SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Arkadaşı Gibi Doktora Sordu'

0
Güncellendi - 2015-12-28 01:40:49
A- A+ PAYLAŞ

Malatya’da geçtiğimiz 8 Eylül 2014 gecesi müzisyen Aziz Adaş’ın öldürüldüğü  olayda, katil zanlısının verdiği ifade ile tanıkların verdiği ifadeler, olayla ilgili ilginç ayrıntılar içeriyor. Cinayetten sonra, katil zanlısının kız arkadaşını Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne göndererek, şahsın ölüp ölmediğini kontrol ettirdiği de iddia ediliyor.

DÜĞÜNE GELMİŞTİ…ÖLDÜRÜLDÜ

Olay, Malatya merkez 8 Eylül 2014 günü Paşaköşkü’nden TOKİ’ye çıkan yol üzerinde Derme Sulama Kanalı’nın üzerindeki köprünün bulunduğu mevkide meydana gelmişti. Aziz Adaş, yönetimindeki 06 KB 507 plakalı otomobil, otomobilin içine yakın mesafeden tabanca ile ateş açılmış ve yaralanan Adaş’ın kullandığı otomobil köprü korkuluklarına çarparak Derme Sulama Kanalı’na uçmuştu. Adaş, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Uzun bir süreden beri İzmir’de yaşayan ve bu kentte tavernalarda sahne alan Adaş, kısa bir süre önce Malatya’ya gelmiş ve yeğeni olan polis memurunun düğününe katılmıştı. Cinayetin katil zanlısı olarak Fatih Mehmet  F. (38)  olaydan 4 gün sonra yakalanarak tutuklanmıştı. Adaş’ın düğüne gelmeden önce en son 1 yıl önce Malatya’ya geldiği, Malatya’ya geldikten 1 gün sonra ise Gaziantep’e giderek akrabası olan doktora anjiyo olduğu belirtildi. Katil zanlısının ise olaydan 40 gün önce Antalya’dan araç kiralayarak Malatya’ya geldiği ve aracı başkasının adına kiraladığı belirlendi. Yine tabancadan çıkan mermilerden biri otopside Aziz Adaş’ın vücudundan çıkarken, bir çekirdeğin ise Adaş’ın aracının göğüs kısmında bulunduğu kaydedildi.

Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlayan cinayet davası dosyasında tanık ve katil zanlısının ifadeleri bir biri ile çelişiyor.

ÖNCE BAŞKA BİR ARACA KURŞUNLAMIŞ..

Katil zanlısı Fatih Mehmet F., dosyaya yansıyan ifadesinde, olay günü gece Cezmi Kartay Caddesi üzerinde yanında bulunan bir birahaneye giderek burada alkol aldıklarını söyleyerek, “Birahaneye yanımda T.Ş. ile birlikte gittik. Birahaneye sürekli gelmesi nedeniyle tanıdığım M.A. adlı şahısta vardı. Şarkı söyleyen bayan M.A.’nın masasındaydı. Ben garson aracılığı ile şarkı talebinde bulundum. Bu talebim üzerine M.A., bana doğru sert bir bakış attı ve dudak hareketlerinden anlayabildiğim kadarıyla  bana hakarette bulundu. Birahaneden çıktıktan sonra M.A.’yi araç ile takip ettim. Şeker Sokağa geldiğimizde ben M.A.’dan aracı kenara çekmesini söyledim. M.A. aracı durdurunca tabanca ile ön torpido altına doğru korkutmak amacıyla 1 el ateş açtım. M.A.’nın kafasına silahın kabzası ile vurduktan sonra  acele bir şekilde kaçtım. Meydana gelen bu olayı araçta bulunan T.Ş. görmedi. Daha sonra aracıma binerek olayın meydana geldiği evimizin bulunduğu yöne doğru gittim” dedi.

TETİĞİ KİM ÇEKTİ BİLMİYORUM…

Cinayet anı ile ilgili olarak ise katil zanlısı Fatih Mehmet F., “Köprüyü geçtikten sonra (Kanalın üzerindeki köprü) evimizin alt kısmında bulunan bize ait arsaya aracı park etmek istedim. Ancak bir kısmında  park edilmiş araçlar bulunup  diğer park edilecek kısma geçmek istediğimden yolu kapatır şekilde aracın önü, ölen şahsın bulunduğu eve doğru bakar şekilde aracın park etmiş durumda olduğunu, bir şahsın aracın dışında telefonla yüksek sesle konuştuğunu gördüm. Önce araçtan inmeden selektörle şahsın aracını yoldan çekmesini istedim. Şahıs selektöre kayıtsız kalınca bulunduğum aracın camını açarak yüksek sesle aracı yoldan çekmesini istedim. Şahıs bu talebimi de el işaretleri ile kale almadığını belirtir şekilde davrandı. Bunun üzerine ben araçtan  indim. Bir önceki olayda kullandığım silahı da yanıma aldım, araçtan indim. Ben araçtan inince şahıs benim üzerime doğru geldi. Şahsa burada ne yaptığını,  aracını çekmesini, aracımı arsama park edeceğimi söyledim. Burada oturduğunu söyledi. Şahıs bir taraftan benimle konuşurken, bir taraftan da bir bayanla telefonla konuşuyordu.  Bu esnada şahıs benim üzerime gelince ben silahı şahsa karşı doğru gösterdim. Bunun üzerine şahıs telefondaki şahıs ile konuşmayı sonlandırıp aracına doğru gidip bindi, aracı çalıştırdı. Bu esnada ben şahsın yanına giderek bulunulan bölgenin benim arsam olduğunu, bazen kendimin geç geldiğini ve arabayı oraya park ettiğimi söylemek amaçlı olarak şahsın bulunduğu araca doğru yöneldim. Bu esnada silah benim sağ elimdeydi. Ancak silahı şahsa doğrultmamıştım. Silah yere doğruydu. Şahsın bulunduğu araca doğru başımı eğdiğimde, şahıs kollarını ve vücudunun üst kısmını bulunduğu aracın camından dışarıya doğru çıkartarak elimdeki silahı tuttu, silahı almaya çalıştı, bu esnada silahın yönü bana doğru döndü. Bunun üzerine ben elimi tetikten çektim, diğer elimle silahın ucundan tuttum, amacım silahı alıp olay yerinden ayrılmaktı, ancak bu itişme esnasında silah bir kez ateş aldı, tetiği kimin çektiğini bilmiyorum. Bu olay esnasında ben aracın hareket ederek kanala doğru uçtuğunu gördüm. Olay esnada yanımda bulunan T.Ş., aracın içindeydi. Araca binerek yaklaşık 300-400 metre uzaklıkta T.Ş, araçta indi, bende arabayı da o alana park ettim. Silahı da o bölgeye attım” 

“ELİNDE SİLAH BULUNAN ŞAHIS 2 EL ATEŞ ETTİ”

Olay esnasında ölen Aziz Adaş’ın bulunduğu otomobilin içinde bulunan ve otomobil ile birlikte kanala uçan Aziz Adaş’ın yeğeni E.C. ise, “Olaydan önce bulunduğumuz eve misafirliğe gelen teyzemi dayım Aziz Adaş iye birlikte Zafer mahallesindeki evine bıraktık. Teyzemi bıraktıktan sonra hemen geri döndük ve seyir halinde iken her hangi olumsuz bir durum olmadı. Su kanalının üzerindeki köprünün bitiminde sağ tarafa arabayı çektik ve dayım Aziz Adaş, bir bayanla telefonla konuştu ve araçtan dışarı çıktı. Ben araçta dayımı bekledim. Yaklaşık 1-2 dakika sonra dışarıdan, ‘Burası sizin yeriniz değil, buradan gidin” diye bir ses duydum. Dayımda ‘Burası bizim evimiz biz 40 yıldır burada oturuyoruz” dedi. Ancak ben şahsın eşgalini görmedim. Bu esnada adayımın arabaya doğru geldiğini ve arkasından eşgalini alamadığım bir şahsın elinde silah bulunduğunu ve tam aracımızın arkasında bir aracın park halinde olduğunu gördüm.  Dayım arabaya binmek istediği esnada bana, ‘Oğlum hemen kontağı çevir’ dedi ve ben elimi kontağa attım. Ancak dayım hemen arabaya binerek kontağı çevirdi. Tam hareket edeceğimiz esnada dayımın bulunduğu şoför koltuğunun yanındaki camdan elinde silah bulunan şahıs 2 el ateş etti. Şahıs ateş ettikten sonra bizim içinde bulunmuş olduğumuz araç hareket ederek kanala düştü. Daha sora bizim aracı kanaldan çıkardılar ve dayımın silahla yaralanmış olduğunu, kaldırıldığı hastanede öldüğünü öğrendim” ifadelerini kaydetti.

“SOL ELİNİ ARACIN ÜZERİNE KOYDU, 2 EL ATEŞ AÇTI”

Tanık olarak ifade veren K.K. ise verdiği ifadesinde, “Evin balkonun da istirahat halindeydim. Bir şahsın elinde silah olduğu halde gittiğini, sol elini aracın üzerine koyarak sağ elinde bulunan silahla aracın sol tarafına doğru iki el ateş ettiğini gördüm. Ateş eden şahıs ateş ettikten sonra kendi aracına doğru ilerlerken, yaklaşık 10-15 saniye içerisinde ateş edilen araç hareket edilerek kanala doğru uçtu. Ben bunun üzerine 155’i aradım, ulaşamayınca 0422 155 155 0 numaralı hattı aradım. Buraya olayı bildirdim. Bildirdiğim saat  00.17’dir. Muhatap kişi bana kanala bir aracın uçtuğundan bilgileri olduğunu söyledi. Bende şahsa kanala uçmadan evvel araca iki el ateş edildiğini söyledim. Ben gördüğümde taraflar arasında herhangi bir boğuşma veya kavgalaşma yoktu. 2 el silah sıkıldıktan sonra, silahı sıkan şahıs koşarak aracına gitti, aracına binip U dönüşü yaparak TOKİ istikametine doğru ilerledi” dedi.

“ARACI ANİDEN FRENLEDİ, GİDİP 2 EL ATEŞ AÇTI”

Yaşanan silahlı olay ve cinayet esnasında katil zanlısının kullanmış olduğu aracın içinde bulunan T.Ş. ise katil zanlısı ile olaydan 10 gün önce tesadüfen tanıştıklarını iddia ederek, “Olay günü saat 13.00 sularında Fatih Mehmet F., Saddam şeklinde hitap edilen şahıs ve ben Karagöz Köyünde TOKİ mevkiinde alkol aldık. Saat 15.30 gibi şehir merkezine geldik. Sonrasında tanıştığımız kahvehaneye davet ederek rakı içtik. Gece 22.00 gibi birahaneye giderek alkol aldık. Birahaneden çıktıktan sonra Fatih Mehmet F. araca bindi ve ben aracın arka kısmına geçerek yattım.  Ne kadar süre geçti bilmiyorum, silah sesi üzerine kendime geldiğimde Fatih Mehmet’in bir aracın yanında elinde silah olduğu halede bizim bulunduğumuz araca doğru geliyordu. Tam hatırlamamakla beraber yarım saat sonra aracın TOKİ yoluna saptığı aşamada kendime geldim.  Fatih Mehmet’e beni eve bırakmasını söyledim.  Kendisi de bana eve uğrayıp bir şey alarak çıkacağını ve beni evime bırakacağını söyledi. Fatih Mehmet evine yaklaştığımız durumda, aracı aniden frenledi.  Fatih Mehmet araçtan elinde silah olduğu halde indi. Ben mahallesi olduğu için tanıdığı bir kişi ile konuşacağını düşündüm. Park halindeki aracın yanına gitti, bu aşamada Fatih Mehmet’in bir kişiye, ‘Siz gene mi buradasınız’ şeklinde beyanda bulunduğunu, diğer kişinin de o mahallede oturduğunu ifade eder sözler söylediğini duydum. Bu kişinin kim olduğunu görmedim. Olay yerine dikkatlice baktığımda Mehmet Fatih’in elinde silah olduğu halde olay yerinde bulunan aracın şoför kapısının bulunduğu bölüme doğru elindeki silahla 2 el ateş ettiğini gördüm. Daha sonra Fatih Mehmet bulunduğumuz araca doğru geldi ve aracı hareket ettirdi. Bulunduğumuz araç hareket ettiğinde, silah sıkılan kişinin bulunduğu aracın da hareket ettiğini gördüm. Benim hatırladığım Fatih Mehmet’in bulunduğumuz aracı durdurup, elinde silah olduğu halde, diğer aracın bulunduğu yere gitmesi ve buradaki aracın şoför mahallinin kapısı açık olduğu halde bu bölüme yönelerek, kapı kapanacakken bir yada iki el ateş ettiğini hatırlıyorum. Yaklaşık 150 metre gittiğimizde aracı sağa çekerek beni indirdi. Kendisi bana meydana gelen olaylarla ilgili herhangi bir soruşturma olması halinde yaşananların kendisi tarafından gerçekleştirildiğini, bu konuda sıkıntı yaşamamamı, temizlenecek iki tane daha kişi olduğunu söyledi. Fatih Mehmet’in  kullandığı aracı Antalya’da kiraladığını söylemişti.  Ben Fatih Mehmet’in  üzerinde kendi fotoğrafı bulunan ancak başkasının kimlik bilgilerini içeren sürücü belgesini olduğunu görmüştüm. Kendisi bana hakkında bir kısım dosyalar bulunduğu için bu kimliği taşıdığını ifade etmişti” ifadelerini kaydetti.

2 AYRI EVDE GİZLENMİŞ

Katil zanlısı Fatih Mehmet F.’nin olaydan sonra aradığı arkadaşı H.K. ve Ö.İ. tarafından alınarak H.K.’nın gece evinde kaldığını, olaydan sonra bu arkadaşları ile olay yerine giderek silaha baktıklarını ancak silahı bulamadıklarını, ikinci geceyi arkadaşı B.K.’nin evinde geçirdiğini, polis ekiplerince yakalandığında üzerinde bulunan silahın ise olayda kullanılan silah olmadığını da söyledi.

MESAJ ATTIM, “KANALA ARABA UÇTU”

Olayın tanıklarından Ö.İ., “Olayın olduğu yerin karşısında parkta oturuyordum. 3-4 el silah sesi duydum. Ardından bir aracın kanalın içerisine düştüğünü, ikinci bir aracın ise hızla TOKİ istikametine doğru gittiğini gördüm. Kanala düşen aracın yanına gittim şahıs nefes alıp veriyordum. Koktuğum için müdahale edemedim, 112’yi bekledim.  112 ambulansı gelince olay yerinden ayrıldım. Paşaköşkü’ndeki düğün salonuna doğru yürürken H.K. adlı şahısın telefonuna ‘kanala araç uçtu’ diye mesaj attım. Oda beni düğün salonun önüne gelmesi söyledi. Düğün salonunun önünde H.K. ile buluştum. Sonra H.K.’ya bir telefon geldi. H.K. bana dönerek, ‘Fatih yaralanmış, onu almaya gideceğiz’ dedi. Ticari taksi ile Fatih Mehmet’i alarak H.K.nın evine gittik. Ben buradan ayrıldıktan sonra H.K. beni arayarak, ‘senin telefonunu bir bayana verdik, seni aradığında alıp buraya getir’ dedi.  Yine düğün salonunun önünde bekledik ve o bayan beni arayarak oraya geldi alıp H.K.’nin evine bıraktım. Bu bayanla beraber hastaneye giderek yaralının durumunu öğrenmemiz istendi. Bayanla beraber hastaneye giderek yaralı şahsın durumunu doktora yanımdaki bayan, yaralının arkadaşıymış gibi sordu, ağır yaralı olduğunu ve araştırma hastanesine sevk ettiklerini öğrendik. Olaydan 1 gün sonra gündüz Fatih Mehmet’i de alarak silahı attığı yere gittik, Fatih silahı attığı noktayı gösterdi, H.K. ise silahı alıp yok etmemizi söyledi. Fakat ben inip silahı almadım. Gece  silahın atıldığı yere  S. adlı arkadaşla birlikte gittik, ancak silahı bulamadık. Orada H.K.’ya ‘İş patlamış, onu bulamadım’ diye mesaj attım” ifadelerini ileri sürdü.

“CİNAYETİN İŞLENDİĞİ YERDE GEÇTİK”

Tanık H.K. ise, “Fatih Mehmet F. benim yaklaşık 20 yıllık arkadaşımdır. Kendisi ile samimiyiz. Olay günü beni arayarak yaralandığını ve kendisini bulunduğu yerden almamı söyledi. Bende Ö.İ. ile birlikte ticari taksi ile Fatih Mehmet’i alarak evime götürdüm. Fatih Mehmet, evimde bulunduğu esnada kız arkadaşı S.A. ile benim telefonum üzerinden irtibata geçti ve kız arkadaşı S.A. bulunduğu yerden Ö.İ. tarafından alınarak benim evime getirildi. Fatih, kız arkadaşı ile Ö.İ.’yi yaralının durumunu öğrenmeleri için hastaneye gönderdi. Olaydan 1 gün sonra ben, Fatih, Ö.İ. ile birlikte B. adlı şahısın aracı ile olayın meydana geldiği yerden geçtik ve Fatih’in aracı bıraktığı yere gittik. Araç yerinde duruyordu. Burada Fatih bize silahı atmış olduğu çalılıkları gösterdi. Akşam saatlerinde Fatih’i sanayide bulunan bir oto lastik tamircisi işyerine götürdük. Burada Fatih bir ticari taksiye binerek uzaklaştı” dedi.

AİLESİ: OLAY ÖNCEDEN TASARLANMA

Bu arada, Adaş ailesinden Cumhuriyet Başsavcılığına olaydan sonra verilen dilekçede, cinayetin birden fazla kişi tarafından tasarlanarak işlendiği iddia edilerek, olayın genişletilmesinin talep edildiği öğrenildi.  Dilekçede katil zanlısı Fatih  Mehmet F.’ın Antalya’da kiralayarak getirdiği ve olay esnasında kullandığı  06 DF 1184 plakalı aracın içerisinde 92 adet kağıt 1 dolarlık banknotların bulunduğu da belirtilerek,  olay ile ilgili olarak  ifade veren ve mesleğini davulcu olarak belirten tanık A.T. ‘nin olayla ilgisinin bulunup bulunmadığının araştırılması talep ediliyor.  Söz konusu dilekçede çok sayıda iddia ileri sürülüyor.

Cinayetle ilgili olarak Fatih Mehmet F., 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuklu olarak yargılanıyor. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız