SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Azmettik, Başaracağız"

0
Güncellendi - 2015-12-28 01:18:17
A- A+ PAYLAŞ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kandil'e Türk bayrağının eninde sonunda dikileceğini belirterek, MHP'nin milletin şaşmaz tercihiyle yükseleceğini söyledi. 

Bahçeli, partisinin grup toplantısında partililere seslendi. MHP'nin iç ve dış meselelerin farkında ve bilincinde olduğunu belirten Bahçeli, "Bize göre, Türkiye'nin çözülemeyecek bir sorunu yoktur. Bize göre, milletimizin artan ve yoğunlaşan şikayetleri makus bir talih olarak görülmemelidir. Milli ve güçlü bir iktidarla her problemin üstesinden gelinecektir" dedi.

7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak genel seçimlerin Türkiye için bir kurtuluş fırsatı olduğunu söyleyen Bahçeli, bu anlayış içinde çalışmaları sürdürdüklerini dile getirdi.

"Kim nasıl çarpıtırsa çarpıtsın, Milliyetçi Hareket Partisi iktidar yolunda, iktidar amacındadır" diyen Bahçeli, "MHP zafer yolculuğunda, kutlu bir başarı peşindedir. Kendimize güveniyor, milletimize inanıyoruz. Dünümüzü biliyor, geleceği planlıyoruz. Mutlaka ki Türk milletinin atan kalbi, mücadele eden şuuru olacağız. Uyanan milli ruhun, silkinen millet varlığının, yeter artık diyen 77 milyonun MHP'de toplandığını görüyor, bundan da bahtiyarlık duyuyoruz... Hırsızdan, hainden, rüşvetçiden, ihale mafyasından, haksızlık yapandan, kalpazandan, kara paracıdan, kaçakçıdan, suç örgütlerinden, 17-25 Aralık faillerinden rahatsızlık duyuluyorsa MHP vardır, yetki ve inisiyatif almak için hayır beklemektedir. Fotokopisi bile rüküş duran, gırtlağına kadar vesayet batağına saplanan ve saraya sekreterya hizmeti veren Başbakan'dan ve partisinden kurtulmak için tek çare MHP, tek ümit, tek kılavuz MHP'dir" ifadelerini kullandı.

Bahçeli, şöyle devam etti: "7 Haziran, 7 bela AK Parti'den, yedikçe yiyen, yedikçe azan karanlık yüzlerden kurtulma günü olacaktır. AK Parti istilasının bitmesi ve bu kara dönemin kapanması için takdir ve tensip büyük Türk milletindedir. Vurguncunun belini Türk milleti kıracaktır. İşbirlikçinin defterini Türk milleti dürecektir. Erzurum hakkından vazgeçmeyecek, soyguna müsaade etmeyecektir. Yozgat milli mirasından ayrılmayacak, nifak cephesine kanmayacaktır. Diyarbakır birlik çemberinden çıkmayacak, bölücülerin oyunlarına gelmeyecektir. Trabzon Karadeniz gibi çırpınacak, Mersin Akdeniz gibi pırıl pırıl parlayacak, Samsun ilk adım gibi çağlayacak, İzmir ilk kurşun gibi yağacak, İstanbul fetih gibi destanlaşacak ve Türkiye'nin prangalarını söküp atacaktır. Milletimizi etnik bölmelere ayıranlara en güçlü tokat 7 Haziran'da vurulacaktır. Bölünmede hayır, huzursuzlukta sonuç görmeyen Kürt kökenli kardeşlerimiz Türkiye için ellerini taşın altına koyacaklardır. İmralı canisi yattığı hücresinde çürüyüp gidecektir. Kandil'e Türk bayrağı ama öyle, ama böyle; eninde sonunda dikilecektir. AKP gidecek, MHP şanıyla, şerefiyle milletimizin şaşmaz tercihiyle yükselecektir. Azmettik, başaracağız." 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "7 Ocak’ta Fransa’da vuku bulan kanlı döngüye karşı 11 Ocak’ta Paris Cumhuriyet meydanında toplanan başta birçok ülke ve devlet başkanıyla birlikte insanlık, benzer hassasiyeti Türk ve Müslüman için de sergileyebilmelidir" dedi.

MHP lideri Bahçeli, 7 Ocak günü, Fransa’da meydana gelen terörist saldırıların terörü yeniden dünyanın gündemine taşıdığını vurguladı. Yaşanan bu olayla birlikte, terörizmin lanetli yüzünün çok iyi tanınması gereğinin bir kere daha ortaya çıktığını anlatan Bahçeli, şunları söyledi: "İnsanlık çok ciddi ve dramatik bir terör sorunuyla karşı karşıyadır.Ve bu yeni bir şey değildir. Terör, hangi ülkede ortaya çıkarsa çıksın, hangi gerekçelere dayanırsa dayansın ve bahanesi ne olursa olsun, hain ve vicdansız niyetini gizleyemeyecektir. Kimden gelirse gelsin terör faaliyetleri utanç verici bir eylem, insanlık dışı bir eğilim, aşağılık ve iğrenç bir yöntemdir. Çağımızın terörle anılması, terörün tesirinde kalması, asimetrik girdaba hapsolması insani kazanımlar adına gerileme ve üzüntü vericidir. Hemfikir olmamız gereken yalın gerçek şudur: Fransa’da bir mizah dergisine düzenlenen ve arkasından bir markette rehin alınanların ölümüyle sonuçlanan menfur suikast zinciri kuşku yok ki insanlık suçudur. Terör eylemine kurban giden 17 kişi taraflı tarafsız herkes tarafından sahiplenilmiş, teröristler şiddetle telin edilmiştir. İnandığımız bir şey varsa o da şudur: Hiçbir gerekçe, hiçbir gaye sivil ve masum insanların hunharca öldürülmesini haklı ve meşru çıkaramayacaktır. Öncelikle bu gerçeğin açık bir şekilde anlaşılması ve herkesçe ama diye başlayan cümlelere sığınılmadan kabul edilmesi lazımdır." 

Terörün mahiyetinin gerekçelerinde değil tahrip ettiği, insan hayatına yönelttiği yıkıcı etkilerde ortaya çıktığını anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Terör, insanın varlığını ve yaşama hakkını vahşice ortadan kaldırma eylemidir. Bu nedenle dünyanın her tarafında kendilerini nasıl göstermeye çalışırlarsa çalışsınlar teröristler katildir, kan döken insanlık artıklarıdır. Terör bir insanlık ayıbıdır ve yine insan suretinde gezenlerin kendi türüne karşı yönelttiği en ahlaksız, en acımasız saldırı biçimidir. Terörizm, insanlığın binlerce yıllık tarihi içerisinde yaşanan acı olaylardan elde ettiği makul çözüm yollarını, yöntem ve amaçlarını reddeden ilkelliktir.”

Fransa’daki terör dehşetine karşı insanlığın ortak tepki göstermesi ve bu ülkede yüzbinlerin teröre karşı cephe almasının uluslararası toplumun bilinçlenmesi için son derece yararlı olacağını anlatan Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

“Eğer bir toplumda, hatta uluslararası alanda, teröristi "siyasi mücadele" yürüten birisi olarak görme eğilimi varsa, bu durum hastalıklı, marazi tiplerin teröre yönelmelerini sağlayacaktır. Bu da, bir nevi terörü teşvik ederek ödüllendirmek ve taltif etmek anlamına gelmektedir. Bugüne kadar değişik terör hareketleri karşısında takınılmış olunan tavır, genellikle teröristleri cesaretlendiren bir yönde cereyan etmiştir. Bu gerçek hepimizce bilinmektedir. Bazı güç odaklarının, hedef seçilen ülkeleri dizayn ve istikrarsızlaştırma amacıyla terör örgütlerini kiralaması, yönlendirmesi, kullanması terörizme karşı ortak bir anlayış ve tavır geliştirmeyi şimdiye kadar güçleştirmiştir."

Bahçeli, sadece Paris’te kan akmadığını belirterek şöyle konuştu: "Ölümler sadece Paris’te yaşanmamıştır. Teröristler sadece Avrupa’da boy göstermemiştir. Türkiye on yıllardır terörün acı ve kahredici yüzüyle boğuşmaktadır. Ortadoğu, teröristlerin üreme bölgesi, küresel jeopolitik ve jeostratejik planlara müzahir şekilde kullanılan kaos coğrafyasıdır. Komşu ülkelerde hangi taşı kaldırsak altından ya bir tarihi hesap, ya bir paylaşım kavgası ya da etnik ve mezhep gerilimi üzerine tuzaklanmış anlaşmazlık hali çıkmaktadır. Böylesi bir belirsizlik ikliminde, böylesi sisli ve sinsi ortamda kimi zaman selefi, kimi zaman bölücü, kimi zaman farklı nitelikteki terör örgütleri yaşama imkanı bulmuşlardır."

Terör imalatçısı ülkelerin, terör baronu çevrelerin özellikle Türk-İslam dünyasına maşaları aracılığıyla ölüm yağdırdığını, ölüm saçtığını anlatan Bahçeli, şöyle konuştu: "Fransa’da katledilen 17 kişiye elbette üzülelim, elbette bu acıyı paylaşalım. Zira insani vecibe ve ödevler bunu şart koşmaktadır. Ama aynı duyarlılığı, aynı vicdani tutumu; Avrupalı liderlerden, Avrupa halklarından Kerkük için beklemek, Musul için istemek, Gazze, Şam, Bağdat, Trablus, Sana, Mogadişu için talep etmek de en doğal hakkımızdır. 7 ocakta Fransa’da vuku bulan kanlı döngüye karşı 11 ocakta Paris Cumhuriyet meydanında toplanan başta birçok ülke ve devlet başkanıyla birlikte insanlık, benzer hassasiyeti Türk ve Müslüman için de sergileyebilecek erdemi gösterebilmelidir.”

8 ocakta, Nijerya’nın kuzeydoğusunda yer alan Baga kasabasında Boko Haram militanlarının yaklaşık iki bin kişiyi acımasızca öldürdüğünü hatırlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Şimdi sorarım sizlere, 17 kişi için yollara düşen, dünyayı ayağa kaldıran ülke ve kuruluşlardan Nijerya’daki 2 bin kişiyi ağzına alan olmuş mudur? Nijerya’ya Fransız kalanlar, Paris’te ne kadar samimidir? Mukayese etmek istemezdim ama, 2 bin mi çoktur, 17 mi fazladır? Yıllardır Kerkük’te bombalar patladı, Türkmenler soykırıma tabi tutuldu, suikastlar düzenlendi, Türkmeneli ölüm parantezine alındı. Bir günde yüzlerce soydaşımızı kaybettik. Ne var ki uluslararası toplumun hatırına toplanıp yürümek hiç gelmedi. Yıllardır Müslümanlar katledildi, kadınlara, kızlara tecavüz edildi, insani değerler mezara girdi. Ne var ki, bırakınız kortej halinde yürümeyi, tepki gösterene bile çok az rastlandı. Kabil ağladı, Kahire hüzünlendi, Trablus kederlendi, Doğu Türkistan heder oldu, Bosna düştü; şu vicdansızlığa bakınız ki, kimseler dönüp bakmadığı gibi gündemine bile almadı. IŞİD’i silahlandırıp Ortadoğu’ya pimi çekilmiş bomba gibi bırakanlar, PKK’yı, PYD’yi, El Kaide’yi, El Nusra’yı, DHKP-C’yi kışkırtıp ölüm emri verenler arkalarına yaslanarak mazlumların ölümünü film gibi izlediler. Petrol için cinayet işlendi, haritalarla oynandı, ülkeler istila edildi. Buna karşılık ne bir utanma hali görüldü, ne de bir vicdan azabı duyuldu."

FRANSA, KATİLLERİ KORUDU

Fransa'yı eleştiren Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: "Fransa, düne kadar Türk milletine namlu çevirmiş eli ve vicdanı kanlıları en üst düzeyde kucakladı, bir dediğini iki etmedi. Şimdi bunları unutalım ve hafızamızdan çıkaralım mı? Bir şey olmamış gibi davranarak ölenle ölünmüyor kılıfıyla hepimiz Chalie’yiz mi diyelim?"

Fransa’nın nadiren yaşadığını Türkiye ve komşu ülkelerinin her gün yaşadığını anlatan Bahçeli şunları söyledi: "Bunu görmezden mi gelelim? Kimsenin ölmesini istemeyiz, öldürülmesine tahammül edemeyiz. Ancak kayıpları için haklı olarak taziye ve vicdani yakınlık isteyenler, önce on yıllardır akan masum kanların iç muhasebesini yapacak fazileti gösterebilmelidir. 8 ocakta, Suudi Arabistan’daki intihar eylemi dünyanın gözü önünde gerçekleşmiştir. Ama kimseden çıt çıkmamıştır. 7 ocakta Yemen’in başkenti Sana’da çok sayıda kişinin ölümüyle neticelenen saldırıyı konuşan dahi olmamıştır. Irak’ta her gün onlarca insan canından olmaktadır. Ama bunu mesele yapan kat’iyen yoktur. Biz teröre kundaktaki yavrularımızı verirken, teröristler Paris sokaklarında geziyorlardı. Karakollarımız basılıp Mehmetçikler toprağa düşerken, caniler Avrupa’nın değişik ülkelerinde kurulan cinayet sofralarında tıka basa doyuruluyorlardı. Ve nihayetinde ‘birkaç Mehmetçik öldü diye Meclis toplanmaz’ diyen sefil zihniyet, 17 kişi için koştura koştura soluğu Fransa’da almış, Fransa’da kuyruğa girmiştir.” 

"MERAK ETTİĞİM KONU.."

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki karşılamada 16 Türk devletini temsilen askerlerin yer almasıyla ilgili, "Merak ettiğim bir konu var, acaba Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir gün hangi kıyafetle sarayda görülecek" dedi. 

Partisinin grup toplantısının ardından çıkışta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Bahçeli, "Dünkü karşılama töreninde 16 Türk devletini temsilen asker figürleri dikkat çekti. Siz o karşılama görüntülerini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "Onun değerlendirilecek bir yönü olduğu kanaatinde değilim ama merak ettiğim bir konu var. Acaba Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir gün hangi kıyafetle sarayda görülecektir" yanıtını verdi.

"HDP'nin 2015 seçimlerine parti olarak katılma kararının AK Parti'ye yarayacağı iddialarına ne diyorsunuz?" sorusunu da cevaplayan Bahçeli, "Onlar birbirleriyle içiçe girmişler. Ne AK Parti'ye gitse bir mahsuru var, ne HDP'ye gitse bir mahsuru var" dedi.

"11'İN BAŞINA 1 KOYARSANIZ 111 OLUR"

Bir gazetecinin, "30 Mart seçimlerinde sandıkta milli irade hırsızlığı yapıldığı" iddialarını hatırlatarak, "Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz. İktidar partisi 2015 Genel Seçimlerine de benzer bir formülle gidebilir mi?" sorusu üzerine Bahçeli, "30 Mart seçimlerinde devletin imkanlarını kullanmaksızın kendi kaynaklarımıza dayalı olarak ilçe ilçe Türkiye'yi gezdik ve 305 yerde konuşma yaptık. Orada 3 önemli konuyu vatandaşlarımızla paylaştık. Birincisi sandığa gitmeleri, ikincisi hür iradeleriyle oylarını kullanmalarıdır, üçüncüsü de oylarına sahip çıkmalarıdır. Örnek olarak da söz gelimi 11'in başına 1 koysanız 111 olur dolayısıyla herhangi bir parti 100 oy fazla almış olur diye de uyarmıştık. Bir bildiğimiz vardı ki bunu yapmıştık. Şimdi aylar, yıllar geçti herkes bunu paylaşmaya çalışıyorum. Bunu gündeme taşıyan gazeteyi de tebrik ediyorum" cevabını verdi.

Emniyet İstihbarat Dairesi'nin eski Başkanı Sabri Uzun'un "MHP'li milletvekillerinin de aralarında bulunduğu kaset skandallarını paralel yapının ürettiği" iddialarına ilişkin ise "Sabri Uzun, uzun konuşuyor" dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız