SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Acil Perişanlığı!

A- A+ PAYLAŞ

Domuz Gribi salgını, ithal edilen aşının etkinliği ve diğer önlemler tartışılırken- konuşulurken, Malatya'daki hastane ortamlarının bulaşıcı olan bu hastalığın yayılmasına kaynaklık edebileceği iddiaları gündeme geldi.

Malatya İl Hıfzısıhha Meclisi'nin en son toplantısından sonra, sağlık tehditlerine ve önlemlerine yer verdiği 3 maddelik karar metninde, ancak 3'üncü sırada yer bulan Domuz Gribi'nin, önlemler konusundaki uygulamada da çok ciddiye alınmadığı yolundaki görüntüler ortaya çıkmaya başlandı.

Malatya Devlet Hastanesi'ne Pazartesi gecesi acil sağlık sorunları için giden vatandaşlar, ağız ve burun maskesiyle çalışan görevliler, acil önündeki uzun kuyruk, grip başta olmak üzere diğer şikayetleri nedeniyle hastaneye gelenlerin daracık koridorda oluşturduğu adeta üst üste insan görüntüleriyle karşılaştılar. Domuz Gribi hastalığı şüphesiyle gelenlerin yanı sıra diğer hastalıkları olanların da aynı sırada yeralması, birbirlerine hastalığı bulaştırabilecek koşullarda beklemeleri, aşırı yoğunluğa rağmen Malatya Devlet Hastanesi'ndeki müdahale ortamı ve görevli personelin sayıca yetersizliği dikkat çekti.

Domuz Gribi ile ilgili salgın ve buna ilişkin haberler ülke gündemini meşgul ederken, Malatya'daki sağlık birimlerinde buna ilişkin özel bir önlem olmamasını eleştiren vatandaşlar, "Böylesine bir salgın ortaya çıktıktan sonra, bu şüpheyle gelen hastalar için niçin ayrı bir acil servis oluşturulmaz? Grip şüphesiyle gelenler ile başka rahatsızlıkları olanlar niçin bir araya toplanır? Hastane görevlileri maskeli çalıştıkları halde, maske bir önlemse, gelen vatandaşlara hastanede niçin maske verilmez? Bu ortama tansiyon, kalp vs. başka rahatsızlıkları için gelen insanların, bulaşıcı hastalığı hastane ortamında kapmalarını engelleyecek bir ciddi planlama yapılmaması, ortam hazırlanmaması kimin ihmalinden kaynaklanıyor?" sorularını sordular.

Bu arada, aynı gece hastaneye giden vatandaşların, nöbetçi eczanelerden maske arayışı karşısında, "maske olmadığı" yanıtını aldıklarını söylemeleri de dikkat çekti.

VE ÖZDİL'İN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI..
Bu arada, Hürriyet Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil de, gazetedeki köşesinde Salı günü "İdrak Yolları Enfeksiyonu.." başlıklı yazısında, İstanbul'da karşılaştığı sağlıksız bir hastane ortamını yazdı.

Yazı şöyle:

"İdrak yolları enfeksiyonu...

Daracık koridor.

Kasvet.

3 ampul var tavanda...

2’si yanmıyor.

Damarına bağlı serum şişesini eline almış, ayaklarını sürüye sürüye tuvalete gitmeye çalışan pijamalı bitkin bir amca... Tuvalet ortak. Kapısında şalvarlı bir teyzecik, terlikli... Onun elinde kutu. İşeyecek, ki, tahlil yapılsın. Hava yağmurlu, ziyaretçilerin ayakkabıları çamurlu, yerler leş. Simitçi tablası gibi açık, seyyar bir araba duruyor o koridorda... Üst rafında hastaların yemekleri, yağları donmuş, alt rafında kurumuş yemek artıklı tabaklar. Ağır bi koku, burnunun direği kırılır... Bi de varil var. Hastabakıcı tabakları oraya boşaltıyor. Varil mi daha pis, hastabakıcının önlüğü mü, tam kestiremiyorum... Giriyorum bir odaya, 6 yatak, içerde 16 kişi var, hepsinin suratı sarı, hangisi hasta, hangisi refakatçi belli değil. Yedek iç çamaşırları naylon poşetlere tıkıştırılmış, yatakların altında... Pencereler kapalı, biri çivilenmiş, çivi paslı, camlarda iki parmak kir, dışarsı görülmüyor. Çarşaflar, miden bulanır. Analiz ettirmene filan gerek yok, bildiğin safra ve kan lekeli. Özetle... Bok götürüyor.

*

Devlet hastanesi burası.

Ücra köşede değil...

İstanbul’da.

*

Bakın, güya önlem alıyorlar, salgın yayılmasın diye okulları kapatıyorlar... Okullardan virüs kaptığı için ölenlerin sayısı mı fazladır? Hastanelerden virüs kaptığı için ölenlerin sayısı mı?

*

Daha bu sene nur topu gibi doğmuş 40 küsur bebeği, öldürüp, bisküvi kutusunda verdiler... Hani okul?

*

İddia ediyorum... Okulları kapatacağınıza, hastaneleri kapatın, salgın daha az yayılır!

*

Çünkü...

Sırf üniversite sınavında fazla puan aldı diye, sahip olunacak bir vasıf değildir doktorluk... Sırf yandaş olduğu için, her badem bıyıklıyı başhekim yapmaman gerektiği gibi.

*

Dolayısıyla, domuz momuz hikâyedir, ahalimize illa aşı yapılacaksa, “idrak aşısı” yapılsın kardeşim... “İdrak yolları enfeksiyonu” tedavi edilene kadar, durmak yok, gömmeye devam."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız