SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Aykırılıkları Körüklüyorlar"

0
Güncellendi - 2015-12-27 21:06:31
A- A+ PAYLAŞ

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Doç. Dr. Fikret Şinasi Kazancıoğlu, Türkiye’nin son derece kötü bir dönemde geçtiğini belirterek, “Türkiye’yi bu hale getirenlerden demokratik yollarla kurtulmalıyız. Ülkeye barışın ve huzurun gelmesi herkesin ortak dileğidir” dedi.

Yerel seçim çalışmaları kapsamında ziyaretlerini sürdüren Doç. Dr. Şinasi Kazancıoğlu, dün akşam saatlerinde Paşaköşkü Mahallesi’nde bulunan Haçova Köyü Dayanışma ve Kültür Derneğini ziyaret etti. 

Ölenlere başsağlığı diledi

Ziyaretteki konuşmasına, Gezi olayları sırasında polisin attığı gaz kapsülü ile başından yaralanan ve 269 gün komada kaldıktan sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan ile Tunceli’de kalp krizi geçirerek şehit olan polis memuru ve Okmeydanı’nda öldürülen Burakcan Karamanoğlu için başsağlığı dileyerek başlayan Doç. Dr. Kazancıoğlu, bütün bu yaşananların Türkiye’nin kötü bir dönemden geçtiğinin göstergesi olduğunu belirterek sağduyu çağrısında bulundu.

Kazancıoğlu, ünlü düşünür Albert Camus’un “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın” sözünü de hatırlatarak “Berkin ve Burak kardeşimiz hayatını kaybetti. Ayrıca Tunceli'de bir polis kardeşimiz şehit oldu. Nasıl öldükleri, haklı ya da haksız oldukları hiç önemli değil. Ama kardeşlerimizin bu şekilde hayatlarını kaybetmeleri çok yanlış. Ailelerine ve Türk milletine başsağlığı diliyorum” diye konuştu.

Türkiye’nin kötü bir dönemde geçtiğini ve halkın sağduyulu olması gerektiğini söyleyen Kazancıoğlu “Bir ülkede insanlar sokakta sosyal, demokratik tepkisini ortaya koyarken ölüyorsa sıkıntı vardır. Bir ülkede insanlar demokratik hakkını kullanıp, itirazlarını söylerken ölüyorsa, öldürülüyorsa sıkıntı var. İnsanlar haksız bile olsa, sokakta öldürülüyorsa sıkıntı vardır. Türkiye maalesef böyle bir dönem yaşıyor. Sayın Başbakan çıkmış, "Ben bu MHP'yi anlamıyorum. Ölenlerle ilgili nasıl beyanat veriyor" diyor. Hala bu meselelere "siz-biz" diye bakıyor. Bunlar insani meselelerdir" dedi.

“Başbakan aykırılıkları körüklüyor”

Farklı düşüncelerin ve farklılıkların bir zenginlik olarak algılanması gerektiğine vurgu yapan Kazancıoğlu “Farklılıklar kadar güzel bir şey yok. Ama farklılıklar ile aykırılıklar ayrı şeylerdir. Farklılıklar bir arada yaşamamıza engel olmadığı gibi asla ve asla gündeme de gelmiyor. Ama aykırılık varsa, sıkıntı vardır. Hukuka aykırılık varsa, sıkıntı vardır. Demokrasiye aykırılık varsa, sıkıntı vardır. Ahlaka aykırılık varsa, sıkıntı vardır. Hakka karşı aykırılık varsa, sıkıntı vardır. İnanca ve inanca saygıda aykırılık varsa, sıkıntı vardır. Bu anlamda Sayın Başbakan aykırılıkların peşine düşmüş. Farklılıkların peşinde değil. Aykırılıkları körükleyerek, insanları karşı karşıya getirmeye çalışıyor" ifadelerini kaydetti. 

“Yasayla hırsızlar korunuyor”

Türkiye’de yasayla hırsızların korunduğunu belirten Kazancıoğlu, aynı yasalarla ülkenin bölünmeye çalışıldığını ve bunda da vatandaşın kullanıldığını söyledi. Kazancıoğlu “İnsan, bir insanın ölümüne sevinebilir mi? İki gündür sosyal medyada onu görüyorum. ‘Polis'e niye üzülmedin?’,  ‘Şuna neden üzülmedin?’. Böyle bir şey olabilir mi? Türkiye'yi bu hale getirenlerden demokratik yollarla bir an önce kurtulmamız gerekiyor. Kime karşı olduğunuz çok önemli. Haksızlığa, hukuksuzluğa, hırsızlığa ve ırkçılığa karşıyız. En büyük ırkçı bunlar. Battalgazi'de bir konuşma dinledim. ‘Burada Kürt var, Alevi kardeşim var. Bütün bunlar bizim sayemizde oldu’ diyor. Bunu bir milletvekili söylüyor. Ondan iki gün öncede Başbakan'ın konuşmalarının tapeleri düşüyor. Zamanın Adalet Bakanı'na, ‘Bundan ne var? O yargıç Alevi mi?’ diye soruyor. Eski Malatya'da farklı, bir başka yerde ise farklı konuşuyorsun” dedi.

Kazancıoğlu Ehli Beyt’in Kerbela’dan bu yana fiziki zulme uğradığına da dikkat çekerek şunları söyledi:

“Benim hayatımda keşkelerden biridir. 30-35 yıl önce haşa hiç düşmanım yoktu ama çok detaya girmemiştim. Keşkelerimden birisi budur. Geç tanımış olmaktan dolayı keşkem var ama yanlış tanımadım. Az tanımış olmakla ilgili keşkelerim var. Ehli Beyt fiziki zulme uğramıştır ama halen günümüzde fiili değil ama fikri zulme uğruyor. Nedir fikri zulüm? Geçen bir ziyaretimde gördüm. Oto lastikçinin önünü kapatmışlar. Orada nasıl oto lastik yapacak? Oraya araba nasıl yanaşacak? Tek suçu Alevi olmak. Suriye'de ana problem ne? Suriye yönetiminin Alevi olması. Başka hiçbir mesele yok. Türkiye'de bir tane Alevi vali olmaz mı? Hiç mi yetişmiş insan yok? Asıl ırkçılık budur. Asıl haksızlık budur. Adalet, sadece bunların parti tabelasında var. İbadet önemli ama itikat da önemli. İtikat olmadan ibadeti olabilir mi? İtikati olan adam hırsızlık yapar mı? İtikati olan adam hainlik yapar mı?”

“Hırsızlık, hayırsızlık, hainlik olmayacak”

Kazancıoğlu, seçimlerde vatandaşlara ‘Hırsızlık, hayırsızlık, hainlik olmayacak’  vaadinde bulunduğnu kaydederek ‘Ancak bu üçü de bunlarda var. Soyadları gibi adlarına yapışmış” dedi.

Haçova Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Birol Yazı ise, her zaman devletle barışık olarak yaşadıklarını, tek istediklerinin ise ‘ötekileştirilmemek’ olduğunu ifade etti. Türkiye’de Alevi kesimin devletten çok şey istemediğini anlatan Birol Yazı, “Biz, barış içinde, kardeşlik içinde, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarımızın karşılandığı, ötekileştirilmeyen insanlar olarak yaşamak istiyoruz” dedi.

Birol Yazı, seçimlerin demokratik bir ortamda geçmesi temennisinde bulunarak Doç. Dr. Kazancıoğlu’na başarılar diledi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız