Türk Ocakları Malatya Şubesi Başkanı Nadir Günata, "Türkiye'de hiçbir etnik ya da dini kimliğin adıyla başlayan bir sorun yoktur. Genel olarak bir demokrasi sorunu vardır ve bu herkesi ilgilendirmektedir. Doğu Anadolu'da yaşananlar ise asla ve asla bir Kürt sorunu olmayıp, terör sorunudur" dedi.
Nadir Günata açıklamasında, "Binlerce yıldır bir ve beraber olarak bu toprakları vatan yapan ve daima zulmün karşısına dikilen bu milleti ayrıştırma çalışmaları devam ederken, Malatya'mıza yakışır bir şekilde hemşerilerimizin 'Biz de Kürt'üz, ancak ne DTP ne de PKK bizi temsil edemez' haykırışları üzerimizdeki umutsuzluk ve karamsarlık havasını bir anda dağıtmış, gelecek adına umutlandırmıştır. Türk Ocaklarının her mensubu adına Pütürgeliler Derneği Başkanı Necati Çelebi, Baskilliler Derneği Başkanı Yunus Görgün, Palulular Derneği Başkanı Süleyman Ataş, Parçikanlılar Derneği Başkanı Mehmet Kapusuz, Alikanlılar Derneği Başkanı Zeynal Kayan, Mamsurlular Derneği Başkanı H.Bayram Çay, Çelikhanlılar Derneği Başkanı Mustafa Çelik, İzollular Derneği Başkanı Nacim Özhan ve Karapınarlılar Derneği Başkanı Ziya Gül ve bu platformun sözcülüğünü üstlenen Avukat Hanifi Kartal kardeşlerimizin her birini alınlarından öpüyor, tebrik ediyoruz.
Bu çok anlamlı ve içerisinde derin manalar barındıran çıkışları inşallah görmeyen gözlerin, duymayan kulakların açılmasına vesile olur. Türkiye'de hiçbir etnik ya da dini kimliğin adıyla başlayan bir sorun yoktur. Genel olarak bir demokrasi sorunu vardır ve bu herkesi ilgilendirmektedir. Doğu Anadolu'da yaşananlar ise asla ve asla bir Kürt sorunu olmayıp, terör sorunudur. Eli kanlı teröristlerin ve işbirlikçilerinin devlete meydan okumalarına kesinlikle müsaade edilmemelidir.
Bu arkadaşlarımızın dediği gibi Tek Vatan, Tek Devlet, Tek Bayrak ve Tek Dil hepimizin temel ortak paydasıdır. Bu birliktelikten rahatsız olanlar er geç kendi eştikleri kuyuya düşeceklerdir" ifadelerini kaydetti.
Günata, sözlerine şöyle devam etti:
"Kaynağı belirsiz bir şekilde piyasalarda dolaşan sıcak paranın perdelemesiyle ve televole ekonomistlerinin çizdiği pembe tablolarla gölgelenmek istense de çok ciddi bir ekonomik sorun kentlerde kendisini hissettirmektedir. Bu sene Ramazan Bayramı okulların açılmasına denk geldi. İşlerinin katlanması beklenen esnaf işlerinin geçen bayrama oranla hemen hemen yarı yarıya düştüğünü söylüyor.
Gündemin ekonomi, üretim ve istihdam olması gerekirken daha düne kadar memurlarının maaşlarını bile veremeyen
Ermenistan konusunun bir anda bu demokratik açılım tartışmaları ile beraber gündemin üst sıralarını meşgul etmesini anlamakta güçlük çekiyoruz. Üstelik Ermenistan ile olan görüşmelerin sözde soykırımı yok sayanları cezalandıran İsviçre'nin arabuluculuğunda gerçekleşiyor olması büyük devlet olma iddiasında olan bir devlete yakışmıyor. Bu meselede tavrını ve tarafını açık açık belli etmiş olan İsviçre hangi konuda arabuluculuk yapabilir. Arabulucu her iki tarafa eşit uzaklıkta olan birisinden seçilir.
İsviçre'yi kim arabulucu olarak önermiş ve kim kabul etmiştir. Kamuoyunun aydınlatılması gerekmektedir. Ermenistan gibi bir devletin bize kafa tutması ve sınırları açın diye dayatmada bulunması kabul edilemez. Obama'nın mecliste dile getirdiği konuların milli bir bakışla yeniden gözden geçirilmesi şarttır. Türk milleti bunu beklemektedir."