SON DAKİKA
SON DEPREMLER

2 Çocuklu Vekil:'3 Çocuk Olmalı'

0
Güncellendi - 2015-12-27 18:15:59
2 Çocuklu Vekil:'3 Çocuk Olmalı'
A- A+ PAYLAŞ

‘Dünya Nüfus Günü’ dolayısıyla TBMM’de gündem dışı bir konuşma yapan Adalet ve Kalkınma Partisi Malatya Milletvekili Öznur Çalık, Dünya nüfusunda olduğu gibi Türkiye nüfusunun da yaşlanmakta olduğunu belirtti. Kendisi 2 çocuk annesi olan Çalık, “Türkiye'deki bilimsel verilere göre, nüfusu bugünkü gençlik oranlarıyla tutabilmenin yolu her ailede asgari 3 çocuğun olmasıyla mümkündür” dedi.

Milletvekili Çalık, TBMM’deki gündem dışı konuşmasında şunları belirtti:

“Günümüzde tüm dünyada, dünya nüfusunun geleceği ile ilgili analizler yapılmakta olup, özellikle yaşlı bir nüfusa sahip Avrupa’da konunun ehemmiyetine sürekli vurgu yapılmaktadır.

2050 yılı nüfus tahminlerine göre, dünya nüfusu 9 milyarı aşacaktır. 2050 yılında, nüfusunun ise 94 milyon 585 bin kişi olacağı tahmin edilen Türkiye’mizin 187 ülke arasında 19. Sırada yer alması öngörülmektedir.

2012 yılı verilerine göre dünyanın nüfus artış hızı %1,2 olup bu rakam Türkiye’de %1,25’tir. Tüm dünyada Nüfus artış hızı her geçen gün azalmakta olup,  tüm dünya nüfusu ile birlikte maalesef Türkiye'nin nüfusu da yaşlanmaktadır. Üzülerek söylüyorum ki, eğer gerekli çalışmaları yapamazsak Türkiye’nin de gelecekte bu sorunla karşı karşıya kalması kaçınılmazdır. 2045-2050 arası dönemde Türkiye’nin nüfus artış hızının % 0,2’ye gerilemesi beklenmektedir. Bu durumda Türkiye’nin nüfus artış hızı aynı dönem için % 0,4 olarak hesaplanan dünya nüfus hızının altına düşeceği öngörülmektedir.

Nüfusun yaşlanması demografik yapının değişmesidir. Nüfusun yaşlanmasının iktisadi ve toplumsal açıdan yıkıcı etkileri mevcuttur. Nüfuslarının yaşlanması ile ülkelerin aktif iş gücü açısından sıkıntı yaşamaları kaçınılmazdır. Nüfus artış hızının azalması ile birlikte çalışan nüfus sürekli azalacak ve Türkiye ekonomisi çökme tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Nüfus artış hızını koruyarak, gelişmeye devam edebilen ülkeler geleceğin güçlü devletleri arasında olacaktır. Dünyanın ilk 20 ekonomisi içerisinde yer alan ülkemiz için nüfus artış hızını korumamız geleceğimiz için hayati önem taşımaktadır.

Konunun ciddiyetinin farkında olan “Birleşmiş Milletler Küresel Isınma ve Global Terör ile birlikte üç küresel mücadele alanından birisini Nüfusun Yaşlanması olarak belirlemiştir.”

“T.B.M.M bünyesinde faaliyet gösteren Nüfus Kalkınma grubunun Başkanı olarak, nüfusun yaşlanmasına kayıtsız kalmamız söz konusu değildir.” diyen Çalık daha sonra şunları belirtti:

“Sorun ciddidir ve bu soruna ekseriyetle müdahale edilmelidir. Nüfusun dünya siyasetinde bir güç unsuru olduğu gerçeğinden yola çıkarak,  ülkemizin bu açıdan zafiyet gösterme lüksü yoktur. Bugün, 15 yaşından küçük her 10 çocuktan 9′u gelişmekte olan ülkelerde yaşamaktadır.  Bu ülkelerin dünyanın doğum oranı en yüksek ülkeleri olmaya devam edecekleri öngörülmektedir. Bu analizler ışığında, 2050 yılına kadar dünya nüfusunda meydana gelecek artışın yüzde 70′i, gelişmekte olan 24 ülkede meydana gelecektir ve nüfuslarının bu ülkelerin en önemli güç unsurlarından birisi olması beklenmektedir.

Bu minvalde, nüfus artışındaki azalmanın durdurabilmesi veya tersine çevirebilmesi için,

İyi planlanmış ve üremenin teşvik edildiği birkaç kuşaklık süre ya da ülkenin dışarıdan göç alması gerekmektedir.

Bunların yanı sıra bir milletin 25 yıldan uzun bir süre devamlılığını sağlayabilmesi, nüfusun en azından sabit kalması ve yaşlanmaması için, aile başına düşen doğurganlık oranının 2.11 olması gerekmektedir.

Sayın Başbakanımızın ailelere 3 çocuk sahibi olmaları yönünde yaptığı önerinin bütün bu analizler ve istatistikler çerçevesinde tekrar değerlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye'deki bilimsel verilere göre, nüfusu bugünkü gençlik oranlarıyla tutabilmenin yolu her ailede asgari 3 çocuğun olmasıyla mümkündür. Dolayısıyla siz değerli milletvekilleri ve tüm milletimize çağrım, Başbakanımızın bu sözlerine kulak vermenizdir.”

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız