SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Araştırma Merkezi Kurulabilir"

0
Güncellendi - 2015-12-27 15:27:39
A- A+ PAYLAŞ

Malatya Belediyesi tarafından bu yıl 3’üncüsü organize edilen ve 2 Kasım Cuma günü başlayan III. Uluslar arası Malatyalı Niyazi-i Mısri Sempozyumu, Cumartesi günü yapılan 4 oturumla sona erdi.

Toplamda 1 konferans ve 6 oturumun yapıldığı sempozyumun sonunda Prof.Dr. Süleyman Uludağ, Doç.Dr. Mustafa Arslan ve Doç.Dr. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Tatcı tarafından, sempozyum tüm yönleri ile değerlendirildi.

Yurt içi ve yurt dışından birçok akademisyenin katıldığı, vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği sempozyum kapsamındaki oturumlar 2 ayrı salonda gerçekleştirildi.

Sempozyumun 2. günü olan 3 Kasım Cumartesi günü gerçekleştirilen programların özeti ise şöyle:

III. Oturum:

Sempozyumun ikinci günü III. Oturumla başladı. Oturum başkanlığını Uşak Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Sayın Dalkıran’ın yaptığı oturumda, Doç.Dr. Mustafa Arslan “Nur-ı Muhammedi Nazariyesinin Mısri’nin Hz. Peygamber tasavvuruna etkisi”, Yrd.Doç.Dr. Mustafa Tatcı “Mısri’nin Limni günleri” ve Dr. Bülent Keneş tarafından da “Mısri’de muhalefet kültürü üzerine” konuları dinleyicilere ayrıntılı bir şekilde anlatıldı.

IV. Oturum:

Oturum başkanlığını İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Hasan Kavruk’un yaptığı IV. Oturumda; Prof.Dr. Mehmet Akkuş “Hüseyin Vassaf Beye göre Mısri”, Muhammed Bakır Mutlu “Yaşayan Niyazi-i Mısri”, Prof.Dr. Heatth Lowry “Mısri asitanesi”, Doç.Dr. Halil Çeçen de “Mısri’nin hatıraları” konularını işlediler.

V. Oturum:

V. oturumun başkanlığını İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Mustafa Arslan yaptı. Yapılan V. Oturum’da Prof.Dr. Hasan Kavruk “Mısri’nin Malatya günleri”, Doç.Dr. Seadet Shikhiyeva “Şeyh Bedreddin ve Mısri”, Dr. Muhammed Bedirhan da “Mısri’nin şiirlerinde vahdet-i vücut anlayışı” konularını anlattılar.

VI. Oturum:

Sempozyumun son oturum başkanlığını ise İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Saffet Sancaklı yaptı. Bu oturumda Doç.Dr. Güray Kırpık “Arşiv kaynaklarına göre sürgünleri ve nedenleri”, Prof.Dr. Ahmet Hakkı Turabi de “Türk din musikisinde Mısri’nin yeri ve önemi” konularına değindiler.

III. Uluslar arası Malatyalı Niyazi Mısri Sempozyumu’nda konuşmacılara Düzenleme Kurulu tarafından katılım belgesi ile kristal kayısı plaketi verildi.

2-3 Kasım tarihleri arasında düzenlenen ve açılış konferansı ile altı oturumun yapıldığı sempozyumun sonunda Yrd. Doç. Dr. Mustafa Tatcı, Doç. Dr. Mustafa Arslan, Prof. Dr. Süleyman Uludağ tarafından sempozyum ile ilgili genel bir değerlendirme yapıldı.

Yrd.Doç.Dr. Tatcı: “Malatya, mutlak bir Mısri Kitaplığı kurarak, eserlerini yayınlamalıdır.”

Değerlendirme toplantısı sırasında Yrd. Doç. Dr. Mustafa Tatcı, Niyazi-i Mısri’nin Malatya’da doğduğunu; Mısır, Elmalı, Bursa ve Limni’de yaşadığını kaydederek, “Mısri, 350 senelik Halveti geleneği içinde yetişmiş biridir. Mısri’yi anlamak için o geleneği okumak, yaşadığı yerleri ihmal etmemek gerekir. Oralarda da etkinlikler yapılabilir” dedi.

Malatya’dan UNESCO’ya 2014 yılının Niyazi-i Mısri Yılı ilan edilmesi için teklif götürülmesini öneren Tatcı, “Ayrıca, uluslar arası bir beste yarışması ve ulusal bir roman yarışması düzenlenebilir. Niyazi-i Mısri mektebi, Yunus Emre mektebi içinden çıkmış bir mekteptir. Malatya, mutlak bir Mısri Kitaplığı kurarak, eserlerini yayınlamalıdır” dedi.

Doç.Dr. Arslan: Sempozyum büyük ilgi gördü.”

Doç. Dr. Mustafa Arslan ise katılımcılara teşekkür ederek sempozyuma büyük bir ilginin olduğunu kaydetti. Niyazi-i Mısri’nin Malatya’da anılmasının hayırlara vesile olduğunu belirten Arslan, “Sempozyum, hem Malatya’nın ilgisini gördü, hem de Mısri’nin düşüncelerini tanıtmaya vesile oldu” dedi.

III. Uluslar arası Niyazi Mısri Sempozyumu’nda daha çok Mısri’nin ‘muhalif’ kimliğinin üzerinde durulduğunu gördüğünü ifade eden Arslan, “İleriki sempozyumların daha spesifik daha özel konularda yapılması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca araştırmacılara sunulacak bir Mısri Kitaplığı’nın oluşturulması güzel olur diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Prof.Dr. Uludağ: “Misri’nin Limni’deki kabri bulunarak üzerine bir türbe yapılabilir.”

Prof. Dr. Süleyman Uludağ da yaptığı değerlendirmede, “Son zamanlarda kendi değerlerimizin gündeme getirilerek halkımıza tanıtılması faaliyetleri Türkiye’nin her yerinde var. Malatya’da bunun daha iyi olduğunu görüyorum. Mısri ile ilgili kitaplar temin edilerek internete de konulmalıdır. İngilizce ve Arapça dillerinde de kısa kısa Mısri’yi tanıtıcı broşürler internete aktarılmalıdır” dedi.

Sempozyumda Mısri’nin muhalif kimliğinin üzerinde durulmasının önemli olduğunu kaydeden Uludağ, “Mısri’nin mezarının getirilmesi konusunda Mustafa Tatcı hocamdan farklı düşünüyorum. Mısri, Osmanlı idaresinin dışına sürülmedi. Sadece bir emniyet tedbiri alma kabilinde bir uygulamaya tabi tutuldu. Limni’de vefat etti, orada defnedildi” diye konuştu.

Alim ve Evliyaların vefat ettikleri yerde defnedildiğini aktaran Uludağ, “Mısri’nin şimdiki Yunanistan sınırlarında bulunması, Türkiye ile Yunanistan arasında iyi ilişkiler kurulmasına da vesile olabilir. Limni’de kabri bulunarak üzerine bir türbe yapılabilir. Ancak Malatya’da makamları oluşturulabilir ve Niyazi-i Mısri Araştırma Merkezi kurulabilir. Bunun daha faydalı olacağını ve geleneğimize daha uygun olacağını düşünüyorum” açıklamasında bulundu.

Prof.Dr. Uludağ, sempozyumu düzenlediği için Malatya Belediyesi’ne de teşekkür etti.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız