SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Ani Hava Değişimlerine Dikkat

A- A+ PAYLAŞ

Son dönemlerde havanın bir ısınıp bir soğuması pek çok hastalığı da beraberinde getimekle birlikte; şiddetli baş ağrılarına neden oluyor.Basınç, ısı, nem ve rüzgar gibi tek bir hava özelliğinin ani değişimi veya bu özelliklerinden birkaçının birlikte ani değişimi, ağrıyı başlatabiliyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Abdullah Özkardeş, hava şartlarına karşı duyarlılıktan bahsedildiğinde, akla gelen ilk şeyin baş ağrıları veya migren olduğuna dikkat çekiyor.

İki durumun birbirinden temelde faklı olduğunu belirten Özkardeş, "Baş ağrısı, gerilim, stres, enfeksiyon, madde bağımlılığı var olan bir hastalığın neden olduğu bir yakınmadır. Migrenin ise kendisi tıbbi bir durumdur ve migren ağrılarına neden olur." diyor.

Modern yaşamın koşuşturması ve telaşı, tüm algılarımızı son limitlerine kadar zorlar. İş hayatı, her geçen gün daha yarışmacı hale gelmektedir. Sürekli gürültü, sakin bir an kavramını neredeyse yok etmiştir. Bütün bunlara ek olarak; alkol, nikotin ve kafein gibi maddelerin aşırı tüketimi de söz konusudur. Bütün bu faktörler milyonlarca kişinin her gün başağrısı çekmesine neden olmaktadır. Bu ağrılar, bugünün dünyasında, en yaygın sağlık problemlerinden biri haline gelmiştir. Gerilim tipi baş ağrısı çeken hastaların yarısından daha fazlası, sosyal hayatlarının ve işlerinin belirgin olarak etkilendiğini ifade etmektedirler. Baş ağrısından yakınan hastaların çoğunluğu, reçetesiz satılabilen ağrı kesicilere kolayca ulaşmaları nedeniyle kendi kendilerini tedavi etmektedirler.

Baş ağrıları genellikle önemsiz bir durum olarak algılanır ve ‘ne de olsa başağrısı öldürmez’ diye düşünülür. Bu görüş altta önemli bir tıbbi durum yoksa doğrudur. Ama baş ağrısı, çok ciddi bir hastalığın ikaz bulgusu da olabilir.

Migren atakları yaşamınızı çekilmez kılabilir

Migren ağrısının bulguları bir baş ağrısından daha fazladır. Esas yakınma genellikle başın bir yanını etkileyen, şiddetli ve nabız karakteri gösteren başağrısıdır. Bulantı, kusma, gürültü ve ışığa karşı duyarlılık genellikle ağrıya eşlik eder. Bir migren atağı birkaç saatten birkaç güne kadar sürebilir. Bazı hastalarda bir migren atağından once, “aura” diye adlandırılan görme bozuklukları veya yüz, kol ve ellerde uyuşukluk hissi olabilir. Yıllarca migrenin nedeninin beyindeki kan akımında değişiklikler olduğuna inanılmıştır. Tetikleyici bir neden kan damarlarını daraltır ve sonuçta beyine az kan gitmesiyle beyine giden oksijen miktarı azalır. Vücut bu tehlikeye karşı, kan damarlarını genişleterek cevap verir. Bunlara ek olarak, bu olaylar sırasında, bazı kimyasal maddeler açığa çıkarak, beyin dokusunda inflamasyon ve şişmeye neden olurlar ve ağrıyla ilgili sinir uçlarında duyarlılık artar.

Kadınların başı daha çok ağrıyor

Sebebi ne olursa olsun, bu rahatsızlık dünya üzerinde milyonlarca insanı etkilemektedir. Batı ülkelerinde, toplumun yüzde 10-18’i migren ataklarından yakınmaktadır. Bunların yüzde 60-75’i ise kadındır.

Hava şartları, baş ağrısını ve migreni tetikleyen pek çok çevresel faktörden biri olarak öne çıkar. Basınç, ısı, nem ve rüzgar gibi tek bir hava özelliğinin ani değişimi veya bu özelliklerinden birkaçının birlikte ani değişimi, ağrıyı başlatabilir. Bazı bilim adamları, havadaki ani değişikliğin insan vücudundaki kimyasal dengeyi değiştirebileceğine inanırlar.

Stres, baş ağrısının ve migrenin en yaygın tetikleyici ve başlatıcı faktörüdür. Hava değişiklikleri ikinci sıradadır. Ağrının başlaması ve hava şartları arasında paralel bir ilişki bulunmaktadır. Değişen hava şartlarındaki karmaşıklık, ağrı ve hava şartları arasında ilişkileri anlamayı zorlaştırmaktadır. Hava basıncında ani düşme, bulutların kalınlaşması, nem artışı, ısıdaki değişimler ve rüzgarın şiddetlenmesi, diğer hava özelliklerinden daha çok migren ataklarını tetiklemekte ve varolan ağrıyı kötüleştirmektedir. Aksine yüksek hava basıncı ile birlikte olan kuru bir hava ve parlak güneş ışığı baş ağrısını yatıştırabilmektedir.

Havadaki basınç değişiklikleri baş ağrısının başlıca sebebi

İnsanlarda kemiklerin aralarında “sinus” denilen hava boşlukları vardır. Havanın barometrik basıncı düştüğünde, sinus içindeki hava genişler ve burun boşluğuna açılan küçük kanallarla fazla miktarı boşaltılır. Eğer kanallarda soğuk algınlığı gibi bir nedenle tıkanıklık varsa, sinus içindeki basınç ağrı oluşturacak kadar artacak ve baş ağrısı veya migreni tetikleyebilecektir. Aynı şekilde barometrik basınç değişiklikleri, sıvı dolu vücut boşluklarını da etkileyebilmektedir.

“Hastalık rüzgarı”na dikkat!

Hastalık rüzgarı diye adlandırılan rüzgar, bazı insanlarda migreni ve başağrısını başlatabilmektedir. Uğuldayan rüzgar ve bu rüzgarda tıkırdayan pencereler sinirleri ayaklandırabilir. Ilık, sıcak ve çok kuru dağ ve çöl rüzgarları, ağız ve burun boşluğundaki ıslak yüzeyleri kurutur, hava yollarını uyarır. Ve böylece başağrısı ve migren tetiklenebilir.

Baş ağrısından korunmak için

Baş ağrılarını kısmen de olsa kontrol altına almak için; uyku düzenine, sağlıklı beslenmeye, stresten uzak kalmaya, egzersiz yapmaya, alkol ve sigaradan uzak durmaya dikkat edilmelidir. Ayrıca ağrıyı oluşturan tetikleyici faktör tesbit edilebiliyorsa bunlara maruz kalmamak gerekir. Örneğin ıslak saç ağrı nedeni oluyorsa, banyo sonrası saçı kurutma makinesi ile iyice kurutmak gerekir. Hava şartlarını değiştirmek mümkün değildir; fakat olmsuz etkileri azaltılmaya çalışılabilir. Ortamın ısısını ve nemi ayarlamak, rüzgara maruz kalmamaya çalışmak önemlidir.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız