SON DAKİKA
SON DEPREMLER

ADD'den Engelleme Çağrısı

A- A+ PAYLAŞ

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şubesi başkanı Ali Ekber Tunçdemir, Torba Yasa Tasarısı'nın "işbirlikçi sermayeye af; işçilere, emekçilere baskı, sömürü ve açlık getirdiğini" öne sürerek, demokratik kitle örgütlerini bu yasanın çıkarılmasını engellemek için birlikte hareket etmeye çağırdı.

Tunçdemir, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şöyle dedi:

"İşçilerimizin ve kamu emekçilerinin kazanımlarını ortadan kaldırmayı hedefleyen “Torba Yasa Tasarısı” olarak bilinen tasarı TBMM Genel Kurulunda görüşülmektedir.

Kamuoyunda “torba yasa” olarak adlandırılan bu yöntemle, genel kabul görebilecek bazı kanun değişikliklerinin yarattığı olumlu imaj görünümü altında toplum yararına ters düşen önemli değişiklikler yasalaştırılmaktadır. Böylece ilgili tarafların görüşleri alınmaksızın yasama faaliyeti yapılmakta ve tarafların görüş oluşturmaları “oldubitti”li hızlı süreçlerle etkisizleştirilmeye çalışılmaktadır

Yasa bazı konularda olumlu düzenlemeler içerse de, hep başvurulduğu gibi, pek çok hak kaybına yada ülkenin zararına yol açan düzenlemeleri bu olumlu düzenlemelerin arasına sıkıştıran yasama kurnazlığı yine uygulanmaktadır.

Örneğin;

- Çalışma yaşamı (evden çalışma, kısmi süreli çalışma vb.) daha da kuralsız hale getirilmekte ve işverenlerin inisiyatifine terk edilmektedir.

- Haftalık çalışma süresi 30 saatin altında olan çalışanlara, sağlık giderlerini cebinden ödeten,

- Stajyer çalışma yaygınlaştırılarak “ucuz emek” sömürüsünün önü açılmakta ve şş yerlerinde staj yapan öğrenciler üzerinden sömürü arttırılmaktadır.

- İşsizlik fonunun birikimleri sermaye peşkeş çekilmektedir.

- Turizm de sezonluk çalışan emekçilerin emekli olması olanaksız hale getirilmektedir.

- “Doğum izni” müjde gibi kamuoyuna sunulmasına rağmen özünde olumlu bir değişik yapılmamıştır.

- Sicil kavramı yerine “disiplin” kavramının getirilmesi ve yasanın bu şekilde düzenlenmesi siyasal iktidarlara “kendi memurunu” yaratmanın olanaklarını sunmaktadır.

- 4-C statüsünde çalışanlara yönelik sömürü artarak devam ettirilmek istenmektedir.

- Memurumuza grev yasağı getirilmekte, “Ödünç Memurluk” yaklaşımıyla iktidara sürgün yetkisi verilmekte, “uslu durmayan” hak arayan, örgütlenmek isteyen emekçilerin cezalandırılması, sürgün edilmesi yasal hale getirilmektedir.

- Silikozis hastalığına yakalanan kot kumlama işçileri özürlü sayılıp açlığa mahkûm edilmektedir.

- Üst düzey kamu görevlerine özel sektörden atama yapılmasının önünü açarak kamu bürokrasisini özel kesimin buyruğuna verecek düzenlemeler yasallaşmaktadır.

- Üniversite öğrencilerimize “paran varsa, eğitim hakkın var” diyen bir anlayışla eğitim sistemi tümüyle paralı hale getirilmektedir.

Çalışma yaşamı üzerindeki siyasal iktidarın veya iktidarların keyfi, baskıcı tutumları yasal hale getirilmek istenirken aynı zamanda zaten her geçen gün kuralsız hale getirilen çalışma yaşamı tümden esnekleştirilerek geleceksiz bir yaşamı yaratılmak istenmektedir.

TBMM’de görüşülmekte olan yasanın başta çocuk ve kadın emeği üzerindeki sömürüyü arttırdığı; esnek, kuralsız, sözleşmeli çalışmanın kölelik boyutuna ulaştığı, bir gerçektir..

Tasarı, sömürgeci destekli işbirlikçi sermayenin vergi ve prim alacaklarını yeniden yapılandırmaktadır. Ancak bu tasarıda, sadece işbirlikçi sermayenin vergi ve prim borçlarının düzenlenmesi yoktur. İşçiler ve kamu emekçilerinin aleyhine çok sayıda madde vardır. Bu tasarı işbirlikçi sermayeye af; işçilere, emekçilere baskı, sömürü ve açlık getirmektedir.

Meclisteki siyasi partiler ve milletvekilleri başta olmak üzere; siyasi partilerimizi, sendikalarımızı, meslek odalarımızı, demokratik kitle örgütlerimizi geçmiş ayrılıklarını bir yana bırakarak, bu yasanın çıkarılmasını engellemek için birlikte olmaya çağırıyoruz."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız