SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'AB Süreci Ölüme Gidiyor'

A- A+ PAYLAŞ

Avrupa Birliği (AB), dün dışişleri bakanları toplantısında birbirinden kritik kararlar aldı. Bu kararlar, önümüzdeki hafta içinde liderlerin önüne gidecek ve burada onaylanacak.

Uzunca bir süre sonra ilk kez bir AB zirvesinde doğrudan Türkiye’yi ilgilendiren kararlar alındı. AB üyeleri, Rumların Türkiye ile katılım müzakerelerini tamamen durdurma baskısına direnmiş olsa da iyice yavaşlatılmasına ses çıkarmadı. Dolayısıyla zirveden Türkiye açısından hem olumlu hem de olumsuz kararlar çıktı.

AB, iki yıl önce Türkiye’nin limanlarını Rum gemi ve uçaklarına açma konusunda kaydettiği ilerlemeyi Aralık 2009’da gözden geçirme kararı almıştı. Eğer ilerleme olmadığına kanaat getirilirse müzakereler tamamen askıya bile alınabilirdi.

“NE ŞİŞ YANSIN NE KEBAP”
Kıbrıs'ta müzakerelerin devam ettiği bir dönemde başta dönem başkanı İsveç olmak üzere birçok ülke müzakerelerin tamamen durdurulması gibi radikal bir kararın alınmasına karşı çıktı.

Bununla birlikte, her kararın oybirliğiyle alınması esası ve Rum yönetiminin Türkiye'ye yaptırım uygulanması yönündeki ısrarı, dışişleri bakanları toplantısını kilitledi.

Yapılan uzun müzakereler ve İsveç'in mekik diplomasisi sayesinde yine çok "AB'ce" bir karar alındı ve Avrupalılar adeta "ne şiş yansın ne de kebap" dedi.

Özetle Bakanlar toplantısından Türkiye'ye bir iyi, bir de kötü haber çıktı. AB, gözden geçirmeyi bir yıl erteledi.

Yani limanlar açılmadığı için alınacak bir yaptırım kararı Aralık 2010'a kaldı. Bu, Türkiye için iyi haber.

Çünkü zaten Türkiye o tarihe kadar Kıbrıs'ta bir çözüme kavuşulacağını umuyor. Türk tarafının sağlanacak çözüme evet demesi ancak yine Rumların reddetmesi halinde ise Ankara bu kez cezalandırılan tarafın kendisi veya Kıbrıslı Türkler olmaması konusunda elinin güçleneceğine inanıyor.

Türkiye'ye kötü haber ise gözden geçirme her ne kadar ertelenmiş olsa da Rumlar, müzakerelerde daha fazla başlığın dondurulmasını sağlamayı başardı. Yani müzakereler durulmadı ama iyiden iyiye yavaşlatıldı.

TÜRKİYE'NİN TEPKİSİ
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB'ye Rumların müzakereleri durdurma çabalarına direndiği için teşekkür ederken, Dışişleri Bakanlığı nispeten biraz daha sert bir açıklama geçti.

Bağış, yaptığı yazılı açıklamada, "Bu kararda bir AB üyesi ülkenin baskısıyla hoşnut olmadığımız bazı unsurlar yer almakla birlikte, Türkiye'nin genel katılım hedefi teyit edilmekte ve müzakere sürecinin bir engelle karşılaşması önlenmektedir" dedi.

Ancak Dışişleri Bakanlığı eleştirinin dozajı biraz daha artırarak, dün gece geç saatlerde yaptığı açıklamada, hem Kıbrıs'taki barış görüşmelerini hem de AB'nin KKTC üzerindeki izolasyonları hafifletme yönünde aldığı kararları anımsattı.

Rum yönetiminin "ufuksuzluğunun" toplantı sonuçlarının bazı alanlarına uluslararası hukuka aykırı bir biçimde yansıtıldığını belirten Dışişleri, "Esasen Ada'daki müzakerelere Türkiye tarafından verilen desteğin, toplantı sonuçlarında açıkça takdir edilmemiş olması ve bazı üyelerce haksız gerekçelerle askıya alınan fasıllar konusunda sessiz kalınması talihsizlik teşkil etmiştir" dedi.

Açıklamada ayrıca, KKTC üzerindeki izolasyonlar kaldırılmadan Türkiye'den talepte bulunulmasının "adil olmadığı" vurgulandı.

MÜZAKERELERİN BİLANÇOSU
Müzakerelerin genel durumuna bir göz atılırsa ortaya şöyle bir tablo çıkıyor:

Bir aday ülkenin tamamlaması gereken 35 politika başlığı veya diğer bir deyişle başlık bulunuyor. Aday ülke bu başlıklarda AB ile müzakere ederken, Birliğin yasalarını kendi iç mevzuatına geçirmekle yükümlü.

Türkiye'nin Rum yönetimine limanlarını açmaması nedeniyle şu anda sekiz başlık dondurulmuş durumda.

Rumlar, dünkü toplantıdan beş başlığın daha açılmaması sözünü aldılar. Bunlar, işçilerin serbest dolaşımı, trans Avrupa ağı, bölgesel politikalar, yargı ve temel haklar ile ortak güvenlik ve dış politika.

Dolayısıyla Rumların baskısı nedeniyle resmen ve fiilen dondurulan başlık sayısı da 13'e çıkacak.

Diğer yandan bir de Fransa faktörü var. Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkan Fransız hükümeti de katılımla doğrudan bağlantılı olduğunu öne sürdüğü beş başlığın açılmasını engelliyor.

Özetle tamamen siyasi nedenlerden dolayı şu an Türkiye'nin 35 başlığın 18'ini açması üye devletler tarafından engelleniyor.

AB, yine dünkü toplantının ardından adeta bir sus payı olarak çevre başlığında müzakerelerin bu ay içinde açılacağını bildirdi.

VİZE KOLAYLIĞI BİLE YOK
Türkiye ile aynı gün müzakerelere başlayan Hırvatistan'ın önümüzdeki yıl süreci tamamlaması ve en geç 2011'de üye olacağı açıklandı.

Üye olmayan bir ülkenin hukuki olarak AB'den alabileceği en güçlü statü aday ülke olmak. Aday ülke statüsü, bir ülkeye koşulları tamamlarsa üye olacağı sözü anlamına geliyor. Türkiye ile Hırvatistan, müzakere eden aday ülkeler. Üçüncü aday ülke Makedonya ise henüz katılım müzakerelerine başlamadı.

Adaylıktan daha zayıf bir statü ise AB ile İstikrar ve İşbirliği Anlaşması yapan ülkelere tanınıyor. Bu ülkeler bir nevi "üye aday adayı". Bunlar arasında Sırbistan ile anlaşmayla ilgili süreç durdurulmuş, daha sonra tekrar başlanmıştı.

Türkiye, aday ülkeler arasında vize kolaylığı sağlanmayan tek ülke. Dahası AB ile ilişkiler konusunda Türkiye'den daha zayfı bir statüye sahip olan Sırbistan ve Karadağ'a da vize muafiyeti getirildi. Türkiye'nin aday ülke olması ve AB ile daha önce yaptığı anlaşmalar nedeniyle birçok uzman vize uygulamasının hukuki olmadığını belirtiyor.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız