SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Bakan Yardımcılığı İçin Özen.."

A- A+ PAYLAŞ

 

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Malatya Şube Başkanı Namık Şahin, "Yeni dönemin, istikrar ortamında, istihdam sağlayan, inovasyon odaklı imalatı önceleyen bir dönem olmalıdır" dedi.

MÜSİAD Malatya Şube Başkanı Namık Şahin, dernek binasında yaptığı basın açıklamasında, '2011 Türkiye Ekonomisi Raporu'nu açıkladı. Yeni dönemin 4-İ formülü içermesi gerektiğini, bir başka ifadeyle, "İstikrar ortamında, istihdam sağlayan, inovasyon odaklı, imalatı önceleyen bir dönem" olması gerektiğini istediklerini söyleyen Namık Şahin, “Bu genel seçimler döneminde memnuniyetle müşahede ettik ki, Türkiye'nin ortak kabul gören ve artık bir milli mutabakata dönüşen 2023 ekonomi hedefleri vardır. Bu sevindirici gelişmede, Türkiye'yi umutsuz bir kriz ve kaos ortamından alıp bu kıvama taşıyan sürece katkı yapan herkesin payı vardır. Bununla birlikte, 2023'te kişi başına düşen milli gelir hedefi olan 25 bin dolara ulaşmak için, Türkiye'yi 3 bin dolar bandından 10 bin dolar bandına taşıyan mimarinin yeterli olmayacağını ve ek hamleler yapılması gerektiğini de kabul etmek gerekir. Bunun birkaç nedeni vardır. İlk olarak, Türkiye'nin mevcut iktisadi ‘yapı taşları’ ya da yapısallarının bu hedefle uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. Bu yüzden yeni inşa edilecek model, tamirattan ziyade elde edilen tecrübelerle yeni bir modelin oluşturulmasına yönelik bir hamle anlayışına dayanmalıdır. İkinci olarak da, 2023 hedeflerinin anayasal çerçevesi, devlet yapısı, eğitim alt yapısı, müfredat içeriği, eğitimdeki yönlendirme mekanizması, ulusal tasarruf kaynaklarının çeşitliliği, sanayinin teşvik ve yönlendirme kalitesi, emek piyasası yapısı gibi kritik bileşenleri yeni dönem hedefleriyle uyumlu hale getirilmelidir. Üçüncü olarak ise, Türkiye ekonomisi, 2002 yılından beri, uzun yıllardır ihtiyaç duyduğu istikrara kavuşarak sahip olduğu potansiyel ile düşük varlık fiyatları, rekabetçi reel ücretler ve hızla gerileyen kredi maliyetleri gibi büyümeyi destekleyen avantajları yeterince kullanmış ve geleneksel sektörleri küresel rekabette en üst limite kadar zorlanmıştır. Bu meyanda, 2002-2011 döneminde, ekonomide istikrarın temini ve geleneksel sektörlerden gelen büyüme katkısı bir anlamda sistemi arkadan iten (push) unsurlar olmuştur. Ancak, bu düşük katma değerli ve düşük-orta teknolojili geleneksel sektörlere dayalı üretim anlayışının bundan böyle beklenen hamleye bir katkı yapması mümkün değildir. Aksine, artık Türkiye'nin potansiyel büyüme düzeyini yukarılara taşımak üzere itici değil, çekici (pull) çıpalara ihtiyacı vardır "ifadelerini kullandı.

"Dünyada nano-mühendislik ve bilişim alanlarında hakim olan ülkeler, 1990'lı yıllara damgasını vurmuştur. 2000'li yıllarda ise, sağlık teknolojilerine, enerji sektörüne, elektrikli araçların geliştirilmesine ve gıda-emtia güvenliğine yönelik çalışmalar yapan ülkeler öne geçmiştir. Türkiye ise tahribat ve tamiratla geçen bu 20 yıllık dönemde fırsat bulup da bu alanlarda hamle yapamamıştır. Oysaki bilişim, elektronik ve yenilikçi ilaç ve tarım gibi lokomotif sektörlerde hala bu hamleleri yapma zorunluluğu devam etmektedir" diyen Namık Şahin, yeni bakanlıklarla ilgili de şunları söyledi:

"Bu bağlamda, uzun süreden beri MÜSİAD'ın dile getirdiği bakanlıklara yönelik düzenlemelerin gerçekleştirilmesi, iş dünyasını memnun etmiştir. Özellikle, 2008 başında önermiş olduğumuz Kalkınma Bakanlığı, ekonomiyle ilgili paydaş kurumları bir araya getiren Ekonomi Bakanlığı, üretimde stratejik dönüşüm için elzem olan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, etkin bir müzakere sürecini yönetecek AB Bakanlığı, hem zamanlama hem de uygulama olarak son derece yerinde kararlar olmuştur.

Bunun yanı sıra, yeni dönemde düşünülen bakan yardımcılığı uygulamasının, kamu ve özel sektör arasındaki ilişkiyi üst düzeye çıkarması ve zaman zaman karşılaşılan katı bürokratik yapının yumuşatılarak etkin hale getirilmesi açısından faydalı olacağı beklenmekle birlikte, özenle konumlandırılması gerekmektedir."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız