SON DAKİKA
SON DEPREMLER

4 Yıldır Hrant Yok..

A- A+ PAYLAŞ

Dink cinayeti davası ortaya çıkan onca bilgiye rağmen sadece tetikçi ve çevresindeki bir grupla sınırlı kaldı. Cinayetle ilgili vahim bilgiler kanıksandı ama dava açtıramadı.

Ermeni meselesinde sağduyunun ve iki halk arasındaki dostluğu geliştirmenin simgesi haline gelen Hrant Dink’in hayatı, Sabiha Gökçen’in Ermeni asıllı olduğu iddiasına ilişkin haberiyle değişti. Bu haberin ulusal gazetelerde yayınlanmasından sonra Genelkurmay’ın sert açıklamasıyla tartışmalar büyüdü. Dink, İstanbul Vali Yardımcısı tarafından çağrıldığı valilikte, biri polis, diğeri MİT’çi iki istihbaratçı tarafından “bu tür haberler yapmaması” konusunda ‘uyarıldı’.

Birkaç gün sonra da Mehmet Soykan isimli bir kişi, Dink hakkında bir yazısı nedeniyle Şişli Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Savcılık, Adalet Bakanlığı’ndan da izin alarak “Türklüğü aşağılama” suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 159 (daha sonra 301 oldu) maddesinden dava açtı. Her duruşma aşırı milliyetçi ve ulusalcı grupların Dink’e yönelik saldırıları ile geçti. Daha sonra Ergenekon davasında tutuklanan Kemal Kerinçsiz, Veli Küçük, Sevgi Erenenol gibi isimler, Dink’in hemen her açıklamasından sonra suç duyurusunda bulunmaya, yargılandığı davalara müdahil olmaya başladı. Dink’in yargılandığı davalarda adliyenin önünde, “Hrant Dink, öfkemizin hedefisin” yazılı pankartlar açıldı.

Bilirkişiler “suçsuz” dedi ama...

Dink’in 301. maddeden yargılandığı davada bilirkişi heyeti, dava açılan sözler ile Türklerin değil, Ermenilerin kafasındaki Türk algısının kastetildiğini belirterek, Dink’in suçsuz olduğu yönünde rapor yazdı. Buna rağmen Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Dink’i 6 ay hapse mahkum etti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi ve Ceza Genel Kurulu da cezayı onadı.

Cinayeti herkes biliyordu

Cinayetin azmettiricisi Yasin Hayal, McDonalds’a bomba attığı için girdiği cezaevinden kısa sürede tahliye olduktan hemen sonra, 2005 yılı Ekim ayından itibaren, Dink’i öldüreceğini söylemeye başladı. McDonalds eylemini birlikte yaptığı, ancak emniyet tarafından muhbir yapılarak dava dışında tutulan Erhan Tuncel, Hayal’in bu planını emniyete anlattı. Trabzon Emniyeti, İstanbul Emniyeti’ne yazılı uyarıda bulundu. İstanbul Emniyeti, ihbarın gereğini yapmadığı gibi, Dink’e koruma dahi vermedi. Cinayeti azmettiren Hayal ve Tuncel’in, BBP ve Alperen Ocakları ile bağlantılı olduğu da ortaya çıktı. Cinayet, Yasin Hayal’in jandarma istihbaratına çalışan eniştesi Coşkun İğci tarafından da jandarmaya rapor edildi. Ancak jandarma astsubaylarının bu bilgiyi aktardığı dönemin İl Alay Komutanı Ali Öz, “Daha sonra bakarız” dedi ve konuyu kapattı. Ali Öz ve diğer jandarma görevlilerine ise sadece örtülü af kapsamındaki “görevi ihmal” suçundan dava açıldı.

Katile kahraman muamelesi

Neredeyse bütün Trabzon’un, emniyetin ve jandarmanın bildiği cinayet, 19 Ocak 2007’de geldi. 17 yaşındaki Ogün Samast, Dink’i ensesinden sıktığı iki kurşunla katletti. Samast, ertesi gün Samsun otogarında yakalandı. Eline bayrak tutuşturulup kahraman edasında afiş gibi fotoğrafları çekildi. Bu fotoğrafları çeken polisler beraat etti.

Devlet cinayete zemin hazırladı

Dink cinayetine ilişkin Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda, cinayetin zemininin kamu görevlilerinin bir dizi ihmali sonucu hazırlandığı belirtildi. Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek hakkında inceleme yapılması istenen raporda, jandarma ve polis suçlandı.

Devlet’in AİHM ayıbı

Soruşturmanın tıkanması üzerine Dink ailesi AİHM’de dava açtı. Bu dava Dink’in ölmeden bir hafta önce 301. maddeden aldığı mahkumiyetle ilgili yaptığı başvuru ile birleştirildi. Davaya savunma gönderen hükümet, Dink’i bir Nazi lideri ile kıyasladı ve düşüncelerinden ötürü ceza almasını savundu. Dink’in tehdit edildiğini devletin bilmediği öne sürülen savunma etkili olmadı ve AİHM, Türkiye’nin cinayetten önce düşünce özgürlüğünü ihlal ettiği Dink’in yaşamını da korumadığı için mahkum etti. AİHM, ilgili kamu görevlileri hakkında dava açılması gerektiğini işaret etti ancak buna rağmen halen kamu görevlileri hakkında dava açılmadı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız