SON DAKİKA
SON DEPREMLER

AKP 'Fevkalade' Öfkeli!

A- A+ PAYLAŞ

AKP il başkanı Mustafa Şahin, referandumda "Evet" için çalışmalarını sürdürürken halktan teveccüh gördüklerini, bunların kendilerini yüreklendirdiğini söyledi.

Şahin, düzenlediği basın toplantısında şöyle dedi:

"Referanduma sayılı günler kala çalışmalarımız hızla devam etmektedir. Gerek teşkilatımız tüm kademeleriyle gerek milletvekillerimizle gece gündüz ramazan ayının da verdiği bereketle hizmet için vatandaşlarımızın dertleriyle hemhal olma yolunda durmadan yorulmadan Ak Parti kültürüne , milletimizin beklentilerine yakışır çalışmalarla vakur bir duruşla yolumuza devam etmekteyiz. Ancak, Ve her yerde partimize, teşkilatımıza ve milletvekillerimize hemşerilerimizin ilgisi, teveccühü bizi, haklı davamızda daha çok yüreklendiriyor. Gücümüze güç katıyor.

Yalnız burada, hala “hayır” kampanyası yürütenlerin neye hayır dediklerini ve “EVET” oylarının yükseldiğini gördükçe üsluplarına yakışır saldırgan tavırlarını arttırmalarını kamuoyu anlayabilmiş değildir.

Hele hele birbirinden çok ayrı, zıt uçlarda olan muhalefet kanadının “hayır”da birleşip bütünleşmeleri pek hayra alamet olmasa gerek..!!! şöyle ki, normal şartlarda birbirlerine tahammülü olmayan kesimlerin referanduma “hayır”da birlikte oluşları kendi tabanları ve milletimizi kuşkulandırmaktadır. Neden acaba bunların “hayır”daki ısrarlı birliktelikleri?

Biz söyleyelim:

Çıkar odaklarının kol kola girdiği kokuşmuş kirli “hayır”cı tabaka yıllarca bu ülkenin kanını emdi. İçeriden ve dışarıdan öyle kenetlenip , o kadar korkunç bir rant mekanizması kurmuşlardı ki, yıllarca bu milletin hakkı olan her şeyi, karaborsayla sattılar. Devletten aldıkları kredilerle kendi burjuva devrimlerini yaptılar. Yılda 50 milyar doları ceplerine indirdiler. İrtica- terör algılamasıyla bu milleti tehdit haline getirtip Türk askerini dahi kendi oyunlarına alet ettiler.

Bu milleti yok sayıp kanıyla teriyle beslenen bu kirli düzenin ve karanlık ilişkilerin sonu işte geldi. İşte bunun için “hayır”da hep birlikte çırpınıyorlar. Halbuki günden güne tükeniyorlar.

Kirli düzenleri artık çökecek. Medyadan finans sistemine, sermaye piyasasından en küçük rant noktalarına kadar çöreklenenler yok olacaklar ve yok olurken aziz milletimize hesap verecekler. Çünkü onurlu duruşu ve son sözü en adil bir şekilde bu millet 12 Eylül günü elbette ki söyleyecek!

İşte! Tüm hırçınlıkları bundan… artık yıllarca itip kaktıkları bu milleti sistem dışına sürükleyerek, dışlayarak, “göbeğini kaşıyan adamın, dağdaki çobanın oyuyla bizim oyumuz bir olamaz” söylemleriyle aşağılayarak ötekileştiremeyecekler.

Şimdi meydanlarda milletin karşısına hangi yüzle çıkıyorlar?

“Hayır” diyerek gaflet, dalalet ve hatta 12 Eylül mağdurlarına karşı ihanet içinde olanlar yüz bulmaya millete inerken, yüzsüzlükleri milletimiz tarafından yüzlerine vuruluyor. İnsanların, özellikle de kendi tabanlarının görüş ve düşüncelerini hür bir iradeyle açıklamalarına tahammülü olmayanlar, hem de sokak ağzıyla etraflarına hakaretler savurup demokrasiden söz edemezler.

Ergenekonu, darbeleri, balyozu, toprak altındaki silahları, yargısal müdahaleleri görmezden geleceksin ve de onların değirmenine su taşıyıp demokratım diyeceksin.

İnsanların konuşmalarına bile tahammülü olmayanlar demokrasiden nasıl söz edebilirler ki?

Demokrasi konusunda herkes net olmalıdır. Eğilip bükülerek, omurgasız davranarak, demagoji yaparak bu meselenin geçiştirilecek tarafı yoktur.

Meclis görüşmelerinde ambargo uygulayarak engelleyemedikleri anayasa paketi için gittikleri anayasa mahkemesinden de umduklarını bulamayınca şerde ittifak edenler meclis dışındaki siyasi kırıntıları da yanlarına alarak retçi bir cephe oluşturmuşlardır. Ancak kaos planı çerçevesinde ülkeyi çıkmaza sürüklemek suretiyle referanduma “HAYIR” oyları kazandırma çalışmaları boşunadır.

Sol cephenin anayasa mahkemesini ve HSYK’ nu kendilerine arka bahçe olarak görmek istemelerini anlıyoruz da, kendilerini milliyetçi addedenlerin hayır demelerine halkımız anlamakta güçlük çekiyor. Sağ kanat sol kanada koltuk değneği olmaktan öteye gidemiyor son tahlilde.

Onlar garip ilişkilerini sürdüre dursunlar, seçmenlerimiz partilerinin hilafına evet oyu verecek. Yani sonuçta hayır oyları hayırcı partilerin oy toplamından çok aşağılarda seyredecektir.

Öyle görülüyor ki, birbirine taban tabana zıt cepheler hem teoriye hem pratiğe aykırı hayırcı tavrını kimseye izah edemiyor. Bu anayasa paketinin sosyal demokrasinin hangi ilkesine ters düştüğünü bir türlü izah edemiyorlar. Çünkü bu paket sosyal demokrasinin tüm ilkeleriyle uyuşuyor.

Daha fazla demokrasi, halka daha fazla söz; daha özerk, tabana yayılmış bir yargı idaresi; tüm kurumların üzerindeki vesayetin kaldırılması; sendikal hakların iyileştirilmesi; darbecilerin yargılanması… pakete sosyal demokrasi ve anayasal demokrasi açısından bir eleştiri getiremeyenler sorunu başka bağlamlara taşıyorlar.

Meydanlardaki kabil söylemleri yüzünden halkımızın değil mizahçıların ilgi alanına girebiliyorlar ancak.. komik söylemleri kendi tabanları tarafından bile yadırganıyor ki, mitinglerindeki boş meydanlara hitap etmeleri tabanlarının bile kendilerini hesaba almadığının açık bir göstergesidir.

Gerçek anlamda solcuyum, milliyetçiyim diyenler, 12 eylülü hatırlayanlar, gerçek mamada demokrasiye önem verenler, partilerinin resmi tutumlarına rağmen evet diyorlar. Ki, buna bile tahammülleri olmadığını üzülerek izliyoruz.

Nihayet, bu ülkede yaşayan herkesin gelecek nesillere “ sizin daha demokratik, daha insan hakları eksenli, darbesiz bir Türkiye’ de yaşamanız için elimden geleni yaptım” diyebilmesi ve 24 saat kesintisiz demokrasi için kullanacağımız oy “EVET” olmalı der, aziz milletimize saygılarımı sunarım."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız