyleyeyim Sayın Aslanoğlu: Buraları DSİ'nin, Karayollarının bölge müdürlükleriyle karıştırmayın. Gerçekten, merkezin nerede olduğu hiç önemli değil. İsterseniz gelin bir gün yapısını da birlikte ortaya koyalım. Karar alma sürecinde illerimiz tamamen eşit. Yararlanma açısından hiçbir sıkıntı yok iller arasında.
Fakat bu Karayolları ve DSİ tecrübesinden dolayı bu merkezi herkes çok fazla önemsiyor. Emin olun, hiç o kadar önemli değil. Sadece bir bina bir ilimizde yer alacak, ama bütün iller bundan faydalanacaklar. Nasıl belirlenecek merkez? Kanuna göre Bakanlar Kurulumuz belirliyor merkezi, Bakanlar Kurulumuzun kararı. İşte orada çok çeşitli, her bölgenin kendine özgü kriterleri olabilir. İşte üniversite öğrenci sayısından girişimci sayısına, ulaşılabilirlikten kent ortamına kadar çok çeşitli her bölge için farklı şeyler düşünülebilir. Fakat tekrar altını çizmek istiyorum. Emin olun, bu yapılarda merkezin hangi ilde olduğu hiç önemli değil. Bütün yöreye hizmet edecek şekilde çok dikkatli tasarlanmış bir yapı. Başkanlık da zaten valilerimiz arasında rotasyonla, yani bir sene bir ilimizin valisi başkansa, ertesi sene başka ilimizin valisi; öyle farklı bir yapımız da var. Mesela Urfa-Diyarbakır bir bölge. Merkez Diyarbakır'da; ama bir sene Urfa Valimiz, bir sene Diyarbakır Valimiz Başkanlığını yapacak oradaki Kalkınma Ajansının.

Şimdi diğer konu da bu "alacakları olan KOBİ'ler" dediniz. O konular, dediğim gibi, bu kanun çerçevesinde düzenlenmiyor. Bakanlar Kurulu usul ve esasları belirleyecek. Borcunu taksitlendirmiş olanlar için nasıl bir değerlendirme yapar bürokrasimiz, Bakanlar Kurulumuz, onu görürüz. Ama bu fikirleriniz elbette dikkate alınır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan. "

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız