SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Aç Kalmayın Şişmanlarsınız !

A- A+ PAYLAŞ

Artık hepimiz diyetten ve zayıflamaktan bahseder hale geldik, ama çoğumuzun diyetten anladığı aç kalmak. Oysa diyet aç kalmak olmadığı gibi, tersine bir durum da söz konusu. Yani aç kalmak şişmanlamaya sebep oluyor.

Diyet kelimesi hepimizin ağzında ama kelimeye dair yanlış bir anlayış söz konusu: Diyetten, bahsedildiğinde, akla ilk gelenler az yemek ya da yememek gibi eylemler. Oysa diyetten kasıt sağlıklı bir beslenme şekli. İster şişman, ister şeker ya da kalp hastası, ister çocuk olun; diyetten kasıt sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıklarının kazanılmasıdır. Kişinin enerji ihtiyacının yüzde 55 i karbonhidratlardan, yüzde 15 i proteinlerden, yüzde 25-30 u da yağlardan gelmelidir. Bu dengeyi sağladığınız zaman, beslenme tedavisini halledebilirsiniz. Dolayısıyla, zayıflama diyetleri de bundan ayrı düşünülemez.

Günümüzde dış görünüm neredeyse her şeyden önemli hale geldiği için; bu türden estetik kaygılar da, sağlıklı beslenme işini bir pazar haline getirdi. Oysa zayıflamak isteyen herkes aslında tıbbi anlamda şişman değil. Bu nedenle zayıflamak isteyen bir kişinin, öncelikle şişman olup olmadığının tespit edilmesi gerekiyor. Bunun için de Beden-Kütle Endeksi denilen bir ölçümden yararlanılır. Ölçüm aralıklarına göre şişmanlık tanısı konur. Böylece ideal kilonun ne olması gerektiği belirlenir. Eğer kişi şişmansa, güvenilir bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekir. Şişmanlık, tedavisi zorunlu bir hastalıktır. Tedavi de diyetisyen, hekim ve hatta psikologların ortak çalışmasını gerektirir.

Öğün disiplinine uyulmalı

Zayıflamak isteyen herkes, bu işi en kolay, zahmetsiz ve en kısa zamanda halletmek ister. Oysa alınan kilolar bir haftada alınmadığı gibi bir haftada da verilemez. Aç kalmak, şişmanlamanın bir başka yoludur; çünkü bedenimiz açlığa göre değil, sık aralıklarla beslenmeye göre programlanmıştır. Bunun için de öğün disiplinine çok iyi uymak gerekiyor. Yemeklerimizi aralıklı olarak yediğimizde, beden aç kalma tehdidi içinde olduğunu düşünüyor. Böylece yenilen tüm yiyecekleri depolayıp, kıtlık dönemlerinde kullanmak üzere yağa dönüştürüyor. Bunu yaparken de metabolizmayı yavaşlatıyor. Dolayısıyla tek öğünle beslenmek ve öğün atlamak şişmanlığın nedenlerindendir.

Tek öğün beslenmenin bir adım ötesi ise bulumia, ya da anoreksia nervoza hastalıklarıdır. Bunlar zayıflama takıntısıyla yememe, yediklerini kusma gibi davranışlarla ilerleyip, ölümle sonuçlanabilen ciddi hastalıklar. Bu hastalığa sahip kişiler, zayıflama takıntıları nedeniyle, kendilerini olduklarından şişman görme eğilimine ve hep daha fazla zayıflama arzusuna sahip oluyorlar.

Su içmemek büyük hata

Yapılan en büyük hatalardan biri de su içmemek. Vücudumuzun yüzde 60 ı su. Bunun için mutlaka yeterince su almamız gerekiyor. Su aynı zamanda metabolizmayı hızlandırıyor ve toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı oluyor.

Çok düşük kalorili diyetlerle, tek besinle beslenmede, gerçekten yağ dokusunun kaybetmek mümkün değildir. Kısa zamanda kilo verdiğinizde, yağ değil, kas ve su kaybı yaşarsınız. Ayrıca bu beslenme şeklini bırakıp, eski beslenme şeklinize döndüğünüz anda, tekrardan kilo almaya da başlarsınız. Üstelik bu kilo alış çok da hızlı olur. Bu tür kilo alıp vermeler metabolizmayı da değiştirip, yavaşlamasına sebep olur. Zayıflamada asıl hedef, beslenme alışkanlıklarımızı değiştirerek bunu hayat biçimine dönüştürmek ve sürekli kılmaktır.

Egzersiz olmadan zayıflamak hayal

İncelmek için türlü çareler öneriliyor. Bunlar arasında yeşil çay içmekten, sıkılaştırıcı kremler sürmeye, keten tohumu yemekten elma sirkesi içmeye kadar pek çok kanıtlanmamış öneri var. Oysa dengeli beslenmeye başlayıp, bununla birlikte egzersiz uyguladığınızda, hem zayıflamanız kesinleşir, hem de kalıcı olur. Egzersizi hayatınıza çeşitli şekillerde katabilirsiniz. Asansör yerine merdivenleri kullanıp, otobüsten bir durak önce inebilir, arabayla gittiğiniz yakın yerlere yürümeyi deneyebilirsiniz. Yeni bir şeyler denemek adına yoga gibi spor dallarına başlayabilir, ya da bir spor salonuna kaydolabilirsiniz. Önemli olansa bunları hayatınızın bir parçası haline getirerek düzenli uygulamaktır.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız