SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'20'ye Yakın Firma Arsa İstedi'

A- A+ PAYLAŞ

Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Meclisinin Haziran ayı toplantısı, KOSGEB başkanı Mustafa Kaplan, Sanayi Ticaret İl Müdürü Bayram Yumrutepe, Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (SMMMO) başkanı Bahadır Altaş, Malatya Sanayici ve İşadamları Derneği (MASİAD) başkanı İbrahim Güngör, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) başkanı Namık Şahin’in de katılımıyla gerçekleşti.

TSO toplantı salonunda Meclis başkanı Sami Payza’nın başkanlığında üyelerin katılımıyla yapılan toplantı, geçen toplantıda alınan karar özetleri ile bütçenin ayrı ayrı okunup oylanması ile başladı.

Haziran ayı Oda çalışmaları ile bilgiler veren Oda başkanı Erkoç, “Hükümetin üzerinde iki yıldır çalıştığı teşvik yasalaştı. Daha önce siyasi amaçlarla çıkarılan teşvikler yeteri kadar yararlı olamamıştı. Son çıkarılan teşvikler, bölgesel, sektörel gibi konuları kapsadığından daha yararlı olacağı kanısındayım. İlimizin 4. bölgede yer alması bazı basın-yayın organlarınca eleştirildi. Cazibe merkezi olması hedefini yakalaması açısından 4. bölgede olmasının bence özel bir mantığı var. Yeni teşviğin yatırım ve istihdamı da teşvik eder özelliği olması açısından öncekilere göre daha gerçekçi.

2. OSB’yi kurarken tahsis ettiğimiz arsaların bir bölümü aradan 5 yıl geçtiği halde henüz atıl halde duruyor. İlimizin 4. Bölge de yer alması nedeniyle batıdaki Koç gibi, Eczacıbaşı gibi 20’ye yakın dev yatırımcılar bizden arsa tahsisi talebinde bulundular. 2.OSB’de atıl halde duran 19 arsa sahiplerine gereğini yapmaları için tebligat çektik. Ya yatırımlarını yapsınlar ya da tahsislerinden vazgeçsinler. Bu konuda bizlere yardımcı olun."dedi.

Erkoç, sözlerini "Son günlerde basın tarafından gündeme getirilen arıtma tesisi konusunda da kapasitenin artırılması için tadilat projesi hazırlanarak ihale aşamasına getirildi. Doğalgazla ilgili çalışmalarımızda sürüyor.” diye sürdürdü ve Malatya’ya aktardığı kaynaklar ile TSO ile sürdürdüğü ortak projeler konusunda KOSGEB yönetimine teşekkür ederek sözlerini bitirdi.

KOSGEB başkanı Mustafa Kaplan da "KOSGEB'in yeni dönemde hizmet sektörü açılımı ile birlikte KOSGEB Kanunu değişti. Artık KOSGEB'den imalatçı sektörler destek almayacak, hizmet ve ticaret erbabı da KSOGEB desteklerinden yararlanmış olacak. KOSGEB'in bütçesine 75 milyon TL ek bir kaynak aktarıldı. Ayrıca geçen yılki bütçesi de yüzde 50 oranında arttırılarak toplamda da önemli bir miktarda artış oldu. Krizin etkilerini minimize etmek için yeni can suyu kredisi hazırlandı. Kararın bir kaç haftaya kadar Bakanlar kurulundan çıkacağını umuyorum.

2009 yılının başında ihracatçı KOBİ'lerimize yönelik olarak bir program açıklamıştık. 1 milyar dolarlık bir kredi hacmi ihracatçı KOBİ'lerimize aktarılmış oldu. bu 2009 yılının ilk projesiydi. 2009'den sonra kanun değişikliğimiz söz konusu oldu. Kanun değişikliğimiz ile birlikte ister istemez bir kesinti dönemi oldu. Şimdide çok yakın bir gelecekte, bir kaç haftalık süre içinde Bakanlar Kurulu kararını bekliyoruz. Mevzuatımızın tamamlayıcı bir unsuru olarak. Bakanlar Kurulu kararının hemen ardından yönetmenliğimiz hemen yayınlanacak.
"Hepimizin zorlandığı bir dönem oldu. Açıkçası, bizimde beklentilerimizin ötesinde de bazı etkilere sebebiyet geldiğini gördük. Hatta, hatta ben bu kadar hızlıda etkileneceğimizi hiç tahmin etmiyordum. Çünkü özelikle bizim finans piyasalarımız ve finansal kuruluşlarımızın sağlam oldukların gördük. Zaten test edilmişte oldu. Hiç bir batan bankamız olmadı. Bu da finans yapımızın ne kadar sağlam bir yapıda olduğunu göstermiş oldu. Ama ne acıdır ki, ne açıdır ki, belki bazı medya kuruluşları veya bazı sivil toplum örgütlerinin veya bazı sorumluluk sahibi insanların negatif söylemleriyle krizden biz de etkilenmeye başladık.

Krizle ilgili çok şeyler söylenebilir. Ama bizler krizin etkisini azaltmak için ne yapıyoruz? İlgi ve etkileme alanımızın farkında mıyız? Bunun sorgulanması lazım. Normal dönemlerde yapmamız gerekenleri yapmıyoruz, ihmal ediyoruz. Hep teşvik ve destek bekliyoruz, krizi düşünmüyoruz. Fırtına yokken, fırtınalı günleri düşünmüyoruz. Ağlayalım-sızlayalım ama bunlar çözüm değil ki. Ortak iş yapma kültürü, hedef belirleme kültürünü kazanmalıyız.” diyerek işadamlarına “hep devletten destek bekleme anlayışından vazgeçmeleri gerektiği uyarısında bulundu.

SORU-YANIT BÖLÜMÜ..
KOSGEB başkanının konuşmasından sonra üyelerin sorularına geçildi.

SORU: KOSGEB, kredilerinin es9nafa tüccara verilmesi popülist bir uygulama değil mi?
YANIT: Evet. Ama verilecek krediler bütün hizmet sektörünü kapsamayacak Sanırım destek belli sektörleri kapsayacak.

SORU: Hizmet sektörü kan ağlarken, neyi üretip neyi satacaklar? Hizmet sektörü ayağa kalkmadıktan sonra üretim sektörü olur mu?
YANIT: Çok ince bir ayırım var. Konu bakanlar kurulunda. İnceleniyor.

SORU: Krediler Bankalar aracılığıyla veriliyor. Bankaların yüzde 65’i yabancıların elinde ve bugüne kadar ki uygulamalarında tüccar-sanayici lehine bir uygulama görmedik. Buna çözüm aranıyor mu?
YANIT: Yabancılar konusunda sizin gibi düşünüyorum. Ama diğer konuda Bankalarımızı da sistemin bir parçası. Geçtiğimiz dönemlerde ki durumlarını gördük. Onun için sağlam tutuyorlar.

KOSGEB başkanına soru ve verilen yanıtlardan sonra gündemin Dilek ve temenniler bölümüne geçildi.

Dilek ve temenniler bölümünde iki üye söz aldı ve “Teşviklerde, eski yatırımcı-yeni yatırımcı ayırımı var. Bu ayırımda eski yatırımcının aleyhinde. Bundan önceki teşviklerde olduğu gibi bu teşvikten de yararlanamayacağız. Bizler burada sustukta Teşvikleri hazırlayanlar iyi işler yaptığını sanıyorlar. Neden bunları dillendirmiyoruz? ” ve “2. OSB’deki tahsis alıp yatırım yapmayanlar kimler. Bunlar açıklanmalı ve niye bu kadar toleranslı davranıyoruz. Madem ki yatırım gelecek bunların tahsisi kaldırılması gerekmez mi?" sorularını Oda başkanına yönelttiler.

Oda başka Erkoç da soruları “ TSO olarak, çıkan teşviklerden en üst düzeylerde yararlanmamız için gereken çalışmaları yapıyoruz. Eski ve yeni yatırımlar konusunda da öyle. Bu kararları da biz çıkarmıyoruz. Ama mağduriyetlerin giderilmesi için gereken tüm çalışmaları yapıyoruz” ve “2.OSB’deki durumu bildiğim için konunun üzerine gittim. Göreve geldikten sonra 20 arsa el değiştirdi. 19’una da tebligat çektik. Oradaki arsaların gerçek yatırımcıya verilmemesi OSB’nin ayıbıdır, TSO’nun ayıbıdır. Bizim ayıbımızdır. Malatya’mıza yatırımcı kazandırmak bizim görevimizdir.” yanıtlarını verdi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız