SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Ata'yı Andık

A- A+ PAYLAŞ

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, büyük asker ve devlet adamı Atatürk, ölümünün 69'uncu yıldönümünde Malatya'da da törenlerle anıldı. Atatürk Anıtı önündeki törenden sonra Halk Eğitim Merkezi'nde düzenlenen törende Belediye Başkanı ve Rektörün de aralarında bulunduğu birçok kişi gözyaşlarını tutamadı.

ANIT ÖNÜNDE..
İlk anma töreni Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirildi . Burada anıta çelenklerin sunulmasından sonra Atatürk’ün aramızdan ayrılış saati olan 09.05’den itibaren 2 dakika süreyle sirenler çalarken, saygı duruşunda bulunuldu ve ardından İstiklal Marşı söylendi.

Anıt önündeki anma töreni Vali Halil İbrahim Daşöz’ün Anıt Şeref Defteri’ni imzalamasıyla sona erdi. Vali Daşöz, Anıt Şeref Defteri’ne şunları yazdı:

"Ulu Önderimiz Atatürk
Ebediyete intikalinizin 69.yıldönümünde Malatya halkı ve Malatya'nın gençliği ile birlikte manevi huzurunuzdayız. Bu çok özel anda gönüllerimiz, sevginiz ve özleminizle dolu. En büyük eserim dediğiniz ve bizlere emanet ettiğiniz Türkiye Cumhuriyetinin onurlu bireyleri olmak bizlere gurur veriyor. En büyük hedefimiz ,Türkiye Cumhuriyetini hedef gösterdiğiniz çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarmak, dünyanın en saygın ve en güçlü ülkesi hedefi haline getirmektir.

Bu yolda en büyük desteğimiz ve güç kaynağımız ilke ve düşüncelerinizdir.

Aziz Atam; Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar şan ve şerefle yaşayacak, ölümsüz sevginiz milletimizin gönlünde en büyük güç kaynağı olarak bizleri mutlu edecektir. Ruhun şad olsun."

HALK EĞİTİMDE..
Anma töreni daha sonra Atatürk Evi’nin gezilmesiyle ve Halk Eğitim Merkezi’nde devam etti. Buradaki tören İstiklal Marşı’nın söylenmesiyle başladı. Daha sonra 10.Yıl Nutku ile 10.Yıl Marşı söylendi.

Ardından İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Songül Taş ‘ Atatürk ve Türk Aydınlanması’ konulu sunum yaptı. Prof.Dr. Taş özetle şunları belirtti:

“Mustafa Kemal Atatürk, çağdaş bir toplum yaratılması yolunda verdiği bağımsızlık savaşı ile köhnemiş ve parsellenmiş bir imparatorluğun yerine bir ulus devletin temellerini atmıştır. Ulus devletler var olduğu sürece Türkiye Cumhuriyeti de var olacak ve gelişmiş ülkeler arasında yer alma çabasını sürdürecektir.

Demokratik bir toplumda farklı kesimlerin, Atatürk’ü, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşını ve Atatürk devrimlerini farklı değerlendirmeleri doğaldır. Ancak Mustafa Kemal’in eseri ortadadır ve bu gerçeği hiç kimse inkar edemez. Bundan sonra yapılması gereken daha demokratik, daha çağdaş, laik bir ülke ve toplum yaratma çabası olmalıdır. O zaman 10 Kasım’larda Atatürk’ü anmak daha anlamlı olacaktır.

Bugün Atatürk’ü kaybedişimizin 69.yılı. Bugün onun düşüncelerine daha çok ihtiyacımız var. Karşıdevrim güçleri bugün, ne yazık ki, Atatürk’ü kaybedişimizden 69 yıl sonra daha çok örgütlenmişler, artık sinsice değil açıktan açığa çalışıyorlar. Bu sebeple Atatürk’ün yarattığı Aydınlanma Devrimi’ni daha çok anlamak, anlatmak, özümsemek ve savunmak durumundayız. Türkiye bağımsızlığını kazandıktan sonra ulusal ve laik ilkelere dayalı bir devlet kurma yolunda ilerledi. Bunun anlamı açık ve yalındır. Bu büyük hareketle, çok uluslu devletten ulus devlete, din esasına dayanan devletten laik devlete, ümmetten vatandaşlığa, çok başlı eğitim sisteminden öğretim birliğine, kadını ikinci sınıf gören bir düşünce yapısından medeni kanunla birlikte kadın-erkek eşitliğine, kalıplaşmış düşünce yapısından akıl ve bilimi esas alan düşünce yapısına geçilmiştir.

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve minnetle andığımız bu gün onun aydınlanma devrimini daha çok anlamak, anlatmak, özümsemek ve savunmak durumundayız”

Daha sonra şiir okundu ve ardından 2. Ordu Komutanlığı’ndan Tank Kurmay Yüzbaşı Özkan Gürhan, ‘Atatürk’ün Askeri Kişiliği’ konulu sunum yaptı. Gürhan konuşmasında kısaca şöyle dedi:

“ Laik, demokratik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük asker ve eşsiz lider Atatürk’ün aramızın ayrılışının 69. yıldönümünde her zamankinden daha büyük özlem ve saygıyla anıyoruz. Atatürk gerek harp meydanında gerekse sosyal ve siyasal alanlarda milletine ve ordusuna örnek olmuş. Yıkılmış , enkazdan yepyeni bir Cumhuriyet kurarak tarihin şanlı sayfalarına geçmiş, yüce bir lider, bir dahi bir başkomutandır.

Türk Silahlı Kuvvetleri, milletinden aldığı güçle, çağdaş ve uygarlık düzeyine giden yolda Türk ulusunun emrinde, onun güven kaynağı ve gururu olmaya devam edecek”

Daha sonra Atatürk’ün Gençliğe Hitabı ile Gençliğin Ata’ya Cevabı öğrenciler tarafından hep birlikte okundu. Anma töreni seçme marşlar ve Atatürk’ün sevdiği şarkıların seslendirilmesi ve Mahsuni Şerif’in ‘Sarı Saçlım Mavi Gözlüm’ şarkısının seslendirilmesiyle sona erdi.

GÖZYAŞLARIYLA..
Anma töreninde Atatürk’ün yaşamından kesitlerinde anlatıldığı belgesel yayınlanırken, Çanakkale Savaşı sırasında şehit olan asker ‘ Kınalı Mehmet’ ile ilgili anlatım sırasında aralarında Belediye Başkanı Cemal Akın ve Rektör Fatih Hilmioğlu'nun da bulunduğu bazı protokol mensupları ile katılımcıların birçoğunun gözyaşlarını tutamadıkları görüldü.

Anma törenine, Vali Halil İbrahim Daşöz, 2.Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon komutanı Tümgeneral Alaeddin Örsal, Belediye Başkanı Cemal Akın, 7.Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Kazım Öndül, 2.Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Kurmay Albay Lami Yılmaz, Cumhuriyet Başsavcısı Ali Ceyhun Ceylan, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Orhan Erdim, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu askeri ve mülki erkan, AKP,CHP,MHP,ANAP, DSP,İP ve BTP İl Başkanları ve temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarını yetkilileri ile öğrenciler katıldı.

HABER-FOTO: Selahattin GÖKATALAY

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız