SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Alerji, Yorgunluğun da Nedeni...

0
Güncellendi - 2015-12-27 13:24:39
Alerji, Yorgunluğun da Nedeni...
A- A+ PAYLAŞ
 
Mevsim geçişlerinde görülme sıklığı artan alerji bazı kişilerde günlük yaşamı engelleyecek kadar şiddetli olabilir. Hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların yorgunluk hissi oluşturması ise ayrı bir sorun.
 
Hapşırık, burun tıkanıklığı, kaşıntı gibi belirtilerle kendini gösteren alerji yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Alerji tedavisinde kullanılan ilaçların yorgunluk yaptığını belirten uzmanlara göre, bu yorgunluğu gidermek için vücudun vitamin ve minerale değil, aminoasitlere ihtiyacı var.  
 
10 kişiden 3’ünde görülen alerjik hastalıklar, bazılarında iş ve günlük yaşamı engelleyecek kadar şiddetli olabilir. KBB ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Üzeyir, “Alerji, vücudumuzun değişik organ ve dokularında bazı maddelere karşı aşırı duyarlılık oluşmasıdır. Hastalık olarak adlandırılabilmesi için bu duyarlılığın vücuda zarar verir hale gelmiş olması gerekir. Çevreden gelen yabancı alerjik maddeler göz, burun, boğaz yoluyla vücuda girer. Burada onların içeri girmesini engelleyici reaksiyonla karşılaşırlar ki vücudumuzun korunması için bu gereklidir” dedi.
 
ALERJİYİ TETİKLEYEN ETKENLER
Dr. Üzeyir hava ile taşınabilecek kadar hafif ve belirli boyutta olan, burun dokusunda depolanan bitki, hayvan, protein parçaları ve yabancı maddelerin alerjiyi oluşturduğunu söyledi. Üzeyir, “Sık görülen alerjenler polenler, mantar sporları, hayvan derisi döküntüleri ve ev tozlarıdır. Havayolu ile geçenlerin tedavisinde temel prensip bunlardan uzak durmak; mümkün olmuyorsa ilaç veya uygun aşı yaptırmaktır. Alerji bazı kişilerde yıl boyu, bazı kişilerde ise bahar aylarında yaşanır. Tamamen bünyenin bir tepkisidir, yaş sınırı yoktur, çocukluk, gençlik ve yaşlılık dönemlerinde ortaya çıkabilir” diye konuştu.
 
ALERJİ, YORGUNLUK VE ASOSYALLİK YAPABİLİR
Yıl boyu süren alerjilerde çalışma ortamlarında bulunan maddelerin, ev tozu ve nem gibi unsurların sorunu tetiklediğini belirten Op. Dr. Mustafa Üzeyir, alerjinin son yıllarda arttığını söyledi, "klimalar, merkezi sistemi olan işyerleri ve evler, hava kirliliği ve beslenme alışkanlıkları alerjiyi ön plana çıkardı” dedi.
 
Alerji ilaçlarının ilk aşamadaki etkisi burnu açma, kaşıntıyı giderme, akıntıları azaltmaya yönelik olduğu için zaman zaman yorgunluğa sebep olabildiğini belirten Üzeyir, “Sadece ilaçlar değil, burun tıkanıklığı da uyku kalitesinden günlük yaşantımıza kadar her aşamayı ciddi şekilde etkiler. Öncelikle sağlıklı uyku uyuyamadığımız zaman yorgunluk hissederiz. Bu yorgunluk günlük yaşantımızdaki performansımızı, işimizi, verimliliğimizi, her şeyimizi etkiler. Genel yorgunluklarda kişinin psikolojisi ve uyku kalitesi bozulur. Kişi çevresinden hasta muamelesi görür. Trafik, sinema, tiyatro gibi toplu yerlere gitmek istemez, bu ortamlardan kaçmaya başlar ve asosyal olur. Bu nedenle alerjik kişinin mutlaka tedavi olması gerekir” ifadesini kullandı. 
 
YORGUNLUKTAN KURTULMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Op. Dr. Mustafa Üzeyir, alerji tedavisinde kullanılan ilaçların oluşturduğu halsizlik ve yorgunluktan kurtulmak için aminoasitlere ihtiyaç olduğunu belirtti ve şunları söyledi: “Kişiler bu durumlarda vitamin ve mineral desteği alıyor. Oysa vücudun enerjiye ihtiyacı vardır. Enerjiyi ortaya çıkaran ise aminoasitlerdir. Aminoasitlerin tümü bir arada alındığında vücuttaki enerji seviyesi artacak, bu şekilde yorgunlukla mücadelede kişi kendisini daha güçlü hissedecektir. Burada dikkat edilmesi gereken şey, bu aminoasitlerin sporcu dozlarını değil, günlük yaşantıdaki kas kullanımına göre ayarlanmış dozajlı olanlarını kullanmaktır. Bunun için de doktora danışarak bilgi almak gerekir.”

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız