SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"200'den Fazla Kanser Türü Var"

0
Güncellendi - 2018-04-16 02:38:08
A- A+ PAYLAŞ

ABD Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi İmmünoloji Bölümünden Dr. Semir Beyaz, şu ana kadar insanda tanımlanan 200’ün üzerinde farklı kanser türü bulunduğunu söyledi.

Dr. Semir Beyaz, SANKO Üniversitesinin "SANKONUK" programı kapsamında Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezi düzenlediği "Kansere Etki Eden Faktörler: Gerçekler ve Yalanlar” konulu konferansta bilgiler verdi. Kanserin yıllardır insan sağlığını tehdit eden hastalıkların başında geldiğini belirten Dr. Beyaz, “Çok karmaşık bir hastalık olarak kanser, dokuların içinde belli kurallara göre bölünen ve farklılaşan hücrelerin kontrolsüz bir şekilde bölünerek dokunun işlevini kaybetmesine ve dokunun oluşturduğu organda hasara neden olur” dedi.

Şu ana kadar insanda tanımlanan 200’ün üzerinde farklı kanser türü bulunduğuna işaret eden Dr. Beyaz, bir dokuda başlayan kanserin zamanla farklı özellikler kazanarak farklı doku ve organlara yayıldığını ve hastanın temel yaşamsal işlevlerini tehdit ettiğine vurgu yaptı. Beyaz, "Kanser, beslenme, genetik değişimler, yaşlanma ve bağışıklık sistemi gibi faktörlerin etkisine göre şekillenebilen bir hastalıktır. Şu ana kadar insanda tanımlanan 200’ün üzerinde farklı kanser türü bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.

Kanseri etkileyen faktörler 

Kanserin beslenme, genetik değişimler, yaşlanma ve bağışıklık sistemi gibi faktörlerin etkisine göre şekillenebilen bir hastalık olduğunu bildiren Dr. Beyaz, “Son yıllarda bilim dünyasında yankı uyandıran araştırmalar kanser oluşumuna ve seyrine etki eden hücresel ve moleküler mekanizmaları ortaya koyma konusunda önemli ilerlemeler kaydetti. Kansere etki eden faktörlerle ilgili yaptığımız bilimsel çalışmalardan örnekler vererek, kanserin hücresel ve moleküler düzeyde doğru bir şekilde anlaşılmasına katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Bu çalışmaların sonuçları önemli bir umut ışığı olsa da doğrudan hastalara uygulanması için daha çok zamana ve hem temel bilimlerde hem de klinikte ilave çalışmalara ihtiyaç var. Bu noktada hem ülkemizde hem de dünyada bilimsel araştırmalara verilen desteğin bu hastalıklardan mustarip insanların tedavisi için ne kadar önemli olduğunun altını çizmek isterim” dedi.

Kök hücre ve kanser ilişkisi 

Yakın zamanda yapılan çalışmaların kök hücrelerin uğradığı genetik değişikliklerin kansere yol açan temel etkenlerin başında geldiğini anımsatan Dr. Beyaz, “Bu değişikliklerin neticesinde farklı bir kimlik kazanan kök hücrelerin veya diğer bir deyimle kanser başlatıcı hücrelerin tanımlanması kanser teşhisi için büyük bir umut vaat etmektedir” diye konuştu.

Bağışıklık sistemi ve kanser ilişkisi 

Bağışıklık sisteminin bünyeyi zararlı etkenlerden koruyan vücudun savunma sistemi olduğuna dikkat çeken Dr. Beyaz, “Bu zararlı etkenler bulaşıcı hastalıklara sebep olan mikroplar olabileceği gibi aynı zamanda doku hasarı oluşturan ve kontrolsüz büyüyen kanser hücreleri de olabilir. Normal şartlarda sağlıklı bir insanda bağışıklık sistemi hücreleri kontrolsüz bir şekilde bölünen ve doku hasarına neden olan hücreleri algılayıp yok edebilmektedir. Ancak, son yıllarda yapılan çalışmalar, kanser hücrelerinin uğradığı genetik değişiklikler sonucunda bağışıklık sisteminden kaçabildiğini ve bağışıklık sisteminin kanser ile savaşmasını engelleyebildiğini gösterdi. Bu çalışmaların ışığında şu anda kanser hastalarında bağışıklık sistemini aktif hale getirecek tedavi yöntemleri geliştirilmektedir. Henüz ilk aşamalarında olan bu çalışmalar bazı kanser türlerinde (melanoma) oldukça olumlu sonuçlar verse de diğer kanser türlerinde bağışıklık sistemi yoluyla kanser tedavisi için yeni çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır” şeklinde konuştu.

Beslenme, metabolizma ve kanser ilişkisi 

Beslenme, metabolizma ve kanser arasındaki ilişkinin yakın zamandaki bilimsel çalışmaların ışığında çok sağlam bir temele oturduğunu anlatan Dr. Beyaz, “Bu çalışmalarda kanser hücrelerin kontrolsüz çoğalmaları sürecinde özel olarak bağımlı oldukları besinler ve bu besinlerin kansere has metabolizmasında rol oynayan faktörler belirlenmiştir. Şu anda kanser metabolizmasını hedef alan tedavi yöntemlerine yönelik çalışmalar bilim dünyasında büyük yankı uyandırmaktadır” dedi.

Yeni teknolojiler ve kanser

Beyaz, “Kansere sebep olan en önemli etkenlerin başında genetik değişiklikler gelmektedir ve bu genetik değişiklikler aynı kanser türünde bile hastadan hastaya büyük farklılık göstermektedir” dedi. Dr. Beyaz, bu nedenle son yıllarda hastaya özel kanser teşhis ve tedavisi için yeni teknolojilerin geliştirildiğini anımsattı. DNA dizi analizi teknolojisindeki gelişmelerin kanser hastasına özel genetik değişikliklerin anlaşılmasına ve daha akıllı tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine vesile olacağını vurgulayan Dr. Beyaz, “Bunun dışında yakın zamanda yapılan çalışmalar kanser hücrelerinin çok heterojen bir yapıya sahip olduğunu gösterdi. Bu yüzden, kanserin tek hücre düzeyinde çalışılmasına olanak tanıyan yeni teknolojiler, kanseri hem daha iyi anlamamıza, hem de onu yenmek için yeni yöntemler geliştirmemize yardımcı olacaktır. Kanser büyük bir yapboz ve bu yapbozu çözmek için tek bir yoldan ziyade, değindiğim bilimsel araştırmaların ışığında, bu yapbozun birden fazla parçasını ele alan birleştirici yaklaşımlar kanserin teşhis ve tedavisinde çok başarılı sonuçlar vermektedir. Bu alanda çalışan bilim insanları olarak kansere karşı savaşlarında bütün kanser hastalarının yanındayız ve yılmadan, azimle çalışmalarımıza devam edeceğiz. Onlardan da isteğimiz yılmadan, azimle ve umutlarını ne olursa olsun kaybetmeden savaşsınlar. Sadece kazanmak için değil, aynı zamanda vazgeçmemiş olmak için” diye konuştu.

Gaziantep, iha

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız