SON DAKİKA
SON DEPREMLER

11 Şehir İçin 'Kırmızı Alarm' !

A- A+ PAYLAŞ

Meclis Deprem Komisyonu’ndan ürkütücü rapor... 17 Ağustos 1999'daki Marmara Depremi'nin 11'inci yıldönümünde Meclis Deprem Komisyonu tüyler ürperten bir rapor hazırladı.

17 bin insanımızı kaybettiğimiz korkunç yıkımın ardından gerekli adımlar atılmadı. Türkiye'nin yüzde 70'inin yaşadığı 11 kent büyük deprem riski altında...

11 ŞEHİR BÜYÜK TEHLİKE ALTINDA

Meclis Deprem Komisyonu'nun raporuna göre İstanbul başta olmak üzere Türkiye nüfusunun yüzde 70'nin yaşadığı 11 şehir büyük deprem tehlikesi altında bulunuyor.

Komisyona bilgi veren Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feyzi Bingöl, Malatya, Elâzığ, Bingöl ve Kahramanmaraş'ın da tehdit altında olduğunu açıkladı. Bingöl, "Sismik boşluk dedikleri boşluklar bu bölgelerde çok önemli" dedi. ODTÜ'den Prof. Dr. Polat Gülkan da şunları söyledi: "Topun ağzında olan başka yerler de var. Bursa'dan kimse söz etmiyor. İzmir kimsenin aklına gelmiyor. Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş diğer tehlike altındaki şehirler. Denizli, geçmişte büyük depremlere sahne oldu. Bolu deprem geçirdi ama yüz sene sonra oradaki tehlike de artacak."

TSUNAMİ UYARISI

Prof.Dr. Naci Görür, komisyonda Bursa'nın Mudanya ve Gemlik ilçelerine dikkat çekti. Görür "Mudanya'da 500 senedir deprem yok. Şimdi büyük bir risk söz konusu. Gemlik Körfezi'den geçen fay da 500 senedir kırılmamış" diye konuştu. Görür, Marmara'da tsunami olabileceğini belirtti. Deprem uzmanı Oğuz Gündoğdu da 'tsunami' uyarısı yaptı. Gündoğdu, Girit civarındaki dalma batma zonundan çok büyük depremler olabileceği ihtimaline değinerek burada tsunaminin gerçekleşebileceğini aktardı.

DEPREM ODASI ÖNERİSİ

Deprem Komisyonu Üyesi ve AK Parti Düzce Milletvekili Metin Kaşıkoğlu, depremden korunmak için 'deprem odası' önerisinde bulundu. Kaşıkoğlu, her konuta bu odalardan yapılmasının gerekli olduğunu vurguladı. Kaşıkoğlu, dünyada bunun örnekleri olduğunu kaydetti. Kocaeli Üniversitesi'nden Prof. Dr. Şerif Barış erken uyarı sisteminin önemine dikkat çekti. Barış, "Erken uyarı sistemi, depremde yıkıcı dalgalar gelmeden önelme almamızı sağlayacaktır" ifadesini kullandı.

FATİH CAMİİ YIKILABİLİR

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, İstanbul'da 7 şiddetinde bir depremin olabileceğine işaret etti. Bu depremde tarihi Fatih Camii'nin yıkılabileceğini bildiren Erdik şöyle devam etti: "Her ne kadar 1999 depremi İstanbul'a 100-110 kilometre uzaktaysa da İstanbul'daki tarihî yapılar hasar gördü. Fatih Camii de bundan etkilendi. Fatih Camii'nin yeri çok özel bir yerdir, plastik killerden oluşan bir tepedir ve deprem hareketlerini maalesef çok büyütür. Onun yerinde bulunan Havariler Kilisesi 358 tarihinde yapıldı ve depremde yıkıldı. 1010'da yeniden yapıldı. Fatih zamanında 1509'da yapılan cami yıkıldı ve 1609'da yeniden inşa edildi. Cami 1754'te, 1766'da iki kez hasar gördü. 1894'te ve 1999'da yeniden sarsıldı. Bu caminin bundan sonra olacak depremi karşılayabilecek bir takati kalmadı."

İşte o iller:

** İstanbul

** Malatya

** Elâzığ

** Bingöl

** Kahramanmaraş

** Bursa

** İzmir

** Adıyaman

** Denizli

** Bolu

** Erzincan

Komisyon üyesinden öneri

Deprem Araştırma Komisyonu'nun tespitlerine göre deprem olma ihtimali yüksek iller arasında İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Bursa, İzmir, Balıkesir, Denizli, Adıyaman, Malatya, Elazığ ve Erzincan'ın olduğu belirlendi. Raporda "Ülke topraklarımızın yüzde 66'sı 1. ve 2. derece deprem bölgesinde bulunmaktadır. Nüfusu bir milyonun üzerindeki 11 büyük kentimiz de dahil olmak üzere, ülke nüfusunun yüzde 70'nin ve büyük sanayi tesislerinin yüzde 75'nin kurulmuş bulunduğu bu bölgelerde, her an büyük bir deprem olma olasılığı yüksektir. Bu bağlamda, Deprem Gerçeği bir yaşam tarzı oluşturmaktadır" ifadelerine yer verildi.

MÜTEAHHİTLERDEN SERZENİŞ
Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu Başkanı Tahir Tellioğlu, depremde can ve mal kayıplarının en önemli nedeni olan yapı kalitesizliğini iyileştirme ve müteahhitlik mesleğini disiplinize etme anlamında karınca boyu yol alınamadığını savundu.

Tellioğlu, "1999'da bir günde müteahhit olunabiliyordu. Bugün de değişen bir şey yok" dedi. Tellioğlu, Yapı Denetim Kanunu'nun Türkiye'de sadece 19 ilde uygulandığını, bu illerin Türkiye'nin deprem riski haritasına göre belirlenmediğini öne sürdü.

YIKILAN HAYALLER
Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde yıkılan evlerinin enkazından yaralı olarak çıkarılan Nilgün Karamel, 6 yaşındayken 17 ağustos 1999'daki Marmara depreminde kaybolan kızını 11 yıldır bitmeyen bir umutla arıyor. Karamel, Kavaklı Mahallesi'nde evlerinin bulunduğu binanın Marmara depreminde yıkıldığını, kendisinin yaklaşık 12, eşinin ise 14 saat sonra enkazdan yaralı olarak çıkarıldığını söyledi. Hastanede bilinci yerine gediğinde ilk olarak kızı Gözde'yi sorduğunu ancak kimsenin kendisine cevap veremediğini ifade eden Karamel, hastaneden taburcu olduğunda ise Gölcük'e dönerek kızını aramaya başladığını anlattı. Karamel, o dönem yakınlarıyla birlikte yaptıkları aramalarda herhangi bir sonuca ulaşamadıklarını ifade etti. Acılı anne, "Yıllardır ağlıyorum. Kızımın ölüsünü ya da kendisini istiyorum" diye gözyaşı döktü. "Kızımın hastaneye götürüldüğünü biliyorum" diyen Karamel, ancak kayıtlarda kızına dair hiçbir bilgiye ulaşamadığını sözlerine ekledi.

'Ölümü beklerken hayata tutundum'
Marmara depreminde 3 saat enkaz altında kaldıktan sonra ağır yaralı olarak kurtarılan Nagihan Çamur, depremde annesi ve erkek kardeşini kaybetti. Kendisi ise omurilik felci olmasına rağmen hayatın zorluklarıyla mücadele etme kararı aldı.

Çamur, "Ölümü bekliyordum. Evden dışarıya hiç çıkmak istemedim ama 2 yıldan sonra hayata daha farklı bakmam gerektiğine inandım. En azından kendime yetebilmek için mücadele ettim. Çok şükür bugünlerdeyim" dedi. Ev dışında bazı seminer ve konferanslara katıldığını belirten Çamur, internette zaman geçirdiğini ve iş aradığını belirtti.

SEVDİĞİM ADAM BAŞKASIYLA EVLENDİ
Kocaeli'de 17 Ağustos Marmara depreminde yıkılan evlerinin enkazı altında kalan Şükran Salas, omuriliği zedelendiği için 11 yıldır yatağa mahkum yaşıyor. Yaklaşık 18 saat süren çalışmaların sonunda anne İslim Salas hafif, o tarihte 26 yaşında olan kızı Şükran Salas ise ağır yaralı olarak kurtarıldı. Beton kütlelerinin altında kalan 20 yaşındaki Fatoş Salas ise hayatını kaybetti. Şükran Salas'ın boyundan aşağısı felç oldu. Üniversite öğrencisi kardeşi Fatoş'un yanı başında hayatını kaybettiğini söyleyen Salas, "Deprem olmasaydı üç gün sonra evleneceğim kişinin ailesi istemeye gelecekti. Ben sakat kalınca o kişi de başkasıyla evlenmiş" diyerek yüreğindeki acıyı anlattı. Şimdi en büyük zevkinin camdan dışarı bakmak olduğunu ifade eden Şükran Salas sözlerine şöyle devam etti: "Nasıl güzeldim... Şimdi dışarı bile çıkamıyorum. Denizi göremiyorum, deniz kokusunu, yürümeyi, çiğ köfte yoğurmayı, et yemeyi çok özledim. Eskiden yürüdüğüm yerleri hayal ediyorum."(Bugün)

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız