SON DAKİKA
SON DEPREMLER

‘Ahlak Dinden 10 Adım Öndedir’

0
Güncellendi - 2015-12-27 13:39:11
‘Ahlak Dinden 10 Adım Öndedir’
A- A+ PAYLAŞ

Malatya Kitap Fuarı’na katılarak kitaplarını imzalayan yazar ve sanatçılar malatyahaber.com’a konuştu.

İslamcı geleneğin en popüler roman yazarlarından Ahmet Günbay Yıldız, romanlarında inanç ve ahlak temalarını birlikte işleyerek harmanladığın belirterek, ‘Ahlakla temellendirilmemiş inanç boş inançtır. Ahlak dinden on adım ilerdedir’ şeklinde konuşurken, Refah ve Fazilet partileri için Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası açan Vural Savaş, Malatya’da hoşgörülü bir ortamda kitaplarını imzalamaktan mutlu olduğunu söyledi. Sanatçı yazar Füsun Önal ise, Malatya’yı çok sevdiğini ama Malatya’ya sadece imza günü için değil, davet edilmesi halinde Haldun Dormen’le oynadıkları son oyunu ‘Donkişot’u sahnelemek üzere gelebileceğini söyledi.

Battalgazi ve Yedi Denizin Efendisi adlı kitabı ile İslam sonrası Anadolu’daki Türk destanlarına kaynaklık teşkil eden Battal Gazi destanına fantastik bir yorum ve uyarlama getirerek genç kuşakların kendi kültürlerine ait şahsiyetlerin mücadelesini öğrenmesi için yeni bir pencere açan yazar Fehmi Demirbağ da ‘Texas, Tommiks, Zagor, Swing derken çocukluğumuzu batının kahramanları ile süsledik. Sonralarda bütün bunlar bize kültür emperyalizmi olarak döndü. Harcanmış çocukluğumuzun farkına varmışlığı kendi çocuklarımıza bizden kahramanlar sunma ihtiyacı hissettirdi’ diye konuştu.

Kim ne dedi?

AHMET GÜNBAY YILDIZ: AHLAK DİNDEN 10 ADIM İLERDEDİR

Ben fuarda en çok son kitabım olan Babamdan Sonra kitabını imzaladım. İlk kitabımdan son kitabıma kadar takip eden okuyucularım var. Çünkü ben bir roman yazarı olarak ilk romanımdan son romanıma kadar çizgimi değiştirmedim. Bu yüzden kitaplarımın satış grafikleri incelendiğinde ilk roman ile son roman arasında çok fark yoktur. Benim okuycu kitlem daha çok kadınlardan oluşuyor. Aslında bu durum diğer yazarlar için de geçerlidir. Bilimsel bir araştırmaya göre Türkiye’de  kitapların % 80’ini kadınlar, % 20’sini erkekler okuyor. Bu şaşırtıcı gelebilir ama araştırma sonuçları böyle diyor. Ben kitaplarımda ahlak ve inancı birarada işliyorum. Ahlakla temellendirilmemiş inanç boş inançtır, anlamsızdır. Ahlak inançtan önce gelir. Ahlak dinden 10 adım önde gelir. Cumhurbaşkanından bir ilkokul öğrencisine kadar okuyucu kitlem var. Sadece toplumun belirli bir kesimi değil, sosyal demokrat olarak kendini tanımlayan kesimlerdeki okuyucum daha fazladır dersem belki şaşıracaksınız, ama böyle. Ben kitaplarımda barışın dilini kullanıyorum. Çünkü davetçilerin söylemi barış dili ile oluşturulmalıdır.

VURAL SAVAŞ: MALATYA’NIN HOŞ GÖRÜSÜ BENİ MUTLU ETTİ

Kitap almayanlar bile bize büyük ilgi ve misafirperverlik gösterdi. Tabii her yayınevinin ya da yazarın kendine göre bir kitlesi var. Önemli ve güzel olan, farklı dünya görüşlerine sahip insanların böyle bir kültürel ortamda buluşmasıdır. Okuyucular düşüncesini paylaştığı ya da öğrenmek istediği yazarlarla buluşuyor, sohbet ediyor kitap imzalatıyor. İnsanlar benim mücadelemi biliyor ve buna göre geldiler Bilgi Standına. Fuar süresince, yani 6 gün Malatya’da kaldım ve kitaplarımı imzaladım. Büyük ilgi vardı kitaplarıma. 750 civarında kitap imzaladım. Bu çok iyi bir sayı. Malatya medeni bir şehir ve çok birikimli insanlara sahip. Daha önce de, yani görevde iken de çok geldim Malatya’ya. Her zaman misafirperverlik ve samimiyetle karşılandım. Malatya halkının hoşgörüsü beni mutlu etti. Malatya halkına teşekkürlerimi sunuyorum.

FÜSUN ÖNAL: DAVET EDERLERSE DONKİŞOT OYUNU İÇİN YENİDEN GELİRİM

23 yıldır fuarlar, tiyatro turneleri ve sahne çalışmaları vesilesiyle Türkiye’yi geziyorum. Malatya’ya da tiyatro ve konserler için çok geldim. Okuyucularımla buluşmak çok büyük keyif verdi. Çok kitap imzaladım. Çok da sohbet ettik Malatyalılarla. Malatyalı  Ünlü listelerinde bana da hep yer veriliyor. Babam, annem İstanbul’da doğmuş, ben de İstanbul’da doğdum. Fakat babamın babası Malatyalı iki büyük ailedenmiş. Böyle bir Malatyalılık tarafım var. Gurur duyuyorum tabii böyle bir bağla Malatya’da olmaktan. Ama hiç akrabamız kalmadı neredeyse. Fakat bütün Malatyalılar beni bağrına bastı. Çok minnettarım o güzel insanlara. Ben tiyatro oyunları için de çok defa geldim Malatya’ya. Uzun süredir gelmiyoruz. Malatya Valiliği, Kültür Müdürlüğü ya da Malatya Belediyesi davet ederse geliriz yine. Haldun Dormen’le oynadığımız son oyunumuzu, yani Donkişot’u Malatya’da tiyatroseverlere sergilemekten mutluluk duyarız.

BATTALGAZİ VE YEDİ DENİZİN EFSANESİ (HEROTÜRK) YAZARI FEHMİ DEMİRBAĞ: ÇOCUKLARIMIZI KÜLTÜR EMPERYALİZMİNDEN KORUMAK İÇİN YOLA ÇIKTIK

Texas, Tommiks, Zagor, Swing derken çocukluğumuzu batının kahramanlarıyla süsledik. Sonralarda kültür emperyalizmi oldu bütün o birikimler. Yaş ilerledi, derken çoluk çocuğa karıştığımız günleri yaşar olduk. Harcanmış çocukluğumuzun farkına varmışlığı kendi çocuklarımıza bizden kahramanlar sunma ihtiyacı hâsıl etti. Lakin ortada günümüzün çocuk dimağına uygun tiplemeler yoktu. Onların da Benten'lerle, He-man'lerle büyümelerini çaresizlikle izledik. Bir gün, bundan yaklaşık on yıl kadar önce küçük oğlumla kahvaltı sofrasındayız. Yemek alışkanlığı olsun diye aldığım çizgi karakterlerin resmedildiği tabaklardan birinde mısır gevreği yerken, yemeğinin bittiğini ifade etti. Bir an gözüm tabağın dibine takıldı. Aman Allah'ım! Tabağın dibinde bir fare… Ürkütücü değil mi? Çocuğunuz öğrettiğiniz "Besmele" ile başladığı yemeğini "fare" resminin bulunduğu bir tabakla nihayetlendiriyor. Ama gelin görün ki "fare" dediğimiz şey aslında "Miki Mause" değil miymiş? Ay ne kadar da şirin! Tabi ki de "fare" başka bir şey, "Miki Mause" başka... Kahroldum... Yıkıldım... Mankurtlaşmış ben, nasıl isyan etmem, nasıl kahretmem? Ne yapmalıydım, ne yapılmalıydı? Uzun yıllar nihayetinde "HeroTürk" ün doğum sancılarına sebebiyet verdi. J.K.Rowling isimli genç İngiliz bayanın yazdığı Harry Potter isimli kitaptan kazandığı paranın 40 milyar dolar olduğunu öğrendiğimde ise olayın salt kültür emperyalizmi olayı olmayıp bir yandan da ekonomik gerçekliğinin masumane bir geçiştirme ile bertaraf edilemeyeceğini gösterdi. Yalnızca Simpson isimli çizgi karakterin lisans gelirlerinin yıllık 8 milyar dolar olması, dünyadaki bu tür çalışmaların sahiplerine nasıl bir güç kazandırdığı ise tablonun gücünü ortaya koymaktadır. Ülkemizin lisanslı okul çantaları için yurt dışına ödediği bedelinde 20 milyar olduğunu da hatırlatarak artık bu arenada biz de yer alalım diyerek "HeroTürk" dedik... Neden "HeroTürk “ün çizgi filmi olmasın? Kalemi, kırtasiyesi, tabağı-çanağı, kılığı-kıyafeti? Yurt dışına ödenen paralar neden memleketimde kalmasın? Neden memleketin çocukları "Herotürk" kültürüyle büyümesin? Dünya çocukları neden "HeroTürk" le büyümesin? Battalgazi ve Yedi Denizin Efsanesi kitabımız, Herotürk serisinin en önemli eseridir. kitabımızın ana konusunu İslam sonrası, Anadolu’daki Türk destanlarına kaynaklık teşkil eden Battal Gazi destanının yepyeni bir yorum ve uyarlanmayla yeniden yazılması oluşturmaktadır. Battal Gazi’nin babası Hüseyin Gazi’yi katleden zamanının kötüsü Mihriyayil ile olan mücadelesi paralel zaman kurgusuyla günümüze uzanır. Maceralar çağdaş bir yorumla yeniden kaleme alınırken günümüzün kötüsü Mr. Nosam’la Mihriyayil’in kişilik örtüşmesi kitabımızın dayanak unsurunu oluşturur. Battal Gazi ve arkadaşlarının kayıp çocukların peşine düştüğü hikayeleri bir anda Herotürk ve arkadaşlarının klon çocuklarla olan hikayeleriyle örtüşür. Ayn’ül Katr denilen fantastik coğrafyada bir araya gelir kahramanlarımız. Bir kitabın içine girebilecek onlarca olay okuyucuyu soluksuz bırakmaya yetecektir.

HABER – FOTOĞRAF: Niyazi DOĞAN – Güler HAZAR 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız