SON DAKİKA
SON DEPREMLER

AB'ye Vize Resti

A- A+ PAYLAŞ

Türkiye’nin vize muafiyeti için gerekli koşulları yerine getirmeye hazır olduğunu söyleyen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Teknik koşullar yerine getirildikten sonra vize kalkmazsa bunu çifte standart olarak göreceğiz” dedi

Sırbistan, Karadağ ve Makedonya’ya vize muafiyeti getiren Avrupa Birliği’nin (AB), müzakere sürecinde olan Türkiye’ye bu hakkı tanımaması Ankara’yı rahatsız ediyor.

Bu rahatsızlık dün çevre başlığının açılması nedeniyle Brüksel’de düzenlenen Hükümetlerarası Konferans’ta (HAK) AB kanadına net şekilde iletildi. Türkiye, vize muafiyeti konusunda tonunu yükseltip “çifte standart uyarısı” yaparken, AB ise Ankara’dan geri iade anlaşmasını imzalaması başta olmak üzere bazı şartları yerine getirmesini istiyor.

Türkiye, AB’nin Batı Balkan ülkelerine yönelik vizeyi kaldırma politikasına destek veriyor, hatta Arnavutluk ve Bosna-Hersek’in de bu kapsama alınmasını istiyor. Sorun ise Ankara’nın kendisine haksızlık yapıldığını düşünmesi. HAK’a katılan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Türkiye katılım müzakerelerini sürdürürken bu hakkın Türk vatandaşlarına tanınmamasının kabul edilir bir yanı yoktur” dedi. Türkiye’nin, Batı Balkan ülkelerinden istenen tüm teknik koşulları yerine getirmeye hazır olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Tüm bu kriterleri yerine getirdikten sonra AB’nin Türkiye’ye vizesiz seyahat politikasını uygulamaması için hiçbir mazeretinin kalmayacağını düşünüyoruz. Teknik koşullar yerine getirildikten sonra da vize kalkmazsa bunu çifte standart olarak göreceğiz” dedi.

AB ise vize muafiyetine giden yolun başlangıcı olarak geri kabul anlaşmasını görüyor. Gerek AB Dönem Başkanı İsveç’in Dışişleri Bakanı Carl Bildt gerekse AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn verdikleri mesajların odağına geri kabul anlaşmasını yerleştirdi. Bu anlaşma, Türkiye üzerinden yasal olmayan yollarla AB’ye geçenlerin Türkiye’ye iadesini öngörüyor. Ankara, bu konuyla ilgili 2006’da kesilen müzakerelere ocak ayında başlanabileceğini düşünüyor. Bu anlaşmanın uygulanmasının maliyetinin çok yüksek olması ise Türkiye’nin en önemli endişelerinden birini oluşturuyor. Bu nedenle AB’ye maliyet paylaşımı çağrısı yapılıyor.

Vize muafiyeti için olmazsa olmaz bu belgenin imzalanması da tek başına yeterli değil. AB’nin diğer şartları arasında biyometrik pasaport uygulamasına geçilmesi, sınırların etkili kontrolünün sağlanması ve organize suçlarla etkin mücadele yer alıyor.

AB’nin dış sınırlarındaki işbirliğinden sorumlu olan FRONTEX’in 2008 yılı verilerine göre Türkiye, hem karadan hem de denizden AB’ye yapılan yasadışı geçişlerde ikinci sırada yer alıyor. Rapora göre, Yunanistan ile Türkiye arasındaki deniz sınırında tespit edilen yasadışı geçişlerin sayısı 29 bin 100, Türk-Yunan kara sınırındaki geçiş sayısı 14 bin 500, toplam 43 bin 600 olarak kayıtlara geçti.

Türkiye, dün düzenlenen Hükümetlerarası Konferans’ta (HAK) çevre başlığında müzakerelere geçti. “Çevre”yle birlikte 2005’te başlanan müzakerelerde açılan başlık sayısı 12’ye yükseldi. Bu başlığın kapatılabilmesi için günlük yaşamı etkileyecek çok sayıda adım atılması ve yaklaşık 60 milyar euro’luk yatırım yapılması gerekiyor. Bu başlıkla ilgili yatırımları zamana yaymayı ve altyapının tamamlanması için belli alanlarda üyelikten sonraki dönem için geçiş süreleri talep etmeyi planlayan Türkiye’nin atması gereken adımlardan bazıları şunlar:
- Atıklar belli bir sistem içinde, ayrıştırılarak toplanacak.
- Atık üretimi asgari düzeye indirilecek.
- Kirliliğin kaynakta kontrolü yoğunlaştırılacak.
- Daha kaliteli yakıt kullanılacak.
- Daha sıkı hava kalite standartları uygulanacak.
- Yüzme sularına daha yüksek standart getirilecek.
- Atık suları arıtan belediye sayısı artırılacak.
- Daha güçlü bir izleme ve denetleme ağı oluşturulacak.
- Sera gazı emisyonlarıyla ilgili önlemler artırılacak.
- Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelinecek.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız