SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Arguvan Türkü Demektir"

0
Güncellendi - 2015-12-27 21:40:04
A- A+ PAYLAŞ

Kültür ve Turizm Bakanlığı, İnönü üniversitesi, Arguvan Kaymakamlığı ve Ankara Arguvanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından birlikte organize edilen Arguvan Halk Kültürü konulu 4. Ulusal Arguvan Sempozyumu gerçekleştirildi.

İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Konser Salonu’nda gerçekleşen 4. Ulusal Arguvan Sempozyumu’nun açılış törenine İnönü Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. İsmail Özdemir, Arguvan Kaymakamı Zafer Oktay, Arguvan Belediye Başkanı Mehmet Kızıldaş, Ankara Arguvanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Asım Aydoğdu ile birlikte İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yöneticileri ile birlikte öğretim üyeleri, davetliler ve öğrenciler katıldılar.

“ZENGİN BİR GEÇMİŞ VAR”

Sempozyumun açılışında konuşan İnönü Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. İsmail Özdemir,  “Ülkemiz tarihin derinliklerinden süzülerek gelen ve çeşitli kültürlerin harman olduğu, zengin bir geçmişe sahiptir. Coğrafi konumu gereği Ortadoğu, Akdeniz, Doğu-Batı ve İslam kültürlerinin orijininde yer alan güzel Anadolu’muz, binlerce yıllık geçmişi ve tarihinde var olan birçok farklı kültürün etkisiyle nadir görülen bir kültürel zenginliğe sahiptir. Bu zenginlik, müzik kültürümüze de aksetmiştir. Ülkemizin müzik kültürünün ayrılmaz parçası olan Arguvan Türküleri de bundan kendine düşen payı almıştır. Kültürüyle, yaşam biçimiyle, inanç ve değerleriyle oldukça özel bir konumda olan Arguvan ilçemizin türküleri ve deyişleri adeta Türk Halk Müziğini besleyen ulu bir pınar, bir çağlayan; sıla hasreti çekenlere memleket, âşıklara yaren, dertlilere derman, yokluk çekenlere servet olmuştur” dedi.

“TÜRKÜ KÜLTÜRÜ KORUNMALI”

Arguvan Türkü kültürünün korunması gerektiğini söyleyen  Prof. Dr. Özdemir, “Müziğin yaşamla özdeşleştiği Arguvan'da ezgiler büyük ozanlardan beslenmiş, birçok ozan da Arguvan deyişlerini özümsemiş, onlara kendi yaşamını da katarak kendi süzgecinden geçirmiştir. Çok sayıda halk ozanı yetiştiren Arguvan, geleneğini sürdürerek sonraki kuşaklara türkü mirasını gittikçe zenginleştirerek aktarmıştır. Bu aktarımın devam edebilmesi için, Arguvan türkülerinin ve deyişlerinin orijinalliği bozulmadan, Arguvan ağzıyla, yöresel çalgılardan ve yörede yetişmiş sanatçılardan yararlanılarak kayıt altına alınması gerekmektedir. Arguvan türkü kültürünün korunması ve gelişmesi için ozanlarımızın ve mahalli sanatçılarımızın desteklenmesi, Arguvan ve Arguvan türküleri üzerine yapılacak araştırmaların özendirilmesi, kültürel ve turistik açıdan Arguvan’ın gelişmesi için gerekli tanıtım ve altyapı faaliyetlerinin icrasında; üniversitemize, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ve müzik severlere büyük görevler düşmektedir. Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Cemil Çelik’in desteğiyle; Üniversitemiz, kültür ve sanat etkinliklerinin yerelden evrensele doğru ilerlemesi anlayışıyla Arguvan kültürünün kaybolmaması ve gelecek nesillere aktarılması hususunda büyük bir sorumluluk üstlenmiştir. Bu bağlamda bugün altıncısını gerçekleştireceğimiz Arguvan Türkü Günleri bunun en somut örneğidir” ifadelerini kaydetti.

“KÜLTÜREL ZENGİNLİĞİN ÖNEMLİ BİR AYAĞI”

Türkülerin Arguvan kültüründe önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden  Arguvan Kaymakamı Zafer Oktay ise, “İlçemiz Arguvan, Türkiye'de önemli bir yere sahip kültür yörelerinden biridir. Gerek aşıklık geleneği, gerekse müziği açısından oldukça zengin bir derinliğe ve birikime sahip olan ve Anadolu’nun coğrafi anlamda küçük bölgesi olan Arguvan ilçesinin, ulusal ve uluslararası arenada büyük bir yere sahip olmasının sebebi; sevgi ve hoşgörünün yalın bir biçimde müzik yoluyla insanlara aktarılmasından geçmektedir. İlçemizin kültürel zenginliğinin önemli bir ayağı olan Arguvan türküleri; ulusal müziğimizin önemli bir dokusunu oluşturmaktadır. Geçtiğimiz yıl Mart ayında; "Sözlü Gelenekler ve Anlatımlar/Gösteri Sanatları” alanında, Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından, Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanterine katılan Arguvan türkülerimiz kültürün kuşaktan kuşağa aktarılmasında önemli bir görev üstlenmiştir. Bu anlamda, türkülerimizin ve yöremizin ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtımını sağlamak amacıyla, her yıl gerçekleştirdiğimiz Uluslararası Türkü Festivali ile ilçemize ekonomik, sosyal ve kültürel bakımdan büyük katkı sağlanmaktadır. Diğer önemli bir çalışma da; yine Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından planlanan ve oluşturulan komisyon marifetiyle; “2013 Yılı Planlı Halk Kültürü Alan Çalışmaları" kapsamında ilçemizde halk kültürü çalışmaları tamamlanarak, bugün de sonuçlarını tartışacağımız, halk kültürü alanında ortaya çıkan bilgi ve belgeler, Kültür ve Turizm Bakanlığı arşivlerine kaydedilerek, bilimsel bir veri tabanı oluşturulmuştur” dedi.

Kaymakam Oktay, “ilçemizin bir diğer zenginliği de; Arguvan yöresinde ve yakın çevresinde bulunan türbeler ve mezarlar yöre halkının manevi dünyalarının başlıca inanç odaklarıdır. Bu bakımdan Arguvan yöresi ve yakın çevresi inanç turizmi bakımından önemli bir potansiyele sahiptir” ifadelerini kaydetti.

TÜRKÜ FESTİVALİ 2-3 AĞUSTOS’TA 

Bu yıl Türkü Festivali’nin 2-3 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşeceğini açıklayan Arguvan Belediye Başkanı Mehmet Kızıldaş ise, “Arguvanlılar en güzel sevda şiirlerini, en güzel hasret türkülerini söylemişlerdir, ayrılık türkülerini söylemişlerdir. Bu nedenle de her yöreden, her bölgeden insan Arguvan türkülerini severek ve keyifle söyler. Arguvan kurumları Arguvan türküleri adına çok güzel etkinlikler düzenlediler. Bunlardan birisi bugünkü 4. Ulusal Arguvan Sempozyumu ve 6. Arguvan Türkü Günleridir. Bu hafta sonu 27 Nisan’da Arguvan Vakfı tarafından İstanbul’da 14. Arguvan Türküleri Ses Yarışması İstanbul Yeditepe Üniversitesi’nde yapılacaktır. Arguvan Türkü Festivali ise 2-3 Ağustos günlerinde Arguvan’da düzenlenecektir” dedi.

“ARGUVAN’I TANIMAK TÜRKİYE’Yİ TANIMAK ADINA BÜYÜK BİR BAŞLANGIÇ ADIMIDIR”

Ankara Arguvanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Asım Aydoğdu ise açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Arguvanlılar da Anadolu’da yaşayan diğer insanlar gibi birçok nedenden ötürü, memleketlerini terk etmek ve gurbete gitmek zorunda kalmışlardır. Ancak, Arguvanlıları diğer insanlardan ayıran önemli bir fark vardır. Arguvanlı, dünyanın neresine gurbete giderse gitsin; aklının bir parçası sılada, Arguvan’da kalan insandır. Arguvanlı, gurbette olduğu her an sılasını düşünen ve bir gün oraya dönmenin hayaliyle yaşayan kişidir. Arguvanlı bilir ki “Yolcunun son durağı, yola çıktığı yerdir”. Çünkü bir Arguvanlı için; “fiziksel doyum” ne kadar önemliyse “ruhsal doyum” da bir o kadar önemlidir. Ve ruhunu doyuran tek şey “sıla”sıdır. İşte bu nedenle Arguvan’ı, Arguvan kültürünü ve Arguvanlıyı daha yakından tanımak gerekmektedir. Çünkü aslında Arguvan bir semboldür ve bir kültür mirasının ortak adıdır. Kültürlerin sınırları olmadığı için; onlar bir bölgenin adıyla anılsa dahi çok daha geniş bir coğrafyanın ortak mirasıdır. Bu yüzden, Arguvan’ı tanımak Türkiye’yi tanımak adına büyük bir başlangıç adımıdır. Biz de daha önce üç kez Ankara’da düzenlediğimiz Sempozyumlardan sonra; bugün burada, 4.’sünü düzenlediğimiz Ulusal Arguvan Sempozyumu ile Arguvan’ı tanımak adına bir adım daha atacağız. Dahası gelecek kuşaklara bu bilgi şöleni dahilindeki konulan sözlü olarak değil, yazılı olarak aktaracağız” ifadelerini kaydetti.

“HAYATIN KENDİSİNİ ANLATIYOR”

Aydoğdu şunları söyledi: “Bugün ayrıca dışarıdan bakan sıradan bir gözün göremeyeceği bir kültürün en kıymetli meyvesi olan Arguvan türkülerinin özünden de doya doya içmek için buradayız. Çünkü Arguvan, türkü demektir. Çünkü Arguvan, dünyanın neresinde olursa olsun bir Arguvan türküsü dinlediğinde duygulanan insanların memleketidir. Arguvan, uzun yıllar gitmediği memleketini bir Arguvan türküsü ile gözünde canlandırabilen, dağlarının kokusunu duyabilen, yaylalarının rüzgârını hissedebilenlerin memleketidir. Arguvan, gitmek zorunda olduğu gurbet ellerinde bir türkü süresince yuvasına gidip gelebilen insanların memleketidir. İşte biz de hep beraber türkülerimizi söyleyeceğiz. Hayatın ta kendisini anlatan; gurbette ruhumuzu doyuran; bize ayna tutan; hayallerimizi, umutlarımızı, hayal kırıklıklarımızı, gurbetimizi anlatan ve bizi bir arada tutan en güçlü bağ olan Arguvan türkülerini söyleyeceğiz.”

ŞİİR YARIŞMASI SONUÇLANDI 

Törende 3. Ulusal Arguvan Sempozyumu kapsamında düzenlenen Arguvan konulu şiir yarışmasına 19 kişinin katıldığı ve bunlardan birinciliği Ümit Çalışıçı’nın, ikinciliği Musa Aslantaş’ın ve üçüncülüğü ise Murat Eren’in aldığı açıklanarak, ödülleri verildi. Yarışmada ikinci ve üçüncü olanlar törende hazır bulunarak şiirlerini katılımcılara okudular. 

Sempozyum öncesinde Arguvan yöresine özgü Semah gösterisi yapıldı.

“YÜKLÜ BİR AĞIT VE HALK TÜRKÜLERİ BİRİKİMİ”

Açılış töreni sonrasında sempozyuma geçildi. Prof. Dr. Turan Sağer başkanlığındaki sempozyumda Folklor Araştırmacısı Hakan Sinan Mete, Öğretim Üyesi Doç. Dr. Banu M. Dönmez ve Uzman Antropolog Hüseyin Şahin konuşmacı olarak katıldılar. 

Sempozyumda konuşan Malatya Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’nde görevli Uzman Antropolog Hüseyin Şahin, “Ağıtların bir biri ardına söylendiği “Ölüye ağlama” törenlerini sadece kadınlar düzenler ve yürütürler. Bunlar ölünün anası, bacısı, yakın akrabaları, komşularıdır. Ağlama töreni ya ölünün başında ya mezarında ya da Arguvan yöresindeki söylenişiyle “Esvap (Çamaşır) dökme" denilen, ölünün birkaç parça çamaşır, yılın bazı zamanlarında (Yedisi, kırkı, ilk bayramı gibi) ortaya çıkartılarak yapılmaktadır. Arguvan yöresinde ölü başında ağlamada ağıtları ya köylerde “Ağıtçı kadınlar" ya da “iyi türkü çığıran" kadınlar yakarlar. Ağıtlara o şuada orada bulunan ve törene iştirak eden kadınlar katılırlar. Odaya her yeni gelen kadın ölünün en yakını sayılan kadının boynuna ağlayarak sarılır, ölüye çok yakın olanlar acılarım belirtmek için saçlarını-başlarını yolar, bazen tırnaklarıyla yanaklarım tırmalarlar. Ağıt töreninde, kadınların başı alınlarından bir bezle genelde bağlıdır. Bu alın bağlama biçimi yasa gelen kadınlar için de geçerlidir. Alnına bağlanan “Dolak-Yazma" beyaz ya da siyah renkli olmakta ve bu yasın simgesi olarak gözükmektedir. Arguvan çevresine söylenen ağıtlar da ölünün vücutça, huyca övünülecek tarafları bir bir sayılır. Onun yiğitliği, güzelliği, boyu, endamı övülür. Yöre ağıtları ortak bir karakteristik gösterirler. Bunda yöredeki ölü ve ölüm, gurbetlik anlayışının ilgili gelenek ve törelerin benzer olması etkili olmuştur. Yüklü bir ağıt ve halk türküleri birikiminin var olduğu Arguvan ve köylerinde, derlenen ağıtların çevre içerisinde birbirleriyle olan benzerlik ve aynılık derecelerinin neler olup olmadığını da çalışmamızın sonunda belirtmeye çalıştık” şeklindeki ifadeleri aktardı. 

“ARGUVAN AĞZI”, "ARGUVAN MAKAMI", “ARGUVAN HAVASI” 

İzmir Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’nde görevli Folklor Araştırmacısı Hakan Sinan Mete ise şunları söyledi; “Arguvan Türkçesi, Türkçenin Oğuz gurubunda yer almaktadır. Arguvan'da kullanılan Türkçeye en yakını Gagauz Türkçesidir. Her dil gibi ilişkiye girdiği dillerden etkilenmiştir. Osmanlı döneminde Arapça ve Farsça’dan, son yıllarda ise Avrupa dillerinden kelimeler almıştır. Ancak dilin temel yapısı bozulmamıştır. Arguvan, Türkçeler içinde belki de başka dillerden en az etkilenen bölgeyi oluşturmaktadır. Arguvan ezgileri, halk müziği literatüründe “Arguvan Ağzı”, "Arguvan Makamı", “Arguvan Havası” olarak geçer. Bir görüşe göre Arguvan türkülerinin çıkış kaynağı olarak Dolaylı Mahallesi (Halpuz) gösterilse de,  genel anlamıyla Arguvan ilçesi ve köylerinden doğup çevre il ve ilçelere yayıldığı söylenebilir. Günümüzde Elazığ (Şeyh Hasan), Malatya; (Atabey) Yazıhan ilçesi, (Karaca, Fethiye), Hekimhan ilçesi (Ballıkaya, Başkavak, İğdir, Hasançelebi, Hacılar) köylerinde Arguvan ağzının etkisi görülmektedir. Ağız, halk müziğimizde yöresel konuşma farklılıklarını karşılar. Okuyuş tavrı, üslup ve tarz yörelerin ayırt edici özelliğini oluşturur. Edebiyat alanında “diyalekt” olarak adlandırılan bu duruma halk müziğinde ağız (Azeri ağzı, Arguvan ağzı, Rumeli ağzı. Barak ağzı, Karadeniz ağzı vb.) adı verilmektedir.”

HABER-FOTO: Burhan KARADUMAN, yenimalatya.com.tr

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız