SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Askeri Tutuklu Çıkarmayacağız'

0
Güncellendi - 2015-12-28 02:54:36
'Askeri Tutuklu Çıkarmayacağız'
A- A+ PAYLAŞ

Zirve Yayınevi'nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 104. duruşmasında, sanıklar esas hakkındaki savunmalarını vermek için ek süre talebinde bulundu. 

Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuksuz sanıklar emekli Albay Mehmet Ülger, Jandarma Binbaşı Haydar Yeşil, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim görevlisi Ruhi Abat, Hüseyin Yelki, Adil Akçay, Adem Gedik, Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Abdullah Atılgan ve Levent Ercan Gelegen ile adli kontrol kararıyla elektronik kelepçe takılan sanıklardan Emre Günaydın, Salih Gürler ve Abuzer Yıldırım hazır bulundu.

Elektronik kelepçe takılan sanıklardan Hamit Çeker'in Elbistan Adliyesinden, Cuma Özdemir'in ise Darende Adliyesinden video konferans sistemiyle dahil olduğu duruşmaya, savunma ve müdahil avukatları da katıldı.

Sanıklardan Emre Günaydın, Salih Gürler, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker ve Cuma Özdemir, esas hakkındaki savunmalarını hazırlayamadıkları gerekçesiyle ek süre talebinde bulunarak, adli kontrol kararlarının hafifletilmesini istedi.

Tutuksuz sanıklardan Hüseyin Yelki, iki sayfalık esas hakkındaki savunmasını mahkeme heyetine sundu.

Tutuksuz sanıklar Adil Akçay, Adem Gedik, Murat Göktürk, Abdullah Atılgan, Mehmet Çolak ve Levent Ercan Gelegen de çeşitli sebeplerle esas hakkındaki savunmalarını hazırlayamadıklarını belirterek, ek süre istedi. Ayrıca, Atılgan, Çolak ve Gelegen, davanın hem sanığı hem de tanığı olan İlker Çınar'ın koruma kapsamından çıkarılarak tutuklanması taleplerini yineledi.

Mahkemeye daha önce sunulan deliller hakkında değerlendirmelerde bulunan Mehmet Ülger ise esas hakkındaki savunmasını hazırlamadığını kaydederek,  eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın son beyanları ve "Cemaatin İflası" isimli kitabındaki yazılarının dikkate alınarak, tanık olarak dinlenilmesi talebinde bulundu.

Sanık Haydar Yeşil de esas hakkındaki savunmasını hazırlayamadığını belirterek, İlker Çınar'a ait olduğu iddia edilen flaş belleğin İstanbul Teknik Üniversitesi'ne gönderilerek ne zaman oluşturulduğunun, ilk ve son halinin incelenmesini istedi.

Tutuksuz sanıklardan öğretim üyesi Ruhi Abat, "Zirve dosyası külliyen devletin başına çuval geçirmenin yol haritasıdır" dedi.

Davanın gizli tanığı İlker Çınar tarafından emekli Orgeneral Hurşit Tolon tarafından kurulduğunu iddia ettiği TUSHAD diye bir örgütün olmadığını savunan Abat, 'Olmayan bir örgütün konuşulması hukukun değil psikolojinin konusudur" ifadesini kullandı. 

İkinci iddianamede yer alan flaş belleğin 'içine paralel kaçmamış' bir kurum tarafından incelenmesi gerektiğini ifade eden Abat, "Aslında dosyayı savunmaya bile gerek yok. Dosya kendi kendini savunuyor. O kadar yalanlar var ki. Bunu bizim dava olarak görmeyin, Zirve Dosyası külliyen devletin başına çuval geçirmenin yol haritasıdır. İddianame, kendi kendini akrep gibi sokuyor ve yok ediyor. TUSHAD dediniz, fıs çıktı. Flaş bellek dediniz, fıs çıktı. Peki, beni neden 4 sene içeride tuttunuz? Türkiye Cumhuriyeti devletinin bilirkişilerine, içine paralel yapı kaçmamış bir kurumda, bu flaş belleğin inceletilmesini talep ediyorum" diye konuştu. 

Oturumunda söz alan emekli Orgeneral Hurşit Tolun’un avukatı İlkay Sezer, gizli tanık olarak ifadeler veren İlker Çınar’ın çelişkili ifadeleri ve yalanlarını delillerle ortaya koyduklarını iddia ederek, davanın savcısı Zafer Hazar’a yüklendi. Hukukta, fizik ve kimya gibi formüller olmadığını anlatan Sezer, "Akıl, mantık, bilim ve biraz da vicdan vardır. Davanın savcıları görevlerini yapamadığı için doğruları ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Yani iğneyle kuyu kazmıyoruz. Bu yalan ve çelişkili belgelerle insanları tutuklamaya çalışıyorlar. Ortaya çıkardığımız o kadar delil ve belgeye rağmen iddia makamı hala mütalaasını tekrarlıyor. Bu salondan Türk askerlerini tutuklu çıkarmayacağız. Delilleri iddia makamı tartışsaydı eğer, flaş bellek daha önce oraya çıkardı. Sayın savcım şimdi bana kızıyor ama ben usule uygun savunma yapıyorum. Çatır çatır savunmamı yapacağım. Yanlış olduğunu tabii ki söyleyeceğim, kanun da bu yazıyor. Esas hakkındaki mütalaayı neye göre verdiniz sayın savcım? Dosyaya sonra da giren İlker Çınar’ın kendi beyanları dikkate alındığında İlker Çınar’ın mutlaka mahkeme huzurunda yeniden sorgusunun yapılması gerektiğini düşünüyorum. Celse arasında dosyaya gelen ELBA isimli CD imajlarını incelememiz gerekiyor. Bu incelememiz bittikten sonra esas hakkındaki savunmamızı yapacağız” dedi. İlkay Sezer’in ifadeleri nedeniyle konuşan Savcı Zafer Hazar ise, “Beni değil mahkeme heyetini ikna etmek zorundasınız. Delilleri bana değil, mahkemeye sunacaksınız” ifadelerini kullandı.

Aranın ardından kararlarını açıklayan mahkeme başkanı Vedat Koç, tutuksuz sanıklar Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Hamit Çeker ve Cuma Özdemir'in adil kontrol kararlarının kaldırılması veya yumuşatılması yönündeki taleplerinin reddine karar verdi. 

Tutuksuz sanık Mehmet Ülger'in Hanifi Avcı'nın tanık olarak dinlenmesi yönündeki talebi ile ilgili olarak daha önce ret kararı verildiği gözetilerek bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına hükmeden mahkeme heyeti, 2006, 2007 ve 2008 yıllarında il emniyet  toplantılarında, il emniyet müdürleri veya MİT görevlileri tarafında ıslak imzalı olarak sunulan toplantı sunumlarının asıllarının gönderilmesi için Malatya Valiliğine müzekkere yazılmasını kararlaştırdı. 

Bir  kısım sanıklar ve sanık müdafilerinin dijital deliller üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına yönelik taleplerinin mahkemece duruşma arasında değerlendirilmesine karar veren mahkeme heyeti, İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin Balyoz Davası ile ilgili gerekçeli karar yazılmış ise bir örneğinin celbi için mahkemeye müzekkere yazılmasına hükmetti. 

Duruşma, 3 Haziran Çarşamba gününe erteledi.  

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız