SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Akla İlk Malatya Geliyor"

0
Güncellendi - 2015-12-27 17:27:20
A- A+ PAYLAŞ

İnönü Üniversitesi (İ.Ü) Karaciğer Nakli Enstitüsü Müdürü ve Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sezai Yılmaz, “Kayısının başkenti Malatya’yı, dünya karaciğer nakli başkenti de yapmak hedefimizdir” dedi. 

Prof. Dr. Sezai Yılmaz, İnönü Üniversitesi bünyesindeki Radyo Kampüs’de İnanç Kara Ölmeztoprak’ın hazırlayıp canlı yayında sunduğu Panorama Programına katıldı. Çaba, verilen emekler ve keyif alınarak gerçekleştirilen çalışma neticesi çıkan sonuçtan ekip olarak mutluluk duyduklarını bildiren Prof.Dr. Sezai Yılmaz, Dünya’da yapılan ilk karaciğer nakli ile birlikte, nakillerin tarihçesi ile ilgili detaylı bilgiler verdi. Yılmaz, dünyada ilk kez ABD’de Thomas Starzl tarafından 1963 yılında gerçekleştirilen karaciğer transplantasyonunda, yıllar geçtikçe cerrahi tekniklerde gelişmeler göstererek önemli aşamaların kaydedildiğini ifade etti. 1980’den sonra vücudun bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların bulunması ile birlikte, karaciğerin vücut tarafından reddedilmemesi adına çok önemli adımlar atıldığını da ifade eden Prof. Dr. Yılmaz, “Bu nokta çok iyi dengelenmelidir. Ne fazla, ne de az baskılanmalıdır ki enfeksiyonlara karşı da savunma sergilenebilinsin” dedi. Yılmaz, bu durumdaki hastaların çok ciddi bir takip süreci içerisinde olması gerektiğini vurguladı.

“Cerrahi teknik sürekli gelişiyor, yeni ilaçlar üretiliyor ve şu an itibariyle karaciğer naklinde kullandığımız dünyadaki en üst teknoloji aletlerle bu işi yapılmaya devam ediliyor “diyen Prof. Dr. Sezai Yılmaz, “Bu hastalığa neden olan belli başlı dört unsuru sayabilirim. Bunlar, Hepatit B Virüsü, Hepatit C Virüsü, Şişmanlık ve alkol dedi. Hepatit B için mutlaka aşı yaptırılmalı “ ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Yılmaz, Hepatit C’ de kan yolu ile bulaştığından hijyene dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Prof. Dr. Yılmaz, karaciğerin vücuttaki işlevi ile ilgili soruya karşılık, “Kana geçen zehirli maddeleri temizler, eğer karaciğer bunu yapamazsa insan şuurunu kaybeder, kendine gelemez. İkinci bir husus ise yaptığı üretimlerdir. Safra yapar, yiyeceklerin sindirilmesine sebebiyet verir. Pıhtılaşma faktörlerini üretir, vücudumuzdaki bazı proteinleri yaratır, bu proteinler olmazsa vücut şişer, kan damar içerisinde tutulamaz ve çok ciddi rahatsızlıklara yol açabilir" şeklinde konuştu.

Karaciğer Nakline ihtiyaç duyulan aşamanın kriterleri ile ilgili açıklamalar yapan Prof. Dr. Yılmaz, “Bu konuda bir takım standart kriterler söz konusudur. Hastanın birtakım değerlerine bakılır, sarılık var mı, hastanın karnında su var mı, hastanın pıhtılaşma faktörleri ne durumda, hastalığa bağlı olarak yemek borusu kanamış mı, şuur bulanıklığı oluşmuş mu gibi soruların karşılık değerine puanlar verilir, ardından skorlanır ve belirli bir skorun üzerinde ise bu hastaya karaciğer nakline ihtiyaç var yada yok denilir. Bu durumda bütün Dünya’da standart bir yaklaşım söz konusudur “ dedi.

Karaciğer Nakli Enstitüsü ile ilgili detaylı açıklamalar yapan Prof. Dr. Yılmaz, çok yoğun bir sürecin ardından kuruluşunun gerçekleştiğini, şu an itibariyle enstitünün fiziki yapılanması ile ilgili çok ciddi çalışmaların yürütüldüğünü, bina yapımına çok yakın bir tarihte başlanacağını, dünyada ilk defa sadece belirli bir organa ait bir hastane ve enstitünün yapılacağını, bu durumun Malatya’yı ve Üniversiteyi çok daha iyi noktalara taşıyacağını, karaciğer denildiğinde akla Malatya’nın geldiğini ve geleceğini bildirdi.

Prof. Dr. Yılmaz sözlerine şöyle devam etti:

"Enstitü denilince ne anlıyoruz? Enstitü çok yüksek kalitede ve yüksek sayıda karaciğer nakli yapılan çok modern hizmet veren bir kurumdur. Yine karaciğer nakliyle ilgili eğitim almak isteyen bütün genel cerrahi uzmanları ve yahut başka üniversitedeki akademisyenlerin geleceği baş vuracağı nokta olacaktır. Son beş yılda ülkemizde yapılan karaciğer nakliyle ilgili uluslar arası yayınların yüzde 20 sinden fazlasını biz yapmışız. Bu belki yüzde 30 yüzde 40 olacaktır. Yine bu kadar çok ameliyat yapıldığı için bir sürü yeni ameliyat yöntemleri tanımlamışız. Bu da çok önemli bir husustur. İfade edilmelidir ki bu konuda yönetim desteği son derece önemlidir. Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Cemil Çelik’in bu konuda çok ciddi emekleri vardır. Enstitünün mimarı kendisidir. Dolayısıyla Sayın Rektörümüze ve emeği geçenlere teşekkürlerimi sunuyorum."

Açıklamalarını, gelinen son nokta ve bininci nakil değerlendirmesi ile sürdüren Prof. Dr. Yılmaz, bugün gelinen noktada 1000. naklin yapıldığını ifade ederek,"Bin sadece bir rakam, vizyon ve misyon bitmez, ilerleyen yıllara göre hedeflerimiz var. Bunlar sayısal ve sözel hedefler. Hastalara en iyi ve en kaliteli hizmetin sunulması ve sağlıklarına kavuşturulmaları ile birlikte sayısal olarak, belirli rakamlarla oluşan Dünya birinciliği ve sözel hedefte Malatya’nın Dünya karaciğer nakli başkenti olmasıdır” ifadelerini kullandı.

Yılmaz, kendisinin bunların yanında bir hedefi daha olduğunu, karaciğer nakli konusunda bütün Dünya’ya hitap edebilecek, editörlüğünü yapacağı bir karaciğer nakli kitabının yazılması olduğunu dile getirdi. Bu konudaki alt yapı çalışmalarını yavaş yavaş oluşturduğunu kaydeden Prof. Dr. Yılmaz, “Ön planda neler yapılması gerekiyor, nelerin elde tutulması lazım, neler kullanılabilinir bu hazırlıkları yapıyorum “dedi.

Malatya ve Malatyaspor ile ilgili duygularını paylaşan Prof. Dr. Yılmaz, Malatya ile ilgili her şeyi beğendiğini, kayısısını, Beydağını ve burada yaşamayı çok sevdiğini belirterek, Malatyaspor’un başarılarından büyük mutluluk duyduğunu sözlerine ekledi.

1000’İNCİ KARACİĞER NAKİL TÖRENİ 26 NİSAN’DA

Bu arada, 26 Nisan Cuma günü Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’nde saat 09.30’da düzenlenecek olan törenle, 1000'inci karaciğer nakli töreni gerçekleştirilecek.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız