SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Akıl Hastası Cinayetinin Faturası Sağlık Bakanlığı'na!..

A- A+ PAYLAŞ

Malatya'da 3 yıl önce meydana gelen cinayet olayına karışan akıl hastası katil zanlısının tedavisinde hastane kusurlu bulunarak, öldürülen gencin ailesinin açtığı davada, Sağlık Bakanlığı 24 bin YTL tutarında tazminat ödemeye mahkum edildi.

YOLDAN GEÇENLERE SALDIRMIŞ, BİRİNİ ÖLDÜRMÜŞTÜ..
Malatya'da 15 Nisan 2002 tarihinde Halep Caddesi PTT Sokak'ta meydana gelen olayda, akli dengesi bozuk olan Mehmet Hanifi Özbey (33) (fotoğraftaki), eline geçirdiği ekmek bıçağıyla caddeden geçen Uğur Kürüm (24) ile Ömer Faruk Gün'e (19) saldırmıştı. Saldırıdan sonra Malatya Devlet Hastanesi'ne kaldırılan ve askerden yeni gelmiş olan Uğur Kürüm hayatını kaybetmişti.

TAZMİNAT DAVASI..
Cinayetten sonra öldürülen Uğur Kürüm'ün ailesi, Malatya İdare Mahkemesi'ne başvuruda bulunarak, katil zanlısı Mehmet Hanifi Özbey'in 'Kronik psikoz' tanısıyla cinayetten 9 gün önce yatırıldığı Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde salıverilerek hizmet kusuru işlendiğini iddia ederek, Sağlık Bakanlığı aleyhine 145 bin YTL'lik maddi manevi tazminat davası açtı. Yapılan yargılama sona erdi.

Akıl hastası tarafından öldürülen Uğur Kürüm'ün ailesi adına Avukat Zeki Taşkıran tarafından Malatya İdare Mahkemesi tarafından açılan davanın kararında, Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde katil zanlısı Mehmet Hanifi Özbey'in dosyasında, katil zanlısının 1991 yılından cinayet öncesine kadar toplam 14 kez yatıp-taburcu edildiği, cinayetten 9 gün önce "kronik psikoz" tanısıyla tedavi edilerek hastaneden taburcu edildiği aktarılarak, hastanenin erken taburcu etmeyi, hastanenin yatak kapasitesine ve ömür boyu tedavi ettirilemeyeceğine bağladığı belirtildi.

Ayrıca, Hazine avukatının verdiği savunmasında ise, tazminatın idareden değil, akıl hastasının ailesinden istenmesi gerektiğini ileri sürdüğü kaydedildi.

"SAĞLIK BAKANLIĞI KUSURLU.."
Malatya İdare Mahkemesi verdiği kararında şu ifadelere yer verildi:

"Sağlık hizmetlerini yürütmekle yükümlü olan davalı idarenin, bu görevini hizmetin gerektirdiği araç-gereç personel teknik donanım ve çağın gerektirdiği tıbbi gelişmelerle sürdürmesi gerektiğinde kuşku bulunmamalıdır.

Anayasal bir hak olarak her vatandaşın sağlık hizmetlerinden yararlanma durumu bulunduğu gibi, ruhsal hastalıklar nedeniyle topluma zarar verebilecek hastalarında tedavi yanında, kontrol ve gözetim altında tutulması da ilgili idarenin sorumluluğundadır. İdarenin teknik yetersizliği ise bu sorumluluğu ortadan kaldıracak nitelikte bulunmamaktadır.

Bu anlamda, iyileştirme imkanı söz konusu olmayan 'Kronik psikoz' hastalığı nedeniyle 1991 yılından itibaren 14 kez hastaneye yatışı yapılan akıl hastası bir kişinin idarece tedavi, kontrol ve gözetim altında tutulması gerektiğinden sosyal salah bulunduğu gerekçesiyle taburcu edilmesi ölüme sebebiyet vermesinde davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu açıktır".

Mahkeme, Sağlık Bakanlığı'nı hizmette kusuru olduğu gerekçesiyle 20 bin YTL manevi, 4 bin YTL'de maddi olmak üzere toplam 24 bin YTL tutarındaki tazminatı Kürüm ailesine ödemeye mahkum etti.

"TAZMİNAT AZ.. TEMYİZ EDECEĞİZ.."
Bu arada, Kürüm ailesini avukatı Zeki Taşkıran ise davanın sonucuyla ilgili olarak, verilen tazminatın çok az olduğunu ileri sürerek, idarenin ağır hizmet kusuru işlediğini iddia etti. Avukat Taşkıran, verilen tazminatın çok az olduğunu ve Danıştay'a temyiz isteminde bulunduklarını söyledi.

HABER: Burhan KARADUMAN

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız