SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Ağabeyden Tepki!

A- A+ PAYLAŞ

Malatya'da yaşanan yayınevi cinayetinde hayatını kaybeden Necati Aydın'ın ağabeyi Hatem Aydın, kardeşinin cenazesinin kendisine verilmediğini söyledi. Bu arada Aydın'ın İzmir'deki diğer ağabeyi de ilginç iddialarda bulundu.

MALATYA'YA GELDİ..
İzmir'den geldiğini, ancak talep etmesine rağmen cenazenin kendisine verilmediğini iddia eden Hatem Aydın, "Biz İzmir'de yaşıyorduk. Bazı kardeşlerimiz aileden ayrılarak başka illere gitmişti. Ben de bütün kardeşlerimin nerede ve nasıl yaşadıklarını öğrenmek için Nüfus Müdürlüğü'ne başvurarak aile kütüğü hazırlattım. 9 kardeş olduğumuzu ve Necati'nin de Hıristiyan olduğunu öğrendim. Necati daha önce İzmir'de bir fabrikada çalışıyordu. Burada kendisini kandıran Süryani asıllı olduğunu tahmin ettiğim bir
kadınla evlendi. Bizden koparılan kardeşim misyonerlik çalışması yapan Şemsa'nın eşi oldu. Kardeşim bu oyunlara alet edilerek misyonerlik çalışmalarına katılıyordu" dedi.

Kardeşinin öldüğünü duyunca geldiğini anlatan Hatem Aydın, "Ancak savcılık, cenazenin bana verilmeyeceğini eşine verileceğini ifade etti. Kardeşimin bir Hristiyan olarak ölmesi tüm ailemizi sarsmıştır. Eğer buradan cenazeyi alabilseydik, İzmir'de İslam usullerine göre toprağa verecektik. Ancak kardeşimizin Hristiyan gelenek ve göreneklerine uygun bir şekilde toprağa verilecek olması bizi ayrıca derinden üzmüştür. Burada yaşanan olaylar, İslam'a mal edilmek isteniyor. Ama bu misyonerlerin kendi oyunudur. Dış güçlerin Türkiye'yi karıştırmak istediği oyunlardır. Ben Hristiyanlığa karşı değilim, ancak Türk gençlerinin karı-kız veya parayla kandırılarak bu yola sürüklenmeleri doğru değildir. Kardeşim de bunların bir kurbanıdır" diye konuştu.

Bu arada, ağabeyin, kardeşinin İzmir'de Hıristiyan usullerine göre yapılacak cenaze törenine katılmayacaklarını söylediği de belirtildi.

DİĞER AĞABEYİN İDDİALARI..
milliyet.com.tr'de İzmir mahreçli olarak yer alan bir başka haberde Aydın'ın ailesi ve olayla ilgili bazı iddialar şöyle aktarıldı:

Malatya'daki baskında ölen 3 isimden biri olan ve Protestanlıkta "Pastör" statüsünde bulunan Necati Aydın'ın, lise öğrenimi gördüğü Rize Derepazarı'nda yatılı Kuran Kursu yurdunda kaldığı, hafız olduğu, Hıristiyan olduktan sonra da Hz. İsa kılığında noel etkinliklerine katıldığı ortaya çıktı.

Aydın'ın İzmir Menemen'de oturan ağabeyi Melik Aydın, eskiden beş vakit namaz kılan kardeşinin, sonradan evlendiği Şemsa Kılçıksız'la tanışmasının ardından dinini değiştirdiğini, 9 yıl önce kendilerini terkettiğini, en son geçen yıl annesinin cenazesinde görüştüklerini dile getirdi.

Olayı arkadaşlarının telefonda haber vermesiyle öğrendiğini ve şok olduğunu dile getiren Aydın, yıllar önce memleketleri Erzurum'dan ayrıldıklarını söyledi. Kardeşinin kendisiyle birlikte Menemen'e geldiğini, sonra lise için Rize'ye gittiğini dile getiren Aydın sözlerini şöyle sürdürdü:

"Muhafazakar bir aileden geldiğimiz için Necati dinine çok bağlıydı, beş vakit namaz kılardı. Derepazarı'ndaki eğitimin ardından tekrar yanımıza geldi. 1994'te Gaziemir'de bir fabrikada çalışırken, işyerinde anne - babası Ortodoks, kendisi Protestan olan Kılçıksız'la tanıştı, bir süre sonra aşık oldu. Bunun ardından, o güne kadar kendisine haram gelen şeyler helal olmaya başladı. Bizden sürekli birşeyler gizliyordu. Daha sonra bu kızla evlenmek istediğini söyledi. Farklı inançta olduğu için karşı çıktık. Herkesin inancında olması halinde razı olduk. Bize dinini değiştirmeden evleneceğini söyledi, ancak sonradan kandırdığını öğrendik.

Kilisede evlendiler

Kardeşim Kıbrıs'ta askerlik yaptığı sırada, kız aşırı maddi yardımda bulundu. Askerden geldikten sonra da bizi terketti. 1998'de Bornova'daki bir kilisede evlendiklerini duyduk. Bize farklı nikah tarihi söylediler, gidemedik. 1999'da resmen Hıristiyanlığa geçti. Evlendikten sonra Bornova'da oturduklarını duydum. İki çocukları olmuş.

Namaz kılmadan gitti

En son geçen yıl martta annemin cenazesine geldi, namaz kılmadı. Daha sonra hiç görüşmedik. Dinini değiştirmesinin ardından 5 bin dolar maaş aldığını, lüks ciplerle köy köy dolaşıp İncil sattığını, daha sonra Malatya'ya gönderildiğini öğrendik. Dinini değiştirmesinin ardından 'Rana' adını aldı. Eşine de 'Şem' diye hitap ediyordu.

Ölümün üstünde ölüm olur

Biz cenazemizi sahiplenmek, kendi inançlarımıza göre defnetmek istiyoruz. Onun için bir kardeşim Malatya'ya gitti. Ancak şu anki inancına göre toprağa verilirse cenazesine katılmayız. O zaman bizim için ölümün üstünde ölüm olur."

Öldürülen Aydın'ın 9 kardeşinden biri olan Salih Aydın'ın, Balıkesir'de görevli Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olduğu öğrenildi. Ailesinden tamamen farklı bir yaşam tarzı bulunan Aydın'ın, üyesi bulunduğu İsa Misyonerler Birliği grubuyla İzmir, İstanbul ve Ankara'da noel kutlamaları kapsamında İsa kılığına girip çeşitli tiyatro oyunlarında oynadığı öğrenildi.

İşte o mektup

Melik Aydın, kardeşinin kendilerine gönderdiği mektubunda duygularını aktardığını söyledi. Ölen Necati Aydın'ın ağabeyine gönderdiği mektupta da şu ifadeler yer aldı: "Sizleri, Rab İsa Mesih'in yüce adıyla selamlıyor ve öpüyorum. Yaşadığım onca karmaşa ve çatışmadan sonra verilmiş net kararla, Mesih İsa'ya olan inancımı yaşamak ve sonuna kadar muhafaza etmek için sizden ayrı olmaya karar verdim. Ben ait olduğum yere geri döndüm. Yani İsa'ya ve onun topluluğuna. Sizden ayrılmamdan dolayı korkup kaygılanmayın. Artık kurtulmuş bir çocuğunuz var. Bunun için sevinin. Bu kurtuluşu İsa'ya olan inancımla kazandım. Sahip olduğum güç ve damarlar, iman yoluyla İsa'ya bağlanmıştır. Onsuz yaşamak ölümü ve yok olmayı ebediyyen haketmek demektir. En önemlisi gerçek yol, yaradan İsa Mesih'i tanıyarak ona iman edip sonsuz kurtuluşu kazanmayı bilmektir. Amin."

"EMRE GÜNAYDIN, AİLEMİZİ ÖLDÜRECEKTİ"
Malatya'daki yayınevi vahşetinin zanlıları, emniyetteki ilk ifadelerinde yaralı zanlı Emre Günaydın'ın kendilerini tehdit ettiğini öne sürdü. Zanlılar, "Emre Günaydın onunla gitmeseydik, anne ve babamızı öldüreceğini söylüyordu. Oraya korkutma amacıyla gideceğimizi düşünüyorduk" dediler.

İfadelerden yola çıkan polis zanlıların kaldığı öğrenci yurdunda arama yaptı. Aramada zanlılardan birine ait bir mektup ele geçirildi. Mektupta "Ölümle tehdit ediliyordum. Öldürülürsem sorumlusu Emre Günaydın'dır" yazdığı öğrenildi.

KAYINPEDERİ: ‘AİLESİ NECATİ'Yİ DIŞLADI’

Malatya'da, İncil basan kitabevine yapılan saldırıda ölenlerden Necati Aydın'ın Hatay'ın Altınözü İlçesi'nde oturan 69 yaşındaki kayınpederi Mihail Kılçıksız, kendilerinin Hıristiyan olduklarını, ancak, damadını dinini değiştirmesi için zorlamadıklarını söyledi.

9 çocuk babası çiftçi Mihail Kılçıksız, kızı Şemsa ile damadının yaklaşık 9 yıl önce İzmir'de tanışıp birbirlerini sevdiklerini anlattı. İlçeye bağlı Tokaçlı Köyü'nde oturan Kılçıksız, damadının öldürülmesiyle yıkıldıklarını anlatarak, şunları söyledi:

“Çok acı bir şey. Bir kız, bir erkek çocukları vardı. Kızımla 8-9 yıl önce evlenmişlerdi. İzmir'de tanışmışlar. Necati'nin ailesinin evleri vardı, kızım da orada okuyordu. Biz Hıristiyan kökenli bir ailedeniz. Ben ortodoksum. Köyümüz 300 hanelidir, bin 500 nüfusu var. Çoğumuz ortodokstur. Birçok akrabamız da Avrupa'ya taşındı. Necati, İslam kökenliydi. Kızımla tanıştıktan sonra değişiklikleri ailesi fark etmiş. Ben ise ailesine bildirdim. Çocuklarının hıristiyanlığa merak saldığını bildirdim, ailesiyle görüştüm. Ama, onlar Necati'yi aforoz ettiler, sahipsiz bıraktılar. ‘Allah birdir, hepimiz aynı yere gideceğiz’ dediysem de Necati'yi kabul etmediler. Ben de, ‘Oğlunuz kendi iradesiyle katıldı, sahip çıksaydınız’ dedim. Necati askerden geldikten sonra kızımla evleneceklerini söylediler, biz de nikahlarını kıydık. Bizim köyde Hıristiyan oldu. Dinini değiştireli 8 sene oldu.''

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

1 yorum yapılmış

  • bahadır bobur (3 yıl önce)
    allah rahmet eylesin
    0
    0
    Yanıtla