SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"2. Üniversite Gerekiyor"

A- A+ PAYLAŞ

Hürriyet Gazetesi'nin Malatyalı Ekonomi Müdürü Vahap Munyar, gazetedeki köşesinde, kendisinin de konuşmacı olarak katıldığı, İnönü Üniversitesi'ndeki Organ Nakli sempozyumu dolayısıyla Malatya'daki izlenimlerini yazdı.

Munyar'ın Pazar günkü Hürriyet'te yayınlanan yazısı şöyle:

"Türkiye’nin canlıdan canlıya karaciğer naklinde öne çıkması güçlü akrabalıktan kaynaklanıyor 

İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Cemil Çelik’in yönettiği oturumda söz sırası Alman Organ Nakli Vakfı Başkanı Prof. Joachim-Felix Leonhard’daydı:
- Türkiye’de canlıdan canlıya karaciğer nakli oranının çok yüksek olduğunu görüyoruz. Bu durum, Türkiye’de akrabalık bağlarının çok güçlü olmasından kaynaklanıyor. Almanya’da durum böyle değildir.
Prof. Leonhard’ı dinlerken, 3-4 ay önce merkezi Baltimore’da (ABD) bulunan Johns Hopkins Medicine’nin (JHM) Karaciğer Nakli Bölüm Başkanı Ahmet Gürakar’ın orada verdiği mesajı anımsadım:
- ABD’de canlıdan canlıya karaciğer naklinde verici tarafın öldüğü vakalar yaşandı. Dünyanın değişik ülkelerinde de bu tür vakalar görüldü. Temelde tercihimiz organ bağışları yoluyla kadavradan nakildir. Türkiye’de canlıdan canlıya nakil oranı çok yüksektir ve başarılı şekilde yürüyor.
Anadolu Holding ve Anadolu Sağlık Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan’la birlikte dinlediğimiz Gürakar, İnönü Üniversitesi’nin bu alandaki başarısına da dikkat çekmişti:
- İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi, karaciğer naklinde Türkiye birincisi konumundadır.
Turgut Özal Tıp Merkezi’nin yanı başında Malatyalı İşadamları Derneği (MİAD) üyelerinin katkılarıyla tamamlanan ve hasta yakınlarına hizmet veren Konukevi’nin açılışı sonrasında Prof. Sezai Yılmaz, karaciğer naklinde ulaştıkları başarılı noktayı ayrıntılarıyla anlatmıştı.
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Organ Nakli Bölüm Başkanı olan Prof. Sezai Yılmaz, şu verileri paylaşmıştı:
- Bugün yılda 320 karaciğer nakliyle Seul’deki bir hastane dünya birincisidir. Turgut Özal Tıp Merkezi’nde yıllık karaciğer nakli sayısı 200’ü aştı ve dünya ikinciliğine yükseldik.
Prof. Leonhard konuşmasını tamamlayınca biz de masadaki yerimizi aldık. Ahmet Çalık, söze 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın koyduğu hedeflerden girdi:
- Rahmetli Özal kendi adını taşıyan tıp merkezi kurulurken ABD’den Dr. Debakey’i getirmiş, ondan danışmanlık almıştı. O dönemde buradan 100-150 kişilik bir kadro ABD’ye eğitime gönderilmişti. Sayın Özal, o günlerde Turgut Özal Tıp Merkezi için sağlık turizmi hedefi de koymuştu.
Kenan Işık’tan sonra söz sırası bana geldiğinde halen Ergenekon davasından tutuklu bulunan İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof. Fatih Hilmioğlu’nun katkılarına da değindim:
- Turgut Özal Tıp Merkezi’ndeki ilk karaciğer nakli çalışmalarını Prof. Hilmioğlu’ndan dinlemiştim. 2004 yılında yeni operasyon geçirmiş hastayı birlikte ziyaret etmiştik.
Ardından daha sonraki ve mevcut ekiplerin başarısını da vurguladım:
- Turgut Özal Tıp Merkezi’nin karaciğer naklinde dünya ikincisi olmasında Rektör Prof. Cemil Çelik, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Ramazan Özdemir ve Organ Nakli Bölüm Başkanı Prof. Sezai Yılmaz’ın öncülük yaptığı ekibin çok büyük payı var.
Bunun üzerine Prof. Çelik, şu mesajı verme gereği duydu:
- Biz ideolojik değil, idealist üniversite ortamı yarattık. Ulaşılan başarıda bu ortamın rolü büyük.
Sonra da son gelişmeyi aktardı:
- Dünyada ikinci olacak “Karaciğer Nakli Enstitüsü”nün kurulması konusunda izinlerimiz tamamlanmak üzere. Şimdi günde 3 karaciğer nakline kadar ulaşmış durumdayız. Enstitü, burayı daha yukarılara taşıyacak.
Bizim bölümdeki konuşmalardan beynime kazınan Alman Organ Nakli Vakfı Başkanı Prof. Joachim-Felix Leonhard’ın sözü oldu:
- Türkiye’nin canlıdan canlıya karaciğer naklinde öne çıkmasında güçlü akrabalık bağlarının büyük payı var...
 
50 milyon lira borçlu durumdaydık şimdi yıllık gelirimiz 13 milyon lira
İNÖNÜ Üniversitesi Rektörü Prof. Cemil Çelik, katıldığımız oturum sonrasında bütçelerinin durumuna değindi:
- Ben göreve geldiğimde üniversitemizin 50 milyon lira borcu vardı.
- Şimdi durum nasıl?
- Boçlarımız kapandı. Şimdi yıllık 13 milyon lira artı gelirimiz var.
Hemen şu noktanın altını çizdi:
- Üniversitemizdeki doktor öğretim üyelerinin tamamı sadece Turgut Özal Tıp Merkezi’nde çalışır. Dışarıda muayenehanesi olan yoktur. Böyle idealist bir ekiple çalışıyoruz.
 
Üniversiteye yapılan yatırım 1 milyar doların üzerinde ama Kayserililer kadar olamadık
ÇALIK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık, Rektör Prof. Cemil Çelik’e sordu:
- İnönü Üniversitesi’ne bugüne kadar yapılan yatırım ne kadar oldu?
- Tam hesabını çıkarmış değiliz.
- Araziniz ne kadar?
- 7 bin dönüm arazimiz var.
Ahmet Çalık hızla hesap yaptı:
- 70 milyon dolarlık arazi değeri söz konusu. Peki kapalı alan ne kadar?
- 445 bin metrekare dolayında kapalı alanımız oluştu.
Çalık, yeniden kabaca hesapladı:
- Buradaki toplam yatırım değeri 1 milyar dolara ulaşmış durumda.
Prof. Çelik, işadamlarının desteğinin altını çizdi:
- Sözünü ettiğiniz rakamın üçte biri Malatyalı işadamlarından sağlandı. Çok destek görüyoruz.
Çalık, bu konuda Kayserili işadamlarının çok önde olduğuna dikkat çekti:
- Eğitime, üniversiteye verilen katkıda kimse Kayserili işadamlarını geçemez. Belki de dünyada bile yerleri ön sıralardadır.
Prof. Çelik, yine de Malatyalı işadamlarına teşekkür ederken, bir başka yarışa vurgu yaptı:
- Kayseri’de üniversite sayısı 5’e çıktı. Malatya’ya da ikinci bir üniversite gerekiyor. Belki biz Battalgazi ilçemizde tümüyle tarıma, ziraata dönük bölümlerimizi geliştirip, üniversiteye dönüştürebiliriz.
Mevzuat gereği belirli bölümleri bünyesinde bulundurup, kaliteyi yukarı taşımakta zorlanan üniversitelerin yerine “uzman üniversite” modeline yüklenmek, yükseköğrenimi farklı bir noktaya taşıyabilir..."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız