SON DAKİKA
SON DEPREMLER

4.'Siyaset Akademisi' Sona Erdi...

A- A+ PAYLAŞ
 
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Malatya Teşkilatı'nın düzenlediği 'Siyaset Akademisi' sona erdi. Dördüncüsü yapılan 'Siyaset Akademisi'nin son dersini AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Reha Denemeç verdi. 
 
 AKP Malatya Milletvekili Öznur Çalık, Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır ve AKP Malatya İl Başkanı Bülent Tüfenkçi'nin ve çok sayıda davetlinin katıldığı Siyaset Akademesi, Malatya Belediyesi Konferas Salonu'nda yapıldı. 
 
"DÜŞÜNMEK GEREKİR"
 
Partinin Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Reha Denemeç, yaptığı konuşmada, "Siyaseti kavrayabilmek için biraz farklı konularla bir arada düşünmek lazım. Farklı konular, şöyle baktığımızda en önde tarih geliyor. Tarihi biraz bilmek lazım. Uluslar arası ilişkiler çok önemli. Sosyoloji çok önemli. Felsefe, dil, eğitim, ekonomi hatta bir takım tabiat olayları, teknoloji siyaseti etkileyen faktörlerdir. Siyaset aslında hayatımızın her anında var olan bir şey. Karı-koca ilişkileri buna en güzel örnektir. Orada siyaseti iyi bilirseniz, çok mutlu olursunuz. Orada yanlış yaparsanız, vallahi çok sıkıntı çekersiniz. Onun için siyaset, önemli bir olay. Tanzimat Fermanı aslında ilk demokratikleşme hareketi ve ağırlıklı olarak azınlıklara haklar veriyor. Neden? Çünkü Osmanlı büyük bir devlet, çok farklı dinden, kültürden, milletten insan var. Onların gazını almak durumunda, onlara bir takım şeyler vermek durumunda ki, fazla hareketlenmesinler. Çünkü hareketlenmeye başladılar. İşte 1789 Fransız İhtilalı, Avrupa ve Osmanlı'da böyle bir etki oluşturuyor. Tarihimizi öğrenirken, doğru öğrenmeliyiz. Tarihi iyi bilirseniz, olayları daha iyi yorumlayabilirsiniz. Bunun yanında bugünün şartlarıyla geçmişi değerlendirmekte doğru olmaz. Bunların çok önemi var" dedi. 
 
"ZORLUK DEĞİŞİME NEDEN DEĞİL" 
 
Zorluk değişime neden değil diyen Denemeç, "Çıkıp erkekçe söylemek lazım. Harf devrimi yapıldı. Bugün kimse geriye dönmek istemez. Ama bunun nedeni Arap harflerinin zorluğu değil, geçmişle irtibatın kesilmesidir. Japonca, Türkçeden çok daha zor bir dil. 1900'lerin başında Japonya'da okuryazar oranı yüzde 90, bugün yüzde yüzün üzerinde. Demek ki zorluk sadece değişime neden değil. Bazı şeyleri düzgün ve doğru söylemek lazım. Aynı şey 1990'ların sonunda yapıldı. Ne oldu? Kat sayı çıkardılar. Ne için? İmam Hatip okullarına giden öğrencilerin sayısını düşürmek için. Ne oldu? Bütün meslek okullarına gidenlerde zarar gördü. Açıkça söyleyemediler. "Biz bunu İmam Hatipliler için yapmak durumundayız, yapacağız" diyemediler. Korktular, çekindiler. Çünkü bu ülkenin değer yargıları onu kaldırmaz. Ona cesaret edemediler" görüşünü savundu. 
 
"ÖZAL BÜYÜK DEVLET ADAMIYDI"
 
Turgut Özal'ın büyük bir devlet adamı olduğunu dile getiren Denemeç, "Rahmetli Turgut Özal'ın 3 tane ana fikri vardı. "Bunlar olursa, bir ülke hem zengin olur hem de demokratik olur" derdi. Bu ana fikirler; teşebbüs hürriyeti, fikri ifade hürriyeti, din ve vicdan hürriyeti. Bunlar Özal'ın fikirleriydi. Ne zaman? 30 yıl evvelki fikirleriydi. Bakın Türkiye bu noktaya ancak geldi. Bu Özal'ın büyüklüğünü gösterir. Allah rahmet eylesin" diye konuştu. 
 
AKP'ye açılan kapatma davasının ekonomiye zarar verdiğini belirten Denemeç, "Kapatma davasının ekonomiye çok kötü etkisi oldu. 2009 yılında da Türkiye yüzde 4,5 küçüldü. 2008 yılında da ancak yüzde 3 büyüyebildi. O yüzde 3 büyüme, kapatma davası olmasaydı yüzde 5'ten aşağı olmazdı. O yüzde 4,5 küçülmede aslında yüzde 1,5, yüzde 2'lerde kalırdı. Yani Türkiye'nin zararı asgari yüzde 5 oldu" ifadelerini kullandı. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız