AKP Belediye Meclis Grup Başkan Vekili Nurettin Karaaslan, imar düzenlemeleri ile ilgili eleştirilerde bulunan, eski Altın Kayısı Oteli için verilen yapı yoğunluğu için "Diyet ödüyorlar" iddiasını ortaya atan Saadet Partisi İl Başkanı Mehmet Asiltürk'e tepki gösterdi.
Karaaslan, yaptığı yazılı açıklamada şu iddialarda bulundu:
"Saygıdeğer kamuoyunun da yakından takip ettiği ve malumu olduğu üzere, meşru siyasi zeminde hiçbir varlık gösteremeyen, aklı selim bir muhalefet sergilemekten aciz olan, sürekli iftirayla, çamur siyasetiyle, makyevelist (amacı için her türlü yolu meşru gören) ve oportünist (günü kurtarmaya çalışan) tutum ve davranışlarıyla gündemde kalmaya çalışan, güttüğü seviyesiz siyasetin, iftiraların, dedikoduların, yine en güzel cevabını 29 Mart Yerel Seçimlerinde saygıdeğer halkımızdan alan; fakat yenilen güreşçi misali güreşe doymayan, aldıkları hezimetin psikolojik travmalarını hala üzerinden atamayan, bundan dolayı da hırçınlaştıkça hırçınlaşan, yalnızlaştıkça yalnızlaşan, aklı selimi kaybeden, feraseti bağlanan ve en önemlisi bu tutum ve davranışlarıyla; partisinin genel siyasetteki üslubuna ve her zaman saygı duyduğumuz, derin bir sevgi ve muhabbet beslediğimiz tabanına karşı da haksızlık yaptığına inandığımız, bir siyasi partimizin Sn. İl Başkanı tarafından 07.07.2010 tarihinde yapı yoğunluk kullanımına ilişkin yapılan ve yerel basında yer alan, 24 saat içinde de tekzip edilmeyen mesnetsiz iddialar ile ilgili aşağıdaki açıklamayı yapma zarureti hasıl olmuştur.
Sn İl Başkanı tarafından Altın Kayısı Oteline E= 1.50 yapı yoğunluk kullanım hakkı verilmesi ile ilgili belediyenin ilgili otel sahiplerine diyet ödediğini, otel sahiplerinin E= 2.00 lık yapı yoğunluk kullanım taleplerinin o dönem imar komisyon üyeleri olan kendi partilerine mensup meclis üyelerinin engellendiği ve daha sonra AK Partili meclis üyelerinin oylarıyla bu talebin E= 1.50 ye çekilerek kabul edildiği ve bu işlemlerin daha önceden pazarlık konusu edildiği iddia edilmektedir.
Her şeyden önce biz Mevlananın dediği gibi önce söze bakarız söz mü diye, sonra adama bakarız adam mı diye. Unutulmamalıdır ki; her iddia sahibi iddiasını ispatlamakla mükelleftir. İddiasını ispatlayamayan da müfteridir. Konu ile ilgili her türlü teknik bilgiden yoksun olan ve yaptığı açıklamalarla cehaleti boyunu aşan Sn İl Başkanı her şeyden önce bu tür yoğunluk kararlarının komisyonca takdir edilmediğini bu konudaki tek söz ve yetki sahibinin halkın oylarıyla seçilmiş olan ve bizatihi halkı temsil eden Belediye Meclisi olduğunu bilmiyor Şecaatini arz ederken sirkatini söyleyenler gibi, iftira atarken cehaletini gözler önüne seriyor.
Oysa konu; ilgili komisyon tarafından mütalaa edilirken, o gün komisyonda yer alan ve iddia sahibi Sn. İl Başkanının partisine mensup Meclis Üyesi de, ilgili otelin çevresindeki bütün hak sahiplerine tanınan E= 1.50 yoğunluk hakkının otel sahipleri için de verilmesinin hakkaniyete uygun olacağını açıkça ifade etmiştir. Bu ifade, Sn. İl Başkanının açıklamalarından sonra da bizatihi ilgili partinin komisyon üyesine teyit ettirilmiştir. Daha sonra konu Belediye Meclisinde gündeme gelmiş ve Belediye Meclisinin aldığı karar ile otel arazisi için yapı yoğunluk kullanım hakkı o bölgede özel mülkiyetler için verilen en düşük değer olan E= 1.50 olarak kabul edilmiştir. Yani verilen yapı yoğunluğu kesinlikle ilgili otelin civarındaki hak sahiplerine verilen yoğunluktan fazla değildir.
Unutulmamalıdır ki, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Eğer bu konuda kamunun zarara uğratıldığı, kişilere haksız çıkar sağlandığı, bu konunun birileri tarafından pazarlık konusu yapıldığı iddia ediliyor ve konuya dair herhangi bir bilgi, belge var da, bunlar da ilgili Cumhuriyet Savcılığına intikal ettirilmiyorsa bu da haksızlık karşısında susmak olur.
Ayrıca; her türlü gerçeklikten uzak, hayal ürünü mesnetsiz iddialarla kamuoyunu meşgul etmek, sadece Malatyamızın zaman kaybetmesine neden olmamakta, aynı zamanda Sn. İl Başkanının, il başkanlığını yaptığı partiyi de her geçen gün kamuoyu nezdinde küçük düşürmektedir. Bu haksızlığa, seviyesiz siyasete ilgili partinin yetkili organlarının ve tabanının da gereken cevabı vereceğine olan inancımız tamdır.
Her zaman söylediğimiz gibi, Biz, bize tevdi edilen görevi bir bütün olarak Malatyanın, Malatyalıların emaneti olarak gördük, görüyoruz ve görmeye de devam edeceğiz. Kamunun her kuruşunu sayısı 500 bine dayanan Malatyalının hakkı bildik. Bütün bu hassasiyetlerimize rağmen sergilenen çamur siyasetine de sessiz kalmamız mümkün değildir."
