SON DAKİKA
SON DEPREMLER

30 Ağustos Zafer Bayramı

A- A+ PAYLAŞ

30 Ağustos Zafer Bayramı ve Silahlı Kuvvetler günü, Çarşamba günü tüm yurtta olduğu gibi Malatya'da da törenlerle kutlanacak. Bu arada, bayram dolayısıyla çeşitli kuruluşlar mesajlar yayınladı.

İLK TÖREN ANITTA..
30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla ilk tören Çarşamba sabahı 08.30'da Atatürk Anıtı'nda, çelenk koyma ve saygı duruşu ile gerçekleştirilecek.

09.00'da Vali Halil İbrahim Daşöz ile "orgeneral" rütbesini aynı gün takacak olan 2. Ordu Komutanı Hasan Iğsız Orduevi'nde kutlamaları kabul edecekler.

Hükümet Meydanı'ndaki geçit töreni ise 10.00'da başlayacak..

KUTLAMA MESAJLARI..
* “Afet Zararlarını Azaltma Semineri”ne katılmak üzere Japonya’ya giden Belediye Başkanı Cemal Akın, Basın Yayın Müdürlüğü aracılığıyla 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle bir mesaj yayınladı.

Belediye Başkanı Cemal Akın’ın mesajı:

“Sadece bizim tarihimize değil, dünya tarihine de yön vermiş, şanlı tarih sayfalarımızdan birini daha kutlamanın gururunu ve sevincini hep birlikte yaşıyoruz.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, 26 Ağustos’ta başlayan ve 30 Ağustos 1922’de eşsiz bir zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Savaşı ile vatan topraklarımız kurtarılmış, Türk Milleti hürriyet ve bağımsızlık içinde yaşama onuruna kavuşmuştur.

Milletimiz bu zaferle, milli hakimiyet, birlik ve beraberlik anlayışı içerisinde, kendisini tarih sahnesinden silmek isteyenlere, tüm mazlum halklara örnek teşkil edecek biçimde unutulmayacak bir ders vermiş; hiçbir şekilde bağımsızlık ve hürriyetinden ödün vermeyeceğini, sonsuza kadar var olacağını tüm dünyaya kabul ettirmiştir.

Türk Milleti’nin, tüm imkansızlıklara rağmen milli mücadelesini kazanarak bağımsızlığına sahip çıktığı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı 30 Ağustos Zaferi, tarih sayfasındaki yerini; İnancın zafere dönüştüğü büyük bir kahramanlık örneği ve bağımsızlık mücadelesi olarak almıştır.

Milletimizin ilelebet özgür yaşaması uğruna, bu toprakları kanlarıyla sulayan vatan evlatlarına layık olmanın inancı ve gayreti ile tüm halkımızın 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyor, esenlikler diliyorum.”

* İnönü Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu'nun mesajı:

"Bugün 19 Mayıs 1919 da başlayan Milli Mücadelenin , topraklarımızdan düşmanların atılması ve ulusal bağımsızlığımızı kazanmamız yolunda en önemli safhasını oluşturan Büyük Taarruzun 84.Yıl Dönümünü kutluyoruz.

Bin yıldır bu topraklarda yaşayan Türk Ulusu’nu bu coğrafyadan söküp atmak düşüncesiyle birleşen büyük dünya güçlerine karşı Çanakkale Zaferi ile başlayan 19 Mayıs’da devam eden ve 9 Eylül’de İzmir’de sonlanan topyekün ulusal direnişin en önemli safhasını 30 Ağustos oluşturmaktadır.

Dünyada eşi benzeri olmayan bir Milli Direniş ile kurtarılan bu coğrafyada, yine Yüce ATATÜRK’ün önderliğinde kurulan Cumhuriyet ve Devrimler ile Türk Ulusu tarihindeki en büyük dönüşümü gerçekleştirerek çağdaş bir Türk Devleti kurulmuştur.

Cumhuriyetimiz içerden ve dışardan her türlü tehdit ve tehlikelere rağmen 80 yılı aşkın bir süredir dimdik ayaktadır.

Ancak yüzbinlerce şehit kanıyla kazanılan bu topraklar, ulusal birliğimiz, cumhuriyetimizin temel nitelikleri ve bağımsızlığımız özellikle son yıllarda bu coğrafyada güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti’ni istemeyen iç ve dış güçlerin tehdidi altındadır. Ülkemiz adeta dış güçlerin her istediğini yapan , Ulusumuzun yararına olan kendi Milli politikalarımızı uygulayamayan adeta bağımlı bir ülke durumuna düşürülmüştür. Yıllarca batı ülkelerince ve komşularımızca desteklenen etnik ayrılıkçı hareketler ile Laik Cumhuriyet karşıtları siyasal alanda birleşerek ülke yönetiminde etkin bir konuma ulaşmışlardır. Devlet kadroları da bu düşünce yapısındaki kişilerle yapılandırılmaktadır. Cumhuriyetimizin temel kurumlarına yönelik iftira ve yıpratma kampanyaları acımasızca yapılmaktadır. Dış güçler ve onların ülkemizdeki siyasal uzantıları kendi ülkemize yönelik tehditleri önlemede her güçlüğü önümüze koyarlarken başka ülkelerde ve de kendi yarattıkları kaosu önlemede ülkemizden her tür yardımı istemekten çekinmemektedirler. Ülkemiz, ekonomik ve siyasi bağımsızlıktan söz edilemez duruma düşmüştür.

Cumhuriyetimiz kurulduğundan bu yana ülkemiz her açıdan en bunalımlı dönemini yaşamaktadır. Bağımsızlığımız , üniter Devlet ve toplum yapımız ve Cumhuriyetimizin temel nitelikleri tehdit altındadır.Cumhuriyetimizin nimetlerinden faydalanan herkesin ve her kuruluşun, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine , ATATÜRK İlke ve Devrimlerine sahip çıkması ve savunması bu süreçte bir Vatan görevi olup ,Ülkemizin bekaası açısından da yaşamsal öneme sahiptir.

İnönü Üniversitesi olarak 30 Ağustos nedeni ile bize bu Ülkeyi ve Cumhuriyetimizi kazandıran başta Yüce ATATÜRK olmak üzere herkesin aziz hatırası önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz."

* Milliyetçi Hareket Partisi Malatya İl Başkanı Ömer Ekici'nin mesajı da şöyle:

"Türk tarihi zaferlerle doludur. Ama 30 Ağustos 1922’de zaferle sonuçlanan Dumlupınar savaşı, Türk Ulusunun yeniden dirilişidir.

30 Ağustos 1922 bir bakıma Türkiye'nin kurtuluş günüdür. Türkiye Türklerinin kaderlerini kanları pahasına değiştirdikleri gündür.

Türk Milleti çalışarak kendisini yeniden yaratmış, varoluşun doruk noktasına çıkmayı başarmıştır.

84 yıl sonra kan ile kazanılan zaferin meyveleri masa başında HEBA EDİLMEK istenmektedir.

Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünden sonra her şey Türk için Türk'e göre ve Türk tarafından düsturu terk edilmiş ve kademe kademe ilelebet payidar olacağına yemin ettiğimiz cumhuriyetimiz daha yumuşak geçişler ile SEVR şartları ile karşı karsıya bırakılmıştır.

30 Ağustos Zafer Bayramının 84.yıl dönümünü kutladığımız şu günlerde Türkiye’nin içinde bulunduğu iç ve dış politik gelişmelere bakıldığında,açık ve net olarak önemli yönetim kriziyle karşı karşıya olduğumuz ortadadır.

Ne ciddi bir tarih tecrübesinden hareketle ortaya konulmuş ciddi bir dış politika var; ne de milli devlet olgusunu geliştirecek hükümet politikasında eser var.

Tam tersine bizzat hükümet eli ile pek çok milli, Stratejik, Türk Milleti açısından önem arzeden değerlerimiz politik olarak yıpratılmaktadır.AKP hükümeti politik tavır koymada teslimiyetçi yönetim algılaması yerine KUVAYİ MİLLİYECİ ruhla meseleye yaklaşsaydı, Ortadoğu da ki duruşumuzun sonuçları da buna göre şekillenecekti.

Nitekim 84 yıl öncesini hatırlayacak olursak; Türkiye’yi 30 Ağustos sürecine sokan bu anlayıştır.

Dolayısı ile 30 Ağustos Zaferi, teslimiyetçi anlayışın Türkiye’yi getirdiği kaostan kurtuluşun tarihteki yerini işaret etmektedir.

Türkiye’yi siyasi gerilemeye götüren dünya devletleri ve bölge içerisinde etkisiz bir devlet konumuna düşüren mevcut hükümetin uyguladığı VER KURTUL siyasetidir.

Bu durum 30 Ağustos’çu KUVAYİ MİLLİYECİ yönetim anlayışıyla taban tabana zıt olduğundan,*İSTİKLALİ TAM* bir toplum algısından ,”İSTİKLALİ AB, İSRAİL VE ABD’ye Açık Hatta Bağımlı ”bir ülke durumuna getirildik.

Kurtuluşumuz;HATTI MÜDAFA YOK,SATHI MÜDAFA VARDIR.O SATIH DA BÜTÜN VATANDIR”diyen ULU ÖNDER ATATÜRK’ÜN üniter yapıyı koruyan ve SEVR’İ reddeden bir anlayışın İKTİDARIDIR.

30 Ağustos 1922 tarihi, Türk ulusunu esir etmek isteyen emperyalist güçlere karşı; kadınıyla çocuğuyla, ordusuyla topyekûn verdiği bir savaşın ve ulusal benliğini kurtardığı ve Zafer destanı’nın yazıldığı gündür.

Bu mutlu günde, zaferi bize yaşatan Atatürk ve silah arkadaşları ile kahraman Türk Ordusu’na şükran ve minnetlerimizi sunarken, Yüce Türk Milleti’nin ZAFER BAYRAMI KUTLULUYOR SAYGILAR SUNUYORUM…"

* Atatürkçü Düşünce Derneği Malatya Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir'in mesajı:

"Başkomutanımız Atatürk’ün önderliğinde kazandığımız Büyük Zafer’in 84 ncü yıl dönümünü coşkuyla kutlamanın heyecanı içindeyiz. Bu Büyük Zafer Türk ulusuna ve onun kahraman ordusuna kutlu olsun.

Türk tarihinin en görkemli zaferlerinden birisi olarak kabul edilen 30 Ağustos Zaferi; “bağımsızlık” hedefine kilitlenmiş bir ulusun, yokluk içinde olmasına rağmen, kadınıyla çocuğuyla, ordusuyla top yekûn verdiği bir savaşın askeri açıdan ulaştığı son noktayı ifade etmektedir. Savaş meydanında bir destan yaratarak tüm dünyanın gözlerini kamaştıran Türk ordusu, bu zaferle tarihte yeni bir sayfa açarak Türk Kurtuluş Savaşının öyküsünü unutulmayacak eserler arasına sokmuştur. Öyle ki bu zaferin etkileri, bölgesel sınırları aşarak, giderek küresel bir nitelik kazanmış; Türk Kurtuluş Savaşının öyküsü başka ulusların yönetimi altında ezilen diğer ulusların fertleri arasında da elden ele, dilden dile dolaşarak, bağımsızlık mücadeleleri için bir esin kaynağı oluşturmuştur.

30 Ağustos 1922 bir bakıma Türkiye'nin kurtuluş günüdür. Ulusumuzun sonsuzluğa kadar tam bağımsız ve özgür yaşaması için gerekli koşulları sağladığı için büyük zaferdir. Cumhuriyet ve çağdaşlığa giden çizginin başlangıcıdır. Zedelenen ulusal onur bu zaferle tekrar onarılmış ve Türk ulusunun çağdaşlaşma yolunu aydınlatan ve Ulusu modern çağın gerektirdiği siyasî, hukukî, ekonomik ve sosyal alandaki reformlarla buluşturan Türk Devriminin meşalesi yakılmıştır. Yeniden doğuşla birlikte ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti’yle de ülkemizi çağdaş ülkeler arasına sokacak en önemli kritik eşik aşılmıştır.

Bugün ülkemiz, içinde bulunduğu zor coğrafyada çeşitli iç ve dış problemlerin derinden etkilediği zor bir süreçten geçmektedir. 84 yıl sonra kan ile kazanılan zaferin meyveleri masa başında kalkan inen eller ile heba edilmek istenmektedir Dün asker ve silah gücüyle Türk Ulusunu tarih sahnesinden silmeye çalışan güçler, bu gün farklı bir strateji ile yeniden Sevr’i yaşama geçirme isteğindedirler. Kanla çizdiğimiz sınırları cetvelle çizmek istemektedirler.Yurdumuzun işgali sırasında düşmanda silahı görüp biz de silahla, taşla, sopayla karşı koyduk ama şimdi düşman silahını göstermiyor.. Günümüzün ekonomik ortamında bankaları satın alıyor, yazılı ve görsel basını satın alıyor, ürün yetiştirilmesini istemiyor, ülkemizi karıştırıyor, topraklarımızı satın alıyor. AB Uyum Süreci ve uyum yasaları ile; ulus devleti kollayıp koruyacak, kol kanat gerecek kurum ve güçler ETKİSİZLEŞTİRİLMEYE , ulusal sorunlarda sessiz kalan ve teslimiyet siyasetine onay veren anayasal kurumlara dönüştürülmeye çalışılmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti devleti birçok mevzii bir daha geri alamamak üzere kaybetme tehdit ve tehlikesi ile kaşı karşıyadır.

Hazımsız ve kinci emperyalizmin ülkemizle görülecek hesabı vardır! Yıllardır besledikleri terör örgütüyle bileğimizi bükemeyenler 3 yıl önce Irak'a TSK' nın gönderilmesine izin vermeyen(TBMM'den geçmeyen) tezkereyle de bizi oyuna getiremediler.Şimdi de Ülkemizden Lübnan'a asker gönderilmesini istiyorlar.Umarız bu oyun başlamadan bozulur.Çünkü emperyalist güçler bizi Lübnan'a barış gücü adı altında götürüp HİZBULLAH denilen aslında "İran Devrim Muhafızları"ndan oluşan gruplarla MEHMETCİĞİN çatışma içine sürüklenip TÜRK-İRAN ilişkilerinin altüst olmasına ve hatta daha kötüsü muhtemel TÜRKİYE-İRAN savaşının ortaya çıkmasına neden olacaktır.Bu da adım, adım Büyük Orta Doğu Projesinin hayata geçirilmesi demektir.

84 yıl önce emperyalizme, ortaçağ karanlığına, gericiliğe, bölücülüğe karşı direnen, 30 Ağustosu yaratan Türk ulusu bu gün yeniden aynı azim ve kararlılıkla ayağa kalkacak, ayağına vurulmak istenen AB-D prangalarını kıracak, Bağımsızlığını ve cumhuriyetini aynı inanç ve kararlılıkla koruyup savunacaktır.

Bağımsızlık ve özgürlük uğrunda canlarını veren tüm şehitlerimizi, Yüce Önderimizi şükran ve özlemle anıyoruz. Atalarımız, yurt ve ulus için boşuna ölmediler, rahat uyusunlar.

Bu duygularla ulusumuzun ve Ordumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyoruz.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız