SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Ananas Devleti Kurdurmayız"

0
Güncellendi - 2015-12-27 20:22:38
A- A+ PAYLAŞ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği TÜMSİAD’ın düzenlediği “TÜMSİAD Avrupa Buluşması” adlı etkinlikte yaptığı konuşmada, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Milli İstihbarat Teşkilatı silah kaçakçılığı yapıyor” açıklamasına gönderme yaparak, “Ana muhalefetin başında bulunan kişi ülkesinin istihbarat teşkilatı için böyle bir ifadeyi kullanıyorsa, buna ihanetten başka bir şey denilemez” şeklinde konuştu. 

Paralel yapı eliyle Türkiye’yi teröre destek veren ülke olarak gösterme girişimleri olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, “Türkiye’nin insani yardımları engelleniyor. Türkiye PKK’yla PYD’yle mücadelesini verirken, DHKPC ile mücadelesini verirken, El Kaide, El Nusra bunlarla mücadelesini verirken Türkiye’yi kalkıp da terörle el ele, kol kola gösterme gayretleri var” dedi.

Erdoğan, MİT’in çalışma yasası olduğunu ve bu çalışma esasları çerçevesinde insani yardımlar götürdüğünü dile getirerek, “Bunların gönderdiği yardımlar, TIR’lar durdurularak, içleri aranıyor veya aranmak isteniyor. Bu Türkiye’nin milli kurumlarının tek tek yıpratılması meselesidir. Kim yapıyor bunu? Yine aynı zihniyetin temsilcisi konumunda olan, bakıyorsunuz, yargıdaki temsilciler yapıyor. Bunlara ek olarak; yalanla, iftira ile, algı operasyonlarıyla Türkiye’nin yurtdışındaki imajı hedef alınıyor” ifadelerinde bulundu.

“TÜRKİYE’DE 76 MİLYON BU İHANETİ GÖRDÜ”

“Bir ülkenin milli istihbarat teşkilatını olsa olsa başka bir ülke, bir düşman ülke hedef alabilir” diyen Erdoğan, sözlerini “Ve düşünebiliyor musunuz, Türkiye’nin ana muhalefet partisinin başı şu ifadeyi kullanıyor: ‘Milli İstihbarat Teşkilatı silah kaçakçılığı yapıyor.’ Eğer bir ülkede ana muhalefetin başında bulunan kişi ülkesinin istihbarat teşkilatı için böyle bir ifadeyi kullanıyorsa, buna ihanetten başka bir şey denilemez. Kimin kimlerle el ele olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye’nin MİT’i işte bu örgütün içindeki yargı mensupları, medya, iş çevreleri ve bu tür bazı siyasetçiler tarafından hedef alınıyor. Türkiye’de 76 milyon bu ihaneti gördü ve görüyor” şeklinde sürdürdü.

11 yıl içinde reformları yaparken hükümet olarak çok büyük engellerle karşılaşıldığını söyleyen Erdoğan, “Hükümetimizi devirmek için darbe senaryolarının hazırlandığını gördük. Devlet içine sirayet etmiş örgüt ve çetelerin hükümetimize kast ettiğini gördük ve yaşadık. Çok kirli, aynı zamanda kanlı provokasyonlar yapıldı. Partimiz kapatılmak istendi. Hukuk zorlanmak suretiyle hızımızı yavaşlatmak, reformlarımızın önünü kesmek istediler. Bütün bu engellemeler, bu saldırılar karşısında 11 yıl boyunca dik bir duruş sergiledik. Engelleri, badireleri, saldırı ve sabotajları tek tek aşarak Türkiye’yi büyütmeye, Türkiye’nin gücünü ve itibarını arttırmaya devam ettik” dedi.

“Yola çıkarken bir şey söyledik. Dedik ki; yolsuzlukla mücadele edeceğiz, yasaklarla mücadele edeceği, yoksullukla mücadele edeceğiz” diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yolsuzluğun belini kırdığımız için bugünlere geldik. Yasaklarla mücadele dedik ve temel hak ve özgürlüklerden tutunuz, inanç özgürlüğüne varıncaya kadar, düşünce özgürlüğüne varıncaya kadar bunların önünü biz açtık. Yoksullukla mücadelede, ülkede fakir fukara, garip gurabanın artık tutunacağı ve kapısını çalacağı bir devlet haline geldik. Biz göreve geldiğimizde, en az gelişmiş ülkelere 45 milyon dolar yardım yapabilen bir Türkiye vardı şu anda ise en az gelişmiş ülkelere 2,5 milyar dolar yardım yapabilen bir Türkiye var. Buralara durup dururken gelmedik. Yolsuzlukların olduğu bir Türkiye acaba bunları yapabilir miydi?”

“PARALEL DEVLETE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Başbakan Erdoğan, 17 Aralık’ta başlayan yeni bir darbe girişiminin de bertaraf edildiğini, yeni bir saldırının, yeni bir sabotajın daha devre dışı bırakıldığını kaydederek, “Bugün Brüksel temaslarımızda 17 Aralık saldırısının iç yüzünü muhataplarımıza etraflıca anlattık. Bunun bir yolsuzluk meselesi olmadığını, bunun demokrasiye, güçlenen ekonomiye, aktif dış politikaya özellikle de çözüm sürecine yönelik bir sabotaj girişimi olduğunu bütün delilleriyle ortaya koyduk. Ne yazık ki Türkiye’de ihanet çukuruna düşmüş bazı çevre ve örgütler meseleyi çok farklı yansıtmak için buralarda kara propaganda yapıyorlar. Şunu unutmayın; biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dışında bir paralel devlete, bir ananas devletine müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.

Erdoğan, “Yolsuzluk iftirası Türkiye’de tutmadı. Millet, bu iftiraya itibar etmedi. Bu operasyonun iç yüzünü anladı. Avrupa’da ve dünya genelinde de yapılmak isteneni çok yoğun bir şekilde muhataplarımıza anlatıyor, ihanet girişiminin sonuçsuz kalması için her tedbiri uygulamaya koyuyoruz” şeklinde konuştu.

“BİZİM MÜCADELEMİZ YARGIYLA DEĞİL, TEHLİKELİ ÖRGÜTLERLEDİR”

Türkiye’de milli menfaatlerinin aleyhine faaliyet gösteren odakların, Türkiye’de siyasetin yargıya müdahale ettiği algısını yaymaya çalıştığına dikkat çeken Erdoğan, “Burası çok anlamlı. Bizim HSYK’da yaptığımız değişikliği buralarda siyasetin yargıya operasyonu olarak lanse ediyorlar. Burada şunun altını kalın çizgilerle çiziyorum. HSYK düzenlemesi, siyasetin yargıya değil, devletin, yargı içinde oluşmuş bir takım odaklara karşı bir tedbir düzenlemesidir. Şu anda Avrupa’nın hiçbir ülkesinde HSYK kuruluyla ilgili bir standart yoktur. Kimse kimseyi aldatmasın. Her ülke HSYK’yı kendine göre düzenlemiştir, kendine göre kurallarını koymuştur. Dolayısıyla Türkiye de bunu kendine göre kurallarını koyarak hazırlamıştır” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, “Tehlikenin boyutları burada görülmüyor olabilir. Ya da iyi okunmuyor olabilir. Ancak şu anda başta yargı ve emniyet içinde olmak üzere devlet kurumlarına sızmış bir örgüt, amirlerinden değil örgüt yöneticilerinden emir ve talimat alarak hareket ediyor. Başta yargı ve emniyet içine sızmış bu örgüt ülkenin çıkarlarını değil, kendi çıkarlarını ya da kendisini kullananların çıkarlarını gözeterek bir kaos oluşturmaya, Türkiye’nin gücünü kırmaya çalışıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir oluşuma, böyle bir oluşumun yargıyı teslim almasına izin verilmez. Düşünün; savcılar, hakimler var, kendi vicdanlarıyla millet adına değil, örgüt yöneticilerinin emir ve talimatlarıyla hareket ediyorlar. Buna hiç kimse izin vermez, göz yummaz. Bizim de mücadelemiz yargıyla değil, işte bu tehlikeli örgütlerledir” dedi.

“ÇÖZÜM SÜRECİNİN SABOTE EDİLMESİNE MİLLETİMİZ GÖZ YUMMAYACAKTIR”

Her türlü karanlık odağa bunun hesabının sorulacağını vurgulayan Erdoğan “Ne ekonominin, ne demokratikleşme adımlarının ne de barışçıl dış politikanın yara almasına millet izin vermeyecektir. Özellikle çözüm sürecinin sabote edilmesine milletimiz göz yummayacaktır. Bu süreçten çok daha güçlü, daha kararlı ve daha cesur bir demokratikleşme süreci çıkacağını burada bir kez daha vurgulamak isterim. İnanın Türkiye eski Türkiye olmayacak. Artık Türkiye, yeni Türkiye olacaktır. Yeni Türkiye’nin kurulma süreci hızla devam edecektir” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugünkü Brüksel ziyaretinin bu yeni sürecin önemli adımlarından biri olarak tarihe geçeceğinin altını çizerek “30 Mart’ta milletin sandıkta vereceği karar aynı şekilde yeni sürecin önemli bir kilometre taşı olacaktır. Milletimizle birlikte iç dünyamızın, sivil toplum örgütlerimizin, yurtdışındaki tüm dost ve kardeşlerimizin, vatandaşlarımızın bizimle birlikte olduklarını görüyor, bundan da büyük memnuniyet duyuyoruz” diye konuştu.

Erdoğan ayrıca, “Sizler tabi bu seçimde oy kullanamayacaksınız. Fakat tüm yakınlarınıza, ahbap, dostlarınıza uyarıyı yapmanız lazım. Ben bu konudaki hassasiyetinizi biliyorum onun için tekrar hatırlatıyorum. Fakat biliyorsunuz ardından Cumhurbaşkanlığı seçimi geliyor, orada oylarınızı kullanacaksınız. İlk defa inşallah dönemimizde Türkiye dışındaki tüm vatandaşlarımızın oy kullanmalarının önü açılıyor. Ondan sonra 2015 geliyor. Hiç kimsenin endişesi olmasın, kimse tereddüt etmesin. Türkiye bu süreçten daha güçlü çıkıyor ve artık durdurulamaz, engellenemez, yavaşlatılamaz şekilde 2023 hedeflerine doğru ilerliyor” ifadelerinde bulundu.

Mafya ve çetelerle mücadele edildiğini ve hepsinin saf dışı edildiğini, şimdi ise paralel devleti kurmaya çalışanların saf dışı edilmesi durumunda olduklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, paralel yapılanmanın, çözüm sürecini de hedef aldığının altını çizerek şunları söyledi:

“Bu yapılanmanın yolsuzluk iftirasıyla hükümeti yıpratma girişimi tek hedef, tek gaye değildir. Demokratikleşme adımlarının, bu paralel yapılanma tarafından hedef alındığını burada özellikle vurgulamak istiyorum. Çözüm süreci adını verdiğimiz, terörün son bulma çabasının da yine bu paralel yapılanma tarafından hedef alındığını herkesin görmesi gerekiyor. Türkiye’nin başta Filistin, Mısır ve Suriye olmak üzere bölgedeki çatışmaların bitirilmesi, kanın durması, barışın ve milli iradenin hakim olması için verdiği barış mücadelesi de yine bu yapılanma tarafından hedef alındı ve alınıyor. Marmara gemisi kaçırıldığında orada da maalesef bizlerle ters düştü bu yapılanma. Suriye’de yine bizlerle ters düştü bu yapılanma. Filistin’de yine bizimle ters düştü bu yapılanma.”

“BU YAPILANMA, TÜRKİYE’DE DEMOKRATİKLEŞMENİN ÖNÜNDEKİ SON DİRENÇTİR”

Paralel yapılanmanın, Türkiye’de demokratikleşmenin önündeki son engel olduğunu ve bunun da ortadan kalkmakta olduğunu dile getiren Erdoğan, “Burada şunu büyük bir memnuniyetle ifade etmek istiyorum. Noktasal atış asla yapmayın. Biz bu noktada olayın şöyle geniş çerçevede değerlendirilmesini bu noktada yaparak hareket edelim istiyoruz ama şunu söylüyoruz; Müslüman o kimsedir ki elinden ve dilinden bütün Müslümanlar emindir, salimdir. Biz bunu arzu ediyoruz, bunu söylüyoruz. Bu yapılanma ve bu yapılanmanın ortaya koyduğu direnç Türkiye’de demokratikleşmenin önündeki, hiç endişe etmeyin, son dirençtir. Yani Türkiye’nin reform yapma kararlılığının önündeki son engel de ortadan kalkmakta, Türkiye’nin ufku daha da genişlemektedir. Şuanda Türkiye içinde oyun bozulmuştur. Tuzak altüst olmuş durumdadır. Avrupa’da ve dünyada oluşturulmaya çalışılan algı da hiç şüpheniz olmasın tutmayacak, o tuzak da kısa sürede bozulacaktır” diye konuştu.

“55 BİN FOTOĞRAFTA GÖRÜLENLER KATİL ESAD’IN NE OLDUĞUNU GÖSTERMESİ BAKIMINDAN ÖNEMLİ”

“Bu noktada sizlerle bir şeyi paylaşmak istiyorum” diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Dün gece televizyon ekranlarında herhalde fotoğraf karelerini izlediniz. Bakın, 55 bin fotoğraf karesinden bunlar özetlenmiş. Ve Caesar kod adlı birisinin, bunlar, olaylar esnasında çekmiş olduğu fotoğraflardır. Bu zulüm, bu vahşet, bu insanlık kıyımı bizim ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koyuyor. Suriye’de başından beri bu mücadeleyi veren biziz. Yanımızda, birkaç Körfez Ülkesi yer aldı. Ki ben o Körfez Ülkeleri’ne de başta Katar olmak üzere teşekkür ediyorum. Çünkü insani yardım noktasında destekleri oldu. Bu konuda Suriye’de Suud’un da yardımı oldu. Onlara teşekkür ediyoruz. Tabi bunun devamı gerekiyor. Terör örgütleri Suriye’ye sızmış vaziyette. 55 bin fotoğraf karesinde bu görülenler, zalim, katil Beşar Esad’ın ne olduğunu göstermesi bakımından önemli. Bir bireysel terör vardır, bir kurumsal terör vardır, bir de devlet terörü vardır. Şu anda Suriye’de aslında bir devlet terörü estirilmektedir. Ve bu terörün neticesinde de işte 150 bine yakın kayıtlı ölüm vardır. 200 bine yakın da kayıtsız ölüm vardır.”

“İNŞALLAH BU RESİMLERDEN SONRA CENEVRE 2’DEN BİR ŞEYLER ÇIKAR”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sadece Türkiye’de 700 bin sığınmacı olduğunu hatırlatarak, “Bunların 210 bini çadır kentlerde ve konteynır kentlerde misafir ediliyor. Diğerleri ise değişik vilayetlerde evlerimizde. Ve şu ana kadar yaptığımız harcama 2 milyar doların üzerinde. Dünyadan bize gelen yardım 130 milyon dolar. Şimdi Türkiye’nin burada nasıl bir görevi üstlendiğini görmeniz bakımından bunları söylüyorum. Bu bizim insani ve vicdani görevimizdir. Yapıyoruz yapacağız. Kimyasal silahlarla öldürülen, konvansiyonel silahlarla öldürülen bu insanlara karşı yarın bakalım Cenevre 2 toplantısından ne çıkacak. Temennimiz odur ki bu resimlerden sonra inşallah bir şeyler çıkar. Çıksa da çıkmasa da Türkiye olarak biz şu anda neredeysek, yarın da orada olacağız. Onun için ölenlere, şehit edilenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Oradaki mazlum, mağdurların bir an önce bu katliamlardan, bir an önce bunlardan kurtulmak suretiyle öz yuvalarına kavuşmasını, demokrasinin, halkın iradesinin Suriye’de egemen olmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

TÜMSİAD’a, verdiği desteklerden ötürü teşekkürlerini sunan Erdoğan ayrıca, “TÜMSİAD’a özellikle bu demokratikleşme sürecine verdiği destekten dolayı bir kez daha teşekkür ediyorum. Belçika’da, Belçika ve Avrupa iş çevrelerinin daha iyi aydınlatılması noktasında TÜMSİAD’ın gayretlerini beklediğimizi ifade etmek istiyorum” dedi.

SANDIĞA MÜDAHALE EDİLMEK İSTENİYOR

Başbakan Erdoğan, “Belçika’ya İşgücü Göçü'nün 50. Yılı” konulu sempozyumunda da konuştu. Sempozyuma, Belçika Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Didier Reynders’in yanı sıra Belçika’da yaşayan Türk vatandaşları da katıldı. Konuşmasında 17 Aralık tarihinde hükümete yönelik yargı yoluyla çok sinsice bir müdahale yapılmak istendiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, “Hükümetimize yönelik bu müdahaleyi tasarlayanlar, altını çiziyorum, algı belirleme ve yönetme konusuna özellikle ağırlık verdiler. 17 Aralık operasyonu hem Türkiye içinde, hem dünyada görüntüde bir yolsuzluk ve rüşvet operasyonu olarak yansıtıldı. Oysa görüntüde, yani ambalajda yolsuzluk ve rüşvet iftiraları varken alttan alta başka hesaplar görülmek istendi. 14 ay süren usulde pek çok sorunlu noktanın olduğu bir soruşturma, seçimlere sadece 2,5 ay kala gündeme getirildi. Bununla seçmen algısı değiştirilmek isteniyor. Sandığa müdahale edilmek isteniyor” dedi.

“Paketin içinde bazı başka gayeler de vardı” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Soruyorum; yolsuzluğun olduğu bir iktidar, bu ülkede 10 yılda milli gelirini 1’e 3 arttırabilir mi? 230 milyar dolardan, 820 milyar dolara çıkarabilir mi? Yolsuzluğun olduğu bir iktidar, 79 senede Türkiye’de 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapılmışken, 10 yılda 17 bin kilometre bölünmüş yol yapabilir mi? Yolsuzluğun olduğu bir Türkiye’de, milli eğitimde bütün öğrencilere kitaplarını, Türkiye’de ne kadar öğrenci varsa hepsine ücretsiz kitaplarını verir hale geldi. Üniversite öğrencilerimiz biz geldiğimizde 45 lira burs alırken, biz geldiğimizde şuanda üniversite öğrencilerimize 520 lira burs veriyoruz. Ve müracaat eden her öğrenci ya burs ya kredi alıyor. Bu noktaya geldik.”

“TÜRKİYE, YIPRATMA GAYRETLERİNE KARŞI DİK DURARAK YOLUNA DEVAM EDECEKTİR”

Başbakan Erdoğan, “Güneş balçıkla sıvanmaz” atasözünü hatırlatarak, “Bunlar istedikleri kadar rüşvet desinler, istedikleri kadar yolsuzluk desinler, ben diyorum ki; siz, Avrupalı dostlarımıza şunu anlatmalısınız; yasama organı yargıya müdahale etmez ancak yargının nasıl çalışacağını yasama organı belirler. Ve yasama organı reformları belirlemekle de mükelleftir. Yasaları sürekli olarak güncellemekle de mükelleftir. Dünyada bana bir ülke gösterin ki 150 yıl önce yapılmış yasalarla hala ülkesini yönetiyor. Böyle bir ülke var mı? Her ülkede bunlar değişiyor. Türkiye'de de böyle bir değişimin yapılmasına yasama organı kararını vermiştir. Şuanda bu istikamette çalışmalarını devam ettirmektedir. İnanıyorum ki yarınlar çok daha güçlü olacak. Türkiye, ekonomisiyle, dış politikasıyla, uluslararası imajıyla çok açık bir şekilde yıpratma gayretlerine karşı dik durarak yoluna devam edecektir” diye konuştu.

“ANANAS DEVLETİ KURDURMAYIZ”

Türkiye’de paralel bir devlet yapılanmasına müsaade edilmeyeceğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Kim ne derse desin. Bu konuda kararlıyız. Türkiye’de Türkiye Cumhuriyeti Devleti vardır. İkinci bir devlet, yani biz bir ananas devleti kurdurmayız. Demokrasiyi özellikle de başarıyla da devam eden özgürlükler noktasındaki, çözüm süreci noktasındaki gayretlerimizi engellemeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Ve biz 76 milyonun bir ve beraber olduğu, dayanışma içerisinde olduğu bir Türkiye’nin özlemi içerisinde yolumuza devam edeceğiz. 30 yıldır devam eden terör meselesini çözme noktasına geldik. Bir yıldır hamdolsun artık şehitler gelmiyor. Ama şunu da söyleyeyim; bunu da hazmedemeyenler var. Şehitler gelsin diye bekleyenler var. Çünkü oradan rant devşirenler var. İnşallah onların o beklentileri de Allah’ın izniyle sona erdi. Çünkü siyaset, Türkiye’de yegane çözüm yöntemi olarak görülüyor. Her mesele siyaset zemininde konuşuluyor. Bu yeni ortama bağlı olarak da Türkiye’de demokratikleşme alanında çok önemli reformlar yapılıyor, yapılmaya devam edecek. Atacağımız yeni adımlar, açıklayacağımız yeni paketlerle insanımız bu demokratikleşme paketinden de nasibini alacaktır. Bundan kimsenin endişesi, kimsenin kuşkusu olmasın. En son 30 Eylül’de devrim niteliğinde bir paket açıkladık. Ve her kesimi memnun eden reformları idari noktada hayata geçirdik, şimdi de yasal noktadaki düzenlemeleri inşallah hayata geçirmenin gayreti içerisinde olacağız. Ve bunu bozmak isteyenlere de fırsat vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız