SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Akil İnsanlar'a Koruma Duvarı

0
Güncellendi - 2015-12-27 17:17:25
'Akil İnsanlar'a Koruma Duvarı
A- A+ PAYLAŞ

Hükümetin "Çözüm Süreci" diye adlandırdığı çalışmaları kapsamında oluşturulan ve Türkiye’nin 7 bölgesi için 9’ar kişilik heyetler halinde çalışmalar yürütmesi öngörülen Akil İnsanlar Doğu Anadolu Heyeti, bölgede ilk olarak başladığı Malatya’daki çalışmalarını halk toplantısı ile tamamladı. Birara salonda bulunanlardan iki kişinin sözlü tartışması esnasında kısa süreli bir gerginlik yaşandı ve bu sırada koruma polisleri kürsü etrafında adeta etten duvar ördü.

“HÜKÜMET MUHALEFET İLE MASAYA OTURMALI, YAPIYI ANLATMALI”

Belediye Konferans Salonu'nda yapılan toplantıda konuşan heyet üyesi Prof. Dr. İzzettin Doğan, “Öncelikli olarak önemli olan iktidarın muhalefeti masaya davet etmesi ve çizeceği çerçevenin, getirmek istediği yapının hiç olmazsa ip uçlarını muhalefet ile paylaşması ve önün fikir getirmesine imkan vermesi gerekir. Bu bendenizce olmazsa, olmaz koşuldur. Eğer muhalefet hiçbir bilgi edinemiyorsa, şikayetleri o gibi görünüyor, ‘Biz derinliği belli olmayan bir suya nasıl atlarız’ diyor sayın muhalefet partisi lideri. Bu yanlış bir yaklaşım değildir. Sayın başbakanın da bu konuyu bir el ense çekişi sorunu olarak ele almaması ve toplumsal barış için eğer makul ise, normal akla göre makuldür. Çünkü hiç kimse bilgisine sahip olmadığı bir şeyin hakkında bir şeyler söyleme olanağına sahip olamaz. Ama aynı masa etrafında toplanıp muhalefetin iktidarla iktidarın getirmek istediği yapıyla ilgili tartışması bu yeni yapılacak olan anayasanın da başarı ve şartını da oluşturuyor, Türkiye’de toplumsal huzurunda, barışında şartını oluşturuyor” şeklinde konuştu.

“KARŞILIKLI BİR KONUŞMA ALANI AÇILDI. BU TÜRKİYE’NİN SOSYOLOJİSİNİ DEĞİŞTİRECEK BİR DURUM”

Heyet üyesi Sibel Eraslan, “Malatya’da 2 gündür şunu görüyorum; çok şey biriktirmişiz içimizde. İnsanların her birinin anlattığı bir dert var, bir elem var, bir keder var. Uzun yıllar susturulmuş olmanın verdiği ıstırapla insanlar ciddiye alarak bizi davet ediyorlar, biz onları davet ediyoruz. Karşılıklı bir konuşma alanı açıldı. Bu Türkiye’nin sosyolojisini değiştirecek bir durum” ifadelerini kaydetti. 

“HEYETİN DÜNYA GÖRÜŞLERİ FARKLI, ANCAK TEK AMACIMIZ KANIN DURMASI”

Heyet üyesi Mahmut Arslan ise heyetin değişik fikir ve siyasi görüşü olan insanlardan oluşturulduğu ve bunun bir gönüllü katılım olduğunu ifade ederek, “Biz aynı dünyaya, sorunlara aynı gözle bakmıyoruz. Farklı yerlerden bakıyoruz. Farklı pencerelerden meselelere bakıyoruz. Ama bir tek amacımız var; kan dursun, çatışma dursun. İşte bütün bu acıların, bütün bu ızdırapların, bütün bu yaşanmışlıkların sona ermesi için önce kanın durması, çatışmanın durması ve Türkiye’nin barış iklimini yaşaması gerekiyor” şeklinde konuştu. 

“FARKLI KİMLİKLERDENİZ, DEMOKRATİK ÇÖZÜM İÇİN ORTAKLAŞIYORUZ”

Heyet üyesi Zübeyde Teker ise, Malatya’daki 2 günlük çalışmayı değerlendirerek, “Hem beni umutlandırdı, hemde mutlu etti. Bu gittikçe olgunlaştığımız, gerçekten artık bir birimize acı vermekten haz duymadığımızı, bir birimizin acılarını biraz daha derinden hissettiğimiz bir aşamada ortak olarak yeter dediğimiz bir noktaya geldiğimizin mesajıydı. Bu benim için çok önemliydi. Bu çerçevede hareket etmek bizim için önemli. Hakikaten şunu yaşamak çok güzel; farklı düşünüyoruz, farklı hissediyoruz, farklı kimliklerdeyiz. Burada çalışan arkadaşlarda farklı politik görüşlere sahibiz, inanç gruplarındayız, kimliklerdeniz, ama bir şey için ortaklaşmaya çalışıyoruz. O da ne? Bu ülkede vatandaş olarak eşit olmak için demokratik çözüm için evet diyoruz” ifadelerini kaydetti.

“BAŞTA TAHMİN ETMİŞLER, ‘BUNLARIN AKLI YETMEZ, HELE BİRDE GİTSİNLER ESAS AKIL SAHİPLERİNDEN AKIL ALSINLAR’ DİYE BİZDE SİZE GELDİK “

Heyet Üyesi Abdurrahman Kurt ise Malatya’da olumlu tablolarla karşılaştığını belirterek, herkesin birbirini olduğu gibi kabul ettiğini ve konuşmalarda kimsenin kimseyi rencide etmemeye çalıştığını aktararak, “Malatya Türkiye’nin örnek alacağı bir yer. Bunu başarmış” dedi.

Konuşmasında esprilerle devam eden Kurt, “Herkesin sözünün dinlenmesi gereken yere geldik. Hele bakın bizim yaptığımızı anlayabiliyor mu insanlar? Bizim adamızı akil adamlar koymuşlar , her halde başta tahmin etmişler, ‘Bunların aklı yetmez, hele birde gitsinler esas akıl sahiplerinden akıl alsınlar’ diye bizde size geldik. Aklınızdan aklımıza yol istiyoruz. Aklınızdan aklımıza aldığımız yolu esas akıl alması gereken yerlere götüreceğiz. Bizi böyle karşıladığınız için,. Bize böyle kucak açtığınız için teşekkür ediyorum. Allah hepinizden razı olsun”  şeklinde konuştu.

KISA SÜRELİ GERGİNLİK YAŞANDI 

Konuşmalardan sonra toplantıya katılan vatandaşların öneri ve sürece ilişkin talepleri alındı. Ancak salonda bulunanlardan iki kişinin sözlü tartışması esnasında kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Gerginlik esnasında sivil polis ekipleri heyetin etrafını sararak, gelebilecek saldırılara karşı korudu. Ancak salonda gerginlik sona erince polis korumalar normale döndü.

Heyetin sekterliğini yapan Ayhan Ogan, salonda bulunanlara uyarıda bulunarak,  konuşmalar esnasında sataşma yapılmamasını istedi. Ogan, “Gerginliğe kimse yeltenmesin” dedi.

“BİR DEFA OLAYIN KARŞILIĞINDA NE VERDİK DİYE SORDUĞUNUZ ZAMAN, ZATEN YANLIŞ BAŞLIYORSUNUZ?”

Toplantının sonucunda bir değerlendirme yapan Akil İnsanlar Doğu Anadolu Heyeti Başkanı Can Paker, “Bir defa olayın karşılığında ne verdik diye sorduğunuz zaman, zaten yanlış başlıyorsunuz? Sual şu; Türkiye’de uzun yıllardır insan hakları ihlali varmıdır? Buna hayır diyebileceğiniz birisi var mı? Avrupa İnsan Hakları Mahkemelerinde en çok mahkum olmuş ülke. Peki insan hakları mahkumiyetleri içerisinde Kürt vatandaşlarımızın payı nedir? Yani tabiî ki Kürt ve tabiî ki Alevi vatandaşlarımız için bu doğru. İnsan hakları ihlallerine uğramıştır.  Kavga, gürültü ve savaş bundandır. Barışta karşılık vermeyeceğiz. Barışta sadece herkese insan hakları birey özgürlüklerini vereceğiz. Oda sadece Kürtlere değil, sadece Alevilere değil, bütün Türklere. Çünkü Türkiye’de sadece Kürtler, sadece Aleviler için değil, bütün Türkiye için insan hakları ihlalleri vardır. Meselemiz insan haklarıdır. Dolayısıyla suali hiçbir zaman yanlış koymayalım. Ne vereceğiz değil, hep beraber nereye gideceğiz” şeklinde konuştu. 

EN ÇOK HANGİ SORUYLA KARŞILAŞTILAR? 

İHA Muhabirine 2 günlük Malatya çalışmasını değerlendiren Akil İnsanlar Doğu Anadolu Heyeti Başkanı Can Paker, “Malatya’nın büyük çoğunluğu süreci destekliyor. Tabi ki kafasında sual olanlar var. Ama şu görünüyorki, insanların çoğu bu savaşın bitmesini istiyor” dedi. “En çok hangi soruyla karşılaştınız” sorusuna ise Peker, “Ne karşılığında bu barış oluyor deniliyor. Benimde cevabım, hiçbir şeyin karşılığında değil, sadece Türkiye’de insan haklarının yükselmesiyle ilgili olduğunu söylüyorum” dedi.

Belediye Konferans salonundaki toplantıyı AKP Malatya Milletvekili Öznur Çalık, Belediye Başkanı Ahmet Çakır, AKP İl Başkanı Bülent Tüfenkçi ile çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve kalabalık bir vatandaş topluluğu takip etti.

Akil İnsanlar Doğu Anadolu Heyeti’nin toplantısına heyetten Can Paker (Başkan), Sibel Eraslan (Başkan Vekili), Ayhan Ogan (Sekreter), Mahmut Arslan, , İzzettin Doğan, Abdurrahman Kurt, Zübeyde Teker, Mehmet Uçum katıldı. Abdurrahman Dilipak bu toplantıya da katılmadı.

HEYET ELAZIĞ’A GEÇTİ

Akil İnsanlar Doğu Anadolu Heyeti Malatya’daki 2 günlük çalışmasını noktalayarak, gece 22.30 sıralarında yoğun güvenlik önlemleri altında Elazığ’a hareket etti. Heyetin Elazığ’da 2 gün süreyle yapacağı çalışmanın ardından Van’a, Van’dan da Hakkari’ye geçiş yapacağı öğrenildi. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız