SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Alevilerin Evinin Önünde Beklerim'

0
Güncellendi - 2015-12-27 14:32:54
'Alevilerin Evinin Önünde Beklerim'
A- A+ PAYLAŞ
Evlerine işaret konulan Aleviler için "Gerekirse o evlerin önünde beklerim" mesajı veren Diyanet Başkanı, Malatya'daki olayla ilgili de "Hiç kimse inancından ötürü şiddete maruz kalmamalıdır" dedi.
 
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, iftar sofrasında buluştuğu bir grup gazeteciye Alevilikle ilgili önemli açıklamalar yaptı. Görmez, Alevilerin cem ayininde yaptıkları Türkçe dua olarak bilinen ‘Gülbenk’lerin camilerde okunabileceğini söyledi. Aleviliğe ilişkin büyük cehalet olduğunu savunan Görmez, “Aleviliğin yazılı kültürü ile Sünnilik birbirine çok yakın. Cami içinde Gülbenk okunabilir. Pir Sultan Abdal ’ın nefesini yazılı hale getirin, bunu hiçbir mutasavvıf (tasavvufla uğraşan kişi) yadırgamaz. Nesimi’nin, Hallac-ı Mansur’un hepsinin izahı vardır tasavvufta” dedi. Alevilik adına ekranlara çıkanların bilgisizliğinden şikâyet eden Görmez, “Büyük sorunumuz cehalet. TV ’lerdeki sözlü kültür bizi uzaklaştırıyor. Cem ayininde Kur’an ayeti olmadığını söyleyenler var. Cemde 4 ayrı yerde ayet okunur. Dedelik zayıfladı. Eskiden büyükşehirlerde cemevi yoktu. Dergâhların varlığı büyük zenginlikti. Onlar güçlü olsaydı bugün farklı olurdu, meydan Aleviliği mühendislik olarak işleyenlere kalmazdı” diye ekledi. 
 
‘O evlerin önünde beklerim’ 
Alevileri tanımlama ve Sünnileştirme gibi bir gayretlerinin olmadığının altını çizen Görmez, “Kanun bu hakkı verse bile dinen bizim teolojik statü verme hakkımız yok” sözüne vurgu yaptı. Görmez, Yargıtay’ın cemevi kararı ve TBMM ’ne cemevi açılışına karşı çıkılması kararlarıyla ilgilerinin olmadığını, bu konuda kendilerinden görüş alınmadığını belirtti. Görmez, “Zannediliyor ki bu kurumların üzerinde Diyanet var. Böyle bir şey yok” sözleriyle sitem etti. 
Görmez, ‘Alevilik İslam dışı - ayrı bir din’ tartışmasını da değerlendirdi. Aleviliği ayrı bir din görenlerin “Kitabı ne?, Peygamberi kim?” sorusuna cevap vermesi gerektiğini hatırlatan Görmez, “Aleviler, kendilerini İslam dışı görüyorsa…” sorusuna ise şu cevabı verdi: “Alevilik, bugün ortaya çıkan bir inanç olsa buna hepimiz saygı duyarız. Leküm, diniküm, veliyeddin (sizin dininiz size, benim dinim bana). Alevilik 1000 yıllık inanç ise, iddiası değişmez. O iddia tarihi de, Dersim’i de, Balkan Bektaşiliğini de ilgilendirir. O zaman kendi inancına başka isim bulması gerekiyor. Alevilik’te Hazreti Ali vardır, Ehl-i Beyt vardır, 4 kapı, 40 makam vardır. Aleviliğe ‘ İslam dışı’ sözü Anadolu ’daki Alevi aileleri için büyük yıkım oluyor.” Alevilere dönük son zamanlarda yaygınlaşan baskı iddialarını üzüntüyle karşıladığını anlatan Görmez, Alevi evlerine çarpı işareti konulduğu günlerde valiyi arayarak, “Gerekirse gelir o üzerine çarpı atılan evlerin önünde beklerim” dediğini söyledi. Malatya ’da son yaşanan olay üzerine de Görmez, “Hiç kimse inanç tercihini beyan ettiği için kınanmamalı ve inancından ötürü hiç kimse şiddete maruz kalmamalıdır” mesajı verdi. 
 
‘Diyanet eleştirilebilir’ 
‘Diyanet’in kilise gibi dini kutsal bir otoritesi olmadığını, Diyanet’i eleştirmenin ‘günah’ olmadığını söyleyen Görmez, şöyle devam etti: “İslâm’ın herhangi bir inanç grubunun, dinin doğuşundan 14 asır sonra yeni bir teolojik statü araması doğru değildir. Bu teolojik statüyü de Diyanet üzerinden aramak doğru değildir. Çünkü İslâm dini, hiçbir şahsa ve hiçbir kuruma herhangi bir müessesenin teolojik statüsünü belirleme hak ve selâhiyetini tanımamıştır. Sorunlarımızı yasal engelleri ortadan kaldırmak, özgürlükleri çoğaltmak üzerinden çözmek varken; yeni teolojik statüler aramak ve söz konusu teolojik statüleri de asla böyle bir yetkisi olmayan Diyanet kurumu üzerinden tartışmak doğru değildir. Alevilik konusu bu açıdan hepimizin ortak konusu, ortak sorunudur. Herkesin, başta Diyanet olmak üzere, kendisine yönelik bir özeleştiri yapmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.”

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız