SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Artık Yabancılara Öğretiyoruz"

0
Güncellendi - 2015-12-28 04:15:25
A- A+ PAYLAŞ

Türkiye’nin “Milli Stratejik Projeleri” arasında yer alan ve ödeneği tamamen devlet tarafından karşılanan dünyanın ilk Karaciğer Nakil Hastanesi Eylül ayı içerisinde hizmete girecek. İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, “Karaciğer Nakil Hastanemizin bütün projelerini devletimiz ve hükümetimiz finanse etmiştir, milletin parası ile yapılmıştır” diyerek, hükümete teşekkür etti ve milletin parsı ile yapılan bu hastane için öğretim üyelerinin üzerine düşeni yapmaya çalıştığını söyledi.

“TOPLUM İLE BARIŞIK BİR ÜNİVERSİTE”

İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, 24TV’de yayınlanan bir programa katılarak İnönü Üniversitesindeki gelişmeler ve görev süresinde gerçekleştirilen projeler hakkında açıklamalarda bulundu. Rektör Prof. Dr. Çelik, “İnönü Üniversitesi halkı ile toplumu ile sivil toplum örgütleri ile barışık bir üniversitedir.  Başarı tek kişi ile olmaz, takım çalışması önemlidir, birlikte çalışma kültürü olduğunda başarılar arka arkaya gelmektedir” dedi. 

“TÜRKİYE’NİN SAYGIN ÜNİVERSİTELERİNDEN BİRİSİDİR”

Rektör Prof. Dr. Çelik, “Malatya Doğu ile Batı’nın Güney ile Kuzey’in kesiştiği, kesişme noktasında olan büyükşehir statüsünde olan bir şehir. Üniversitemizde 40. yaşını tamamlamış bir üniversite. Biliyorsunuz insan hayatında 40 yaş önemlidir. Kemalat yaşı olarak kabul edilir. Bunu eğer üniversiteler indirgeyecek olursak da üniversitemizde kemalatini tamamlamış olan bir üniversitedir. Malatya bölgenin sanayisi olan Gaziantep, Kayseri ve Adana’dan sonra Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da dördüncü şehirdir. İhracatı ile yaptığı işlerle, 1., 2. ve 3. Organize Sanayi bölgeleri ile Üniversite olarak da Teknoparkı ile 13 fakültesi, 5 lisans üstü enstitüsü, 12 meslek yüksekokulu ve 26 değişik araştırma kurumu ile 40 bin öğrencisi ile Türkiye’nin saygın devlet üniversitelerinden bir tanesidir. Yaklaşık 60 ülkeden bine yaklaşan yabancı öğrencisi ve 20’ye yakında yabancı uyruklu öğretim üyesi olan, sağlıkta öne çıkmış markalaşmış bir üniversitedir” dedi.

“ARTIK BATI AVRUPA’YA GİDİP ÖĞRENMİYORUZ, GELEN YABANCILARA ÖĞRETİYORUZ”

İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik programda şunları söyledi; “Biz diploma etiketi almış, birçok Avrupa Birliği’nin birçok ülkesi ile işbirliği içerisinde bulunan öğrenci değiş-tokuşu olan bir üniversiteyiz. Biz birçok alanda sadece öğrenci değil, öğretim üyesi çeken bir üniversite hüviyetine kavuştuk. Özellikle biz organ nakillerinde marka olan bir akademik hastanemiz var, Tıp Fakültesi olarak. Özellikle 58 ülkeden öğrencisi olan bir üniversiteyiz. Bu yıl 2 bin 700’ü aşkın öğrenci başvurdu. Bunların 520’sini kabul ettiğimizde bin 200-250 yabancı uyruklu, 41 bin öğrencinin olduğu bir üniversiteyiz. Öğrencilerin farklı ülke ve farklı renklerden öğrencilerle birlikte olmazı bunları cezp ediyor. Bunlarda başka ülkelere gitme cesareti kazanıyorlar. Maalesef Türkiye Cumhuriyeti üniversiteleri son 8-10 yıla gelinceye kadar içine kapanık üniversitelerdi.  Dışarıya açık değildik. Kapalı ekonomi tarzı gibi kapalı üniversite tarzını ortaya koymuştuk. Ama bu kırılıyor. Düşünün Malatya gibi bir şehir de bu yıl bin 200 yabancı öğrenci okuyacak ve 20’yeyakın yabancı uyruklu öğretim üyemiz var. Amerika’dan, İngiltere’den, Almanya’dan, Türki cumhuriyetlere varıncaya kadar, düşünün Çinli bizim öğretim elemanımız var. İlahiyat Fakültesi’nde Arap ülkelerinden öğretim elemanlarımız var. Bu yeni bir kültür ve Türkiye’nin ileride büyük devlet olması, itibarlı bir ülke olması, bizim dünyaya açılan her alanda, nasıl ticarete işadamlarımız dışarıya açıldığında itibarımız ne kadar atıyor ve ekonomimiz ne kadar kuvvetleniyorsa, üniversitelerimizin de bu minval üzerinde hareket etmesi gerekiyor.  İnönü Üniversitesi bu anlamda dışa açık bir üniversite. Önümüzdeki haftalarda Almanlarla ve birçok üniversite ile işbirliğimiz var. Mesela Karaciğer Naklinde Almanlar, Polonyalılar, Amerikalılar, Pakistanlılar, Azerbaycanlılar gelip bu eğitimi bizden alıyorlar. Biz hep şuna alışıktık, biz gidip Batı Avrupa ülkelerinden bir şey öğrenip, kendi ülkemize, üniversitelerimize taşıyorduk. Şimdi çok şükür hiç olmazsa bir iki alanda bizde başka ülkelere bir şeyler öğretebilecek konuma geldik.

“KARACİĞER NAKİL HASTANESİ EYLÜL’DE AÇILIYOR”

“Tabi asıl önemlisi üniversiteler birçok alanda eğitim verecekler, ama herkes bir alanda marka olacak. Yani Türkiye’de değil, aynı zaman dünyada da tanınabilir, tanınırlığı olan, itibarı olan bir alan belirlemeleri lazım. Bu anlamda kayısı Malatya için nasıl bir marka ise birçok meyvelerin içerisinde, İnönü Üniversitesi de organ nakli, başta karaciğer nakil olmak üzere biz dünyada tanınan, markalaşmış, sağlık sektöründe öne gitmiş, uluslararası hasta kabul eden bir merkez haline geldik. İnşallah önümüzdeki Eylül ayında da dünyada bir ilk olan Karaciğer Nakil Hastanemizi hizmete açmış olacağız. Bu noktada Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine de müteşekkiriz. Karaciğer Nakil Hastanemizin bütün projelerini devletimiz ve hükümetimiz finanse etmiştir, milletin parası ile yapılmıştır. Bizde bu paranın karşılığı olarak ne yapmamız gerekiyorsa o konuda arkadaşlarım, hekimlerimiz, öğretim üyelerimiz üzerine düşeni yapmaya çalışmaktadır. “

“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALİNİ KURDUK”

“Güneş Enerjisi Santralinin asıl ortaya çıkış nedeni; devletin Ankara’nın Doğu’sunda yapmış olduğu en büyük sağlık yatırımı olan Turgut Özal Tıp Merkezi’ne akademik hastane olarak sahip oluşumuzdur. Turgut Özal Tıp Merkezi, Teksas’da bir üniversite hastanesi model olarak alınmıştır ve tamamen kapalı sistemdir. Dolayısıyla enerji giderleri normal bir hastanenin enerji giderlerinden 2 katından daha fazladır. Biz her yıl Maliye Bakanlığı’ndan enerji parası istemekten artık kına geldi. Onlarda usandılar. Bunun üzerine biz bu problemi nasıl çözeriz diye, üniversitemizin geniş arazileri var, taşlık ve hiçbir tarıma da müsait olmayan arazide, aklımıza önce rüzgar enerjisi geldi, fakat rüzgar çok verimli değildi. Yaptığımız ön çalışmalarda güneş tarlası yapmamızın çok daha akıllı olacağını düşündük. Bir bankadan aldığımız kredi ile bu devlet yatırımı değil, 5.3 megavat kapasite de,  Şubat 2015’te hizmete girdi. Şuanda aylık 300 ile 400 bin TL tutarında elektrik üretiyoruz. Sadece üniversiteler değil, Türkiye’deki kamu kurumları içerisinde bu model ve en yüksek kapasitede bulunan bir enerji santralidir. Bu santral için aylık 228 bin TL kredimizi geri ödüyoruz, ama biz 300 ile 400 bin TL tutarında elektrik üretiyoruz.  Bu santralin üniversitemize maliyeti sıfırdır. Yoksa biz bu 400 bin TL’yi elektrik kurumuna aylık ödeyecektik. Şimdi biz oraya o parayı ödemediğimiz gibi o paranın bir kısmı ile 5.5 yılda kendisin amorti edecektir.  Diğer bir önemi, Allah korusun Türkiye’de büyük bir elektrik kesintisi olduğunda, bu enerji kaynağı Doğu’nun en büyük bin 400 yataklı hastanenin yoğun bakımlarını, ameliyathanelerini ve polikliniklerini idare edebilecek bir enerji kaynağıdır. Ben göreve başladığımda Turgut Özal Tıp Merkezi 700 yataklıydı. Hareket tarzımız, yılda 80-90 milyar dolar enerjide dışa bağımlı olan bir ülkenin bir üniversitesinin rol model olarak böyle bir ihtiyacı tendi kaynakları ile hiç olmazsa, üçte bir ihtiyacını karşılamasıdır. Böyle bir projeyi ortaya koyduğumuz için mutluyuz. Özel sektör başta olmak üzere birçok kurum şimdi gelip bizim güneş tarlalarımızı inceleyerek ‘Bunu nasıl hayat geçirdiniz, verimli mi?’ diye bizden görüş almakta ve bizde bu işin başarısını ve katkısını onlara usanmadan arkadaşlarımız izah etmektedir.”

“HEM BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜRETİYORUZ, HEM DE TOPLUMSAL SORUMLULUĞUMUZU GERÇEKLEŞTİRİYORUZ”

“Türkiye Cumhuriyeti üniversiteleri belli bir dönem, kuruluşundan zamanımıza kadar sosyal sorumluluklarını, topluma karşı rol model olma özelliklerini tam olarak yerine getirememiştir. Dolayısıyla bilim ve teknoloji üretmek kadar üniversitelerin Anadolu insanının refahını, mutluluğunu, sosyal düzeyini, statüsünü arttırıcı projelerde geliştirmeleri lazım. Bu anlamda İnönü Üniversitesi benim yöneticiliğini yaptığım dönemde bu projelere önem vermiştir.  Turgut Özal Tıp Merkezi’nin yanında 200 yataklı Hasta Yakınları Konukevi, yüzde 30’u ücret ödemeden kalmaktadır. Sabah kahvaltısı, akşam çorbası ve bunun yanında konukevinin içerisinde bulunan Hayır Çarşısı’nda ihtiyacı olan insanlara giysi yardımı da yapmaktadır. Bunları yaparken de Malatyalı işadamları ile kurulan iyi dostluklar ve diyalogun büyük katkısı olmuştur. Malatyalı hayırsever işadamlarımıza teşekkür ediyorum. Benim dönemimde 50 milyon TL tutarında üniversiteye katkı sağlamışlardır. Onların bu katkısı ile ve İnönü Üniversitesi Vakfı’na yaptıkları yardım ile Hasta yakınları Konukevi’nde kalan ihtiyaç sahibi insanların konaklaması hem yeme-içmeleri, hem de giysi ihtiyaçları karşılanmaktadır. Bu bölgemiz için önemli bir sosyal sorumluluk projesidir. Bu proje hayata geçirildiğinde hastanenin hasta potansiyeli yüzde 30-40 oranından artmıştır. Yani bölgemizde Ankara ve İstanbul’a gelip de burada para harcama ve zaman kaybetme durumundan vatandaşlarımız kurtarılmış ve Malatya’yı, Turgut Özal Tıp Merkezi’ni tercih eder olmuştur. Tabi buna bağlı olarak, bölgemizdeki hastalıklara bağlı olarak da biz hekim ihtiyaçlarımızı karşıladık ve günlük 20 bin hastanın geldiği, birçok üniversite hastanelerine göre hastanenin cirosu, birçoğunun neredeyse iki katı olan bir hastane konumuna kavuşmuş bulunuyoruz.  Bunları yaparken akademik endişenin yanında, topluma karşı olan borcumuz, topluma karşı olan sorumluluğumuzda önem taşımaktadır.”

“BAŞKA ÜNİVERSİTELERDE OLMAYAN İLK BÖLÜMLER VE MERKEZLER İNÖNÜ’DE AÇILDI”

“Toplumun folklorunda, yerel kültürüne, o bölgede yetişmiş, geçmişimizde iz bırakan bilim insanlarına, gönül insanlarına da üniversite sahip çıkmaktadır. Mesela; Türkiye’de bütün Türk dünyasında türkü denince akla gelen Arguvan’dır, Arguvan ağzı önemli bir yer tutmaktadır. Buna bağlı olarak konservatuarımızda açılan ilk bölüm Türk Halk Müziğe Bölümüdür ve Arguvan Türküleri öne çıkmıştır. Her yıl biz Arguvan Türküleri ile ilgili olarak Arguvan Türkü Günleri yapıyoruz. Buradaki Türkmen Alevi Kültüründeki Beratlarının toplanmasından, bu müziklerin kendi öğrencilerimiz, enstrümanlarımız ve ses kayıt stüdyolarımızda CD haline getirilip toplumun hizmetine sunulmasından tutunda, köy çocuklarının üstün başarılı çocukların üniversiteye alınıp da, üniversitenin Çocuk Üniversitesi bünyesinde kurslarına, yaz okulu, kış okullarına katılması, bu sosyal sorumluluğumuzun tezahürüdür.  İnönü Üniversitesi bünyesinde yer alan Üstün Yetenekli Çocuklar Merkezi’nin bir alt yapısı olan Çocuk Üniversitemiz, Avrupa Çocuk Üniversiteleri Birliği’nin 12 ilk kurucu üyesinden bir tanesidir. Bu oldukça önemli bir projedir. Bunun yanında Ankara’nın Doğusu’nda en büyük Engelli Çocuklar Rehabilitasyon Merkezi’de İnönü Üniversitesi’ndedir. Hem Engelli Çocuklar Uygulama ve Araştırma Merkezimiz var, hem de İnönü Üniversitesi Vakfı’nın çalıştırdığı Engelli Çocuklar Rehabilitasyon Merkezimiz bulunmaktadır. Birçok üniversitede bulunmayan bölümler bizim üniversitemizde vardır. Mesela, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu bünyesinde Engelliler için Beden Eğitimi Öğretmenliği bölümüne sahip tek üniversiteyiz. Bunun amacı, Türkiye’de 5 binin üzerinde özel veya resmi rehabilitasyon kurumu vardır. Buralardaki değişik engelli gruplarına göre, bunlara egzersiz yaptıracak, fiziki hareket yaptıracak uzmanımız bulunmamaktadır. Fizyoterapistler Türkiye’deki üniversite hastanelerindeki ihtiyaçları karşılama noktasında yetersizdir.  Dolayısıyla böyle ara eleman yetiştirerek Türkiye’de toplumun belli konularda sıkıntısı olan mağdur insanlarına yardım etme düşüncesi ile İnönü Üniversitesi böyle bir bölümü Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu bünyesinde kurmuştur. Almanya’daki Köln’deki bir üniversite ile işbirliği yaparak.”

“TÜRKİYE’NİN YAKIT ANALİZLERİNİN YÜZDE 85’İ İNÖNÜ’DE YAPILIYOR”

“Türkiye’deki yakıt analizinin yüzde 85’ini yapan Uluslararası Yakıt ve Petrol Analiz Laboratuarı bizim dönemimizde kurulmuştur. Türkiye’deki yakıt analizlerinin yüzde 85’ İnönü Üniversitesi’nin kurduğu bu laboratuarda yapılmaktadır. Bunun üniversiteye direk bir katkısından ziyade topluma adaletin daha çabuk tecellisinde önemli bir fonksiyon yaptığını ifade edebilirim. Buna benzer İnönü Üniversitesi’nin onlarca sosyal sorumluluk projeleri vardır.”

“ÜNİVERSİTELERE MODEL ÖĞRENCİ MERKEZİ KURULDU”

“Bu sene tamamladığımız bir öğrenci merkezimiz var. Öğrenci Merkezi, Öğrenci İşleri Daire Başkanlığından, önlisans, lisans ve yüksek lisans, doktora öğrencilerinin enstitülerinin bulunduğu bir bina düşünün.  Öğrenciler bütün sıkıntılarını, bütün problemlerini bu bina içerisinde, öğrenci kulüpleri aynı zamanda buraya yerleşecektir. Buraya Öğrenci Merkezi diyoruz. Önlisanstan doktoraya kadar bütün öğrenciler tek bir binada, modern tesis edilmiş binada bütün problemlerini hallediyorlar. Buda İnönü Üniversitesi’nin ortaya koyduğu yeni bir modeldir.”

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız