12 Eylül Darbesi'nin yıldönümü dolayısıyla yapılan açıklamalarda, 12 Eylül'le yüzleşilemediği, hesaplaşılamadığı iddia edildi.
CHP İL BAŞKANI..
Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Enver Kiraz, yaptığı açıklamada, "Bugün ,siyasi istikrarsızlık, güvenlik sorunları, ekonomik bunalım sebepleri bahane gösterilerek gerçekleştirilen 12 Eylül darbesinin 34. Yıldönümü. 12 Eylül 1980’de gerçekleştirilen askeri darbe halkın iradesine vurulmuş bir darbedir.
Darbe sonrasında aydınlar, eğitimciler, sanatçılar, gazeteciler, öğrenciler bilim yuvaları suçlu ilan edilmiş 50 kişi asılmış, binlerce kişi tutuklanmış, milyonlarca kişi fişlenmiştir.
AKP Hükümeti meydanlarda 12 Eylül darbesiyle hesaplaşacakları naraları atıp, referandumda oy isterken bizler AKP’nin halkı yalanlarıyla kandırmak istediğini haykırdık. O gün de, bu gün de AKP’nin 12 Eylül’le hesaplaşmasının mümkün olmadığını ifade ediyoruz. AKP, 12 Eylül’le nasıl yüzleşsin? Nasıl hesaplaşsın? 12 Eylül’ün ürünü olan bir siyasi partinin 12 Eylülle hesaplaşmasını beklemek anlamsız olur.
Bugün ülkemizde yaşanılan anti demokratik uygulamalar, insan hakları ihlalleri, hak arama mücadelesine karşı yapılan sert müdahaleler, AKP’nin 12 Eylülle hesaplaştığının değil, 12 Eylül’ün anlayışını devam ettirdiğinin göstergesidir.
Cumhuriyet Halk Partisi, bütün darbelerde olduğu gibi 12 Eylül 1980 darbesinde de en fazla bedel ödeyen siyasi harekettir.12 Eylül’ün ardından partimiz kapatılarak mallarına el konulmuş, bir çok parti yetkilimiz tutuklanmış, siyasi yasaklarla karşı karşıya bırakılmıştır.
34 yıl önce siyasi bedeller ödeyerek günümüze gelen , Türkiye’nin demokrasi kalesi CHP , bugün de genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde darbelerin bütün izleriyle silinmesi için, gerçek anlamda demokrasiyi ve özgürlükleri hayata geçirmek için mücadelesine devam ediyor. Bundan sonra da mücadelesine devam edecektir."dedi.
MAZLUM-DER..
İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Malatya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Salih Günen, 12 Eylül anayasasının biran önce değiştirilmesi gerektiğini bildirdi.
Dernek binasında, MAZLUMDER Malatya Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri Bahattin Anıl ve Mehmet Karaman’la birlikte 12 Eylül 1980 askeri darbesinin yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yapan MAZLUMDER Malatya Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Salih Günen, “12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden bugün itibari ile 34 yıl geçti. Geçen hu 34 yıl içerisinde askeri darbenin toplumsal/siyasal/ekonomik kalıntılarının halen mevcudiyetini koruyor olması bu topraklarda yaşayan herkes için zulmün de devam ettiğinin açık göstergesi olarak görülmelidir. Türkiye toplumu 12 Eylül askeri darbesi ile tam manası il yüzleşememiştir. Geçmiş ile hesaplaşmanın "geçmişi görmezden gelerek" yapılamayacağı açıktır. Ancak bu pratik, geçen yıllar içinde bütün toplum kesimlerinin zımnen kabul ettiği bir gerçeğe dönüşmüştür” ifadelerini kullandı.
“12 Eylül Askeri darbesini yapanların yargılanması umut verici ancak yetersizdir. Darbe yapıcıların isimleri halen ülkenin çeşitli eğitim kurumlarında ve şehirlerin cadde, meydan ve sokaklarında yaşatılmaktadır. Bizim talebimiz ve olması gereken bir an önce 12 Eylül askeri darbesini yapanların adlarının bulunduğu tüm resmi kurumlardan, özellikle eğitim kurumlarından ve şehirlerin cadde, meydan ve sokaklarından isimlerin silinmesidir. Silinen isimler yerine darbe mağdurlarının isimleri verilmeli ve böylece darbe ile yüzleşme anlamında somut adımlara bu şekilde başlanmalıdır.
Her ne kadar 1982 Anayasası günümüze kadar çeşitli değişiklikler ile değiştirilmeye çalışılmış ise de anayasanın darbeci ve faşist ruhu halen kendini hissettirmektedir. Siyasal iktidarın, muhalefet partilerinin ve toplumun diğer bütün kesimlerinin yeni anayasa çalışmalarına gerekli özeni ve dikkati göstermeleri gerekmektedir. Halen bu topraklarda darbe mahsulü bir anayasanın mevcudiyeti ancak bir kayıp ve utanç olarak görülmelidir” diyen Günen, açıklamasını şöyle tamamladı:
“MAZLUMDER olarak tekrar yineliyoruz: Geçmiş ile yüzleşmek bir kayıp değildir. Geçmişte yaşananlar' görmezden gelerek, yaşanan katliam ve ölümleri bir kenara bırakarak bir gelecek inşası söz konusu olamayacaktır. Bundan dolayı özellikle siyasal iktidarlar ve devlet aklı bu gerçeğin farkına varmalı ve topyekûn bir yüzleşme ile yaşananların üzerine gidilerek geçmişin izleri silinmeye çalışılmalıdır.”
