Malatya İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Turgut Özal Tıp Merkezi (TÖTM) İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. İdris Şahin, Türkiye’de böbrek naklinin 35 merkezde yapıldığını bildirdi.
Prof. Dr. İdris Şahin, İnönü Üniversitesi Kampüs FM'de İnanç Kara Ölmeztoprak'ın hazırlayıp canlı yayında sunduğu 'Panorama Programı'na katıldı. Şahin, nefrolog olmak için ihtisas ve yan dal sınavlarında başarılı olmanın gerekliliğinden bahsederken, yılda ancak 30 kişinin nefrolog olarak yetişebildiğini vurguladı. TÖTM'de bu alanda iki profesör ve iki yan dal asistanı bulunduğunu söyleyen Şahin, her nefroloji ünitesinin nakil yapamadığını, Malatya'nın bu açıdan şanslı iller arasında yer aldığını ifade etti. Bölgenin en büyük diyaliz merkezine sahip olunduğunu kaydeden Şahin, hastalarla uğraşmayı seven özverili insanların bu mesleği seçmeleri gerektiğini dile getirdi.
"Vücutta oluşan kirli maddelerin atılımını sağlayan böbrekler, adeta 'çalışkan böbrekler' sloganıyla işlevlerini yerine getirmektedir" diyen Şahin, "Vücudun iç dengesini sağlayan bu organların çalışma oranı yüzde 10'un altında ise diyalize veya nakile ihtiyaç duyulur" dedi.
"1900'lü yılların başlarında deneysel çalışmalar ile nakil adımları atılmış, ancak ilk nakil 1954'de ABD'de Boston'da tek yumurta ikizlerinden yapılmış ve 8 yıl devam etmiştir" bilgisini aktaran Şahin, 1980'lerden sonra nakillerin yaygınlaştığını, şu ana kadar nakil sonrası 47 yıllık yaşam süresinde rekorun bulunduğunu belirtti. Şahin, Türkiye'de de nakil sonrası yaşam süresine 23 yıldır devam eden kişilerin olduğunu vurguladı. Böbrek nakillerinin Türkiye'de 35 merkezde yapıldığını bildiren Şahin, "Bu merkezlerden 20 tanesi gayet faaldir ve TÖTM'de bu faal merkezlerin içerisindedir" diye konuştu.
Kadavradan nakil konusunda her organ için 10 kişilik bir liste geldiğini ve en uygun kişinin o listeden seçildiğini belirten Şahin, hazırlıkların bu duruma göre yapıldığını söyledi. Ameliyatın ardından vericinin üç gün içerisinde, alıcının ise bir hafta içerisinde taburcu olduğunu ifade eden Şahin, doktor kontrolündeki takiplerin ise ömür boyu sürdüğünü dile getirdi.
Organ bağışı konusunda daha duyarlı ve hassas olunması gerektiğine dikkat çeken Prof. Şahin, "Yabancı ülkelerde nakillerin yüzde 70'i kadavradan yüzde 20'si canlıdan yapılırken, Türkiye'de yüzde 80 canlıdan yüzde 20 kadavradan yapılabilmektedir. Canlıdan canlıya verici olma durumunda akrabalık bağı yok ise oluşturulan etik kurul ile organ bağışına onay verilebilmektedir" diyerek, organ bağışı ile yeni bir hayat bağışlandığının unutulmaması gerektiğini anımsattı.
Şu an itibariyle, Türkiye'de ilk 10'un içerisinde olan merkezin, özverili çalışmalarla ve zamanla ilk 3'de yer alacağını belirten Şahin, multidisipliner bir şekilde çalıştıklarını sözlerine ekledi.
