SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Ağbaba 1 Yılın Hesabını Verdi

0
Güncellendi - 2015-12-27 14:37:02
Ağbaba 1 Yılın Hesabını Verdi
A- A+ PAYLAŞ

Cumhuriyet Halk Partisi Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, bugün bir basın toplantısı düzenleyerek milletvekili seçildiği günden bu yana geçen 1 yıllık sürede Malatya özelinde, Türkiye ölçeğinde ve TBMM’de gerçekleştirdiği çalışmaları anlattı.

Veli Ağbaba, seçilenlerin her zaman seçenler karşısına çıkıp hesap vermeye hazır olması gerektiğine vurgu yaparak ‘Ben şeffaf, hesap verebilir bir politika tarzından yanayım. Hesap verebilme kültürünü bu ülkede egemen kılmak zorundayız. Ben de hesap verme kültürünün inşa edilmesi yolunda bir tuğla koyabilmek için medya emekçilerinin karşısındayım’ dedi.

Bir yıllık milletvekilliği sürecinde Malatya’nın zamanını çalmadan Türkiye’nin ortak sorunlarının gündeme getirilmesinde ve çözüm üretilmesinde aktif bir tutum sergilediklerini ifade eden CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ‘AKP’nin İsrail’in güvenliğini sağlamak için Kürecik’e kurulmasına izin verdiği Füze Kalkanı Radar Üssü’nün kuruluşuna karşı yürüttüğümüz mücadeleden tutun, Türkiye’nin kanayan yarası cezaevleri sorununa, Malatya’nın meralarının büyük şirketlere peşkeş çekilmesinden Malatya Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesi ihalesindeki pis kokuların gündeme getirilmesine, hangi siyasi görüşten olursa olsun mahkemelerde yaşanan hukuksuzluklara karşı bir mücadele platformu oluşturulmasına, kayısı üreticisinin sorunlarının meclis çatısı altında dile getirilmesine kadar insanımızı ve toplumu ilgilendiren hemen her konuda politika ürettik, iktidarın yanlış politikalarının engellenmesi için çalıştık ve birçok konuda pozitif gelişmeler sağladık” şeklinde konuştu.

CHP İl Başkanı Kiraz: İktidardan Hesap Soruyoruz Ama Kendimiz de Halka Hesap Veriyoruz

“Şimdi Hesap Verme Zamanı- 1 Yılda Ne Yaptık?” konu başlıklı basın toplantısında ilk olarak konuşan CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz, CHP olarak şeffaf ve halka hesap verebilen politika tarzının temsilcileri olduklarını söyledi. Partisinin her anlamda halka dayandığını ve gücünü geniş halk kitlelerinden aldığını belirten CHP İl Başkanı Enver Kiraz ‘Gücünü, enerjisini sadece halktan alan partimizin temel ilkelerinden biri de halka hesap vermektir. Saydam bir yönetim anlayışına sahip olan CHP yönetimiyle, milletvekiliyle, köy köy ilçe ilçe gezerek yürütülen çalışmalar hakkında halkımızı bilgilendiriyor, onların görüşlerini de yönetim katına yansıtarak katılımcı bir politika geliştiriyor” şeklinde konuştu.

Veli Ağbaba’nın bir CHP milletvekili olarak tüm milletvekillerine örnek olacak anlayışla bir yılın hesabını vermek üzere Malatya yerel medyası ve ulusal medya temsilcilerinin karşısına çıktığını kaydeden Kiraz, ‘Sayın Ağbaba köy köy belde belde gezerek halka bilgi ve hesap vermeyi yeterli görmeyerek bugün de medyanın karşısına çıkarak bir yılın muhasebesini yapacak. Gazetecilerin sorularını yanıtlayacak. Biz ana muhalefet olarak iktidardan hesap soruyoruz ama aynı zamanda kendimiz de hesap veriyoruz. CHP’yi özel kılan temel unsurlardan biri de işte bu hesap verebilme felsefesine sahip olmasıdır. Çünkü demokrasinin olmazsa olmazı, kurumların sorumlu oldukları toplumsal kesimlere hesap verebilmesidir’ diye konuştu.

CHP İl Başkanı Enver Kiraz’ın bu konuşmasından sonra kürsüye gelen CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba milletvekili seçildiği günden bu yana TBMM, Türkiye ölçeğinde ve Malatya özelinde yürüttüğü çalışmalara yönelik bilgilendirme yaptı.

İşte Veli Ağbaba’nın “Şimdi Hesap Verme Zamanı- 1 Yılda Ne Yaptık?” konu başlıklı toplantısında öne çıkanlar:

HALKINA HESAP VEREBİLEN MİLLETVEKİLİ PROFİLİ

Milletvekilliği görevinde bir yılı doldurduk. Sıra hesap vermeye geldi. Bir yılda ne yaptık? Bunun hesabını vermeye geldik. Demokrasinin gereği olarak her seçilmiş halkına, seçmenine hesap vermelidir. Seçilenler, seçenlerin karşısına çıkıp yaptıklarını anlatmalı ve eksiğini, yanlışını halkından dinlemelidir. Yaptıklarıyla övünmek yerine, yapamadıkları için kafa yormalıdır. Bunu lütuf olarak değil, demokrasinin bir gereği olarak yapmalıdır. Bir basın emekçisi olarak sorularınıza cevap almayı amaçladığınız kadar, bir Malatyalı olarak da hesap sormalısınız. Hesap verme ve hesap sorma anlayışının oluşması, yaygınlaşması ve bir kültüre dönüşmesi bizim en önemli amaçlarımızdan biridir. Umuyor ve inanıyorum ki birkaç yıl sonra bütün seçilenler halkın karşısına çıkıp hesap verecek, hesap vermek zorunda kalacak. İşte o zaman Malatya, demokrasi adına bir ilki başarmış olacaktır. Burada inşa edilecek bu kültürde benim de bir tuğlam olursa içtenlikle söylüyorum, büyük mutluluk duyarım.

MALATYA GEZİLERİM HARİÇ 123 BİN KM YOLCULUK YAPTIM

Bir yıllık süreçte, ortalama her hafta geldiğim Malatya içindeki ziyaret ve gezilerim hariç Türkiye içinde ve yurt dışında gerçekleştirdiğimiz faaliyetler kapsamında 123 bin km yolculuk yaptım. Bu yolculukların hemen hepsi partimiz, ülkemiz ve Malatya için elzem olan içerikle dolu dolu olan, son derece faydalı verimli faaliyetler kapsamında gerçekleştirildi.

Seçildiğim günden itibaren tek bir oy almadığımız köylere de gittim, tüm oyunu CHP’ye veren köylere de gittim. CHP’nin en az oy aldığı ilçe olan Doğanyol’a bir yılda 5 defa gittim. Bu ziyaretleri gerçekleştirirken etnik köken, mezhep farklılığı, dini inanç ve politik tutum ayrımı yapmadan tüm vatandaşlarımızın dertleri ile dertlendim, insanımızı sorunlarını yönetim katına taşıyarak çözüme kavuşturulması için çalıştım.

Ben, çalışan ve üreten bir milletvekili olmak için uğraştım. Malatya için, Türkiye için, halk için, adalet için, mazlumdan ve mağdurdan yana siyaset yapmayı hedefledim. Onun için nerede bir sorun varsa oraya gitmeye gayret ettim. Hastası olanı, cenazesi olanı elimden geldiğince yalnız bırakmadım. Gecelere, düğünlere, festivallere davet edildim. Davetlere mümkün olduğunca icabet ettim. Gurbetçi hemşerilerimizi yalnız bırakmadım.

MECLİS’DE AKTİF ÇALIŞMA PERFORMANSI: 155 SORU ÖNERGESİ VERDİK

Malatya’nın ve Türkiye’nin çeşitli sorunları hakkında 155 adet soru önergesi verdik. 24 adet araştırma önergesi verdik. 3 adet gensoru ve genel görüşme önerisine imza attık. 3 Kanun teklifi verdik. TBMM kürsüsünde kayısının sorunlarından, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerine kadar geniş bir yelpazede 78 kez konuşma yaptık.

KÜRECİK’TEKİ RADAR ÜSSÜNE KARŞI MÜCADELEMİZ DÜNYA ÇAPINDA SES GETİRDİ

AKP iktidarının onayı ile ABD tarafından NATO şemsiyesi görünümüyle Kürecik’te konuşlandırılan ve temel misyonu Türkiye’nin ulusal çıkarları ile çelişen Füze Kalkanı Radar Üssü’nün kuruluşunun engellenmesine yönelik sürekli mücadelemiz dünya çapında ses getirdi. Partimizin 10 kadın milletvekilini geçtiğimiz yıl meclis açıldıktan hemen sonra Malatya’ya davet ettik ve yüzlerce yurtsever ile 2300 rakımlı dağa yürüyerek ABD emrindeki radar üssünü protesto ettik. Bu mücadelemiz BBC’den El-Cezire’ye tüm dünya medyasında yer buldu ve ses getiren eylemler olarak tarihe geçti.

Kürecik kalkanı konusundaki mücadelemiz, Malatya’nın başarılı olduğu bir sınav oldu. Bu süreçte biz de elimizden geldiğince bu mücadeleye omuz verdik. 13 Eylül, 2 Ekim, 10 Mart, 31 Mayıs tarihlerinde ulusal düzeyde mitingler düzenledik. Kürecik kalkanıyla ilgili araştırma ve soru önergeleri verdik. Memleketimizin topraklarında konuşlandırılan Radar Üssü’ne girebilmek için başbakanlı, Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlığı’na izin için talepte bulunduk, yazı yazdık izin veremediler. Türkiye Cumhuriyet makamlarından izin alamayınca Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Pentagon’a yazdık. Şimdi dışişleri bakanlığından kimse bize cevap veremiyor. Telefonlarıma bile çıkmıyorlar. Ama işin peşini bırakmayacağız.

Türkiye’nin ulusal bağımsızlığı konusunda Denizler’in Cemler’in tarihsel miras ve misyonunu sırtlandık. Bu mirası ne pahasına olursa olsun yaşatacağız.

ŞEKER FABRİKASI VE MERA İHALELERİNDEKİ PİS KOKULARIN TAKİPÇİSİYİZ

Malatya AKP iktidarı döneminde yeterli ve kaliteli hizmet görmeyen şehirlerin başında geliyor. İktidar Malatya’ya hizmet getirmiyor ama Malatya’nın tüm kazanımlarını bir bir yok ediyor. Sümerbank ve Tekel Sigara fabrikası yok önce özelleştirildi, sonra yok edildi. Şimdi Şeker Fabrikası özelleştiriliyor. Şeker Fabrikası ihalesinde ve asıl sahibi köylü olan meraların ihalelerinde pis kokular geliyor. Biz CHP olarak bu ihalelerdeki yasa dışılıkları ve usulsüzlükleri takip ediyoruz, bundan sonra da takip etmeye devam edeceğiz. Şeker Fabrikası’nın peşkeş çekilmesini önlemek için Şeker-İş sendikası ile birlikte yürüttüğümüz mücadele sayesinde özelleştirme henüz sonuca ulaşamadı.

Kapitalizmin temel felsefesi gölgesini satamadığı ağacı satmasıdır. AKP hükümeti gölgesini satamadığı meraların kendisini satmayı tercih etmiştir. Malatya AKP’nin sermayeyi koruyan politikalarının kurbanı olmuştur. Malatya köylüsünün meraları büyük şirketlere peşkeş çekiliyor ve köylü bu şirketlere köle olmaya zorlanıyor.

Mera ihaleleri, taş ocakları yüzünden yok edilen yaylalar Malatya’nın kanayan yarasıdır. Biz CHP olarak mera ihalelerindeki pis kokuların takipçisiyiz. Bu ihalelerde yapıldığı söylenen usulsüzlüklerin gündeme getirilmesi için gerekli çalışmaları yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz.

Malatya’da HES’ler yüzünden doğa katlediliyor. Ekolojik denge bozuluyor, su kaynakları yok ediliyor. Ben Doğanşehir’deki HES eylemine de katıldım, Erzurum’daki HES eylemine de...Çünkü HES’ler doğaya ve dolayısıyla insanlığa karşı bir suçtur.

MALATYA’DA YOL DEĞİL YOLSUZLUK YAPILIYOR

Malatya karayolları, özellikle bölünmüş yol çalışmaları konusunda üvey evlat muamelesi gören bir şehir

2012 yılında, “hedef 2023 diyenler, kanalizasyon suyuyla kayısı sulanmasının baş sorumlusudur.

Malatya’da yol değil, yolsuzluk yapılıyor. Şu örneğe bakınız sizler de yerel medyada gündeme getirdiniz: Sürgü-Erkenek yolu ihaleye verildi. 2011 yılı sonunda yol yapımı bitti ve kara yolları teslim aldı. Ancak aynı yolda 4 ay sonra çökmeler meydana geldi. Yol kullanılamaz hale geldi, bir şeridi ulaşıma kapatıldı gençler burada futbol oynadı. Geçici kabulü yapılan yolun onarımı, müteahhidin değil devletin dozeri, kepçesi ve işçisiyle yapıldı.

ERZİNCAN’IN 3 ADLİYESİ YENİDEN AÇILIRKEN MALATYA’NIN 4 ADLİYESİ KAPATILDI, ÇELİŞKİYE MECLİSE TAŞIDIK

Hükümet Türkiye çapında 144 ilçe adliyesinin kapatılmasına yönelik karar aldı. Ancak iktidarda gücü olan illerin bazıları kapatılan ilçe adliyelerini yeniden açtırdı. Bakın ibret verici ve Malatya açısından acı bir örnek vereyim: Sözkonusu karar kapsamında önce Erzincan’ın Kemaliye, Kemah ve Çayırlı ilçelerinin adliyeleri kapatıldı. Malatya’nın ise Arguvan, Kuluncak, Yazıhan ve Yeşilyurt adliyeleri kapatıldı. Erzincan’ın hükümetteki lobisi bastırdı ve 3 adliyesi de yeniden açıldı. Kemaliye adliyesindeki dosya sayısı sadece 60 olduğu halde o adliye yeniden açıldı. Ama Malatya’nın 4 adliyesi en ufak sorgulamaya ihtiyaç duyulmadan kapatıldı. Bunu TBMM’de defalarca gündeme getirdim. Ancak hükümet bu çelişkiyi düzeltmek konusunda herhangi bir adım atmış değil.

BÜYÜK ŞEHİR OLMA YOLUNDA DEMOKRASİYE DARBE GENELGESİNİ KÜRSÜDE YIRTTIM

Malatya’nın Büyükşehir olması hususundaki taleplerimizi sık sık dile getirdik. Biz büyükşehir

Malatya’yı kalkındırsın istiyoruz, onlar Malatya’nın beldelerini, adliyelerini kapatıyorlar. Büyükşehir adı altında, Büyük köy olmamızı istiyorlar. Büyükşehir statüsü Malatya’ya verilen bir armağan değil, Malatya’nın hakkı olan statüdür. Bu yüzden kimse kendine bir paye çıkarmasın. Ama büyükşehir olma yolunda Malatya bir darbe ile muhatap oldu. İçişleri Bakanlığı Malatya büyükşehir olacak diye belde belediyelerinin neredeyse tüm faaliyetlerini kaymakam ve valilerin iznine tabi tutan bir genelge yayınladı. Bu genelge 5 yıl için halkın oyu ile seçilen belde belediye başkanlarına karşı girişilmiş bir darbedir. Ben bu genelgeyi TBMM’de meclis kürsüsünde yırtarak, halkın iradesinin demokrasiyi dilinden düşürmeyenler tarafından atanmışların vesayetine esir edilmesini protesto ettim.

AYRIM YAPMADAN MAHKEMELERİN HUKUKSUZLUKLARINI DİLE GETİRDİK

Ayrımcılık yapmadan hapishaneler meselesine eğildik. BDP Milletvekili İbrahim Ayhan’ı da MHP milletvekili Engin Alan’ı da CHP Milletvekili Mustafa Balbay’ı da ziyaret ettik. Poşudan tutuklu Cihan Kırmızıgül’ü de tutuklu gazeteci Baha Okar’ı da, İBDA-C’den Mahkum Salih Mirzabeyoğlu’nu da, Hizbullah’tan hükümlü Yasin Demir’i de ziyaret ettik.

Güney Afrikalı Magdelana Martha’yı da ziyaret ettik, bisiklet isteyen 4 yaşındaki Hakan’ı da ziyaret ettik.

Malatya’da İslami akımlar kapsamında yürütülen Malatyalılar Grubu davasında hükümlü Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur’u da ziyaret ederek durumlarını bir rapor halinde kamuoyuna duyurduk.  Cezaevlerinin içler acısı durumunu, özellikle Pozantı Cezaevi örneğinde sembolleşen cezaevlerinde çocuk ve kadınlara karşyı yapılan kötü muameleleri, insanlık onurunu rencide eden cezaevi yönetim anlayışını mahkum eden raporlar hazırlayarak ilgili makamlara sunduk ve kamuoyunu bilgilendirdik.

MALATYA’NIN ZAMANINI ÇALMADAN TÜRKİYE’NİN SORUNLARINA EĞİLDİM

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, bu sunumundan sonra gazetecilerin çeşitli konulardaki sorularını yanıtladı. Bir soru üzerine Veli Ağbaba “Ben Türkiye’nin toplumsal ve siyasi sorunları ile ilgilenirken Malatya’nın zamanından çalmadım. TBMM’de yasama faaliyetleri çalışmaları sırasında, gündemle ya da gündem dışı hemen her fırsatta şehrimin sorunlarını hükümete, kamuyonu duyurdum. Çözümün parçası oldum. Malatya’yı en sık ziyaret eden milletvekiliyim. Hemen her hafta Malatya’da oldum, insanımızın arasında oldum. Halktan kopmadan, halkın duyarlılıkları ile politika yapıyorum. Ben Malatya’yı acayip seviyorum. Malatya’nın solcusunu, sağcısını, alevisini, sünnisini, Türk’ünü Kürd’ünü asla ayrım yapmadan seviyorum ve tüm toplumsal katmanların sorunlarına aynı hassasiyetle yaklaşıyorum” şeklinde konuştu.

CHP Milletvekili Veli Ağbaba’nın gazetecilerin sorularına verdiği bazı cevaplardan cümleler ise şöyle:

- 2012 yılında, “hedef 2023 diyenler, kanalizasyon suyuyla kayısı sulanmasının baş sorumlusudur.

- Kayısı üreticisinin sorunları kayısı ağacı sayısı azaltılarak çözülemez. Bu bir çözüm yolu değildir.

- Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ı da Cübbeli Ahmet Hoca’yı da cezaevinde ziyaret ettim. Cübbeli Ahmet Hoca’ya ‘Hocam 28 Şubat döneminin hukuku ile şimdiki dönemin hukuku arasındaki nasıl bir fark var?’ diye sordum. Ahmet Hoca ‘Çok büyük fark var ikisi arasında. 28 Şubat döneminde yaptıklarımızdan dolayı yatıyorduk, bu dönemde yapmadıklarımızdan dolayı yatıyoruz’ şeklinde cevap verdi. Hukuk bugün siyasallaşmıştır. Bu açık bir gerçektir.

- Kim olursa olsun binlerce yıldır ibadetlerini Cem Evleri’nde yapan Alevilere ibadethane için farklı bir adres gösteremez. Başbakan da dahil kimsenin haddi değildir.

- CHP yerel seçimlerde başarıyla çıkacaktır. Malatya’da hiç oy almadığımız ya da çok az oy aldığımız yerlerde yüksek oranda oy alacağımızı göreceksiniz.

- AKP Malatya Milletvekilleri ile TBMM’de diyalog sorunumuz yok. Ama ben bir Malatya Milletvekili olarak o kürsüde Malatya’nın bir sorununu dile getirirken bir başka Malatya Milletvekili gelip çatışmacı bir dille aleyhte konuşursa, bu şehir için gerçekleştirme şansı olan ortak çözümleri hayata geçiremeyiz.

MALATYA'DA AVM TERÖRÜ VAR 

- Malatya'da bir AVM terörü var. Şehir merkezinde yapılan AVM küçük esnafı bitirme noktasına getirdi. Şimdi de Tekel Sigara Fabrikası'nın yerine ve eski hal binasının yerine Alışveriş merkezi kurulacak. Küçük esnaf bütünüyle bitirilecek. Bunun adı AVM terörüdür. 

- Malatya Belediyesi, yerel yönetim anlamında Malatya'yı kötü yönetiyor. Farklı güçler Malatya'nın yönetimine müdahale ediyor. Malatya'nın yeşil dokusu yok ediliyor. Malatya'da 200'den fazla 50-60 yaşındaki ağaçlar bir gecede kesilip odun haline getirilirken Malatya'nın sivil toplum örgütleri ve meslek odaları gidip ağaç katliamı için Malatya Belediyesi'ne teşekkür ediyor. Bu nasıl bir şehircilik anlayışıdır? 

Toplantı, Veli Ağbaba’nın bir yıllık milletvekilliği sürecinde gerçekleştirdiği faaliyetlere ilişkin sinevizyon gösterisi ile sonaerdi.

 

Haber: Niyazi DOĞAN – Güler HAZAR

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız