SON DAKİKA
SON DEPREMLER
Mustafa Bahadır Altaş

Acemi Terzi ve Bizim 'Şeker'imiz!

Acemi Terzi ve Bizim 'Şeker'imiz!
A- A+ PAYLAŞ

...Çok geç olmadan, vicdanımızla baş başa kaldığımızda keşke dememek için...

M. Bahadır ALTAŞ Yeminli Mali Müşavir mba444@mynet.com

Bugün, konjonktürel olarak birçok kimse Malatyalı Mustafa İsmet İnönü’nün ismini siyasi sebeplerle anmaktan çekinse de Malatya’nın tarihinde yazılı olan kentin gelişimine damgasını vuran ancak az bilinen yatırımlara İsmet Paşa’nın büyük katkısı olmuştur.

Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan bu yatırımlar: 1927‘de Fevzipaşa-Gölbaşı, Gölbaşı-Malatya tren hatları, 1928’de Malatya Elektrik Santrali, 1936’da Malatya Sigara Fabrikası ve Malatya İplik Fabrikası, 1937'de Malatya- Çetinkaya, Malatya- Elazığ tren hatları, yine 1937’de Malatya Bez Fabrikası ve 1942 yılında kurulan Malatya uçak onarım atölyesidir (Sonradan Hava İkmal Merkezi).

Malatya mensucat fabrikası Sümerbank, Tekel Sigara Fabrikası ve Şeker Fabrikası bunlar Malatya’nın ekonomisine büyük katkı sağlayan cumhuriyet döneminin önemli yatırımları idi. Bu fabrikalarda, Malatyalı söyleyişiyle 'pavrukalarda',  mevsimlik dönemler hariç daimi olarak en az beş bin kişi istihdam edilmekteydi. Rahmetli Bedri Karahan’ın türküsünde söylediği gibi “GİDENİN ÜÇÜ GÜZEL” (Sümer- Şeker- Tekel)

Malatya için ne de güzellerdi. Fırat’ın incisi Malatya ovasında sıra ile inci bir gerdanlık gibi dizilmişlerdi. Cumhuriyet tarihinin tanığı olarak hep onları bilirdik. Her birimizin geçmişinde acı tatlı anıları ile farklı bir yerleri vardı bu tesislerin. Aradan yıllar geçse de Ahmet Muhip Dıranas’ın Fahriye Abla şiirinde olduğu gibi,

Bırak geçmiş günleri gönlüm hatırlasın Hatırada kalan şeyler değişmez zamanda Ne vefalı komşumuzdun sen Fahriye abla (bizim için Sümer-Şeker-Tekel), demekten başka şimdi ne geliyor elimizden.(1)

Malatya'da bugün işsizlik yüzde 30'lara yaklaşırken, yapıldıkları dönemde istihdam sorununu eksilere indiren (Bu fabrikalarda iş var, işçi yoktu o zaman. Bu gerçek, 'İsmet İnönü Malatya'ya ne yapmış' diyenlere gelsin!) bu yatırımların tarih olduğu günümüzde tek kalan devlet fabrikamız, 1 Ekim 1956 tarihinde dönemin Başbakanı merhum Adnan Menderes tarafından açılışı yapılan Malatya Şeker Fabrikası'dır. Bu fabrika geride bıraktığımız yıl Eylül ayında 61. dönem pancar alım ve şeker üretim kampanyasının açılış töreni yaptı. Dile kolay tam 60 yıl olmuş neredeyse bir ömür geçmiş.

Malatya fabrikasının şekeri çok meşhurdu. Toz ve kelle (kesme) şeker üretilirdi. Antepli, Maraşlı tatlıcılar, tatlılarının reklamını yaparken 'Malatya şekeri' ile tatlandırıldığını özellikle belirtirlerdi. Tadı ve beyazlığının yanı sıra kıtlama çay içenlerin tercihiydi. Sezon başlayınca üretilen şeker yoğun talep görür ve hemen tükenirdi. Hatta her evde bir adet şeker keseceği- kıracağı bulunurdu. O zamanlar şekerler günümüzde olduğu gibi kutularda satılmazdı. Elli kilogramlık beyaz bez torbalara konulurdu. Bakkallarda Malatya şekeri diye müşteriye satılırdı.

Malatya Şeker Fabrikası kuruluşundan itibaren Malatya'da bulunan Tekel Sigara Fabrikası, Sümerbank Mensucat Fabrikası gibi Malatya ve çevresindeki iktisadî ve sosyal hayatının gelişmesinde etkin rol almıştır. Şeker Fabrikası'nın yerleşkesi; üretim ve istihdam imkânların yanı sıra barınma ve rekreasyon alanları ile eğitim ve öğretim imkanlarını bir arada barındıran çok katmanlı bir yerleşkedir. Bir başka açıdan baktığımızda sosyal mekânları ile modernleşmeye yaklaşımın Malatya'da hayat bulduğu örnek bir mekandı.

Malatya’nın sanayisinin ve sosyal yaşamının tarihine tanıklık etmiş Tekel Sigara Fabrikası, Sümerbank Mensucat Fabrikası ve Şeker Fabrikası'ndaki bir çok artık tarihi özelliği olan eser şimdi nerede?

Fabrika sineması, ilk olimpik yüzme havuzu, ilk balo salonu, unutulacak mı ?

Tekel Sigara Fabrikası'nın, 1930'lardan itibaren Malatya'ya zaman ayarı veren, ancak satıldıktan sonra muhafaza edilmesi gerekirken hoyratca yok edilen o kocaman duvar saati, mensucatın sireni, iplik ve dokuma makineleri, tütün kırma ve sigara sarma makineleri, ilk telefon, ilk faks, ilk teleks hâlâ sahip olmadığımız Malatya Kent ve Sanayi Müzesi’nde yerini alamayacak.

Onlar yok oldu peki bunlar korunabilecek mi?

Bundan yaklaşık on yıl önce üç güzelden geriye kalan Şeker Fabrikası'nda yapılan bir çalışmada, Kültür Yaşam Derneği Başkanı Mimar Abdurrahman Yavuz, İstanbul Sarıyer Belediyesi Sanat tarihçilerinden Kenan Gökçe başkanlığındaki 5 kişilik teknik heyet, özelleştirme kapsamına alınan Şeker Fabrikası alanında bulunan yapıların sanatsal değerinin olup olmadığının tespiti için 2008 yılında yaptıkları inceleme gezisinde fabrika ana binası ve lojmanlarda dahil olma fabrika alanında bulunan 30 civarındaki yapıdan 3 tanesinin koruma kapsamına alınması gerektiğini belirtti.

Uzmanlar, Selçuklu tarzı inşa edilen 30 metrelik “Duman Bacası”, Fransız Balkon Mimarisi tarzı ile inşa edilen “Misafirhane” ve dönemin mimari anlayışına uygun olarak inşa edilen “Alakart yemekhane” yapılarının korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasını istediler.(2)

2009 yılında Malatya Belediye Başkanı sivil toplum örgütü başkanları ve basın mensuplarının da yer aldığı bir heyetin dönemim başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a Malatya yapılan ziyarette sayın Başbakan, Malatya Şeker Fabrikası için şu ifadeyi kullanır: "Malatya Şeker Fabrikası'nın arazisini ben Malatyalılara hediye ediyorum. Burayla ilgili güzel ve önemli projelerle gelirseniz en kısa zamanda hayata geçirir ve açılışına katılarak hizmete sunarız"

2011 yılın ekim ayında Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır katılmış olduğu bir toplantıda “Şeker Fabrikası alanını fuar ve kongre merkezi yapmak istediklerini belirterek bu konuda hazırlanan bir dosyanın başbakanlığa sunulacağını söyleyip "Konuyu valimiz ve milletvekillerimizle paylaştık, talebimiz ile ilgili dosya hazırlanıyor. Kısa sürede sayın Başbakanımıza takdim edeceğiz. Malatya’mız için hayırlı olacağını düşünüyorum" diyordu.

Acemi Terzi
Aradan geçen beş yıllık bir süre sonunda Malatya Belediyesi'ne devri yapılan Şeker Fabrikası arazisinin öngörü ve algıda fasit bir dairenin dışına çıkamayan yönetim anlayışıyla Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından hoyratça israf edildiği adeta bir yap-boz tahtası misali, yangından mal kaçırırcasına lime lime doğrandığına şahit olduk.

Rahmetli Barış Manço ‘Olmaya Devlet Cihanda’ şarkısında “Usta terzi dar kumaştan bol gömlek diker” diyor. Bizim yöneticilerimiz ise acemi terzi misali bir top geniş kumaştan dar bir gömleği bile dikemiyorlar.

Günümüzde tarihi ve kültürel varlıkların/yapıların korunması insanlık tarihi için olmazsa olmazdır. Sümerbank Fabrikası'nı ve yerini satın alıp AVM vs. yapanlar, fabrikanın deposundakilerle oluşturmaya söz verdikleri, daha birçok sözleriyle birlikte yerine getirmedikleri 'Malatya Sanayi Müzesi' sözünü hiç hatırlamadılar. Geçmişe ve tarihe saygısız ve sorumsuz davranışı sürdürerek Şeker Fabrikası'nın da dünden bugüne miras kalan "30 metrelik Duman Bacası, Misafirhane ve Alakart Yemekhane” yapılarının korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasını nasıl başaracağız?

Çağdaş, modern ve yaşanabilir şehircilik anlayışına göre şehrin merkezinde kalan, şehrin nefes alacağı, soluklanacağı bu alanların içinde Malatya ve Malatyalılık ruhu ile Malatya’nın, sanayi tarihini de yansıtan bir açık hava müzesi ile kent kimliğini taşıyan kent parkı olarak yaşatılması bu şehirde yaşayan bizlerin ve şehri yönetenlerin öncelikli görevi olmalıdır. Yarın çok geç olmadan, vicdanımızla baş başa kaldığımızda keşke dememek için, Malatya'yı hep birlikte sahiplenmeliyiz.

______

1-2 www.malatyahaber.com

Ceget Dergisi'nden

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

5 yorum yapılmış

  • Seyit Durmaz (6 yıl önce)
    Sevgili başkan ellerine sağlık.Çok güzel ve çok özel günlerdi onlar.Tekelin ve mesucatın mesai bitiminde inönü caddesi insandan geçilmezdi.Hepimizin bir dostu alrabası muhakkak bu üç tesisten birinde çalışırdı.Bindokuzyüz altmışlı yıllarda şeker stadında az maç seyretmedim.Kim bu şehire faydalı bir iş yaparsa onu saygıyla minnetle yad etmeliyiz.
    0
    0
    Yanıtla
  • Reha ipekçi (6 yıl önce)
    Bir mimar olarak her zaman savunduğum fikir traihimizi ve onu yansıtan dokuları korumak ve geleceğe taşımaktır. Rant ve para hırsı ile türlü yollar ile bu dokuları zedelemek ve yerine hicbir mimari değeri olmayan yapıları yapmak maalesef bizim yöneticilerimizin ,bürokratlarımızın ve rantiyecilerin ortak fikrini oluşturmaktadır.bugun avrupa hicbir şey yapmadan sadece eski yapılarını koruyarak turizmden milyarlarca euro gelir elde etmektedir.onlar enayimi bu yapıları yıkıp yerine modern binaları yapmayı hicmi düşünmüyorlar anlamış değilim
    0
    0
    Yanıtla
  • basri terece (6 yıl önce)
    Malatya artık bizim bildiğimiz çağdaş beyinli ileriyi gören modrn düşünceye sahip bireylerin yaşadığı bir il olmaktan çıkmış iyiyi kötüyü ayırt edemeyen minnet duyulacak insanlara küfreden bir nesil yetişmiş kendini ve geleceğini karanlığa hapsetmiş Malatyayı tanıyamıyorum artık hem bana hemde çağdaş dünyaya çok yabancı.
    0
    0
    Yanıtla
  • Cahit Ertem (6 yıl önce)
    Çalışmayan fabrika yapmayan üretmeyen hiç bir düzen medenilesemez,zenginlesemez.Park yapıp AVM yapıp çekirdek citmekle atakta duramasiniz.Uretim üretim üretim .Hangi değerli tesisleri kaybetmisiz anlayalim..Ye iç gez.İhtiyacimizi çin ve Avrupa karşılar!
    0
    0
    Yanıtla
  • Levent Günay (6 yıl önce)
    Malatyanin bir ferdi olarak benimde vicdanım rahatsız bu yapıların hunharca katledilmesine geçen yıl 10 yaşındaki oğlumu fabrikaya gezmesi için getirdim nasıl seker yapılır öğrensin diye 10 yaşındaki çocuk dahi dediki baba burası çok güzel orman sanki malatyada orman yok heryer ağaç biz büyüdüğümüz zaman burası avm olur kesin.....gozleri daldı gitti küçücük çocuğun. Demek istediğim 10 yaşındaki çocuğun düşündüklerini siyasi anlayış düşünemiyor...insllah seker fabrikamız da diğer fabrikaların sonu gibi olmaz ....
    0
    0
    Yanıtla

Mustafa Bahadır Altaş yazıları