SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Bakanı Esefle Kınıyorum'

A- A+ PAYLAŞ

CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu, kendisine kayısı suyu ikram edilmesine tepki gösteren Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen'i, TBMM kürsüsünde eleştirdi.

Tüzmen, geçtiğimiz günlerde "Narenciye bölgesi" diye nitelendirdiği seçim bölgesi Mersin'de, portakal ya da limon suyu yerine kayısı suyu ikram edilmesine tepki göstermiş, garsonu azarlamıştı.

Görüntüleri ATV'de yayınlanan azarlama olayı Malatyahaber.com'da da haber olarak yeralmıştı.

Milletvekili Aslanoğlu, TBMM'de KOSGEB'le ilgili yasa değişikliği tasarısı görüşülürken, şahsı adına sözalarak, Devlet Bakanı Tüzmen'e tepkisini dile getirdi.

Bu konuşma, TBMM tutanaklarında şöyle yeraldı:

"..Şahısları adına ilk söz, Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'na aittir.

Buyurun Sayın Aslanoğlu.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.

Değerli arkadaşlarım, KOSGEB dediğimiz küçük ve orta işletmeler bu ülkedeki ekonominin can damarıdır. Halkın tüm kanallarına katma değerden elde edilen gelir bu işletmeler kanalıyla gider. Bunlar ekonominin arklarıdır. Her yere, burada elde edilen katma değerle, küçük ve orta işletme, her yere bu gelir akar. Tabii burada özellikle sektörel ve bölgesel özelliklerin teşvik politikalarıyla da entegre edilmesi lazım. Onu yarınki bir başka maddede söyleyeceğim. Yani sektörle bölgesel özellikler mutlaka teşvik politikalarıyla desteklenmelidir. Aynen katılıyoruz.

Değerli arkadaşlarım, bu ülkede üretilen her ürün bu ülkeye katma değer yaratıyorsa bizim için çok önemlidir. Bu ülkeye özellikle yüzde 100 katma değer yaratan ürünler vardır. Bazı ürünler ithal ikamesi ile katma değer yaratır. Yani ülkeye bıraktığı katma değer yüzde 10'dur, yüzde 20'dir, yüzde 30'dur. Ama bazı ürünler var ki çil çil, yüzde 100 katma değer bırakır.

Değerli arkadaşlarım, bu ülkenin her bakanı herkesin bakanıdır. Böyle olmalı. Ve bu ülkenin her bakanı kendi seçim bölgesi… Mutlaka kendi seçim bölgesi özelliği vardır ama Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanıdır. Herhangi bir bölgedeki ürünü aşağılamak, herhangi bir bölgedeki ürünü elinin tersiyle itmek bakan da olsa kimsenin haddine değildir. Bu ülkenin dış ticaretinden sorumlu Bakanı… Mersin'de bir uluslararası taşımacılık kokteylinde kendisine meyve suyu ikram ediliyor. Tabii Mersin'de üretilen narenciye bizim hepimizin gururudur. Biz Mersin'de üretilen narenciyenin her tanesinin ihraç edilmesinden gurur duyarız. Mersin halkına ne kadar katma değer yaratırsa Mersin halkı adına gurur duyarız. Ama Sayın dış ticaretten sorumlu Bakan, siz Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanısınız. Mersin milletvekili olabilirsiniz. Dün de Antep Milletvekiliydiniz. Dün Antep Milletvekiliyken aynı şeyleri narenciye için konuşuyor muydunuz?

EYÜP AYAR (Kocaeli) - Bir dahakine de Malatya'ya gelecek.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Evet.

Ve ettiği kelime arkadaşlar… Kendisine meyve suyu ikram ediliyor, garsonu tersliyor: "Bu akılla siz giderseniz hiçbir şey olmayacak. Şunların yerine adam gibi portakal, limon suyunu sıkın." Saygı duyarız, içmeyebilirsin kayısı suyunu ve yanındakilere diyor ki: "Burası ne şehri? Narenciye şehri." Mersin halkına da, Mersin'e de hakikaten saygı duyarım. Keşke her tanesi ihraç edilse. Ve bu cevabı alıyor. "Narenciye şehrinde bana hoşaf gibi kayısı getiriyorlar!" Sen kimsin ağzına alıyorsun bunu be!

MEHMET NİL HIDIR (Muğla) - Hoşaf kötü mü?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Ne demek o ya! Ne demek o ya! Siz bu ülkenin Bakanısınız.

MEHMET NİL HIDIR (Muğla) - Hoşaf kötü bir şey değil ya!

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Arkadaşım her şeyin hoşafı vardır. Siz, kayısıyı aşağılamaya, bu ülkenin yılda 300 milyon dolar değerinde olan ürününe, ürününe…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Hoşaf aşağılamak değil. Sen hoşaftan anlamıyorsun.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - …ürününe, ürününe sizin laf etmeye hakkınız yoktur, kim olursanız olun. Ama bir başka ülkenin devlet bakanı ve benim ihracattan sorumlu Bakanım bunu söyleyecek, Sayın Obama diyecek ki: "Sizin bir değeriniz var." Eğer benim ihracattan sorumlu bakanım yüzde 100, yılda 300-400 milyon dolar bu ülkeye çil çil dolar kazandıran bir ürüne böyle laf ediyorsa ben bunu bu kürsüden kınıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

MEHMET NİL HIDIR (Muğla) - Sen çok alıngansın.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Hayır arkadaş, bu ülkenin her toprağı, bu ülkenin her toprağından üretilen ürünler bizim hepimizin ortak değeridir, bizim hepimizin ortak değeridir. Hangi ilimizde ne üretiliyorsa, bu ülkeye katma değer yaratıyorsa o ilindeki müteşebbisin önünde ben saygıyla eğilirim ama ihracattan sorumlu Bakan olacaksın "Bana Mersin'de bunu getirmeyin…" Ya içmeyebilirsin, bundan sonra da içme, içme…

VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) - Niye? Niye, niye?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Ve, ve…

VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) - Niye içmesin!

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Hayır arkadaşlar, hepinizin dikkatine sunuyorum. Siz Sayın Bakan, küçük ve orta işletmeler Türkiye'de bölgesel kalkınma diyoruz, bu ülkeye yılda 400 milyon dolar çil çil döviz kazandıran bir ürünü bir tarafta yüzde 100 katma değer yaratıyor, bir kuruş ithal girdisi yoktur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Aslanoğlu, devam edin.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Bir tarafta bu işletmeleri kalkındıralım diyoruz, ihracatı artıralım diyoruz öbür tarafta da çıkıyor bu ülkenin ihracattan sorumlu Bakanı bu lafı ediyor, esefle kınıyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP, MHP ve DTP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Aslanoğlu."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız