SON DAKİKA
SON DEPREMLER

356 Yıllık Delil..

A- A+ PAYLAŞ

Malatya Belediyesi'yle mahkemelik olan bazı ilçe ve belde belediyelerinden su bedeli talebi davasının görüldüğü mahkemeye, Evliya Çelebi'nin 'Seyahatnamesi' delil olarak sunuldu.

Malatya Belediyesi avukatları, dava açarak Malatya Belediyesi'nin Battalgazi, Topsöğüt, Hatunsuyu, Konak, Dilek, Hanımınçiftliği ve Orduzu belediyelerine içme suyu verdiğini belirtip, Battalgazi Belediyesi'nden 811 bin TL, Topsöğüt Belediyesi'nden 293 bin TL, Hatunsuyu Belediyesi'nden 231 bin TL, Konak Belediyesi'nden 333 bin TL, Dilek Belediyesi'nden 449 bin TL, Hanımınçiftliği Belediyesi'nden 636 bin TL ve Orduzu Belediyesi'nden ise 606 bin TL talep etmişti.

Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne davada, diğer belediyelerin avukatları Malatya Belediyesi'nin iddialarını çeşitli delilerle red ederken, mahkemeye sundukları deliller arasında Evliye Çelebi'nin Seyahatnamesi yeraldı. 1611-1682 yılları arasında yaşamış olan Evliye Çelebi'nin 1655 yılında geldiği Malatya ile ilgili verdiği bilgiler arasında mevcut içme suyu kaynağının o zaman da yine şehir merkezi olan Battalgazi ilçesinde de kullanıldığı bilgisi mahkemeye delil olarak sunuldu. Mahkeme, Malatya Belediyesi'nin talebini
reddederken, kararında içme suyunun Battalgazi ve diğer yerleşim yerlerinin kadim hakkı olduğunu belirtti. Davayı kaybeden Malatya Belediyesi aynı zamanda diğer belediyelerin avukatlarına da toplam 176 bin TL tutarındaki avukatlık vekalet ücretini de ödemek durumunda kaldı.

Mahkemeye Evliye Çelebi Seyahatnamesi'nin delil olarak sunulması konusunda bilgi veren Tarihçi-Avukat Abdulkadir Artan, "Malatya Belediyesi, şu anda Battalgazi ve Yeşilyurt ilçeleri ile civardaki 500 bin nüfusu ilgilendiren içme suyumuz ile ilgili olarak su bedeli davası açmıştı. Bu suyun kendisine ait olduğunu iddia ediyordu. Biz de bu suyun hem genel bir su olduğunu hem de özellikle Battalgazi Belediyesi açısından da kadim bir su olduğunu iddia etmiştik. Kadim yani bilinmeyen bir şekilde
daha eskilere gittiğini iddia etmiştik. Pek çok delil sunduk. Bu delillerden bir tanesi de Evliye Çelebi Seyahatnamesi idi. Evliye Çelebi, 1600'lü yılarda yaşamış bir Osmanlı seyyahıdır. Malatya dahil Osmanlı ülkesinin tamamını gezmiştir. Kitabında birebir görgüye dayalı bilgileri bize anlatmaktadır. 1650'li yıllarda Malatya'mıza da gelmiş ve Malatya'mızla ilgili çok geniş bilgiler vermiştir. Bu bilgiler arasında Malatya'nın içme suyu, akarsuları ve sulama suları da bulunmaktadır. Evliya Çelebi, şu anda içtiğimiz Gündüzbey Pınarbaşı suyunu, Malatyalıların bugünkü deyimi ile Derme Suyu'nu da bize anlatmaktadır. Evliye Çelebi'nin zamanında bu suyun adı Deyr-ul Mesih suyudur. Diğer bir adıyla Der Mesih suyudur. İşte bu su, hayırseverler tarafından Osmanlılar zamanında, daha önceki dönemlerde olduğu gibi Malatya'nın o zamanki şehir merkezi olan bugünkü Battalgazi ilçe merkezine götürülmüştür. Orada Evliye Çelebi'ni deyimi ile 7'den fazla sebil bulunmaktadır. Bu sebillerden bir tanesi de Silahtar Mustafapaşa Kervansarayı'nın avlusunda bulunmaktadır. Evliya Çelebi de hem bu hanı görmüş hem de hanın içindeki sebili görmüş. Hanın kapısındaki kitabeyi de okumuştur. Bu yazı günümüzde de hanının dış kapısında bulunuyor. Bu da Evliye Çelebi'nin bu hanı bizzat gördüğünü ve gördüğü kitabeyi de kitabına geçirdiğini gösteriyor. Bizim bu sunumlarımız üzerine Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, Malatya Belediyesi'nin talebini reddetti ve reddederken de özellikle Battalgazi Belediyesi'nin kadim kullanım haklarının olduğunu
belirtti. Bu karar kesinleşmiştir. En önemli delillerimizden bir tanesi Evliye Çelebi Seyahatnamesi'ydi. İkinci dava da lehimize sonuçlanmıştır, ancak henüz kesinleşmemiştir" şeklinde bilgiler verdi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız