SON DAKİKA
SON DEPREMLER

ABD'yle Birlikte Kaybedecek Ülkeler

A- A+ PAYLAŞ
 
ABD'de 1977-1981 yılları arasında Başkan Jimmy Carter döneminde ulusal güvenlik yardımcılığı yapan, dünyanın sayılı stratejistleri arasında gösterilen Zbigniew Brzezinski "süper güç" ABD'nin yerini Çin ve Hindistan'a kaptırması sonrası senaryoyu yazdı.
 
Brzezinski, ABD'nin dünya liderliğini kaybetmesiyle birlikte Gürcistan, Tayvan, Güney Kore, Belarus, Ukrayna, Afganistan, Pakistan, İsrail ve Ortadoğu'daki ülkelerin zor günler geçireceğini iddia etti.
 
İŞTE BRZEZİNKSİ'NİN 8 SENARYOSU:
GÜRCİSTAN: ABD'nin dünya arenasında lider özelliğini yitirmesinden en zararlı çıkacak ülke Kafkasların zayıf ülkesi Gürcistan olacak. Bu küçük ülke Rusya'nın politik sindirmesi ve askeri saldırılarına maruz kalacak. ABD, 1991 yılından bu yana Gürcistan'a 3 milyar dolar yardımda bulundu. 2008'de Rusya'nın Gürcistan'a saldırısı sonrasında Washington 1 milyar dolar yardım yaptı.
 
OLASI ETKİLERİ: Rusya, Avrupa'nın güney enerji koridorunu daha rahat kontrol edebilecek, bu Moskova'nın Avrupa'ya siyasi ajandasını daha fazla dayatması anlamına geliyor. Ayrıca domino etkisiyle Azerbaycan'da zarar görecek.
 
TAYVAN: 1972 yılından bu yana ABD, iki tarafın statükoyu güç dengesiyle bozmasını önlemek için "tek Çin" formulünü çok ince bir çizgide yürütüyor. Pekin'nin güç kullanma hakkını saklı tutması, ABD'nin Tayvan'a silah satmasına haklılık kazandırıyor. Ancak son yıllarda Çin ve Tayvan ilişkilerini karşılıklı olarak geliştirdi. Ancak ABD'nin dünya sahnesinden çekilmesi Çin'in Tayvan'a siyasi ve askeri açıdan baskı yapması anlamına gelecek.
 
OLASİ ETKİLERİ: Çin'le ciddi bir çatışma riski.
 
GÜNEY KORE: Çin ve Sovyetler Birliği'nin desteğiyle Kuzey Kore'nin saldırısına uğrayan Güney Kore, 1950 yılından bu yana ABD'nin garantörlüğü altında. Seul'deki ekonomik patlama ve demokratik bir sisteme sahip olması ABD angajmanının başarısını gösteriyor. ABD'nin süper güç olarak değerini yitirmesi Güney Kore'ye acı bir reçeteye mal olabilir. Güney Kore ya Çin'in bölgesel üstünlüğünü kabul etmek zorunda kalacak ya da Kuzey Kore ve Pekin'in etkisinden kaçmak için, tarihi düşmanı Japonya'ya yanaşmak zorunda kalacak.
 
OLASI ETKİLERİ: Kore yarımadasındaki ekonomik ve askeri istikrar, ABD'nin bir süper güç olarak Japonya ve Güney Kore'nin arkasında yer almasına bağlı.
 
BELARUS: Sovyetler Birliği'nin yıkılmasının üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen Avrupa'nın diktatörlükle yönetilen son ülkesi Belarus hala Rusya'ya ekonomik ve siyasi açıdan bağımlı yaşıyor. Belarus ihracatının üçte birini Rusya ile gerçekleştiriyor ve enerji ihtiyacı nedeniyle Rusya'ya göbekten bağlı. ABD'nin zayıflamasıyla birlikte Rusya'nın Belarus'u tekrar kendi bünyesine almanın önünde neredeyse hiçbir engel kalmıyor.
 
OLASI ETKİLERİ: Sovyetler Birliği'nden ayrılan Baltık ülkelerinin güvenliği tehlikeye girecek. Bu durumdan özellikle Letonya etkilenecek.
 
UKRAYNA: Sovyetler Birliği'nden ayrıldıktan sonra Batı ile Rusya arasında sıkışıp kalan ülkelerden biri de Ukrayna. Ukrayna 2005, 2007 ve 2009 yıllarında Rusya'nın etkisinden kurtularak Batı'ya yanaşmaya çalıştı ancak Rusya'nın siyasi baskısı, doğalgaz ve petrol musluklarını kapatma tehdidi bu ülkeyi köşeye sıkıştırdı. Son olarak Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç, doğalgaz indirimi karşılığında Rusya'ya Karadeniz kıyısındaki Sivastopol'da 25 yıl daha bir deniz üssü bulundurmasına izin veren anlaşmaya imza attı. Rusya, ortak bir ekonomik bölge oluşturulması için Ukrayna'ya baskıya devam ediyor. ABD'nin süper güç olarak değerini yitirmesiyle, Avrupa'nın Ukrayna'yı batıya entegre etme isteği daha da zayıflayacak.
 
OLASI ETKİLERİ: Rusya'nın emperiyalist istekleri yeniden canlanmaya başlayacak.
 
AFGANİSTAN: Sovyetler Birliği'nin 9 yıl işgali döneminde Batı'nın görmezden geldiği Afganistan daha sonra hastalıklı Taliban yönetiminin pençesine düştü. 2001 yılından bu yana ABD ve NATO'nun bu ülkede El Kaide ve Taliban'a karşı düzenlediği askeri operasyonlar Afganistan'ı enkaza çevirdi. Ülkede işsizlik oranı yüzde 40 ve tek gelir kaynağı ilegal uyuşturucu ticaretinden. ABD'nin bu ülkedeki etkisini kaybetmesi bir yandan rakip savaş baronlarının yeniden çatışmaya başlamasına neden olacak. Ayrıca komşu Pakistan ve Hindistan, Afganistan üzerinden güç denemesi yapacak. Diğer taraftan İran da bu ülkedeki etkisini artırmaya çalışacak.
 
OLASI ETKİLERİ: Taliban'ın yeniden iktidara dönmesi, Afganistan'ın Pakistan ve Hindistan'ın savaş alanına dönüşmesi ve uluslararası terörün cennetine dönüşmesi
 
PAKİSTAN: Pakistan 21'inci yüzyılın nükleer silahlarına sahip olmasına rağmen ordusu 20'inci yüzyılda kaldı. Halkın büyük bir bölümü hala kabile hayatı yaşadığından modernleşmeden uzak. Hindistan'la çatışma Pakistan'a bir ulusal kimlik bilinci kazandırıyor ancak Keşmir hala önemli bir sorun olarak ortada duruyor. ABD'nin süper güç olarak zayıflaması, Pakistan'ın yapısal dönüşümünü gerçekleştirmek için gerekli olan ekonomik yardımların kesilmesi anlamına geliyor. Bu durum Pakistan'ın askeri diktatörlükle yönetilmesi ya da radikal bir İslam cumhuriyetine düşüşmesi tehlikesini beraberinde getiriyor.
 
OLASI ETKİLERİ: Nükleer güce sahip savaş baronları ortaya çıkabilir. İran benzeri nükleer silaha sahip, Batı karşıtı bir rejim kurulabilir. Buradaki çatışma Hindistan, Çin ve hatta Rusya'ya sıçrayabilir.
 
İSRAİL VE ORTADOĞU: Süper güç ABD'nin dünya arenasında çekilmesinin Ortadoğu'da siyasi istikrarın sonu olacak. Ortadoğu'daki tüm ülkeler iç politik çekişmeler, sosyal ayaklanmalar ve dini fundamentalizmin pençesine düşecek. İsrail ve Filistin sorunu çözülmeden ABD gerilemeye başlarsa bu sorun Ortadoğu'daki siyasi atmosferi zehirlemeye devam edecek. Bölgede İsrail düşmanlığı daha hız kazanacak. İran ve İsrail'in Hamas ve Hizbullah aracılığıyla çatışmasından en büyük zararı Lübnan ve Filistinli siviler görecek ve toplu ölümler olacak. Daha kötü senaryo ise İsrail ve İran'ın doğrudan birbirlerini vurması olacak.
 
OLASI ETKİLERİ: ABD ve İsrail'in doğrudan çatışmaya girmesi, İslami radikalizmin yükselmesi, ABD'nin Körfez ülkeleri müteffiklerini kaybetmesiyle dünya genelinde enerji krizi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız