Ertaç ÖNAL
Bugün 8 Mayıs.. Mayıs'ın ikinci Pazar günü, Anneler günü.
Ne yücedir annelik duygusu, ne asildir.
Dünya kurulduğundan beri hiç bozulmayan, erozyona uğramayan tek duygu değil midir annelik duygusu?
Sadece insanoğluna özgü değildir bu duygu, tüm canlılarda var olan asil bir duygudur annelik.
Siz hiç sokağınızın bir kuytu köşesinde yavrulayan kedi görüp yaklaştınız mı? Yakınına gelenlerin; yavrularına zarar vermeye mi, yoksa sevgi ve merakla mı geldiğini anlamaya çalışırken gözleri fal taşı gibi açılarak korku ve endişe dolu bakışlarını fark ettiniz mi? Ya da, adeta nolur yavrularıma zarar vermeyin dercesine yalvarır bir ses tonuyla miyavlamasını duydunuz mu? Oysa yavruları olmasa siz yaklaşınca riske girmeyip kaçıp gidecektir O.
Bebeğini yüzüne konan sinekten bile sakınan bir anneden ne farkı var anne kedinin?
Bir su birikintisinden civcivlerine su içmeyi öğretirken gagasına aldığı suyu başını yukarı kaldırıp içer gibi yaparak yan gözle civcivlerine bakan ve aynı hareketi yapmalarını istediği civcivlerine gurk gurk diye sesler çıkaran öğretmen anne tavuğu izlediniz mi?
Bebeğini elinden tutarak yürümeyi öğretmeye çalışan öğretmen anneden ne farkı var anne tavuğun?
Ya kendi karnı açken bile ağzına, gagasına aldığı bir yiyeceği uçarak, koşarak yavrusuna götüren canlıların telaşını fark ettiniz mi hiç?
Bebeğini özenle beslemeye çalışan bir anneden ne farkı vardır bu canlıların.
Discovery kanaldan izleme fırsatı bulduğumuz vahşi yaşamdaki anne mahlûkatın yavrularına gösterdiği özeni, verdiği eğitimi hayret ve merakla izlemiyor muyuz?
Daha yüzlerce örnek vermek mümkün, tüm canlılardaki annelik duyusunun yüceliğini anlatan.
Mutasavvıfların, "Yaratılanların en azizi" olarak tanımladığı insanoğlu, annelik duygusuna gereken özeni, saygıyı gösterebiliyor mu acaba? Kim buna ağzını doldurarak Evet diyebilir?
Ülkemizdeki Kürt kökenli bir annenin annelik duygusu ile Türkmen, Çerkez, Laz, Boşnak annelerin annelik duygusu farklı mıdır?
Bir annenin, teröre kurban verdiği evladının acısının şiddetini tanımlayabilmek mümkün müdür?
Peki, egemen güçler, dış mihraklar istedi diye, bin yıllık kardeşliği bozmaya yönelik bu acımasız kıyım niye?
Kürt kökenli vatandaşlarımızın diğer etnik kökenli vatandaşlarımızdan ne farkı var? Bu güne kadar böyle bir ayırım yapılmış mıdır? Misak- Milli sınırları içindeki bu ülke hepimizin değil mi?
Dünyanın hâkimi olmaya çalışan ABD belirgin bir milliyete mi sahiptir? Üstelik ciddi bir tarihi geçmişi de yoktur. Ama gücünü birlik ve beraberlikten almaktadır.
Asırlardır böl, parçala yönet taktiği ile nifak tohumları aşılanarak parçalanan nice imparatorluklar yok mu? Tarihten de mi ders almayız hiç?
Malumdur ki tarih tekerrürden, biraz da tefekkürden ibarettir sözüne.
Geçmişten adam hisse kaparmış
Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?
mısralarıyla cevap veren Mehmet Akif haksız mıdır?
İbret almak için ille de bir bedel mi ödemeliyiz? Ama en büyük bedeli anneler ödemektedir.
Yazık değil mi annelerin sel gibi akan gözyaşlarına.
Bitsin terör, dinsin artık annelerin gözyaşları.
Anneler ağlamasın..
Tüm annelerin Anneler Günü kutlu olsun..