SON DAKİKA
SON DEPREMLER

72 Yıl Ve İki Meclis!

A- A+ PAYLAŞ

2000’li yılların, başkanların mensup olduğu partiler ağırlıklı , başkanlık makamından gelen neredeyse her kararı gözü kapalı onaylaması, ayda bir yapılan toplantıların zaman zaman 1 saati bile bulmadığı, 500 bine yaklaşan kentin belediyesinin bütçesinin “ilkokul mezunu” bir üye tarafından 1 saatte okunduğunun öne sürülüp, 20 dakikada görüşülüp kabul edildiği günümüz Belediye Meclisi malum..  

 

Oysa günümüzden yaklaşık 72 yıl önceki Belediye Meclisi öyle miymiş? 72 yıl önce Malatya Belediye Meclisi’nin, hem de tek parti yapılı Belediye Meclisi’nin önemli bir kararıyla ilgili oturumunu bu haberde gündeme getiriyoruz.

 

Kaynağımız,  Araştırmacı- Yazar Celal YALVAǒın arşivinden elde ettiğimiz “15 İkincikanun (Ocak) 1936 Çarşamba” tarihini taşıyan, yerel FIRAT Gazetesi.. Oradaki, “Bayındırlık Planı Şehir Kurulunda Onaylandı” başlıklı haberin konusunu ve tartışmaları dikkate sunuyoruz.

 

Önce, bazı hatırlatmalar yapalım. Söz konusu tarihte; Malatya Hükümet Konağı, bugünkü Ziraat Bankası Özel İşlem Şubesi (Belediye yanındaki eski Emlak Bankası)’nin yerinde, iki katlı bir ahşap yapıdır. Belediye ise, Yeni Cami'nin çaprazında bugün Soykan Parkı’na cepheli simit sarayı ile eski Şekerbank’ın bulunduğu yerdedir.

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci adamı, dönem başbakanı İsmet Paşa, memleketinin imarı için, 1930’lu yıllarda Ankara’nın da imar planını yapan Alman Mimar Yansen’i Malatya’ya göndermiştir. Malatya’ya geldiğinde, aslında şehrin yerleşim yerinin, bugünkü Şehir Mezarlığı’nın olduğu alanda olmasının çok daha uygun olacağını ifade eden, ancak mevcut durum üzerine imar konusunu ele alan Yansen’in de şehir imar planı ile ilgili önerileri vardır. Hükümet Konağı’nın yapılacağı yer şehrin siklet merkezi olması açısından büyük önem taşımaktadır. Mevcut merkez bugünkü gibi Yeni Cami civarı iken, Türk Mimar Bay Semih, Hükümet Konağı’nın Sıtmapınarı tarafında yapılmasını önermektedir. Buna destek verenler, karşı çıkanlar vardır. Alman Mimar Yansen ise, “Yeni Cami nakledilemeyeceğine göre..” diyerek, Hükümet Konağı’nın Hamikoğlu Hanı ile Doğumevi’nin (bugünkü Galeria ile Demir Pasajı’nın bulunduğu yerdeymiş) arasındaki bir yerde yapılmasını önermektedir. Buraya karşı çıkanların iddiası, birkaç metre kazıldıktan sonra su çıkması nedeniyle, oranın bataklık olduğu şeklindedir. Yansen ise rantiye yaratacağından yeni hükümet konağının Sıtmapınarı’na yapılmasına sıcak bakmamaktadır. Haberde bahsi geçen Hamikoğlu Han ise, bugünkü Hükümet Konağı’nın bulunduğu alanda yeralmaktadır.

 

O yılların Öz Türkçe kullanımı çabası gereği, haberdeki birçok tanım bugün kullanılmayan kelimelerle yapılmaktadır. Örneğin, Uray "Belediye", İlbay “Vali”, Şarbay “Belediye Başkanı”, Saylav ise “Milletvekili”dir.

 

Dönemin Valisi  İbrahim Ethem Akıncı, Belediye Başkanı aynı zamanda dönemin başbakanı İsmet Paşa (İnönü)'nın amcazadesi Tevfik Temelli’dir, haberde geçen Milletvekili Hilmi Taner’dir  Belediye Meclisi’nin, tek partili dönem gereği 26 üyesinin tamamı CHP’lidir. Habere konu oturuma 26 üyeden 20’si katılmıştır.

 

O yıllarda yeşil alan olarak planlanan şimdi neredeyse şehir merkezindeki tek yeşil alan konumundaki Vilayet Parkı’ndan 70 yıl sonra yol geçirme kararı alabilen, ancak “yargıya toslayan” mevcut Belediye Meclisi’nin kararlarının niteliği ile o zamanki Belediye Meclisi’nin duyarlılığını göz önünde tutarak okuyacağınız bu haberin, Malatya’nın yönetim kalitesi ile ilgili  ileriye mi, yoksa geriye mi gittiğine dair değerlendirmenize ışık tutacağına inanıyoruz.

 

İşte, sonuçta Hükümet Konağı’nın bugünkü yerine yapılması kararının, Belediye Başkanı Tevfik Temelli’nin, kabul eden ve karşı çıkanların oylarının eşitliği nedeniyle, kabul yönünde oy kullanmasıyla çıktığı Belediye Meclis oturumuna ilişkin FIRAT Gazetesi’nde yayınlanan haber:

 

….

 

15 İkincikanun (Ocak) Çarşamba 1936 tarihli FIRAT Gazetesi’nden

 

“Bayındırlık Planı

ŞEHİR KURULUNDA ONAYLANDI..

Kaç kez söyledim, yazdım. Şehir kurulunun toplantı yeri dardır diye..aldıran olmadı.

 

Üyeler bile bu salon yavrusuna ayak basarken oturacak yer bulmakta şaşırıp kalıyorlar.

 

Bereket versin Pazartesi toplantısına şehir kurulunda bulunan 26 üyenin hepsi de gelmiş değildi.

 

Toplantı yerine girince nasılsa işgal edilmemiş küçük bir boşluk keşfettim ve hemen yerleştim.

 

Benden sonra gelen bir üye ayakta kaldı.

 

Ele geçirdiğim sandalıyayı ona bıraksam mı diye düşündüm. Amma bu dönemde ayakta kalmak bana düşecekti. Vaz geçtim.

 

Üyelerin bir çoğunun bakışında (be adam! Gazetecilik de ne oluyormuş sanki sen olmasaydın arkadaşımıza yer bulunacakdı) gibi serzenişler okumakla beraber işi pişkinliğe vurdum.

 

Toplantıda bulunmayan altı üye de –Tanrı esirgesin- bu konuşmaya gelmiş olsalardı nasılsa zar, zor ele geçirdiğim ve kıpırdamak imkan olmayan köşeciğimi de tabii onlara bırakacak ve süklüm püklüm toplantı salonundan (!) ayrılmak mecburiyetinde kalacaktım.

 

Öyle sanıyorumki tasarrufcu şarbayımız yine tasarruf kaidelerine uyarak konuşmalar için geniş bir yer bulmağı gereksiz buluyor. Yalnız tasarruf değil üstelik dinleyiciden de kurtuluyor.

 

Bu salon yavrusunun içeriye dinleyici almayışından başka pratik bir faydası daha var.

 

Omuz omuza oturan üyeler bir dakika önce mengeneden kurtulayım düşüncesile sözü uzatmak şöyle dursun sık sık konuşmanın yeterliğini ileri sürüyorlar ve şarbay da saatlerce sürebilecek cevaplardan hafif tertip kurtuluveriyor.

 

Ne tılsımlı saloncuk bu! Pazartesi toplantısında yalnız üyeler değil ben de bu tılsımın tesirini duydum. Şarbay konuşmanın sona erdiğini bildirince hepimiz ok gibi dışarı fırladık!

 

* * *

 

İlbay Akıncı ve saylavımız Tanerin de bulunduğu toplantı saat 14.30’da açıldı.

 

Şarbay Tevfik Temelli bu fevkalade toplantının konusunu anlattı ve dediki:

 

Bayındırlık planında üç esaslı noktayı göz önüne almak mecburiyetindeyiz:

 

1-Urayın mali kudretine göre yürümek.

2-Bugün ve yarın için urayı başaramayacağı işlere girişerek urayı takattan düşürmemek.

3-Biran önce bayındırlığa kavuşmak.

 

Mimar bay Semih Malatyaya ciddi ve derin ilgi ile incelemiş, çok iyi gören bir gözle ve bir Malatyalının şehir için düşündüğünden daha üstün bir isabetle güzel bir plan yapmıştır.

 

Bay Semihin şehrimiz için gösterdiği ilgi ve fedakarlığa huzurunuzda teşekkürü bir bornç bilirim. Yalnız bu plandaki hükümet kurağının yeri üzerinde çeşitli dilekler oldu. Büyük başbakanımız için incelemesi için uzman profesör Yanseni şehrimize gönderdiler.

 

Yansen, yaptığı inceleme sonunda şimdiki hükümet konağının yanı başında bir yeri teklif etmektedir. Ancak burası çukur bir yerdir ve su yuvasıdır. Aynı zamanda istimlaki çok pahalıya mal olacak bir sahadır.

 

Bu bakımdan yeni hükümet kurağının doğumevinin hemen yanı başında ve güneyine düşen sahada yapılması şehir için hem güzellik ve hem tasarruf noktasında çok yerinde olacaktır.

 

Bay Semihin yaptığı planı bu suretle tadilen kabul etmenizi reca ederim.

 

Üye Evliyaoğlu Kemal- Yansenin teklifini aynen kabul etmeliyiz. Bay Semihin planı mütehassıs bir heyet tarafından incelenmeli ve kurul bir raporla tenvir edilmelidir.

 

Şarbayın dediği gibi Yansenin gösterdiği yer bataklıksa hükümet kurağını bunun 50-100 metro sağına ve soluna almak pek ala mümkündür.

 

Üye Avukat Hüsnü- Bay Semih hükümet kurağı için üç yer teklif etti. Şehrin yalnız bugünkü durumunu düşünemeyiz. Planda şehir 60 bin nüfuslu olarak düşünülmüştür. Nüfusu artırınca pek tabiidir ki şehir batıya doğru yapılacak ve Bay Semih’in teklif ettiği üç yerden şimdiki hükümet kurağına (800) metro mesafede olan mevki o zaman şehrin merkezi halini alacaktır. Burasının kabulünü dilerim.

 

Bundan başka Yansen yabancıdır. İşi bir Türk gözüyle incelememiştir. Bay Semih cidden ilgilenmiştir.

 

Türk bilgisine saygı gösterelim.

 

Mustafa Saltürk- Yansen mutehassıs bir profesördür ve aynı zamanda yüce Başbakanın buyruğuile gelmiştir.

 

Tanınmış bir alimin görüşüne hürmet etmek bir borçdur.

 

Şarbay- İşin iyice aydınlamadığını anlıyorum. Mesele şudur: Hem yerinde bir yapı yapmak, hem de uraya fayda temin etmek ve şehri bayındırlığa kavuşturmaktır.

 

Şimdiki hükümet kurağıile Hamikoğlu hanı arasında sahaya modern yapılarla yeni bir çarşı kurulabilir ve bu işde uray ve şehir çok kazançlı olacaktır.

 

Yansenin teklifi kesin bir teklif değildir. Bir düşüncedir. Yerinde ve faydalı bir yapı yapmak ortaya çıkınca Yansenin teklifinde de küçük bir tadil yapmak zaruri oluyor.

 

Daha ziyade izahat verebilmek ve anlaşabilmek için celseyi tatil ediyorum.

 

* * *

Celse aralığında, İlbay, Saylav bay Taner ve Şarbay görüşlerini hususi surette anlattılar.

 

İlbay işin şehircilik ilmi bakımından incelenmesi üzerinde durdu ve çok esaslı bir özet yaptı:

 

-Hükümet kurağının yerini planın merkez sikleti sayanlar yanılıyorlar. Hükümet kurağı şurada yapılmış, burada yapılmış, ikinci derecede bir önemdedir. Asıl önemli olan nokta ana planın bütün bakımlardan modern bir şehrin ihtiyaçlarını karşılaması meseledir. Görüşlerde bütün fikirlere hörmet etmek lazımdır. Elverir ki, bu fikirler makul ve kabul edilebilecek esbabı mucibeye dayansın. O kanattayım ki, burada ortaya konulan fikirlerin bur çoğundan planı tastik edecek olan yüksek fen hey’eti mutlaka istifade eder. Bundan başka, tasarruf yapacağız diye şehrin güzelleşeceği yerde çirkinleşmesi hiçbir suretle düşünülemez.

 

Bunun içindir ki konuşmalarda esas ve ana hatlar üzerinde yürümeliyiz. Biraz mandi fedakarlığa mal olsa bile bayındırlık işini uzun münakaşalarla geciktirmeyi doğru bulmam.

 

Saylav bay Hilmi Taner de kendi görüşlerini söyledi ve dediki:

 

-Yalnız bugünü düşünemeyiz. Asıl olan yarını düşünmektir. Hükümet konağının yeri şarbayın teklifi gibi kabul edilirse bay Semihin planı şehrin gelecek bütün ihtiyaçlarını karşılıyor.

 

Hükümet konağının yerini değiştirmesile planda kendiliğinden daha başka değişmeler olması da tabii bir iştir. Mesela planda hükümet konağı olarak gösterilen yere geniş caddeler uzatılmaktadır. Yer değişince bu caddelere lüzum kalmaz sanırım. Bunlar tabiatile kaldırılacaktır. Sonra hallerin çarşı ile ilgisi vardır. Planda haller çarşıdan uzak yerlerdedir. Bunlarında çarşıya yakınlaştırılmasını isteyebiliriz.

 

Daha bir kısım tadiller var. Bunların hepsini tesbit eder ve ona göre bir karar alırsınız.

 

Şarbay- Celseyi açıyorum. İş tavazzuh etmiştir. Hükümet konağının yeri Doğum evi yanındaki bahçeye yapılmasının kabulünü re’ye koyuyorum.

 

(Yirmi mevcuttan on üye teklifin reddine öteki onuda kabulüne rey verdi. Başkanın tarafı tercih edildiği için teklif kabul edildi.)

 

Avukat Hüsnü- Planın hiçbir tadil görmeden aynen kabulünü istemiştim. Re’ye konmadı. Şimdiki kararda usule uygun değildir. Karar yazılır okunur ve sonra re’ye konur. Taki herkes ne için rey verdiğini anlamış olsun!

 

Şarbay- Mesele apaçık. Rey verenler bilerek ve anlayarak rey vermişlerdir.

 

Avukat Hüsnü- Karar kesin olmalıdır. Sonradan yazılırsa belki rey verenlerin düşüncesine aykırı olabilir.

 

Bu münakaşadan sonra bir kısım üyeler gerek kararın yazılarak re’ye konması ve gerekse çeşitli meseleler üzerinde söz aldılar.

 

Konuşmaların sonucunda hükümet konağının yeride dahli olduğu Bay Semihin planında yapılan tadillere ait teklifleride okundu.

 

Önce planın aynen kabulünü isteyen avukat bay Hüsnünün teklifi reye kondu. 19 reyle reddedildi. Sonra tadil teklifleri söz birliğile onaylandı.

 

**

Kurulun kararı şudur:

A-Planda inceleme yapan profesör Yansenin İsmet Paşa caddesi üzerinde yaptığı tadil yeniden incelenecek ve hükümet konağı Doğumevi ile Hamikoğlu hanı arasındaki alanda ve yolun güneyinde yapılacaktır.

 

B-Planda gösterilen şehir sınırları, genişletmeğe imkan görülemediği için aynen kalacaktır.

 

C-Çarşı ile münasebeti bakımından hallerin yeri çarşıya yakın olacaktır.

 

D-Yeşil yollar fenni imkan varsa daraltılacaktır.

 

E-Plandaki okul binaları ve Pazar yerleri olarak gösterilen sahalar, hükümet konağı için kabul edilen yeni mevkie münasebattar bir şekilde değiştirilecektir.

 

F-Planda hükümet konağı olarak gösterilen yerler kabul edilmediği için buralara uzatılan yollar son şekle göre ya kaldırılacak veya daraltılacaktır.

 

Pilan bu tadiller dairesinde kabul edilmiştir.

 

* * *

En uygun tabiat verimleri içinde kurulduğu halde yine bir şehir olmaktan uzak görülen Malatyamızın yakın bir yarında kavuşacağı bayındırlığın kıvanç yanında sevinci içinde sığındığım daracık yerde çektiğim işkenceyi unutuvermiştim.

 

Şehir kurulunun Pazartesi günü aldığı karar, şehrin tarihinde bir dönüm noktasıdır.

 

İyi bir düzen ve candan bir ilgi ile çalışılırsa beş, on yıl içinde Malatya Türk şehirleri içinde layık olduğu mevkii almakta gecikmeyecektir.

 

Malatyayı Fırat boylarının bir incisi diye anan Büyük Başbakanın bu iltifat ve ilgisine karşı bize düşen ödev gönül ve elbirliğile uğraşarak şehri yalnız Fırat boylarının değil bütün güneyi ve doğu illerinin incisi diye tanıtmak ve ünletmektir.”

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız