SON DAKİKA
SON DEPREMLER

''400 Çocuk Sokakta Çalışıyor''

A- A+ PAYLAŞ

Malatya Belediyesi tarafından düzenlenen "Sokakta Çalışan ve Yaşayan Çocuklar" panelinde, bu sorun tüm boyutlarıyla değerlendirildi. Uzmanlar, bu konudaki çeşitli saptamalarını ve önerilerini anlattılar.

Belediye Basın Bürosu'nun, panelle ilgili bülteni şöyle:

Malatya Belediyesi 2007 yılı kültürel etkinlikleri çerçevesinde, TBMM Araştırma Komisyonu Sokak Çocukları Grubu Başkanı, AK Parti Siirt Milletvekili Öner Ergenç, Adıyaman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bekir Kocadaş, Sosyal Hizmet Uzmanı – Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı Fatih Kılıçarslan ve Umut Çocukları Derneği Başkanı, Pedegog – Gazeteci Y. Ahmet Kulca’nın konuşmacı olarak katıldığı, ülkemizin sosyal yaralarından biri olan sokak çocuklarına yönelik “Sokakta Çalışan ve Yaşayan Çocuklar” adlı panel düzenledi.

2 Mart Cuma günü saat 19.00’da Belediye Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panele, Vali H. İbrahim Daşöz, Belediye Başkanı H. Cemal Akın, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Demirdağ, Vali Yardımcısı İnci Sezer Becel, Emniyet Müdürü A. Osman Kahya, bazı Belediye ve İl Genel Meclis üyeleri, Sosyal Hizmetler İl Müdürü Murat Konan, Milli Eğitim Müdürü Mehmet Bulut, Tarım İl Müdürü Ahmet Güldal, AK Parti İl Başkanı İhsan Koca, Ak Parti Merkez İlçe Başkanı Celal Ekici, Müftü Vekili Mahmut Karatepe, Muhtarlar Derneği Başkanı Mustafa Eren ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Açılış konuşmalarında ilk sözü alan, Sosyal Hizmetler İl Müdürü Murat Konan, sokak çocukları sorunu konusunda alınabilecek önlemler, yapılabilecek iş birliği, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından konuya ilişkin yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler aktardı. İl Müdürü Konan Malatya da sokakta çalışan çocuk sayısında artış olduğunu belirterek, “Şehir merkezinde, işlek caddelerde, otobüs duraklarında, kağıt mendil ve sakız satan, ayakkabı boyacılığı yapan çocuklar görmekteyiz. Sokakta satış yapan bu çocuklar aşırı ısrarcı tutumları, kendi aralarındaki olumsuz ilişkiler nedeniyle dikkat çekmektedirler. Malatya da bu olumsuz tablonun önüne geçmek için mutlaka bir şeylerin yapılması gerekiyordu. Bu çerçevede yeni gençlik merkezi 2004 yılında hizmete başladı. Yapılan sokak çalışmaları sonucunda da, ilimizde sokakta yaşayan çocuk ve gence ulaşılamamıştır” dedi.

Belediye Başkanı H. Cemal Akın da, Malatya da sokakta yaşayan çocuklar meselesinin henüz bir sorun olarak yaşanmadığını belirterek, “Dileğimiz ve isteğimiz Malatya’da değil, bütün ülkemizde hatta dünyada hiç bir çocuğumuzun sokakta yaşamamasıdır. Fakat sokakta çalışan çocuklar meselesi bugün ülkemizin bir gerçeğidir. Malatya’da sayıları fazla olmasa da dönemsel olarak yaklaşık 400 çocuğumuzun sokakta çalıştığı bilinmektedir. Geçtiğimiz günlerde bu çocuklarımıza yönelik güzel ve örnek bir çalışma yapıldı. Emniyet Müdürlüğümüzün yaptığı çalışmaya Belediye olarak biz de katkıda bulunduk. Sokakta çalışan 39 çocuğumuza iş imkânı sağlandı. Bunların 6 aylık ücretsiz ulaşım gideri Belediyemiz tarafından karşılandı. Bu vesileyle Emniyet Müdürümüze, Eczacılar Odasına ve diğer yetkililere teşekkür ediyorum” dedi.

Başkan Akın, “Sokakta Yaşayan ve çalışan çocuklar” meselesi her ne kadar hızlı kentleşme, sanayileşme gibi sebeplere bağlansa da, bu meselelere aslında milli ve manevi değerlerimizin yozlaşması açısından bakmak gerekmektedir. Bu sorunun kökenine indiğimizde, ilk olarak karşımıza aile çıkmaktadır. Ailenin dağılması, aile müessesesinin dejenere olması beraberinde büyük sorunları da getirmiştir. Yaşanan sosyal problemler, milletimizin temelini oluşturan en önemli müessese olan aileyi de olumsuz etkilemiştir. Ailenin dağılması ve yara alması birçok sorunu da beraberinde getirmiştir.

Bugün bilhassa büyük kentlerde “Sokakta yaşayan ve çalışan çocuklar” gerçeği ile karşı karşıya kalınmıştır. Kentsel değişim süreci, bireylerin ekonomik ilişkileri yanında ailelerin rol, işlev ve yapılarında da önemli değişiklere neden olmuştur. Eğitim sürecinde de sorunları bulunan çocukların sokakla tanışmasına ve sokakta kalmasına neden olmuştur” dedi.

Belediye Başkanı H.Cemal Akın, kente göçle gelmiş, ancak kentsel bütünleşmesini sağlayamamış, eğitim, sağlık gibi haklardan yeterince yararlanamayan, geçerli bir mesleği ve kentsel yaşamın gereklerini karşılayabilecek becerileri olmayan, kültürel değerleri farklı bu insanların kentlere yığılması, beraberinde birçok sorunu da gündeme getirmektedir. Tüm bu süreç geleneksel yapıdaki ailenin yapı ve özelliklerini de değiştirmektedir. Ailelerin çocuklar üzerindeki kontrollerini azaltmakta ve çocukların sokakla tanışmalarına daha sonra da sokakta yaşamalarına zemin hazırlamaktadırlar. Sokak çocukları olgusu, görüldüğü gibi beraberinde birçok etkeni içeren bir sorundur. Çözümünde de pek çok kurumun, disiplinin ortak girişimi ve çabasını gerektirmektedir.

Sorunun çözümüne ilişkin, önleyici ve insan yaşamının niteliğini yükseltici politikalar ve uygulamalar gerekmektedir. Bu da eğitim ve sağlığın yaygınlaştırılması ve ulaşılabilirliğinin sağlanması ile yakından ilintilidir. Gelir dağılımının, yoksulluğu ortadan kaldırıcı ve asgari koşullarda dahi olsa birey ve ailelerin kendi kendine yeter hale getirici olarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Çocuklarımız bizim geleceğimiz, yarınlarımız, umutlarımızdır; Onlara sahip çıkmak geleceğimize sahip çıkmaktır” şeklinde konuştu.

Sokak çocuklarının dışlanmaması gerektiğini ifade eden Vali H. İbrahim Daşöz ise yaptığı konuşmada “Hepimiz sokaklardayız mutlak ki sokakta çalışan çocuklarla karşılaşmaktayız. Bazen onlara şefkat gösteririz, bazen de ön yargı ile bakarız. Bu ülkenin içinde bulunan her çocuk bizim geleceğimiz, her şeyimiz, yarınlarımızdır. Onlar bu ülkenin en büyük zenginliğidir. Bu çocuklarımıza sevgimizi göstermeyip de sokaklara bırakırsak, gelecekte birçok sorunla yüz yüze kalırız. Fakir bir memlekette zengin olabilirsiniz ama zengin yaşayamazsınız. Bu sözden yola çıkarak eğer çocuklarımıza gerektiği gibi sahip çıkmazsak güvende yaşayamayız” dedi.

Yapılan açılış konuşmalarının ardından panele geçildi, panelde ilk olarak konuşan, TBMM Araştırma Komisyonu Sokak Çocukları Grubu Başkanı, AK parti Siirt Milletvekili Öner Ergenç, TBMM Araştırma Komisyonu olarak sokakta çalışan çocuklara ve yaşayan çocuklara yönelik yapılan çalışmalar hakkında bilgiler verip, sorunların kaynaklarını araştırdıklarını ifa etti. Komisyon Başkanı Ergenç, “Ülkemiz hızlı bir endüstrileşme sürecine girmesiyle birlikte, sağlıksız bir kentleşme sonucunda oluşan toplum yapısındaki değişikliklere paralel olarak değişen aile yapısı, bu gelişime ayak uyduramayan ailelerin oluşmasına neden olmuştur.

Bu süreç içinde ekonomik yoksulluk ve köyden kente göç sonucu oluşan kültürel çatışmayı da yaşayan aileler kent yaşamının dışına itilmektedir. Geleneksel kırsal kesimde ailenin aldığı destek ( psikolojik, sosyal, ekonomik ) kentlerde toplumsal kurumlar tarafından sağlanamadığında, büyük ümitlerle kente göçen yığınların aile ilişkilerini etkilemekte, çocukları başıboşluğa sürüklemektedir. Ayrıca boşanmalar, resmi nikah olmaksızın yapılan evlilikler, değişik eşlerden olan çocuklar, ebeveynlerden birinin evi terk etmesi gibi nedenler de çocukların sokakların sokak yaşamını seçmesine neden olabilmektedir. Bu sorun yoğunlukla metropol illerde görülmektedir.

Özellikle İstanbul gibi gecekondulaşmanın ciddi boyutlarda sorun olduğu ortamlarda ailelerin kontrolünden çıkan çocuk sayısı günden güne artmaktadır. Soruna kısa bir süre içersinde sistemli bir müdahale yapılmaması durumunda ise bir süre sonra büyük bir olasılıkla daha büyük yatırımlar yapılması gerekecektir. Ancak bu sorun çeşitli sorunların bir bileşkesi olduğundan çok yönlü bir işbirliği ve koordinasyonu içeren bir rehabilitasyonu gerektirmektedir” dedi.

Adıyaman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bekir Kocadaş ise, toplum içinde suç, şiddet ve çocuk bağlamındaki ilişkileri anlattı. Son yıllarda sokakta çalışan ve yaşayan çocuklarda büyük artış olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Kocadaş, “Son yıllarda uyuşturucu bağımlısı ve kamuoyunda tinerci – balici çocuklar olarak anılan, çocukların neden oldukları olaylar herkesi dehşete düşürmekte, telafisi zorlaşan sosyal bir yara giderek ciddi bir tehlike haline gelmektedir. Her köprünün altında, sur diplerinde, bankamatik kabinlerinde, bankalarda, parklarda, iş hanı girişlerinde birbirine sarılmış yatan çocuklar, olağan bir görüntü sergilemektedirler. Önceleri tek başına dolaşan bu çocuklar karşılaştıkları tehlikeler karşısında gruplaşmaya sonra da çeteleşmeye başlamışlardır. Aç kaldıklarında ya da madde almak istediklerinde hırsızlık, gasp gibi suçlara yönelmektedirler. Bu çocukların işledikleri suçlar her geçen gün artmakta dehşet boyutuna ulaşmaktadır. Bu çocuklar büyüklerin oluşturduğu çeteler – mafyalar tarafından gasp, kapkaç, haraç ve hırsızlık işlerinde kullanıldıkları meydana gelen olaylar ortaya çıkmaktadır. Suç işleyen ya da suça karışan çocukların cezaevine konulması, mevcut cezaevi düzeninde, çocukların ıslahı bir yana yeni suç tekniklerini öğrenmelerine neden olmaktadır.

Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre, 2002 yılında Emniyete getirilen, 95 bin 732 çocuğun % 35’inin sigara, alkol, çözücü, yapıştırıcı, uyuşturucu ve hap kullanmaktadır. Yine yapılan araştırmalara göre 28 bin civarında bağımlı çocuğun olduğunu ve bunların 6 bin kadarının örgütlü suça karıştığı veya bireysel suç nedeniyle hapishaneye girdiği belirtilmektedir. Önlem alınmadığı takdirde önümüzdeki 5 yıl içerisinde bu sayının 100 bin civarında bir sayıya ulaşacağı tahmin edilmektedir” dedi.

Slayt gösterileri eşliğinde, sokak çocuklarının tekrar topluma kazandırılması için aile çekirdeğinin korunması gerektiğine dikkat çeken, Umut Çocukları Derneği Başkanı, Pedegog – Gazeteci Y. Ahmet Kulca ise Toplumumuzda son yıllarda çekirdek ailede yaşanan bozulmalar sokak çocuklarının artmasını tetikleyen en önemli faktörlerden birisidir. Sokakta çalışan veya yaşayan çocuklara yönelik yapılan çalışmaların dışında çekirdek aile’nin korunmasına yönelikte çalışmalar yapılmalıdır. Günümüz çağında çocukların korunması için açılan koruma evlerinin yapımında, çalışmasına, çalışan personelinden yapılan diğer hizmetlerin masrafları göz önünde bulundurulduğunda çekirdek ailenin korunması önem kazanıyor. Ekonomik anlamda güçlendirilen, sosyal hakları genişletilen ailelerde kopmalara ve bölünmelere daha az rastlanmaktadır.

Bugün ülkede yaşayan 100 bine yakın sokak çocuğunun, sokaklarda başlarına gelen birçok olayı medya aracılığıyla dinlemekte ve izlemekteyiz. Sokakta çalışan çocuklar ailesinin geçimine katkıda bulunmak ya da kendi masraflarını karşılamak için günün bir bölümünde sokakta çalışan, gecenin erken ya da geç bir saatinde evine dönen çocuklardır. Mendil-sakız-su-kart satanlar, ayakkabı boyacılığı yapanlar, kırmızı ışıkta araba camı silenler, sabit noktalarda dilencilik yapanlar buna örnektir. Genelde tiner, bali ve benzeri madde bağımlılıkları yoktur. Bu çocukların aile ilişkileri bir şekilde sürmektedir. Ancak bu çocukları sokaklara iten faktörlerin başında aileler gelmektedir. İnsanların duygularını sömürerek kazanılan bu paralar, çocukların yetişmesinde, kişilik bozukluklarına okul hayatını olumsuz etkilemesi gibi bir takım sorunları da beraberinde getirmektedir. Yine çocuklarımızı sokakta çok büyük tehlikeler beklemektedir. Şiddet, fiziksel ve cinsel istismar, başkaları tarafından suç işlemeye zorlanmak, yanma, yaralanma, tehlikeli bulaşıcı hastalıklara yakalanma, bakımsızlık sonucu oluşan sendromlar, kaçırılma, öldürülme gibi sonlarla karşı karşıya kalmaktadırlar” dedi.

Son olarak konuşan Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı, Sosyal Hizmet Uzmanı Fatih Kılıçarslan ise, Çocuk ve ergenlerin madde kullanmaya başlamasının sebepleri, gençlerin madde kullandığına dair belirtilerin nasıl ortaya çıktığı ve madde bağımlısı çocukların aile içi ilişkileri hakkında bilgiler aktardı. Madde bağımlılığına başlamanın birçok nedeni olduğunu belirten Başhekim Kılıçarslan, “Gençlerimizi, çocuklarımızı esir eden bağımlılıklar merak, arkadaş grubu, çocukların arkadaşlarına hayır diyememesi gibi birçok nedenle başlar. Çocuğun arkadaşları tarafından sürekli maniple edilmesi, çocuğun örtülü depresyon geçirmesi, aile içi sorunlar çocuğun madde bağımlılığında önemli etkendirler. Madde bağımlılığını genetik bir nedene bağlamaya ilişkin elde yeterli bir kanıt yoktur. Ama çocuğun modelleme ile ilişkisine bağlayabiliriz. Çocuk ya arkadaşlarından birini model alacak ya da anne babasından birini model alacak. Buna örnek vermek gerekirse ailede sigara içen ebevynin olması, çocuğu sigara bağımlılığına yatkın olmasını erken yaşta başlatıyor.

Madde ve uyuşturucu kullanan bir çocuğun her şeyden önce tutum, davranışları ve psikolojisin de belirgin değişiklikler yaşanır. İçine kapanabileceği gibi aşırı hareketlilik gözlenebilir, öfke, kızgınlık patlamaları yanı sıra yalan söyleme gibi uyum ve davranış sorunları ile derslerinde düşme, sınıfta kalma ya da okulda öğretmenleri tarafından sürekli uyarı cezaları aldığını gözlemleriz. Çocuğun bedeninde belirgin değişiklikler ortaya çıkar. Aşırı kilo kaybı, kollarında iğne izleri, sürekli öksürme, gözlerinde kızarıklık, uyku düzeninde bozukluk, arkadaş grubu değişir, giyim tarzı değişir, kollarında dövme ya da kesikler görülür.

Anne ve Babalara çok önemli görevler düşüyor.
Madde bağımlısı çocuklarda, anne ve babaların tutumlarında, çocukluk dönemi gelişim sürecinde ciddi olumsuz yanlış yaklaşımlar var. Özellikle madde bağımlılığı, yaptığım klinik çalışmalarda edindiğim bilgi. Madde bağımlılığı bir sebep değil bir sonuç. Bunun sebepleri öncelikle aile içerisindeki, ane ve babanın çocukla ilişkilerinde yaşadığı sonuçlar. Karı – koca ilişkisi içerisinde olan anne baba, evlilik yaşantısında bir uyum, ahenk sağlayamazsa duygusal anlamda, ilişki anlamında olumlu yaklaşımlarda bulunmazsa bu çocukların doğumuyla birlikte ortaya çıkan anne ve babalık rolüne de olumsuz bir şekilde yansıyor. Burada şunu vurgulamak lazım, aile ilişkileri çok önemli. Eş ilişkileri çok önemli. Özellikle ekonomik düzeyi yüksek, eğitim düzeyi yüksek ailelerde karı koca arasındaki iletişim sorunları, boşanmış anne baba sorunları neticesinde çocuk psikolojik olarak etkileniyor, aileden uzaklaşıyor. Çünkü çocuk, anne ve babanın çatışma alanı haline geliyor” dedi.

Panelin sonunda, panelistler dinleyicilerden gelen soruları cevapladılar.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız