SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Ah Benim Malatyalı Kardeşlerim..'

A- A+ PAYLAŞ

Genel başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün de katıldığı AKP Malatya mitingi planlanandan 1 saat gecikmeli olarak saat 18.00'de başladı ve 19.35'de sona erdi. Erdoğan, partisinin otobüsünde Atatürk Caddesi'ni takiben İnönü Kapalı Çarşısı önündeki miting meydanına gelirken, Atatürk Caddesi'nde bir grup MHP'linin "Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez" sloganları attığı belirtilirken, Erdoğan buna tepkisini miting konuşmasında dile getirdi.

Daha önce 17.00'de başlayacağı belirtilen miting, Erdoğan'ın Elazığ'dan miting meydanına 17.55'de ulaşması nedeniyle gecikti. Başbakan Erdoğan, Elazığ mitinginin ardından Başbakanlığa ait ANA uçağıyla, Elazığ'dan Malatya'ya geldi. Başbakan Erhaç Havaalanı'ndan, partisine ait otobüsle Çevreyolu, Sivas ve Atatürk Caddeleri'ni takiben İnönü Kapalı Çarşısı önündeki miting alanına ulaştı. Vatandaşların ilgi gösterdiği mitingde ilk olarak AKP'nin 7 milletvekili adayı tanıtıldı. Daha sonra il başkanı Ahmet Çakır konuştu.

Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu, Gençlik Kolu Başkanı Hakan Tütüncü, Elazığ Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Necati Çetinkaya'nın da mitin alanında bulunduğu anons edildikten sonra Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül konuşmaya başladı.

İLK KONUŞMA GÜL'DEN..
Gül şunları söyledi:

"Bizlere gösterdiğiniz bu sevgi seli için, muhabbet için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sağolun, varolun.

(‘Vur vur inlesin.. Deniz Baykal dinlesin’ sloganları üzerine)Merak etmeyin onlar zaten dinliyorlar. Vurmaya da gerek yok. Onlar hem takip ediyorlar, hem dinliyorlar.

Şimdi sıcaklardan meydanlar boş diyorlar. Onların meydanları boş. Gelsinler de bu meydanı görsünler. Ama zannetmeyin ki, sadece Malatya’nın bu meydanı dolu, Türkiye’nin bütün meydanları dolu AK Parti mitinglerinde.. Heyecan sadece bu meydanda değil. Havaalanından gelirken, Malatyalı kardeşlerimiz büyük sevgi gösterdiler, gecikmemizin sebebi de bu.

Aslında bu sevgiyi, heyecanı anlamak lazım., Gayet açık bu. Siz partinize, Türkiye’yi 4.5 yıl koşturarak, gece gündüz yönetenlere sahip çıkıyorsunuz. (‘Malatya seninle gurur duyuyor’ sloganı üzerine) Biz sizinle gurur duyuyoruz.

Artık Türkiye eski Türkiye değil. Olup biten her şeyi futbol maçı seyreder gibi televizyondan seyrediyorsunuz. Oyunları, haksızlıkları, ayıpları seyrediyorsunuz. Ama zannediyorlar ki, bir avuç istediğini Türkiye’de gerçekleştirecek. Bu mümkün olmayacak. Şunu unutuyornlar. Birgün halkın karşısına çıkılacağını, sözün millette olduğunu unutuyorlar. Onların bütün bu ayak oyunlarına cevabı 24 Temmuz’da (seçim tarihini böyle söyledi) sandıkta vereceksiniz.

Malatya’ya, Türkiye’ye yapılan hizmetler saatlerce anlatılsa bitmez. Ama kadirşinas olan, elini vicdanına koyan herkes biliyor ki gece gündüz çalıştık ve onların rüyalarında görmediği işleri yaptık. Onlar sadece laf üretirler, dedikodu yaparlar, sırça köşklerinden nutuk atarlar, konuşurlar. Ama iş icraata gelince yaptıkları hiçbir şey yoktur. Yıllardır bu ülke pahalılıktan, zamdan, enflasyondan çekti. 35 sene sonra bu nüfusun yarısı 35 yaşın artında, 35 yıl sonra enflasyon canavarından AK Parti kurtardı bu milleti. Hatırlayın her gün bir mağazaya, alışverişe gittiğinizde fiyatlar, etiketler değişirdi. Bunları unuttuk mu? Fabrikalar kapanırdı, kapanan sahalarda işçileri meşgul etmek için basket, voleybol sahaları yapıyorlardı. Şimdi gidin bakın. Her gelişimizde yeni işyerleri, yeni fabrikalar açılmış, yeni yollar yapılmış.

Biz isterdik ki, sizlere saatlerce bunları anlatalım. Cebinizdeki paradan utanırdınız. Hepimiz utanırdık.Kim atabildi bu 6 sıfırı bu paradan. Esnaf, memur kardeşlerim parayı alınca, birikince ne yapardınız? Hemen gidip yabancının parasına çevirirdiniz. Ama bugün Türk parasının değerini, saygınlığını biz artırdık. Milliyetçilik dersen, vatanseverlik dersen budur. Ne lafla milliyetçilik, ne lafla vatanseverlik olur. Türk insanının başını dik tutarsan vatansever olursun.

Biz milletin işleriyle meşgul olurken, gün geldi Cumhurbaşkanlığının görev süresi bitti. Seçim yapmak gerekti. Ama ne yazık ki, Anayasa, kanunlar hiç değişmediği halde, daha önceki Cumhurbaşkanları nasıl seçildiyse, rahmetli hemşehriniz Turgut Özal nasıl seçildiyse.. Ama biliyorsunuz değil mi.. Onun partisinin, onun oturduğu koltuğa oturanların ne yaptığını biliyorsunuz değil mi? Onun da ruhunu ne kadar sızlattılar biliyorsunuz değil mi ? Peki ne oldu, Anayasa aynı, kanunlar aynı, bir virgülü, noktası değişmemiş. Mecliste oylama yapılırken neler oldu gördünüz. Bunu kimse yutmadı. Bu oyunları kimse yutmadı. Bu oynanan oyunlar Türkiye’ye de yakışmadı. Bakın Fransızlar günü geldi Cumhurbaşkanlarını seçtiler ve yollarına devam ediyorlar. Başka ülkeler aynı şekilde kurallar neyse çalıştı. Ama Türkiye’de çok ayıp ettiler. Yakışmadı bunu yapanlar. Zannediyorlar ki millet bunları hazmedecek. Zannediyorlar ki millet affedecek. Zannediyorlar ki millet unutacak. (‘Çankaya senindir, senin olacak’ sloganları).. Sağolun.. Siz Çankaya senindir, senin olacak diyorsunuz, ama Çankaya benim değil, milletin olacak. Çankaya sadece Türkiye’nin belli kesimlerine değil, bütün millete açık olacak. Ve göreceksiniz, bunun cevabı 22 Temmuz’da çıkacak, sandıklarda çıkacak. Bu yanlışları düzeltmek için, bunlara cevap vermek için, bu arkadaşlarımı (adayları işaret ediyor) göndereceksiniz. Çünkü bunların ayak oyunlarına en iyi cevap bu olacaktır. Bu sevginizi, bu muhabbetinizi anlıyorum. Görecekler.. Aslında kıskanıyorlar, kıskandıkları için bunları yapıyorlar. Yaptığımız hizmetleri, yolları, havaalanlarını, hastaneleri birleştirdiğimizi, ilaçları Türkiye’deki bütün eczanelerden dağıttığımızı kıskanıyorlar. Ama kardeşim sen de yapsaydın. Türkiye’de okullar açıldığında fakir zengin çocukların masasına bütün kitapları niçin AK Parti koydu? Bunlara ihtiyaç yok muydu, niçin yapmadınız? Bunları kıskandıkları için bu oyunları yaptılar.”

Gül'ün konuşması 18.25'de bitti.

ERDOĞAN'IN KONUŞMASI..
Başbakan Erdoğan, 18.29'da "İnadına Tayyip.." sloganlarıyla kürsüye geldi ve konuşması 19.30'a kadar sürdü.

Erdoğan, şöyle konuştu:

"Hekimhan’dan Akçadağ’a, Arguvan’dan Arapgir’e, Kurşunlu’dan Kale’ye, Pütürge’den Darende’ye, Yeşilyurt’tan Güzelyurt’a, Yazıhan’dan Doğanyol’a, Kuluncak’tan Battalgazi’ye bütün Malatyalıları yürekten kutluyorum.

Ülkemizin meyve cenneti olan Malatya’ya, özellikle bugünlerde malumunuz olduğu üzere, mişmiş mevsiminde gelmekten dolayı çok mutluyum. Meyvenin kıymetini, ürünün değerini, emeğin ve alın terinin önemini bütün Malatyalılar gayet iyi bilirler.

Bildiğiniz gibi biz iktidara geldiğimizde Türkiye’nin bütün çiçeklerini, meyve veren bütün ağaçlarını dolu vurmuştu. Gelecek umutları azalmış, Türkiye’nin üzerine kabus çökmüştü. Allah’ın izniyle, Türkiye’yi o karanlık tünelden çıkarıp bugünlere getirdik. Şimdi birileri meyveli ağacı taşlamaya çalışıyor ama attıkları taşlar, kendi başlarına düşüyor. Sizler kimlerin meyveli ağacı taşladığını, demokratik istikrarı durdurmak istediğini gördünüz, görüyorsunuz. (Vur inlesin Deniz Baykal dinlesin, sloganları üzerine).. Vurmayalım.. Biz gelmedik kavga için. Bizim işimiz sevgi için, dostun evi gönülleredir. Gönüller yapmaya geldik. Bizim öyle bir farkımız var. Onun için bizde vurmak değil sevgi var. Zaten milletimiz kararını verdi. 14.00’de Elazığ’daydık. İstasyon meydanı da tıklım tıklımdı. Beş beş diyorlardı. (Yedi yedi sloganları).. Malatya’nın bu büyük meydanında da görüyorum ki, kararınızın AK Parti ile yola devam olduğu istikametinde. Heyecanla elele verdiğinizi görüyorum. Gerekli olanı 22 Temmuz’da yapacağınızı görüyorum. Ve bu anlayışla verdiğiniz karar Malatya’mıza ve tüm Türkiye’mize hayırlı olsun diyorum.

Türkiye’yi durdurmak isteyenler 22 Temmuz’da Allahın izniyle Malatya’dan hak ettikleri demokrasi dersini alacaklar. Biliyoruz ki, 22 Temmuz anlamlı bir gün. (İnadına Tayyip, sloganları üzerine ) Sizin de Allahınıza kurban..

İşte bu senenin 22 Temmuz’u inşallah Malatya için tam bir hasat zamanı olacak. Ve Malatya’dan sizler az önce ifade ettiniz, 7 milletvekilini istiyoruz. Çünkü kimse artık 2001’e, 2000’e, 1999’a yeniden dönmek istemiyor. O günleri hatırlamak bile istemiyor.

Bize göre milletimizin tek bir gündemi var. Demokratik istikrar. Güveni, adaleti ve kalkınmayı çok daha ileri noktaya taşıyacak siyasi irade istiyor. Bunu da AK parti iktidarıyla yakaladı. Halkım diyor ki, artık bunu bırakmam, istemiyoruz. Ah benim Malatyalı kardeşlerim. Sizler seçimden seçime maske takanları da, hak ve hakkaniyet ölçülerine uygun siyaset yapanları da gayet iyi biliyorsunuz. İşte az önce şurada bir karton çıktı. Bu iş mazotla olmaz. Benzin kaça diyorlar. Şimdi duyarlar benzinin fiyatını da indirirler ha. Şimdi bakıyorsunuz, öyle enteresan şeyler yaşıyoruz ki. AK Parti öğrencilere ne verdi 150 milyon. Diyorlar ki 3 katı. Biz bunları geçmişte yaşadık. Bir lider filanca ne verdi, benden 5 katı diyordu. Dediler mi. Dediler. Kimileri anahtar, kimileri araba dağıttı. Bunlar oldu mu? Oldu.. Krizleri böyle yaşamadık mı? Ne oldu.. İşte Türkiye bizi bekliyordu. Siz bu görevi verdiniz, göreve geldik, Türkiye ayaklarının üzerinde sağlam duruyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimini yaptık. Seçimde herkes, adaletten ne anladığını, nereye kadar demokrat olduğunu gösterdi. Milletimiz de her şeyi gözleriyle gördü. Kim ne kadar demokrat, adı demokrat ama, demokrasinin semtine uğramamış.. (‘Sezer istifa..’ sloganı üzerine) .. Bütün bunların hepsi inanıyorum ki, sizin vicdanlarınızın sesi. Fakat hiç gerek yok. Niye? Biz dedik ki, parlamento merhum Özal’ı nasıl seçtiyse, sayın Demirel’i nasıl seçtiyse (‘yuhh’ sesleri üzerine) Yapmayın, bunu 22 Temmuz’da yapın. Sayın Sezer’i nasıl seçtiyse (‘yuhh’ sesleri devam ediyor) dedim ya sandıkta yapın. Anayasayı değiştirmedik, aynı anayasayla sandığa gittik. Abdullah bey kardeşim.. (alkışlar) size anlatmaya gerek yok, siz zaten karar vermişsiniz. Abdullah bey 357 oy aldı, sayın sezer 330 oy aldı. Malatyalı kardeşlerim soruyorum, matematik bilirsiniz. 357 mi büyük, 330 mu büyük? 330’la oluyor, 357’yle olmuyor!.. Ben de diyorum ki, ne yapılırsa yapılsın sular yokuş yukarı akıtılamaz. Hak er geç yerini bulacak, demokrasi halkın iktidarıysa, halk istediğini Cumhurbaşkanı yapacak. İstediğini de başbakan yapacak. İstedikleriyle de parlamentoyu kuracak.

Sizin bu heyecanınız, aşkınız birilerini ürkütmüş olacak ki, bugünlerde diyorlar ki, en iyisi biz MHP ile CHP’yi bir araya getirelim.. Bir defa bu parlamentoda Allah’ın izniyle böyle bir şeye ihtimal bile kalmayacak ki.. İşte halk burada.. Halep oradaysa, arşın Malatya’da.. Demokrasiye, milletin egemenliğine tuzak kuranlar mahçup olmuşlar, bitmişlerdir. Endişeniz olmasın. Onlar bitti, onlar tükendi. Şu anda millet ayakta. Gerilim siyaseti onların elinde kaldı. Şimdi büyük bir çaresizlik içindeler. Ve CHP artık inşallah milletimizin tek bir oyu bile CHP’ye yedek parça olmayacak. Çünkü milletimizin vicdanını yaraladılar. Bunun cevabını da yine milletten alacaklar. Ve 22 Temmuz’da göreceksiniz, bir yaprak dökümü daha yaşayacaklar. Ramazan’da yalan söyleyenin bayramda yüzü kara çıkarmış. Bunların durumu bu. Bunların da yüzü kara çıkacak, merak etmeyin. Doğru istikamette olanlar, düzgün gidenler, emaneti sadakatle taşıyanlar, millete efendilik edenler değil, hizmetkar olanlar başaracaklar. Biz AK parti olarak tercihlerimizi sizden, milletten yana koyduk. Biz milletin efendisi değil, hizmetkarıyız. Yola böyle çıktık. Milletin hukukunu esas alan siyaset ortaya koyduk. Değişimin öncüsü olduk, yüzümüz ak, alnımız açık olarak yola devam ediyoruz.

Bu millet ideolojik partilere artık prim vermiyor. Halka yukardan bakan siyasetçilere artık prim vermiyor. Zayıf koalisyonları Türkiye’ye tarihin o en büyük faturasını ödeten dönemlere dönmek istemiyor. Kimse Türkiye’nin bir gecede evet servetleri kaybettiği günü unutmuyor. Bakınız, biz Malatya’nın kaderiyle Rize’nin, Sakarya’nın kaderini bir görüyoruz. Bu millet değişim istiyor. Hizmet istiyor, kendisi gibi yaşayan yöneticiler istiyor. Türkiye’yi dünyadan tecrit edecek yöneticileri istemiyor. Bu milleti tehdit edenler bu ülkeye bir şey kazandıramaz. Her fırsatta hukuk dışına kaçanların bu ülkeye ödettiği fatura yeter. Türkiye o kayıp yıllara, o kavgalı yıllara dönmesin diyor millet. Bizim siyasetimiz birlik siyasetidir, millete güven siyasetidir, 70 milyon insanı kardeş bilme siyasetidir. Aramıza fitne sokmak isteyenler var. Bu milleti birbirine düşürmek isteyenler var.

Şimdi şuradan geliyorum (miting meydanının arka tarafını, Atatürk Caddesi’ni işaret ediyor).. Gelirken farklı bir partinin mensuplarını gördüm. Kendi işaretleriyle beraber maalesef çirkin tavırlar içerisinde adeta orada bile gerginliğe prim veriyorlardı. Bu iş iş değil. Ama hayatları böyle geçti. Bunlar şehitlerimizin cenazelerini de istismar eden takım.. Çünkü söylecek bir şeyleri yok. Millete söyleyecekleri projeleri yok.

Biz ülkemizde Türküyle, Kürdüyle, Zazasıyla, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Arnavutuyla, Boşnağıyla biriz, bütünüz. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Ben başbakanınız olarak, hepinizi seviyorum. Ama ne makam, ne mevki, ne şu etnik yapı, ne bu etnik yapı. Neden dolayı seviyorum biliyor musunuz? Biz yaradılanı yaratandan ötürü severiz. Anlayışımız bu. Onun için ayrım yapamayız. Yola çıkarken etnik milliyetçiliğe hayır dedik. Bölgesel milliyetçiliğe hayır dedik. Dinsel milliyetçiliğe hayır dedik., Çünkü aynen öyle 790 milyonu bir ve beraber tutacağız. Batı doğu kuzey güney ayırmayacağız. 780 bin kilometrekareye aynı hizmeti vereceğiz. Ülkemizde yüzde 99 müslüman var. Ama Müslüman olmayan da var. Onların da inancı bizim güvencemiz altında olacak. Bizim medeniyetimizde de bu var. Biz onun için diyoruz ki, bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer üstünde ölen varsa vatandır. Mehmet Akif diyor ya bir zamanlar biz de milletmişiz, hem de nasıl millet.. Gelmişiz dünyaya millet nedir öğretmişiz..

Buradan hep birlikte tüm Türkiye’ye sesleneceğiz. Adıyaman, Diyarbakır duysun, yarın oradayız. Hep beraber.. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.. İşte bu anlayışla durmak yok. Yola devam..

Ne yaptık biz Malatya’da.. Şöyle bir gelmek istiyorum.

Eğitim, sağlık, adalet, emniyet, ulaşım, toplu konut.. Kısa değineceğim.

Eğitim konusunda yoğun çalışmamız oldu. 900 derslik açtık. 8 lise, 6 öğrenci yurdu yaptık. Bu liselerin 2’si Anadolu Lisesi, 6’sı düz lise. Malatya’da 9 anaokulu, 35 ilköğretim okulu, bunun yanında 1 spor salonu ve bir de Halk Eğitim Merkezi’ni tamamlayarak açtık. Yine bu dönemde toplu konut idaresi olarak 1 ilköğretim, 1 lise, Telekom 1 ilköğretim okulu ve Dünya Bankası ile anlaştık, 2 ilköğretim okulunu Malatya’mıza kazandırdık. Bütün bunların yanında, bir şey soracağım size. Siz bize bu görevi verdiniz, gereğini yapıyoruz. Bakınız bilgisayar yeni mi icad oldu? Ama okullarımızda bilgisayar ne zaman geldi? Bizimle geldi.. Bilişim teknolojisi sınıflarını biz kurduk. Bilişim teknolojisi sınıflarını kurmakla kalmadık şu anda Malatya’nın neresine giderseniz gidin bu sınıfları görürsünüz. Şu anda tüm Malatyamızda okullarımızdaki bilgisayar sayısını 6 bin 200’e çıkardık. Ayrıca, 2003-2007 arasında, biliyorsunuz kitap bulunamıyordu. Garip gureba kitap alacak parası yoktu. Ne dedik, okullar açılırken bütün kitapları tüm Türkiye’de sıraların üzerinde bulacaksınız dedik. Oldu mu, oldu.. Liselerde yapmıyorduk.. Fakat geçen yıl liseli yavrularımız dedi ki kitaplarımızı bulamıyoruz, dedik ki sizinkini de halledeceğiz. Bu öğretim yılında liselerimizin kitaplarını sıralarını üzerine ücretsiz koyduk. Bu CHP ne dedi? Dedi ki, fakire veriyorsunuz anlıyoruz, zengine niye veriyorsunuz? Kendilerine dedik ki, AK partinin ilkelerinde öğrencinin zengini fakiri olmaz. Öğrenci öğrencidir. Tüm öğrencilere verdik. Anneler, yoksul öğrenciler için dediler ki, yavrular nasıl okula gidecek. Yoksulluk bahane değil. İlköğretimde mi okuyor, erkek öğrenciye 18 milyon, kız öğrenciye 22 milyon veriyoruz. Lisede mi, erkek öğrenciye 28 milyon, kız öğrenciye 39 milyon veriyoruz. Peki parayı kime veriyoruz.. Babaya mı, anneye mi? Babaya versek duman olup gidecek. Onun için anneye veriyoruz, yerini bulsun. Annenin banka hesabına o parayı geçiyoruz. İster bir, ister 5 çocuk olsun.. Kaç olursa olsun, hepsinde de yanınızdayız. Bizim derdimiz var. Biz dertliyiz. Bu millete sevdalıyız. Bu vatana aşkımız var. Onun için bunların hepsini yapacağız. Üniversiteli kardeşlerim.. Biz geldiğimizde ne alıyordunuz burs olarak 105 milyon.. Şimdi 150 milyon. Peki arkadaşlar, 4 senede 150 milyona çıkardık. Farkımız bu. Bunun yanında sabah kahvaltısı ve akşam yemeği için de yurtta kalanlara ayrıca 2 milyon 300 bin veriyoruz. Peki biz yapıyoruz da onlar niye yapamıyordu. Onlar hortumculara, oraya gönderiyordu. Şimdi nereye gidiyor, sahibine millete gidiyor. Fark bu.

22 banka biliyorsunuz fona gitti. Bu bankalar fona gittiği zaman iktidarda kim vardı? DSP var mıydı? Anavatan var mıydı? MHP var mıydı? Bunların neresi dürüst Allah aşkına. Bu bankaların milletimize faturası 40 milyar dolar.. Ah kardeşlerim ah.. Şimdi çıkmışlar bize anlatıyorlar. Biz sizin cemayüzülevvelinizi biliriz. Bunların hepsine haddini bildirmek lazım. Buyurun Anavatan’ın geldiği hal. Merhum Özal ne inşa etti, şimdi ne oldu. DSP ne oldu? Şu anda herhalde bu seçimlerde de bir diğeri tasfiye olur..

Sağlıkta Malatya’ya ne yaptık? Biz göreve geldiğimizde 166 uzman hekim vardı. Şimdi bu sayı 207. Sağlık ocaklarında 184 muayene odası vardı, 207 muayene odası var. Bu dönemde 6 tane daha yeni sağlık ocağını hizmete açtık, 7 tane daha ayrıca inşaat halinde. Darende’de özel sektörün katılımıyla bir hastaneyi hizmete açtık. Bir Kızılay Kan Merkezi’ni de hizmete açtık. İl genelinde 15 hastane, 23 adet 112 Acil Yardım istasyonu ve 56 ambulans vatandaşlarımıza sağlık hizmeti veriyor. Daha önemlisi ne? Eskiden devlet hastanesine gidenler SSK’ya gidebiliyor muydu? Özel hastanelere gidebiliyor muydunuz? Ben işçiyim. 1974’de sigortalı olmuş bir işçiyim. Ve işçi olarak emekli oldum. Acısını bilirim. Hastane kapılarında kuyrukta beklemenin acısını bilirim. Eşimle, çocuklarımla orada kuyrukta beklemenin acısını bilirim. (‘Tayyip baba..’ sloganları) Ben sizin hizmetkarınızım. Baba değil. Onlar geçmişte kaldı. Biz babalığa talip değiliz, biz hizmetkarlığa talibiz. Vatandaşımız bir Allah razı olsun desin bu yeter bize. Biz bu yola bunun için koyulduk. Tüm arkadaşlarım bu istikamet üzre yürüyorlar.. Şimdi bu hastaneler artık ayrım yapıyor mu? Devlet ve SSK hastanelerinin tamamından istifa ediyorlar mı? SSK’li işçin hastaneye gittiğinde ilacını almaya gittiğinde neler çekiyordu? Şimdi benim işçi kardeşim o kuyruklardan kurtuldu mu? İstediği eczaneden ilacını alıyor mu? Bununla biz ne başardık? 2.5 katrilyonu eczanelere aktardık. Hem eczanelerin cirosu arttı, hem de benim sevgili vatandaşım kuyruktan kurtuldu. 40 bin eczane bundan istifa etti. Ah anam ah.. Allah kabul etsin.. Bunu başardık, mutluyuz. Bütün derdimiz şu.. Sağlık çok önemli. Hedefimiz 400 yataklı mı düşünüyorduk biz? (Öznur Çalık’a soruyor) İnşallah yeni bir tahsis çalışmalarını yaptığımız 1000 yataklı bölge hastanesi planlamamızın içinde. Arkadaşlarımız, valimiz, belediye başkanımızla görüşmelerimizi yaptık, Ankara’da ilgili kurumlarımızla görüştürdük, adımları atmış bulunuyoruz. Şeker’in olduğu bölgede çok ciddi konsept oluşacak. Malatya orayla çok daha farklı bir hale gelecek.

Havaalanından başlayan bir bulvar geliyor şimdi. Beylerderesi’ndeki viyadük yapılıyor. 3 ayağı tamam, bir ayağı kaldı. O da tamamlandığında artık o tehlikeli virajdan tüm Malatyalılar kurtulmuş olacak. Duble yol bitiyor, bitmek üzere. Tahsisatlar yapıldı. Viyadük de bitmek üzere. Malatya sanayide ciddi bir atılım içindeyse, bu tür ciddi alt yapılarla da Malatyamızı Türkiye’nin örnek şehirlerinden biri haline getiriyoruz.

Bir diğer adım.. İnşallah önümüzdeki dönemde artık doğalgazı Malatya’mızın ilçelerine doğru ulaştıracağız. Ve Malatya’da kimsesiz çocuklarımızı inşallah sıcak bir yuvaya kavuşturmak için Sıcak Yuva adı altında İstanbul’da Malatyalı işadamlarıyla yaptığımız toplantıda, o villalar da yapılıyor. Şu anda ne aşamadayız? (Mücahit Fındıklı’ya soruyor, yanıt alıyor) Bitti, şu anda hepsi tamam. 2 ayda tefrişatları bitiyor. Türkiye’ye örnek sıcak yuvalar, villalar olarak yavrularımızın hizmetine sunacağız. Bundan dolayı da Malatyalı hayırseverlere teşekkür ediyorum.

Adalette, emniyette adımlar attık. Toplu Konut İdaresi olarak Malatya’da 2640 konut inşa ettik. Anadolu illerinde bu yok. Şu Beydağı, görüyorsunuz, yeni bir şehir kuruluyor orada. Ve orada kurulan yeni şehirle Malatya bir başka güzel seyrediliyor. 2592 konutu hak sahiplerine teslim ettik. Sadece sosyal yardım olarak Malatya’da, eski ifadesiyle 43 trilyonluk kömür ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Biz göreve gelmeden önce Malatya’da 32 kilometre bölünmüş yol vardı. 2003-2006 arasında buna biz 98 kilometre daha ilave ettik. Şu anda 60 kilometrelik bölünmüş yol çalışmamız devam ediyor, inşallah yıl sonuna kadar 48 kilometresini de açmış olacağız.

Tabi bütün bunları yaparken, bizim en önemli vaadimiz KÖYDES’ti. Bu yıl sonuna kadar yolu olmayan, suyu olmayan köy kalmayacak. Dediğimizi yaptık, yapıyoruz. Ve inşallah su ve yol, önümüzdeki yıl köylerimizdeki enerji sıkıntısını da gidereceğiz ve elektrikleri daha güçlü hale getireceğiz.

Bir diğer adım, Tarım Bakanlığı, Hazine, Ziraat Bankası üçlü olarak artık sulamada yağmurlama ve damlama sistemine geçiyoruz. İsteyen çiftçiler müracaatını yaptığı anda Ziraat Bankası sistemi kuruyor. Bilişim teknolojisiyle yönetilen sistem. Su israfı olmayacak,. Sıfır faizle. 5 yıl ödemeli.. Çiftçimizi bu noktada da güçlendiriyoruz.

Bildiğiniz gibi Malatya’yı öncelikle teşvik illeri kapsamına aldık. Niye aldık? İstedik ki burada Organize Sanayiler suratle gelişsin, istihdam alanı doğsun. Hamdolsun istihdam noktasında Malatya’nın ciddi bir sıkıntısı yok. Malatya şu anda örnek illerden bir tanesi oldu. Şu anda Organize Sanayide yer tahsisi bitmiş durumda. 1. Organize Sanayiye yeni 1300 hektarlık arazi ekliyoruz. İnşallah Malatya’nın önümüzdeki 20-30 yıllık sanayi parsel ihtiyacını da böylece karşılamış oluyoruz.

Bir şeye gireceğim. O da şu. Hekimhan Güzelyurt göletini 2005’te tamamladık açtık. Kapıkaya, Boztepe inşaatları devam ediyor…

Erhaç havaalanı bu dönemde uluslar arası havaalanı haline dönüştü. 2002 yılında Malatya ile sadece Ankara İstanbul arasında sefer vardı ve toplam 87 bin kişiydi. Bugün çeşit olarak sefer sayısı arttı, yolcu sayısı 2006’da tam 406 bin kişiye ulaştı. Bu işte, 87 binden 406 bin.. Yani 1’e 5.. Bu bir gelişimi gösteriyor. Geçtiğimiz ay geçici hudut kapısı ilan ettik. Böylece uluslar arası havaalanına Malatya’yı da dönüştürmüş olduk. Terminal binasının alt yapı çalışmaları devam ediyor. İnşallah süratle bitireceğiz.

Merkez Turgut Özal Kamp Eğitim merkezini geçen yıl hizmete açtık. Bu arada, önemli olan tarıma verilen destekler ki, bunları bilmiyorum anlatayım mi sizlere? Bakın eser olarak 13 eserin restorasyonunu tamamladık. Tarımda önemli adımlarımız var. Tarım sigortası uygulamasını başlattık. On yıllardır başlatılamıyordu. Geçen yıl hizmete sunduk. Şimdi 2007’de bazı çiftçilerin ürünleri dondu. Bu zararı sigortadan tazmin edebilecekler. Malatya bu konuda Türkiye genelinde poliçe sayısı itibarıyla birinci sıradadır. Bundan dolayı çiftçi kardeşlerimi tebrik ediyor, alkışlıyorum.

2002’de 34 trilyon tarımsal destek verilmişti. 2007 yılında biz bunu 38’e çıkardık. Aynı şekilde çiftçilerimize 206 trilyon tarımsal destek verdik. Mazot desteklerini, gübre desteklerini söylemiyorum.

Ah benim kardeşlerim. Göreve geldik. Çiftçimize Ziraat bankası kaç faizle veriyordu krediyi. Yüzde 59. Şimdi yüzde 7. Esnafa halk bankası yüzde 47 ile kredi veriyordu, şimdi yüzde 13. Bunlar çiftçimizi de esnafımızı da sömürdü. Rakamlar orada. Göreve geldik milli gelir neydi? 181 milyar dolar. Kaç yılda buraya geldik 79 senede. Biz 4 senede 219 milyar dolar üzerine koyduk. Şimdi 400 milyar dolar oldu. Kişi başına milli gelir 2500 dolardı şimdi 5500 dolar. Bunlar şimdi ikide bir konuşuyorlar İMF İMF.. İMF ile ortaklık 1959’da başladı. O günden bu güne her gelen hükümet oturur konuşur. 18 anlaşma yapıldı. Bize kadar yapılan borç 23.5 milyar dolar. Burada CHP’nin payı var, MHP’nin, ANAP’ın, DYP’nin hepsinin payı var. Peki bu 23.5 borç nereye indi, 8.7 milyar dolara indi. 23.5 nire, 8.7 milyar dolar nire?.,.

Milletsiz milliyetçilik olmaz. Millet burada, kaçma bu milletten. Halksız halkçılık olmaz. Cumhursuz, Cumhuriyetçilik olmaz. Ee burada cumhur.. Merkez Bankası, göreve geldik kasadaki para 26 milyar dolar.. Şimdi 66 milyar dolar var.. Eğer bu imkan olmasaydı, Mayıs Haziran’da biz de geçmişteki krizi yaşardık.

Kuru sıkı atıyorlar. Petrol kuyularımız var, indirecek!.. Böyle gayri ciddi siyaset olmaz. Bu millet yutar zannediyorlar, bu millet sandığa gömer. Aldatan olmadık, bundan sonra olmayacağız.

Paradan 6 sıfır attık. Enflasyon patlar diyorlardı, patladı mı? Çatladı çatladı..

Benim Batmanlı kardeşim ne istiyorsa, Bursalı kardeşim de onu istiyor. 70 milyon vatandaşımın özlemi tektir. Bu şehirlerin bir hasreti var. Bu ayrılık, nifak siyaseti değil. Biz kabile siyaseti istemiyoruz. Sınıf ve bölge, mezhep ve meşrep siyaseti değil. Türkiye’nin özlemi birlik siyasetidir. Milleti bütün olarak kucaklama siyasetidir. Türkiye’nin her bölgesini aynı ruhla kucaklama siyasetidir. Burada bütün renkler aynı bahçenin çiçekleri olarak varlığını sürdürür. Bu bahçede gül, nevruz, lale yetiştirenlere aynı gözle bakıyoruz. Bu bakışla bin yıl ayakta durduk. 3 kıtada yer yüzüne adalet ve kardeşliği yaydık. Bu anlayış Yunus’un, Hacı Bektaş’ın, Mevlana’nındır. Bununla büyüdük, bununla geliştik, bununla yarınlara gidiyoruz.

Bu noktada Malatyalılara diyorum ki.. Bakınız artık 1 ayın altına düştük. Vakit geliyor. Ama sizin aşkınızı da gördüm. Diyorum ki durmak yok, yola devam., Şu 28 günde anneler, bacılar, gençler (ana kademe, diyor) , beyler ev ev dolaşacağız. Kapı kapı dolaşacağız. Durmak yok diyeceğiz. Buna hazır mıyız? Bu konuda kararlı mıyız? Elleri göreyim.. Eyvallah, bu iş bitmiştir.

Öyleyse ahdimizi yapmaya hazırız. ‘Beraber yürüdük biz bu yollarda.. Beraber ıslandık yağan yağmurda.. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda.. Bize her şey sizi hatırlatıyor..’ Gününüz kutlu olsun.

22 Temmuz Malatya’mız, Türkiye’miz, milletimiz için hayırlı olsun. Durmak yok, yola devam.. Her şey Türkiye için!..”

Kalabalık bir vatandaş topluluğunun izlediği mitingde, aşırı sıcak nedeniyle çoğunluğu kadın birçok vatandaş fenalık geçirince, polisler tarafından kalabalıktan alınarak ambulanslara taşındılar. Miting alanında geniş güvenlik önlemi alınırken, Yeni Cami'nin minarelerinin şerefelerinde de polisler görev yaptı.

BELEDİYE VE VALİLİK..
Başbakan Erdoğan, mitingden sonra programında olmamasına rağmen önce Belediye'yi ziyaret etti. Burada Belediye Başkanı Cemal Akın'dan brifing aldı. Erdoğan, daha sonra yürüyerek Valiliğe geçti ve Polis Mangası tarafından karşılandı. Burada da saat 20.55'e kadar kaldı, Vali Halil İbrahim Daşöz'den il sorunları hakkında bilgi aldı. Başbakan, daha sonra geldiği güzergahı takiben Atatürk ve Sivas Caddeleri ile Çevreyolu'nu takiben, havaalanı yolu üzerindeki Organize Sanayi Bölgesi'ne gitti. Burada Özçiçek Tekstil Fabrikası önünde düzenlenen, 32 fabrika ve 16 okulun toplu açılış törenine katıldıktan sonra havaalanına geçip, 22.25'de Ankara'ya hareket etti.

HABER- FOTO: Selahattin GÖKATALAY, Savaş BARIŞ

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız