SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Aferin Size Aferin!.."

0
Güncellendi - 2015-12-28 04:39:36
A- A+ PAYLAŞ

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Genel Cerrah Prof.Dr. Zafer Öner'in, Malatyalı olarak pek çoğumuzun yakından tanıdığı önemli bir isimle ilgili, geçtiğimiz ay sosyal medya hesabında yayınladığı ve çok okunan yazısını, biz de malatyahaber.com okurlarıyla paylaşıyoruz.

İşte Prof.Dr. Zafer Öner'in o yazısı:

....

"Ümraniye hastanesinde,İstanbul'da,

bir anestezi hekimi,

öne doğru uzattığı ellerinin üzerinde,kirli bir havlu tutan kişiyi gördüğünde aniden irkildi. 

Göz göze gelmişlerdi...

Tanıyorlardı birbirlerini...

***

Zaman zaman ortaya çıkan karın ağrıları

giderek artıyordu. 

Yapılmadık tetkik bırakılmamış,görmedik doktor kalmamıştı. 

Sevilen bir hekimdi. 

Ağrı nedeniyle kendi kendine yaptığı uyuşturucular 

nedeniyle " eroinman olacağım" diye bağırıyor ve her gördüğünden yardım dileniyordu. 

Çaresizlikten gitti Amerika'ya. 

Orada da incelendi araştırıldı. 

Bir türlü tanı konulamadı. Yapılacak başka bir şey de kalmamıştı;alışacaktı bu dayanılmaz ağrılarına. 

Çaresiz,döndü ağrıları ile ülkesine. 

Sonra da bir görev değişikliği oldu.

Ayrıldı Hacettepeden. 

Yeni bir il'e yeni bir hastaneye gitti. 

Aldı tetkiklerini eline ve yeni hastanesindeki gastroenteroloji hekimine başvurdu. 

Doktor inceledi. 

Dedi ki

Sende "arkuat ligaman" sendromu var !

Yani bağ dokusundan oluşan bir yapının mideye,karaciğere,dalağa giden atardamarı daralttığını iddia ediyordu. 

Ve ameliyat olması gerektiğini söylüyordu, inandıramadılar ve bu basit ameliyata razı edemediler hiçbir cerrahı!

Sonunda ikna ettiler ve ameliyata razı ettiler bir cerrahı!

Ve sağlığına kavuştu sevgili hekimimiz. 

Aradan yıllar geçmişti. Karın ağrılarından eser kalmamıştı. 

Yeniden doğmuştu sanki!

***

İşte ellerindeki o kirli sarı havluyu tutan kişi, 

onun teşhisini koyarak sağlığına kavuşturan,

tanısını koyabilen hekimi idi. 

Kollarını açarak koşmak istedi "can kurtaranına" ve açtı kollarını. 

Gülerek yöneldi o tarafa doğru...

Bir tuhaflık vardı. Karşısındaki kollarını açmıyordu...

Sadece gözlerinden okunuyordu "karşılaşmanın mutluluğu",göz yaşı doldurmuştu pınarlarını,ama akmıyordu...

Anladı ki elleri...

O öpülesi elleri kelepçeli idi. 

Ve ellerinin üzerindeki kirli sarı havlu,bu rezaleti gizlemek içindi. 

O hastaneye,sağlık kontrolu için hem de "mevcutlu" getirilmişti. 

Bırakın sarılmayı,dokunmak bile yasaktı,ona...

Sadece bu mu?

Genç yakışıklısının;oğlunun cenazesine gidişini bile burnundan getirmişlerdi...

Halbuki düpedüz vatanseverdi...

İnönü Üniversitesini,rektörlüğü sırasında Avrupa birincisi yapmıştı...

Üniversitesini bir cemaatin ya da tarikatın işgalinden kurtarıp...

İlahilerden 

senfoni orkestrasına, konservatuara,

çok büyük bir kütüphaneye kavuşturduğu için Ergenokonculukla yaftalanıp derdest edilmişti,Silivri'ye...

Tam beş yıl...

Delillerin hepsi düzmece idi,davası çökmüştü...

Savcısı,hakimi kaçmıştı...

***

Geçen pazar günü diğer oğlunun düğünündeydik...

Kendisi ve eşi karşıladılar dostlarını,neşeli görünüyorlardı...

Kaybettiği oğluna son görevini istediği gibi yapamayan...

Pisi pisine ömrünün en güzel beş yılını kaybeden...

Çoluk çocuğundan sevdiklerinden ayrı kalan...

Ödüllendirmek gerekirken cezalandırılan bir insan,

ne kadar unutabilir di ki bu alçaklıkları?

Ne kadar gönülden sevinç duyabilir di ki?

Gören görür,gözlerdeki hem sevinci hem kederi aynı anda...

***

Babası milletvekili-senatör,Hilmi Soydan beyin 

Maraş olaylarını yatıştırma çabası sırasındaki 

suikastından sonra...

Soyismini "Hilmioğlu" olarak değiştiren

Atatürkçü,demokrat,aydın,çağdaş bir kişilik...

Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'nun özetinin özetini anlattım.

***

Düğünde Ergenekoncu iki vatan haini daha vardı.

Prof. Dr. Mehmet Haberal...

Onun bu ülkeye yaptığı kötülükleri (!) anlatmaya gerek var mı?

Görmüyor musunuz,onun,bu ülkedeki iğrençlikler arasına serpiştirdiği güzellikleri?

Bir de eski SAT komandosu Kardak fatihi,doğunun her yerinde ayak izleri olan emekli albay,şimdiki ağır ceza avukatı sayın Levent Göktaş...

Savcı kaçtı hakim kaçtı,dava devam...

***

Ekonomisi çökmüş...

Cumhuriyetin bütün kazanımları darmadağın edilmiş. 

Ülke,tehdit altında ve kan gölüne döndürülmüş...

Aferin size aferin!"

.....

İnönü Üniversitesi eski rektörü Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu da, Prof.Dr. Zafer Öner'in sosyal medya hesabındaki kendisiyle ilgili yazının altına şu satırları yazdı:

"Insanların büyük çoğunluğunun sindirildiği ve sindiği çok zor zamanlarda bile yazılarınız, konuşmalarınız ve duruşunuzla Cumhuriyet kuşağının cesur ve onurlu bir temsilcisi oldunuz. 

Cumhuriyetimiz size ve sizin gibi erdemli insanlara muhtaç ve minnettardır. Saygılar."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız