SON DAKİKA
SON DEPREMLER

6 Başkanlık Seçim!

A- A+ PAYLAŞ

İsmet YALVAÇ

Bir yerel seçim daha geçirdik.

Bu yazıda, Malatya merkez belediye başkanlığı seçimini değerlendireceğiz.

Geçtiğimiz Pazar günü gerçekleştirilen yerel seçimlerin, daha öncekilere göre farkı; özellikle iktidar partisinin kendi içindeki dengeler, adayların sonuca etkisi, yerel koşulların, gündemin sonucu ne kadar etkilediği ve seçmenin eğilimini aslında neyin belirlediğine ilişkin bir paradoksu değerlendirme açısından ortaya koyduğu sonuçlardı.

Bazı değerlendirmeler yapmadan önce, 2004 ve 2009 seçimlerine ilişkin bazı rakamları hatırlatmakta yarar var.

2004’TE NE OLMUŞTU?
2004 seçimlerine, MHP’nin yeniden aday gösterdiği Mehmet Yaşar Çerçi dönemin belediye başkanı olarak girerken, AKP bilinen şekilde eski bakanlardan Korkut Özal’ın etkisiyle aday gösterdiği Avukat Cemal Akın’la yarışmıştı.

2004’de merkez belediye başkanlığı için oy kullanma hakkı olan seçmen sayısı 207 bin 399 iken, bunun yüzde 60.5’lik bölümü, yani yaklaşık 125 bin 500’ü sandık başına gitmişlerdi.

2002’de seçilen milletvekillerinin çok tartışılan performanslarına rağmen, genelde esen Tayyip Erdoğan rüzgarıyla AKP adayı Cemal Akın oyların yüzde 51.4’ünü oluşturan 62 bin 895’ini almış ve seçilmişti.

Belediye Başkanı olarak seçimlere giren MHP adayı Mehmet Yaşar Çerçi, bireysel anlamda sağladığı sempati ve sokakta en çok konuşulan aday olmasına rağmen, ancak yüzde 33.2 oranını oluşturan 40 bin 642 oy almıştı.

Oyların yüzde 10.4’lük kısmını yani 12 bin 706’sını alan CHP adayı ise oy sıralamasında üçüncü olmuştu.

Saadet Partisi’nin 2004’teki oyunu da, 2009 değerlendirmesi açısından vermek gerekiyor. Evet o zaman Saadet Partisi 1.856 oy, yani yüzde 1.5 oranında oy almıştı. Bu oy oranı Saadet Partisi’ni ilk 4 parti arasına sokmuştu.

2009’A GELİNCE..
2009’da merkez belediye için oy kullanabilecek seçmen sayısı, bir önceki seçime göre 40 bin artarak 247 bin 710’a yükseldi. Seçmen sayısı yükseldiği gibi, bu seçimlerde oy kullanma oranı da ciddi şekilde arttı. Tüm seçmenin yüzde 79.6’sını oluşturan 197 bin 339 kişi sandık başına gitti.

Geçerli oyların yüzde 52.4’ünü oluşturan 100 bin 506 oy AKP adayı Ahmet Çakır’a giderken, bu kez Mehmet Yaşar Çerçi’yi aday yapan Saadet Partisi yüzde 29.4’lük oranı yansıtan 56 bin 408 oy aldı.

CHP Ömer Şarapnal’la yüzde 14’lük bir oran ve 27 bin 027 oya ulaşırken, MHP’de Cumali Ünaldı ile birlikte “trajik” bir düşüş yaşandı. Bu parti oyların yüzde 1.8’ini oluşturan 3 bin 576 oyda kaldı.

KAYBEDENİ, KAZANANI..
Bize göre, seçimlerin en ciddi kaybedeni isim olarak eski belediye başkanı Cemal Akın, kurum olarak da Milliyetçi Hareket Partisi’dir.

2004’te “tepelerde etkili ağabey”in etkisiyle aday gösterilen ve parti rüzgarıyla seçilen Cemal Akın, partinin yerel örgütüyle çok da iyi geçinemedi. Hep bir mesafe, hep bir soğukluk oldu. Hem partisinin bir önceki dönem milletvekillerinden bazıları, hem de son dönem milletvekillerinin çoğuyla iletişimi yok gibi, hatta hiç yoktu. 2007’de seçilen milletvekillerinden özellikle Ömer Faruk Öz ve İhsan Koca ile hep sorunluydu, Öznur Çalık’ı da bunların arasına katmayı başardı. Mücahit Fındıklı ve Mehmet Şahin’le de sıcak diyaloğ kuramayınca, onları da diğer 3 milletvekiline yaklaştırdı. Cemal Akın, kendisinin belediye başkanlığı gibi, milletvekilliği performansı çok tartışılan Fuat Ölmeztoprak’la sorun yaşamadı. 2009 seçimleri için yeniden adaylığı düşünürken, Malatya’nın milletvekillerine değil, daha çok şahsi dostlukları olan AKP’nin üst düzey isimleri Necati Çetinkaya, Mir Dengir Mehmet Fırat, Bülent Arınç, Abdulkadir Aksu, Hayati Yazıcı gibi isimlere güvendiği yazıldı, konuşuldu. Ve hesap zamanı geldiğinde, pek hesaba katmadığı milletvekilleri, net tavırlarıyla güçlerini gösterdiler. Partinin üst yönetimi, daha doğrusu son karar mercii olan genel başkan Tayyip Erdoğan dostluk- ahbaplık bağlarıyla gelen Cemal Akın önerisine karşı, bize göre çok daha doğru olan bir şekilde Malatya’nın milletvekillerinin görüşlerini dikkate aldı ve böylece Akın devre dışı kaldı. Akın’ın devre dışı kalmasında, partinin daha önce yaptırdığı anketlerde de pek geçerli not almamış olmasının büyük etkisi vardı. Milletvekilleri, adaylık sürecinin son günlerinde üzerinde karar kıldıkları il başkanı Ahmet Çakır adını, ciddi bir risk alarak ortaya koydular. Çakır, öğrenim durumu başta olmak üzere çok tartışıldı, çok konuşuldu. Cemal Akın’ın, Çakır adının ortaya çıkmasıyla takındığı negatif tutum, elinde gibi gözüken belediye gibi bir kurumun desteğinden AKP’yi mahrum bıraktı. Yeniden aday gösterilmemesi bize göre, kendisi için büyük bir şans olan ve çok tartışmalı görev döneminin bir hesaplaşması yapılması gerekiyorken, bir anda “mağdur” (!) durumuna düştüğü için “badem gözlü” olan Akın, bundan dolayı sıkıntısız, hatta ilk şoku attıktan sonra kendisi için neredeyse keyifli bir uğurlamaya dönüşen seçim süreci yaşadı. “Mağdur” gözüktüğü için ne rakipleri üstüne gidip, 5 yılını sorguladılar ne de kendilerinden çıkmış bir ismi, ne kadar “negatif” dursa da topun ağzına koydular. Oysa, Cemal Akın’ın aday olacağı bir seçim süreci, Akın için bu kadar sıkıntısız geçmezdi.

Akın’ın bir beklentisi de, Malatya’da sokağın konuştuğuna göre “tutmayan” AKP adayı Çakır’la birlikte milletvekillerinin yenilmesi, dolayısıyla 2 yıl sonra yapılacak genel seçimlerde kendisi için yaptığı Ankara hesabıydı. Bize göre aday gösterilmemesine rağmen partiden ayrılmamış olması bu nedenleydi. Çakır’la hem parti, hem de milletvekilleri yenilecekti. Yeniden belediye başkanı adayı gösterilmediği için önce kaybeden, sonra bu durumu lehine çevirmek için manevralar yapan ve 2 yıl sonrasına dair hesapları yürür gibi gözüken Akın, Çakır’ın seçimleri kazanmasıyla birlikte bir kez daha kaybetmişti. Seçimin en önemli kaybedeninin Cemal Akın olduğunu söylemek mümkün. Seçim sürecinde karşısında olan milletvekillerinin pek de dillendirmedikleri eleştirilerin, Çakır’ın belediyeye gelmesiyle birlikte Akın’la hesaplaşmaya dönüşeceğini de hesaba katmak gerekiyor. Akın’ın “giderayak” belediye kaynaklarını ölçüsüzce tüketmesi, belediyeyi kurumsal anlamda ciddi sıkıntıya sokacak personel alımları, iç bünyedeki bazı atamaları, şirketleri getirdiği konum, hatta yıktığı eski belediye binasının yeri Çakır’ın en büyük sıkıntısı olacaktır. Akın, Çerçi’den devraldığı zaman “sorunu” neredeyse olmayan bir belediyeyi, “fevkalade” sorunlu bir halde Çakır’a teslim edecektir. Bu kısa zamanda görülecek. Milletvekilleri de (en azından Öz, Çalık ve Koca), bunu dillendirecekler. Çünkü seçim döneminde kendilerini zor tuttular, bize göre.

Seçimin bir diğer kaybedeni, 2004’e görü olağanüstü bir düşüş yaşayan MHP’dir. 2004’te kişisel sempatisi nedeniyle MHP’ye 40 bin’in üzerinde oya taşıyan Çerçi, 2009 için aday olarak düşünülmeyip devre dışı bırakılınca, bir başka ismi aday yapan MHP, parti oylarının ülke genelinde artış göstermesine karşın Malatya’da 40 bin 642’den 3 bin 576 oya düşmesinin herkesçe bilinen nedenlerini çok iyi değerlendirmelidir. 2004’te yüzde 33.2 olan oy oranı, 2009’da yüzde 1.8’e düşmüştür. MHP’nin aday olarak reddettiği bir isim, MHP’ye büyük bir fatura çıkarmıştır. Malatya’da her iki seçimin MHP ile ilgili ortaya koyduğu sonuç, 2009 adaylığı bir kongrede yaptığı konuşmadaki sözleri gerekçesiyle parti yönetimince kabul görmeyen Çerçi’nin, o konuşmada doğruyu söylemiş olduğunun ortaya çıkmasıdır. Bunun tartışılır tarafı yoktur, rakamlar ortadadır.

Rakamların ortaya koyduğu bir başka gerçeklik, Saadet Partisi’ndedir. MHP’nin reddettiği ismi aday gösteren Saadet Partisi, 2004’te 1.856 olan oyunu, 2009’da Çerçi’yle 56 bin 408’e çıkarmıştır. Rakamlar, Çerçi adının büyük bir ivme kazandırdığı Saadet Partisi’nin olağanüstü önemli bir yükseliş gösterdiğini ortaya koymuştur.

CHP, 2004’e göre oransal olarak 4 puanlık artış gösterse de, miktar olarak yüzde 100’ün üzerinde bir artışla, Mimar Ömer Şarapnal’la birlikte, 2004’te emaneten MHP’ye, daha doğrusu Çerçi’ye gittiği değerlendirilen oyunun önemli bir bölümünü geri aldığını göstermektedir. CHP, seçmeniyle “barışmakta” olduğu sinyalini almıştır.

Malatya’da, AKP daha doğrusu Tayyip Erdoğan rüzgarı bir kez daha esmiş, Ahmet Çakır’a bu rüzgar seçimi kazandırmıştır. Rüzgar, AKP’ye, onun başkan adayına ve milletvekillerine onay getirmiştir. Malatya’nın gündemi; kentsel dönüşüm, işsizlik, ekonomik sıkıntılar, Malatyaspor’un perperişan durumu vsvs. hiçbir şekilde AKP oylarını olumsuz etkilememiştir. AKP’nin başarısından, aday belirleme sürecini direkt etkileyen milletvekillerinin de doğal olarak önemli hissedar olduklarını söylemek mümkündür. Partinin aday belirleme sürecinde, birçok olayda performanslarına ilişkin değerlendirmeler yapılan, notlarının pek de iyi olmadığı söylenen –ki bize göre AKP’nin 1. dönem milletvekillerinden daha başarılı ve daha gayretliler- milletvekilleri, direkt müdahil oldukları ve sonucuna katlanacakları, belki de bir sonraki genel seçimler için önlerine fatura olarak çıkarılabilecek bir süreci, “güven oyu” ile atlatmışlardır. Sonucun bir ifadesi de budur.

TEK BAŞINA..
Bize göre, bu seçimlere ilişkin olarak Mehmet Yaşar Çerçi için ayrı bir başlık açılmalıdır. Tartışmasız, her iki seçimin; hem 2004’ün, hem de 2009’un en güçlü ismi olduğunu sonuçlar ortaya koymuştur. Adayı olarak girdiği partilerin 2004 ve 2009 performansları, Mehmet Yaşar Çerçi’nin “bireysel” gücünün, etkisinin bir göstergesidir. Çerçi’li partilerin, 2004 ve 2009 oyları ortadadır. 2004’te AKP’nin aldığı 62 bin 895 oyun kaçı Cemal Akın’ın, 2009’da AKP’nin aldığı 100 bin 506 oyun kaçı Ahmet Çakır’ındır? Bu sorunun yanıtı, Çerçi gerçeğinin bir ifadesidir. Evet, bu güç ona seçim kazandırmaya yetmemiştir ama, onu Malatya siyasetinin çok önemli bir figürü olduğunu ortaya koymuştur. Pazar günü yapılan seçimler öncesi Malatya sokaklarında, kime oy vereceklerini “dillendiren”lere bakarsanız, en çok destek Çerçi içindi. Bu nedenledir ki, birçok yorumda AKP’nin Malatya’da seçimi alamayabileceği yazılmıştır, söylenmiştir. Yaygın basında da bu yazılmıştır. Ancak, Malatya’nın yeni bir gerçeği olduğu da bu seçimle anlaşılmaktadır. Malatya’nın son 15-20 yılda ciddi değişime uğrayan demografik yapısı ve bu yapının, genel siyasetle ilgili olarak iktidar partisinin söylemlerine, sokakta seslendirmediği, ancak sandığa yansıttığı onayı, Malatya seçimlerine dair bundan sonra göz ardı edilemeyecek gerçeklerdir. Üstte de söyledik; ne kentsel dönüşüm, ne de kentin gündemindeki diğer sorunlar, bu seçimlerde etkili olmuştur. Kentsel dönüşüm diye ortalığı ayağa kaldıran Beydağı bölgesi sakinleri, son anda oylarının 3’te 2’sini AKP’ye vermiş ve böylece, çok sıkı destek verdikleri izlenimini yarattıkları Çerçi’yi hayal kırıklığına uğratmışlardır. Çerçi’nin bir diğer hayal kırıklığı, 2004 seçimlerinde yüzde 50 oranında oy aldığını söylediği Alevi seçmendir. Geçtiğimiz Pazar günü Alevi seçmenden ancak yüzde 15 dolayında oyun Çerçi’ye geldiği ifade edilmektedir.. Tüm bunlara rağmen, yeni partisine büyük bir sıçrama yaptıran ve önemli ölçüde oy kazandıran Mehmet Yaşar Çerçi, Malatya’nın birinde başkan seçildiği son 3 belediye başkanlığı seçiminin en önemli ismidir.

ÇAKIR VE MİLLETVEKİLLERİ..
Bir önceki seçime göre hem miktar, hem oransal olarak daha fazla oyla Malatya Belediye Başkanlığına seçilen Ahmet Çakır, epeyce sorunlu bir belediye devralmaktadır. Kimi çevrelerde, “Pazar günü Malatya 6 başkan (5’i milletvekili) seçti” diye de seslendirilen yorumlara, “Hayır, burada bir başkan var, o da benim. Onlar milletvekili..” diyecek bir performansla yanıt verebilecek midir? Bunu zaman gösterecek. Belediyenin mevcut kadrosuyla işinin çok zor olduğunu söyleyebiliriz. Akın’ın seçimlerin arifesindeki “oldubittilerine” karşı tavrının ne olacağı, Çakır’ın 5 yılda nasıl başkanlık yapacağına dair soruya önemli bir yanıt olacaktır. Belediyede siyasi anlamdaki yakın çalışma arkadaşlarını, bir önceki başkan Cemal Akın’ın yaptığı gibi, “dosttan, ahbaptan” yana mı, yoksa Akın döneminde hiç görülmeyen; gerçekten iş yapabilecek, nitelikli, temsil yeteneği olan isimlerden yana mı koyacak, bunu kısa sürede göreceğiz. Belediye meclisine son seçimle giren kimi isimlerin, seçim öncesinde “Başkan Vekili” yapılacaklarına dair ortaya atılan iddialar gerçek mi, söylenti mi, bu kısa sürede görülecektir. Bu önemli bir gösterge olacaktır. Yine Belediyenin başkan yardımcısı kadrolarını işgal edenler dahil, “sınavsız-hülle ile” yükseltilenler dahil, yetenekleri tartışılır kimi üst bürokratlarıyla mı çalışacaktır, yoksa milletvekillerinin desteğiyle, kadrolarıyla birlikte başka kurumlardan Malatya Belediyesi’ne taşınabilecek gerçekten yetenekli, çalışkan, iş bilen bir kadro oluşumunu mu sağlayacaktır? Bunları göreceğiz.

5 milletvekili, belediye başkan adayı olarak ortaya koydukları ve genel başkanlarına da onaylattıkları Ahmet Çakır’la birlikte Malatya belediyesi hizmetleri çerçevesinde de artık sorumluluk üstlenmişlerdir. Seçim sürecinde bazen seslendirdikleri bazen de özel sohbetlerde söyledikleri gibi, hiçbir şekilde kendileriyle diyaloğ kurmayan, hatta “bir kez bile” aramayan bir belediye başkanı artık yoktur.

İktidar partisi mensubiyeti ve milletvekilleriyle kurulacak iyi bir diyaloğ avantajını Malatya Belediyesi nasıl değerlendirecektir? Bunun yanıtı, öncelikle milletvekillerindedir.

Seçim sonuçlarının bir de milletvekillerinin yakın geleceği ile ilgili etkisi olabilecektir ki, o da Başbakanın kabine değişikliğine gideceği haberiyle ilgilidir. Malatya milletvekilleri, seçim sonucu itibarıyla genel başkanlarına mahçup olmamışlardır. 2007’de yüzde 67’lik oy desteğiyle gerek hükümette, gerekse parti üst yönetiminde yer bulamayan Malatya, 2009 sonucuyla ne bulacaktır? Onu da kısa zamanda göreceğiz. Bu arada belirtmek gerek, İl Genel Meclisi seçimi usi sonuçları ayrı bir değerlendirme konusudur.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız