SON DAKİKA
SON DEPREMLER

15 Ayda İkinci RF-4E Kaybı

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:04:17
15 Ayda İkinci RF-4E Kaybı
A- A+ PAYLAŞ

Malatya Erhaç'ta konuşlu olan 7. Ana Jet Üssü (Kahramanlar Üssü)'nden planlı keşif eğitim uçuşu için havalandıktan 22 dakika sonra, Pazartesi günü saat 15.22 sıralarında Sivas'ın Kangal ilçesi yakınlarında bilinmeyen bir nedenle düşen RF-4E Fantom, Türk Hava Kuvvetleri tarafından keşif görevleri için donatılmış bir uçak. Uçağın bağlı olduğu 173'üncü filo, 15 ay içerisinde ikinci uçağını kaybetmiş oldu.

BİRİ SURİYE KARASULARINDA DÜŞÜRÜLMÜŞTÜ..

Bilindiği gibi, 173'üncü filoya bağlı RF-4E tipi bir uçak 22 Haziran 2012 günü Akdeniz üzerinde Suriye karasularında uçarken düşürülmüş, şehit pilotlar Yüzbaşı Gökhan Ertan ile Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy'un deniz dibindeki cesetleri 13 gün sonra çıkarılabilmişti. Yüzbaşı Ertan'ın cenazesi Malatya'da, Teğmen Aksoy'un cenazesi ise İstanbul'da toprağa verilmişti. Bu olayla ilgili karanlık noktalar bulunduğu iddiasıyla, pilot ailelerinin açtığı davaların soruşturması devam ediyor.

173'üncü filo 15 ay sonra bir uçak daha kaybetti. Filo komutanı olduğu öğrenilen Pilot Yarbay Serdar Çeliker ile Pilot Yüzbaşı Fatih Tüm'ün bulunduğu uçak, Sivas'ın Kangal ilçesine 5 kilometre mesafedeki bir araziye bilinmeyen bir nedenle düştü. Ancak, bu kez kaza can kaybı olmadan atlatıldı, yaralı pilotlar Turgut Özal Tıp Merkezi'ne getirilerek tedavi altına alındı.

RF-4E'LER THK ENVANTERİNE 1980'DE GİRDİ..

Türk Hava Kuvvetleri, uzun yıllardır keşif görevlerinde RF-4E Phantom uçakları kullanılıyor.

RF-4E’lerden geliştirilen uçağın burnunda makineli top yerine özel kameralar var. Bu nedenle de adının başındaki R harfi İngilizce’de ‘recconnise’ yani keşif, F harfi ise ‘fighter’ yani avcı uçağının kısaltması.

RF-4E’ler, Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterine 1980’de girdi. Şu an Boeing portföyüne giren McDonnell Douglas şirketinin imalatı uçaklardan 8’i  ABD’den satın alındı. 

İlk kullanıcı Eskişehir’deki 113’üncü Filo oldu. 1992-94 yılları arasında Alman Hava Kuvvetleri’nin hizmetten çıkarttığı 46 uçak daha askeri yardım kapsamında envantere girdi. 

Bunlardan 32’sinde yapısal yenileme yapıldı. Kalan uçaklar, yedek parça olarak ayrıldı. Gelen Alman uçakları ile birlikte Malatya/Erhaç’taki 173’üncü Filoda RF-4E uçakları kullanmaya başladı.

Çift motorlu uçak, saatte 2 bin 310 kilometre hıza çıkabiliyor. Maksimum kalkış ağırlığı 26 bin 886 kilogram olan RF-4E’ler, 18 bin 100 metreye kadar yükselebiliyor.

Uçakta önde pilot, arka kokpitte ise Silah Sistem Subayı (SSS) görev yapıyor. 

Türk Hava Kuvvetleri’nde İsrail’de modernize edilen F-4E 2020 Terminatörler hava-yer, RF-4E’ler de keşif görevlerinde kullanılıyor. Modernize edilmemiş F-4E’lere sahip olan en son filo, 13 Haziran’da bu uçaklara veda eden Eskişehir’deki 112’inci filoydu.

RF-4 kullanıcıları arasında Türkiye’nin yanı sıra İran, İsrail, Yunanistan, Japonya ve Güney Kore bulunuyor. 

NEDEN KEŞİF UÇAĞI KULLANIYOR? 

* Uzaydan görüntü almak için uydunun hedef üzerine gelmesi uzun zaman alıyor. Bazen hava şartları etkili oluyor. 

* İnsansız hava araçlarının menzilleri, hızları hala yetersiz. Yerden atılan füzelere karşı korumasız. 

* Tüm bu teknolojik gelişmelere rağmen keşif uçaklarının esnekliği, istenilen yere alçaktan veya çok yüksekten gidebilmeleri büyük avantaj. 

* Artık askeri uçaklar platform olarak kullanılıyor. Gövdeler eskise de modernizasyon ve yeni nesil teknolojilerle kullanılabiliyor. Dijital sistemler, çekilen fotoğraf veya görüntüyü uydu üzerinden hemen yere iletiyor. 

NASIL ÇEKİM YAPIYOR? 

* RF-4E’ler, KS-87B, KA-56E ve KA-91B ıslak film kameralarının yanı sıra AN/AAD-5 IR olarak adlandırılan ısı hassasiyetine sahip özel kameralarıyla fotoğraf çekiyor. 

* Uçağın burnunda farklı açılarla yerleştirilmiş öne, sağa-sola ve alta bakan toplam 6 kamera var. Hedefin pozisyonuna göre farklı kameralar kullanılabiliyor. 

* Çekimler ‘ıslak film’ olarak adlandırılan negatif filme yapılıyor.

* Taşınan filmin uzunluğu yaklaşık 150 metre.  

* Kameranın kumandası, iki kişilik uçakta arkada oturan Silah Sistem Subayı’nda. 

* Görev sonrasında uçak üssüne dönüyor. Özel ekip filmi alarak banyo ve basım işlemi yapıyor. 

* Uzaktan gerçekleştirilen yüksek irtifa çekimlerinde ise KS-146B LOROP (Uzun Menzilli Elektro-Optik Yansal Fotoğraf) cihazları kullanılıyor. Dışardan bakıldığında sistem gövde altında taşınan harici yakıt tankına benziyor. LOROP, yüksek irtifadan yaklaşık 100 kilometre menzile kadar fotoğraf çekebiliyor. Normalde bu sistem ABD’den alınan RF-4E’lerde kullanılıyordu. Ancak Türkiye’deki modernizasyon ile bu kabiliyet Almanya’dan gelen uçaklara da kazandırıldı. Keşif podu taşıyabilen uçaklara RF-4E/TMG olarak adlandırılıyor.

İSRAİL’LE İPTAL OLAN PROJE 

Islak film sistemi kullanan RF-4E’lerin modernizasyonunun ikinci aşamasını uçakların dijital görüntü alabilen, çektiklerini anında yer istasyonuna aktarabilen özel sistemler alınması planlanmıştı. 

TARP (Türk Hava Keşif Programı) adı verilen projede 2008’te İsrailli Elbit ve Elta şirketleri ile sözleşme imzalandı. 

Toplam 300 milyon dolarlık proje, Mavi Marmara sonrasında gerilen iki ülke ilişkileri nedeniyle İsrail tarafından geçen yıl sonunda durduruldu. Savunma Sanayii Müsteşarlığı, iki İsrailli şirkete yaptığı ön ödemeyi geri isteyince Elbit ve Elta’nın teminat mektuplarını da yaktı. 

Eğer proje hayata geçseydi, uçaklar Link 16 olarak adlandırılan sistem üzerinden çektiği fotoğrafları anında özel uydu kanalları kullanarak yere iletebilecekti. 

Projenin iptal edilmesiyle RF-4E uçakları eski nesil ‘ıslak’ olarak adlandırılan kamera ve keşif podları ile görevlerine devam etmek zorunda kaldı. 

Dijital keşif podları için halen İsrail dışında farklı ülkelerle görüşmeler devam ediyor. Bir taraftan da Aselsan’ın bu podları yapımı gündemde.

Ancak RF-4E’lerin kullanım ömürlerinin 2020 yılında sona erecek olması, gelecekte F-16 gibi farklı uçaklarda kullanım için de çalışmaların yapılması planlanıyor.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız